Tıbbın babası Hipokrat

MÖ 460-375 yılları arasında yaşamış olan İstanköylü Hipokrat, tıbbın ilk kavramlarını ve bedende görülen arızaların dünyevi bir nedeni olduğunu ortaya koyan ilk hekim olarak kabul edilmektedir.

Hastalıkların boş inançlara ve tanrıların gazabına yorulduğu zamanlarda, Hipokrat tüm hastalıkların doğal bir nedeni olması gerektiğini göstermiştir. Tıp ilmini öğretmeye adanmış bilimsel bir okul kurmuştur. Bunun içindir ki Hipokrat “tıbbın babası” olarak bilinir. Ünlü ''Hipokrat Yemini'' de dahil olmak üzere, günümüze kadar gelmeyi başarmış yaklaşık 60 tıbbi yapıt, Hipokrat ile ilişkilendirilir. Bu yapıtların tümü ''Hipokratik Korpus'' adı verilen bir koleksiyonda bir araya getirilmiştir. Adı geçen yapıtların tümü Hipokrat tarafından yazılmamış olabilir; ancak bunların Hipokrat’ın felsefesinin birer yansıması olduğu da kesindir. Hipokrat, tıbbi uygulamalara yeni bir yönelim kazandırmış ve böylelikle daha rasyonel ve daha bilimsel bir tıp görüşünün yaygınlaşmasına önderlik etmiştir.

DÖRT SIVI KAVRAMI

Hipokrat’ın dört yaşamsal sıvı kuramını geliştirdiğine inanılır. Bu sıvıların tümüne Latince'de sıvı anlamına gelen “humor” adı verilmektedir. Daha sonraları felsefeci Aristoteles ile Antik Çağ'ın en önemli tıp araştırmacılarından biri olarak kabul edilen Galen’in de bu kuramın gelişimine katkıda bulundukları düşünülür. Yüzyıllar sonra, William Shakespeare insan karakterlerini tanımlarken bu temel sıvıları yazılarına dahil eder. Ulusal Sağlık Enstitüleri tarafından düzenlenen “The World of Shakespeare’s Humors” adlı sergiye göre bu sıvılar sarı safra, kara safra, kan ve balgamdı. Her bir sıvı belirli bir elementle (toprak, su, hava, ateş); belirli “özellik''lerle (soğuk, sıcak, ıslak, kuru) , bazı organlarla ve bazı yaş dönemleri ile (çocukluk, ergenlik, olgunluk, yaşlılık) ilişkili olarak kabul edilir.

Bu kurama göre mevsimlerin ve gezegenlerin yaptığı etkinin yanı sıra sıvılar, özellikler, organlar ve yaşlar arasındaki etkileşimler kişinin bedensel ve zihinsel sağlığını belirler. Ayrıca kişinin mizacını ve kişiliğini etkilediği de öne sürülür. Galen burada “temperaman” ifadesini kullanır ki, bu da sağlığın ve kişiliğin ısıdan (temperature), dolayısıyla soğuk, sıcak, kuru veya ıslak olma durumundan etkilendiği anlamına gelir. Bu algı  günümüze kadar uzanan “soğuk kapmak” gibi deyimlerde kendini açığa vurur.

YAŞAMIN DÖRT EVRESİNE DENK

Söz konusu kurama göre:

  • Sarı safra, kolay sinirlenen mizaçla ve sıcak-kuru özellikle ilişkilendirilir. Ayrıca ateşle, yaz mevsimiyle, safrakesesiyle ve çocuklukla da ilgisi vardır.
  • Kara safra, melankoli ve soğuk-kuru özelliğe bağlanır. Toprak, kış mevsimi, dalak ve yaşlılıkla da ilgilidir.
  • Kan, coşkulu ve canlı mizaçla, ayrıca sıcak-ıslak özellikle bağlantılıdır. Hava, ilkbahar, kalple ve ergenlikle de ilişkilendirilir.
  • Balgam, soğuk, ilgisiz mizaçla ve soğuk-ıslak özellikle ilişkilendirilir. Su, beyin ve olgunlukla da ilgilidir.

