TOKİ'ler öncülük etsin deprem bölgesinde zorunlu olsun: Güvenli binaya TSE güvencesi

10 bilim insanımız 2010'da TSE'nin isteği üzerine 'Güvenli ve Yeşil Bina Sertifikası' hazırladı. Proje, Doğu ve Güneydoğu’da 2-3 devlet binası dışında hayata geçirilemedi. Prof. Dr. Birol Kılkış, deprem bölgelerinde yapılacak binalarda ‘sertifikalandırma’ sürecinin işletilmesi gerektiğini söyledi

10 bilim insanı Türk Standartları Enstitüsünün (TSE) isteği üzerine “Güvenli ve Yeşil Bina Sertifikası” hazırladı. Dünyada ilk ve tek olan bu sertifika tamamen yerli imkanlarla ortaya çıktı. 2010 yılında hazırlanan sistem özellikle fay hatları için geliştirildi, ancak uygulanmadı. Projede görev alan Prof. Dr. Birol Kılkış “Güvenli Yeşil Bina Sertifikası”nın deprem bölgelerinde ve TOKİ’de zorunlu olmasını istedi.

TSE, 2010 yılında çevreci ve güvenli konut üretmek için bir çalışma başlattı. TSE yetkilileri, talebin, çevreci konut üretmek isteyen ancak yurt dışındaki kuruluşların istediği astronomik rakamları karşılamakta zorluk çeken Türk müteahhitlerden geldiğini bildirdi. TSE yetkilileri, bilim insanlarıyla yaptıkları toplantılarda sadece “yeşil”in yetmeyeceğini, “güvenli konutun” da önemli olduğunu tespit ettiklerini ve çalışmalarını bu doğrultuda sürdürdüklerini söyledi. Verecekleri sertifikanın adını da “Güvenli Yeşil Bina Sertifikası” olarak değiştirdiler.

İKİ ÜÇ BİNADA HAYATA GEÇTİ

Bu çalışmaya, Maden Tetkik Enstitüsü, İller Bankası, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu, TOKİ, Ankara Üniversitesi gibi çok sayıda kuruluş da destek verdi. 10 bilim insanı tarafından yapılan çalışma tamamlanmasına ve TSE'nin duyurusuna rağmen “Güvenli Yeşil Bina Sertifikası” uygulanamadı. Doğu ve Güneydoğu’da iki üç devlet binası dışında hayata geçirilemedi. Yetkililer bu sistemin neden uygulanmadığı sorusuna doyurucu bir yanıt vermedi.

‘TÜRKİYE BU SİSTEME MUHTAÇ’

“Güvenli Yeşil Bina Sertifikası” için çalışan ekipten Prof. Dr. Birol Kılkış Aydınlık’a konuştu. Hazırlık ekibinin içinde Hacettepe Üniversitesinden nükleer uzman bile olduğunu vurgulayan Kılkış “Bunun nedeni inşaatlarda kullanılan mermerler. Mermer toprak altından çıkarılıyor. Radyoaktif özellik taşıyabilir. Ama biz onları mutfakta yemek yaptığımız yerde kullanıyoruz. Bunların ölçümü yapılmıyor. Bu hassasiyeti de düşündük.” dedi.

Sertifikanın binanın bütün özelliklerini dikkate alan bir sistem olduğunu belirten Prof. Dr. Kılkış, şöyle sürdürdü:

“Ama ilk sıraya depreme dayanıklılığı koyduk. Oluşturduğumuz sistem dünyada ilk ve tek. Tamamen yerli ve milli. Türk uzmanlarca geliştirilmiş bir sistem. Özellikle fay hatları için tasarlandı. Son derece güvenli. Türkiye deprem kuşağında. Türkiye bu sisteme muhtaç. İstanbul’da ‘yeşil bina sertifikası’ olan binalar var. Bu sertifikayı reklam için kullanıyorlar. Ama sadece ‘yeşil’. Ama depreme dayanıklı olup olmadığı belli değil. Üstelik bu sertifika için yabancılara büyük paralar ödeniyor. ‘Yeşil’ başka ‘güvenli’ başka. İkisi birlikte olursa bir anlam taşır. Sadece ‘yeşil’ sertifikası yetmez.”

İZOLATÖRE EK PUAN

Kılkış sertifikanın kriterleri ile ilgili olarak da şu bilgileri verdi:

“Bu sertifikayı almak için 100'ün üzerinde kriter var. Ama öncelik depreme dayanıklılık. Bunun için onaylı proje inceleniyor. Depreme dayanıklı olsun diye mevcut kurallara ek yeni tedbirler alınmışsa, örneğin izolatör konmuşsa daha fazla puan veriliyor. Hangi ölçüde depreme dayanıklı, bu tespit ediliyor. Binada kullanılan malzemelerin durumu, malzemelerde radyoaktif sızıntı olup olmadığı, bunlar cihazla ölçülüyor. Elektromanyetik alan ölçümü gerçekleştiriliyor. Ayrıca bina içindeki kimyasal uçucular, iç hava kalitesi… Hepsi inceleniyor. Tabi son bilgiler ışığında yeni koşullar da eklenebilir, geliştirilebilir.”

‘RAFTAN İNDİRİLSİN’

Çalışmanın TSE’nin arşivinde ve internet sitesinde olduğunu, hatta başvuru formu bile bulunduğunu vurgulayan Kılkış şunları söyledi:

“İki üç devlet binasında uygulandıktan sonra rafa kaldırıldı. Veya birileri devreye girdi uygulanmasını önledi, bilmiyorum. Ben bu projeyi Hong Kong’da sundum. Çok ilgi gördü. Şimdi büyük bir deprem felaketi yaşadık. Çok sayıda şehir, mahalle ve köy yerle bir oldu. Yeni yerleşim yerleri kurulacak. Yeni kurulacak yerleşim yerlerinde binalarda, TOKİ binalarında 'Güvenli ve Yeşil Bina Sertifikası' zorunlu kılınmalı. Türkiye’nin bütün fay hatlarında da aynı karar alınmalı. Bu önümüzdeki dönemde halkımızın can ve mal güvenliği için çok önemli. Yaptığımız çalışma raftan inmeli uygulamaya sokulmalı.”

Sonraki Haber