Tillerson'ın çantasındaki 5 önemli dosya

ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'ın 30 Mart'taki Türkiye ziyaretiyle birlikte, Ocak ayında yönetimi devralan Trump kabinesinden Türkiye'ye yönelik en üst düzey ziyaret gerçekleşmiş olacak. Peki, Tillerson'ın çantasında olması muhtemel dosyalar neler?

Mustafa Birol Guger

[email protected]

Önce 5 Ocak'ta Amerikan Genelkurmay Başkanı Joseph F. Dunford, ardından 9 Şubat'ta CIA Şefi Mike Pompeo kritik temaslar için Türkiye'ye geldi.

Bu defa, 30 Mart'ta ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson çantasında bölgenin kaderine etkileyecek bir düzine konu başlığıyla Türkiye'ye hareket ediyor.

Tillerson'un Türkiye ziyareti zamanlama açısından oldukça önemli bir kesite tekabül ediyor zira, geçtiğimiz haftalarda bölgede ve bilhassa Suriye'de yaşanan gelişmeler taraflar arasında diyalog kanallarının açık tutulmasını mecburi kılıyor.

YPG KONUSUNDA TUTUM SABİT

ABD öncülüğündeki koalisyon güçleri 23 Mart'ta, YPG'ye ait güçlerle eşgüdüm halinde, Rakka'nın yaklaşık 40 km. batısındaki Tabka Barajı'na çok sayıda asker indirdi. YPG öncülüğündeki Suriye Demokratik Güçleri (SDG), operasyonun hedefinin, 'Fırat Nehrinin batısında' yer alan bu askeri bölgenin yanı sıra Rakka'da da kontrolü sağlamak olduğunu açıkladı.

YPG'nin Münbiç'teki varlığı tartışılırken, YPG öncülüğündeki SDG, ABD'nin de desteğiyle bugün (27 Mart) stratejik Tabka Hava Üssü'nü IŞİD'ten geri aldığını duyurdu.

ABD'li yetkililerin, Rakka operasyonunu YPG ile eşgüdüm halinde yürütmek konusundaki ısrarlı tutumları devam ederken, Türk makamları da ABD'lileri YPG konusunda uyarmaya devam ediyor.

Tillerson'ın çantasında, Türkiye'yi, YPG konusunda en azından sessiz kalmaya ikna etmek için hazır bulundurduğu bir takım 'havuçlar' olacaktır. Zira, ABD'li yetkililerin en net tutum aldıkları konulardan birinin de YPG'nin bölgedeki fonksiyonu olduğunu söylemek yerinde olacaktır.

GÜVENLİ BÖLGELERDEKİ BELİRSİZLİK

Başkan Donald Trump seçim kampanyası boyunca, Suriye'nin belirli bölgelerinde savaş mağduru mültecilerin barınabileceği güvenli bölgeler oluşturulmasını önermişti. Türkiye ve bir takım Arap devletleri tarafından Trump öncesi dönemde de gündeme getirilen bu seçenek Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ve BM Mülteci Yüksek Komiserliği tarafından gerçekdışı bulunmuştu.

En son ABD'nin başkenti Washington'da düzenlenen 'IŞİD'le Mücadele Küresel Koalisyonu Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda konuşan Tillerson, IŞİD'e karşı mücadelede geçici güvenli bölgeler oluşturarak, mültecilerin tekrar evlerine geri dönmelerini sağlamayı amaçladıklarını ifade etti fakat güvenli bölgelerin yeri ve şekliyle ilgili herhangi bir detay vermedi.

Tillerson'ın güvenli bölgeler meselesine ilişkin muğlak tutumu, meselenin bir müzakere maddesi olarak öne çıkabileceğini gösteriyor.

İNCİRLİK BELİRSİZLİĞİNİ KORUYOR

ABD'nin eski Türkiye Büyükelçisi James Jeffrey geçtiğimiz aylarda Washington Enstitüsü tarafından Trump yönetimi için hazırlanan Türkiye raporunda, 'Suriye'nin kuzeyinde IŞİD'e yönelik olarak sürdürülen operasyonların Türkiye'deki üsler olmaksızın oldukça zor ilerleyeceğini ve daha masraflı hale geleceğini' yazmıştı.

Dolayısıyla, İncirlik Hava Üssü'nün durumu da tartışılacak olan konular arasında olacaktır. İncirlik üssü nihayet ABD'nin bölgede yürüttüğü operasyonlar için önemli bir merkez görevi teşkil ediyor.

S-400 HAVA SAVUNMA SİSTEMLERİ

Geçtiğimiz günlerde Rus devlet askeri teknolojiler şirketi Rostech Başkanı Sergey Çemezov ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in askeri ve teknik işbirliğinden sorumlu yardımcısı Vladimir Kojin, Türkiye'nin S-400 füze savunma sistemlerine olan ilgisine ilişkin önemli açıklamalar yaptı. Eski Büyükelçi Jeffrey ise Al-Monitor'a yaptığı açıklamada bu durumu Türkçe kullanmayı tercih ettiği 'felaket' sözcüğüyle tanımladı. Eski Büyükelçiye göre bu durum, "Amerika ve Avrupa’daki insanlarda Erdoğan’ın kesin olarak Rusya’yı tercih ettiği ve Trump’ın Türkiye ile iş birliği çabalarını bitirdiğine dair güçlü bir inanca yol açabilir."

TAP VE TANAP ÖNCELİKLİ GÜNDEM

Tillerson'ın, bakanlık döneminden önce dünya petrol ve doğalgaz devi ExxonMobil'in CEO'su olduğu hesaba katıldığında, Trans Anadolu (TANAP) ve Trans-Adriyatik (TAP) doğalgaz boru hattı projelerinin de gündemde önemli bir yer tutacağı tahmin edilebilir. Eski Büyükelçi Jeffrey'in Trump'a önerdiği havuçlardan biri de söz konusu projelerde Türkiye'ye koşulsuz ve somut destek sunulmasıydı.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, geçtiğimiz ay Azerbaycan'a gelen Dünya Bankası Avrupa ve Orta Asya'dan Sorumlu Başkan Yardımcısı Cyril Muller'i kabulünde TANAP ve TAP boru hatlarından oluşan Güney Gaz Koridoruna dair işlerin takvime uygun yürütüldüğünü ve zamanında tamamlanacağını vurgulamıştı.

Enerji konusunda unutulmaması gereken bir diğer önemli nokta şu ki, Tillerson'ın ExxonMobil'de CEO olduğu 2013 yılında şirket Türkiye ile Kuzey Irak petrol sahaları için bir anlaşma düzenlemişti. Irak merkezi hükümeti ile arasında soruna neden olabileceğini düşünen Obama yönetimi ExxonMobil'den anlaşmadan çekilmesini talep etmişti.

Sonraki Haber