Yaş, cinsiyet, duygular ve mizaçtan doğan farklılıklar bu sıvıların birbirleriyle etkileşimine bağlanır. Sıcaklık hareketi teşvik ederken soğuk bunu bastırır. Kolay sinirlenen mizaca sahip kişi aynı zamanda cesaretliyken, ilgisiz mizaca sahip kişi korkakça davranır. Gençlik sıcak ve ıslakken, yaşlılık soğuk ve kurudur. Bu antik kurama göre, iyi bir sağlığın anahtarı bu sıvıları dengede tutmaktan geçer. Öyle ki, bu sıvılardan bir ya da birkaçının fazlalığı veya eksikliği hastalıkla sonuçlanır. Beslenme, bu sıvıların dengesini sağlamanın en önemli yollarından biridir. Gerçekte, Hipokrat’ın en ünlü sözü “besinler ilacınız, ilacınız besinler olsun”dur. O dönemde sağınların bazen damar yolu açıp hastadan kan alarak veya kusturucu ilaçlar vererek bu sıvıları dengelemeye çalıştığı bilinir.

HİPOkRATİK KORPUS

En eski tıbbi yapıtlar dizisi olduğu düşünülen Hipokratik Korpus, çeşitli tıbbi konular üzerine yazılmış notlar, ders kitapları, araştırmalar, vakalar ve felsefi makaleleri içeren yaklaşık 60 metin veya “kitap”tan oluşan bir koleksiyondur. Korpus MÖ 3. yüzyılda Mısır- İskenderiye’de bir araya getirilmiş ve batı dünyasında gelecek vadeden tüm hekimler için standart bir başvuru kaynağı haline gelmiştir. Öğretilerin çoğu 19.yüzyılda yaygın olarak kullanılmıştır.

HİPOKRAT YEMİNİ

Hipokratik Korpus içerisinde yer alan Hipokrat Yemini, esasında antik bir ahlak kuralları bildirgesidir. Yemin yaygın bir şekilde Hipokrat’a atfedilmiş olsa da, gerçekten Hipokrat tarafından yazılıp yazılmadığı hala gizemini korumaktadır.

Bugün tıp fakültesinden mezun olan kişiler yeminin modern değişkelerini okumaktadır. Hiçbir zorlayıcılığı olmayan, sadece bir gelenek tekrarı olarak edilen bu yeminin bizdeki içeriği şöyledir:

Hekimlik mesleğinin bir üyesi olarak;

Yaşamımı insanlığın hizmetine adayacağıma,

Hastanın sağlığına ve esenliğine her zaman öncelik vereceğime,

Hastamın özerkliğine ve onuruna saygı göstereceğime,

İnsan yaşamına en üst düzeyde saygı göstereceğime,

Görevimle hastam arasına yaş, hastalık ya da engellilik, inanç, etnik köken, cinsiyet, milliyet, politik düşünce, ırk, toplumsal konum ya da başka herhangi bir özelliğin girmesine izin vermeyeceğime,

Hastamın bana açtığı sırları, yaşamını yitirdikten sonra bile gizli tutacağıma,

Mesleğimi vicdanımla, onurumla ve iyi hekimlik ilkelerini gözeterek uygulayacağıma,

Hekimlik mesleğinin onurunu ve saygın geleneklerini bütün gücümle koruyup geliştireceğime,

Mesleğimi bana öğretenlere, meslektaşlarıma ve öğrencilerime hak ettikleri saygıyı ve minnettarlığı göstereceğime,

Tıbbi bilgimi hastaların yararı ve sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi için paylaşacağıma,

Hizmeti en yüksek düzeyde sunabilmek için kendi sağlığımı, esenliğimi ve mesleki yetkinliğimi korumaya dikkat edeceğime,

Tehdit ediliyor olsam bile, tıbbi bilgilerimi, insan haklarını ve bireysel özgürlüklerini çiğnemek için kullanmayacağıma,

Kararlılıkla, özgürce ve onurum üzerine,

Ant içerim.

Sonraki Haber