Toroslardan yükselen ses: Bağımsızlık için üretim

Vatan Partisi, Antalya'nın Döşemealtı ilçesine bağlı Bademağacı köyünde Üretim Devrimi Kurultayı düzenledi. Kurultayda söz alan üreticiler, 'Devlet destek versin, dışa bağımlı olmayalım.' dedi

Bademağacı köyündeki kurultayın açılış konuşmasını Vatan Partisi Antalya İl Başkanı Serdar Üsküplü yaptı. Üsküplü yaptı; "Türkiyemiz zor dönemlerden geçmekte, bir yandan vatan mücadelesi verirken, bir yandan ekonomik sorunlar ile baş etmeye çalışmaktadır. Bademağacı halkı da bu mücadelenin en öndeki neferleridir. Genel başkanımız il il geziyor. Trakyadan Egeye, Doğu ve Güneydoğu olmak üzere her yere gidiyor. Üretim devrimi diyoruz. Zorluklar var fakat bu zorluklar bir devrimin göstergesidir. Sırtımızı Toroslara dayadık ve sapasağlamız."

Kurultay'da konuşan Bademağacı Köyü Muhtarı Salih Oktay; “Genel Başkanım biz çiftçiyiz. Mazot ve gübre bizim en büyük sorunumuz. Artık son raddemize dayandı. Sizden çözüm bekliyoruz.” dedi.

Kurultaya katılan Burdur eski Milletvekili Kazım Üstüner, Somali'yi örnek verdi. Üstüner, Somalinin 1970'li yıllarda Afrika kıtasının et ihtiyacının yüzde 70'inin karşılayan bir güce sahip olduğunu belirterek; “Somali'de ne zaman ki, dünya bankası politikaları işlenmeye başladı, korsanlığın ve çalmanın başkenti haline geldi. Bunu anlatmamın sebebi, Türkiye'de de aynı oyun oynandığını düşünmemdendir.” dedi.

‘DIŞA BAĞIMLI OLURUZ’

Türkiye Kırmızı Et Üreticileri Birliği Antalya Başkanı İlhan Ayhan, gençlerimizin tarım yapmaya daha çok yönlendirmek gerektiğini, ama tam destek alamadıklarını belirtti. Bakanlığın planlı çalışması olmadan hiçbir şekilde ilerlemeyeceklerini belirten Ayhan şunları söyledi; “Son günlerde, artık bıçak kemiğe dayandı. Borcunu ödeyemiyoruz, bir önceki gün aldığımız gübrenin fiyatının sabah ne olacağını merak ederek güne başlar hale geldik. Teknolojiyi üretirsin fakat gıda üretimi yapmadığımız takdirde vatandaşı asla mutlu edemezsin. Enerji ve gıda fiyatlarının yüksek olmasından herkes şikayet ediyor. Artık köyümüzde kimse kalmadı. Şehirlerde de yaşamak kolay değil. Tabii para kazanamayan bir üretici de artık hayatına üretici olarak devam edemiyor. Planlama olmadan tarımın gelişmesi asla mümkün değildir. Üreticiye teşvik etmezsen üretici azalırsa dışa bağımlılığımız daha da fazla artacaktır. Biz genç insanlar yetiştireceksek, bilim adamları yetiştireceksek, üretici de yetiştirmemiz gerekmektedir."

'BU SİSTEM ÜRETİCİYİ SUÇLU İLAN ETTİ'

Kurultayda konuşan Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, bu sistem yerine “Üretici milletin efendisidir" sistemini getireceklerini belirtti. Bu ekonomik programın 1980'de geldiğini, getirenlerin, üreticiyi memleketin sırtında kambur olarak gördünü belirtti. Bugün Türkiye’nin büyük bir kararın eşiğine geldiğini belirten Perinçek, çıkış yolunun zaten tarihimizde olduğunu belirtti.

ÇÖZÜM VATAN PARTİSİ'NDE

Perinçek; Vatan Partisi’nin çözümlerini anlattı: “Onlar kapıları, bacaları açtılar dışarıdan getirdiler. Okyanusun ötesinden et ithal ettik, ne yapacağız? Gümrükler dışarıdan gelecekleri korumak amacıyla ortaya çıkmıştır. Gümrüklerimiz de üretimi koruyan bir yapı haline getireceğiz. Bu sayede çakalların ve tilkilerin girmesini engelleyeceğiz. Yerli malı üreten üreticiyi koruyacağız.

