Tıpta uzmanlık dalları alarm veriyor
Tıpta Uzmanlık Sınavı’nın ardından cerrahi dallar ile Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Acil Tıp, Kadın Hastalıkları ve Doğum kontenjanları boş kaldı. Üniversite hastanelerinde eğitim veren uzmanlar, acilen bu alanlarla ilgili düzenlemeye ihtiyaç olduğunu söyledi.
Hekimler, Tıpta Uzmanlık Sınavı’nın ardından Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Acil Tıp, Kadın Hastalıkları ve Doğum alanlarını tercih etmedi. Türkiye çapında üniversite ve kamu hastanelerinde bin 33 kadro boş kaldı. Bunların 4’te biri Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları alanında oldu. Cerrahi dallarda ise 273 kontenjan boş kaldı. Dolmayan kontenjanların büyük oranda yeni açılan üniversitelerde olduğu görüldü.
Boş kalan kontenjanlarda ilk 10 alan şunlar oldu: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları’nda 250 boş kontenjan kalırken; Acil Tıp’ta 200, Kadın Hastalıkları ve Doğum’da 116, Genel Cerrahi’de 109, İç Hastalıkları’nda 90, Beyin ve Sinir Cerrahisi’nde 48, Göğüs Cerrahisi’nde 46, Çocuk Cerrahisi’nde 36, Kalp Damar Cerrahisi’nde 34, Anestezi ve Reanimasyon’da 18 kontenjan boş kaldı.
TEŞVİK SAĞLANMALI
Acil Tıp Uzmanları Derneği Başkanı Prof. Dr. Başar Cander, boş kalan kontenjanların daha çok riskli branşlarda yoğunlaştığını ve bu alanlara destek verilmesi gerektiğini söyledi. Cander, şöyle konuştu: “Acil tıp, hayatla ölüm arasındaki çizgide çalışıyor. Tamamen uzman bir müdahaleye ihtiyaç var. Bu branş ilk çıktığında ABD’de çok fazla destek aldı diziler çevrildi. Özlük hakları farklı tutuldu. Eğitimi de hizmeti de zor. Türkiye Acil Tıp uzmanlığına erken başladı. Ama yan dalları açılmadı, teşvik verilmedi. Kadın doğum, çocuk sağlığı, dahiliyenin olmadığı bir tıp düşünülemez. Tıpta eğitim alarm zili çalıyor. Acilen masaya yatırılmalı ve bu alanlara teşvik verilmeli.”
Tıpkı Acil Tıp gibi cerrahi dallar da rağbet görmedi. Genel Cerrahi, Beyin ve Sinir Cerrahisi, Göğüs Cerrahisi, Çocuk Cerrahisi, Kalp Damar Cerrahisi’nde toplam 273 kontenjan boş kaldı. Türk Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. Seher Demirer, cerrahide yükün az olduğu, maddi getirinin daha fazla olduğu olduğu alanların daha fazla tercih edildiğini söyledi. Performans sisteminde büyük boyutlu ameliyat ile küçük boyutlu ameliyatın neredeyse aynı kazancı getirdiğine dikkat çeken Demirer sözlerine şöyle devam etti: “Saatlerce ameliyata giriyor, sonra bir komplikasyon çıktığında yüksek tazminat davaları ile karşı karşıya kalıyor. Kadın Doğum da bu tip davaların artması nedeni ile aynı durumda. Maddi kazancı yüksek, yük getirmeyecek alanlara yöneliyorlar. Bu alanlarda ihtisas yapmak yorucu, nöbet çok fazla, kritik ameliyatlar var. Bazen 36 saat ameliyatta kalmak gerekiyor. Üst düzey bir idealizm varsa ancak bu alanlar tercih ediliyor. İlgiyi artırmak için çalışma koşullarında iyileştirme, nöbet ertesi izin ve performans puanının artması gibi düzenlemelere ihtiyaç var. İnsanlar bu alanı tercih ettiklerinde ihtisas için hobilerinden, ailelerinden zaman çalıp işine aktarıyor. Bunun karşılığını da görmek istiyorlar.”
EĞİTİMİN KALİTESİ DÜŞÜYOR
Boş kalan kontenjanların yarıdan fazlası üniversite hastanelerinde yer alıyor. Hekimler uzmanlık eğitimi için köklü üniversiteleri tercih etti. Yeni açılan üniversitelerin ise boş kaldığı görüldü. Eğitim kalitesinin de tercihleri belirlediğini ifade eden Prof. Dr. Demirer, “Hizmet hastanesi olan birçok yer eğitim araştırma hastanesine dönüştü. O hastanenin alt yapısı, eğitimci sayısı buna yeterli mi? Dün kurduğunuz üniversiteye asistan alınırsa aynı kaliteyi yakalayamazsınız. Alt yapınız kuvvetli olmalı. Donanımlı ameliyathaneleriniz, ameliyatları yapacak yetki ve salahiyette eğitimcilerinizin olması gerekir. Bu kadar fazla eğitim veren merkeze ihtiyaç yok. Bu kurumların eğitim vermesi doğru değil” dedi.
HEKİME ŞİDDET DEBELİRLEYİCİ
Genç hekimlerin tercihlerini belirleyen bir diğer etken de sağlıkta şiddet. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları alanının hak ettiği ilgili görmemesi ile ilgili Sosyal Pediatri Derneği Başkanı Prof. Dr. Gülbin Gökçay, “Batı ülkelerinde de pediatriden geriatriye doğru bir kayış olduğu söylenir. Pediatri emek yoğun bir iş. Sıkı takip gerekiyor. Hastanın durumunda çok hızlı değişimler olabiliyor. Aile ile çok yakın çalışma yürütülüyor. Tercihlerde hekimin güvenliği de rol oynuyor olabilir” dedi.