*Üreticiye, ucuz mazot ve ucuz yem ile üret arkadaş diyeceğiz. Ama bu üretimi sağlamak için o imkânları sağlamak gerekmektedir. O kaynakları dışardan para getiriyor diye büyük faizcilere, tarikat rantçılarına ayırdığın zaman üreticiye ve çiftçiye kaynak kalmaz. Bankalar bu sene 80 milyar kazanmasınlar 8 milyar kazansınlar ve geriye kalan maliyetini üreticiye aktarsınlar. Bunun kararını verecek hükümettir. Faiz borçlarını sileceğiz ve bir yıl borçlarını erteleyeceğiz. Kalan borçları taksite bağlayacağız. Çözümler var fakat Türkiye'nin kaynaklarını doğru değerlendirmek gerekmektedir. Fabrikalar açarak, fabrikayı çeşitlendirerek, üret kardeşim diyeceğiz. Bu programı uygulayacak hükümete ihtiyaç var, bu sadakati sağlayacak halka ihtiyaç var.’

MİLLİ DİRENME EKONOMİSİ

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, parti olarak önümüzdeki yıllarda Milli Direnme Ekonomisi planladıklarını belirtti. Bu planı madde madde şöyle anlattı;

1. Gıda güvenliğini sağlamak gerekmektedir. Türkiye'de ki insanın karnını doyuran ve ürettiğini güvence altına almayı önümüze koyacağız.

2. Güvenliğin güvenliği sağlanacak. Yani askerimizin ve polisimizin güvenliğimizi sağlamak zorundayız. Eşkıyalar var! Silah almayalım gibi söylemler doğru değil. Çünkü silah almazsan düşman gelir silahı ile sana dayanır. PKK'yı temizleyeceğiz, bitireceğiz! FETÖ'yü de bitireceğiz! Gömeceğiz onları!

3. Enerjinin güvenliğini sağlayacağız. Sanayimizin mümkün olduğu kadar ucuz enerjiyi kullanmasını sağlamalıyız.

4. Sağlığın güvenliği sağlayacağız. Korona zamanında bu daha önemli bir hale gelmiştir.

5. Eğitimin güvenliğini sağlayacağız. Modern akıllı iş gücünün eğitim ile sağlayacağız. Tasarruf yapacak. Devlet büyükleri bizler gibi halk gibi yaşayacak! Devlet büyükleri bizler gibi halk gibi yaşayacak! Devlet büyükleri halkla aynı vasıtaları kullansın, onlar ile konuşsun ve görsün. Hz. Muhammed ne diyor, 'Yöneticileri zengin ölen milletler fakir olur.' Yöneticileri fakir ölen halkları zengin olur. Sade yaşanacak ve basit yaşayacak. Bu çok önemli, saraylarda yaşamayacak. Bürokratlarımız sade yaşayacak.

6. Vergi politikaları ile, dışarı kaçırılan dövizleri 200 milyar doları da servet israf ediliyor. O 200 milyarı alacağız ve buraya getireceğiz. Yöntemleri var. O servetler Türkiye'de tutulacak. Ve Türkiye'de Türk Bayrağı ve Türk Lirası diyeceğiz!

Üretemezsen doların peşinden koşarsın ve yakalayamazsın. Döviz dar boğazına girersin ve döviz kıymetlenir. Siz bu sene tarlaya gübreyi atarsanız. Hayvanınızı kesmek zorunda kalmazsanız dolarda yükselmez. Dolar saltanatı artık bitiyor ve bitti. O bakımdan bu dolar saltanatına karşı Rusya ve Çin ortakları ile anlaşmalar yapmamız gerekiyor. Son zamanlarda Almanya'da var. Bu ülkeler ile takas yoluyla anlaşmalar yapınca dolar saltanatını kısıtlamış oluruz. Bunlarda son derece önemli.

Bu örnekleri vermemizin sebebi, bu çözümlere bir kuvvet gerekir. Bu çözümlerin kuvveti ise üreticidir. Milletten yana bu kuvveti oluşturacaklar da Türk milletidir.

Biz dağları yaran bir milletiz biz! Kendimize güveneceğiz, ellerimize ayaklarımıza kardeşimize bacımıza güveneceğiz.

Sonraki Haber