Trabzonspor bir şehri bütünüyle temsil eden tek kulüp!

Karadeniz Fırtınası’nın 1980-81 sezonunda başkanlığını yapan ve şampiyonluk da yaşayan Ahmet Celal Ataman, bu sezon elde edilen zaferin bambaşka bir heyecanı olduğunu söyledi. Trabzonspor’un yapısına da değinen Ataman, kulübün şehrin tüm dinamiklerini bünyesinde barındırdığını ifade etti

TAM 38 yıl aradan sonra gelen şampiyonluk ve yöneticisi, futbolcusu, taraftarı ile yaşanan şampiyonluk sevinci… Trabzonspor-Antalyaspor maçının ardından görmeye değer bir kutlama. Yıkmadan, yakmadan, dökmeden hem de. Trabzon, sabaha kadar bir karnaval havasında kutladı şampiyonluğu. İlan edilen şampiyonluğun arkasında büyük bir birikim ve tecrübe var elbette. 1980-81 sezonunu şampiyon olarak tamamlayan Trabzonspor’un o dönemki kulüp başkanı Ahmet Celal Ataman ile şampiyonluk heyecanını ve spora dair önerilerini konuştuk.

‘İYİ Kİ BU GÜNLERİ GÖRDÜM’

  • 38 yıl sonra gelen şampiyonluk sizde nasıl bir heyecan uyandırdı?

Öncelikle sizin, çalışanlarınızın ve okurlarınızın bayramını kutluyorum. Ben yaşım itibarıyla farklı duygular içerisindeyim. Çok şükrediyorum Yaradan’a ki bana bu günleri gösterdi. Çünkü büyük haksızlıkları, hedef alınmaları, hor görülmeleri, Avrupa’dan bizi tescil eden adamların Türkiye’ye geldiği zaman nasıl kandırılıp geri gönderildiklerini yaşayan birisi olarak şükrediyorum daima. İyi ki bu günleri görmüşüm yoksa gözüm arkada gidecekti. Çocuksu bir heyecan da diyebilirsiniz buna. O gün sahada canlı olarak izlediğim karşılaşmada kendimi 20-25 yaşlarında hissettim, çok mutluydum.

  • Başkanlık döneminizde de şampiyonluk yaşadınız. O heyecan mı bu mu?

Bu heyecan. Deminden beri saydığım şeyler birikince bunun önemi meydana çıkar. İnsanların basiretli olmaları çok zordur. Akıllı, zeki, kurnaz olabilirler ama öngörü, basiret sahibi olmak, sağduyuyu ön plana alabilmek herkesin harcı değildir. O noksanlığı görünce bu şampiyonluğu çok önemsiyorum. Bu sevinci bize yaşatan başta yönetim kurulu başkanı, yönetim kurulu, teknik heyet, çalışanlar elbette sporcular ve taraftarlar… Bu şampiyonluğu daha çok önemsiyorum. Çünkü çok zor günler geçirdik. Elimizden alınan şeyler oldu ve çaresiz kaldık.

‘HER DÖNEM KENDİ ŞARTLARINA GÖRE ELE ALINMALI’

  • Trabzonspor kendi formatına dönmeli, kendi formatına dönmezse şampiyon olma şansı çok az eleştirileri oldu. Yani İstanbul’dan yönetilmeye çalışıldı gibi… Trabzonspor kendi formatına mı dönüyor?

Hayır. Şimdi şartlar eskisi gibi değil. Ben her zaman şunu derim; tarihçi ister spor yazanlar olsun ama tarihçi vasıfları varsa bunlar bir dönemi değerlendirirken o günün şartlarını, o gün olan bitenin durumunu hakkaniyetle göz önüne almalı. Şimdi geriye dönüp baktığımda o şaşalı günlerin aşağı yukarı hepsinde bulundum. Yönetim kurulu üyesi olarak birinde de nasip oldu ve başkanlık yaptım, kendi isteğimle de olağanüstü kongre talep ederek devam etmek istemedim çünkü bu bana ömrümün en büyük armağanı olmuştu. Sevildiğimi hissettim, gurur duydum. Çok az eleştiri aldım ve bundan mutluyum. Çünkü spor camiası içerisinde çok eleştiri almamak aklın alacağı şeyler değil.

  • Herkese nasip olmuyor galiba.

Beni şımartıyorsun ama bu doğrudur. Hakkaniyeti de teslim etmek lazım. Güzel günler geçirdik. Bir şehrin şampiyonu olan ilk takımız. İkincisi Bursaspor’dur. Peki üç büyükler diye tabir edilenler? Bunlar bir megakentin yerel takımlarıdır. Birisi Beşiktaş kökenlidir, birisi Galatasaray Lisesi kökenlidir, öteki Kadıköy kökenlidir. Türkiye’de tabii çok taraftarı olmuştur ama Trabzonspor’unki bir şehri bütünüyle temsil etme açısından hatta yurt içinde ve özellikle gururla söylüyorum yurt dışında müthiş bir performanstır. Bunu göz ardı etmemek lazım. Bu bize nasip oldu. Onur dağarcığımızda yeri ayrıdır.

  • Trabzonspor’un şampiyonluğunu ilan edeceği gün sokak röportajları yapmıştık. Bir kadın taraftar, “Bunu kimse anlayamaz, Trabzonspor taraftarlarını kimse anlayamaz siz bile anlayamadınız’’ demişti. Şimdi Ahmet Celal Ataman ile konuşurken o duygulu gözlerde onu da görüyorum. Nasıl bir duygudur Trabzonspor taraftarlığı?

Biraz evvel bir şey söyledim. Çoğu yadırgayabilir bunu ama kendimizi dev aynasında gördüğümüz için bunu söylemedim. Anadolu’da Türkiye liglerinde bir şehri tamamıyla temsil eden ilk kulübüz ve şampiyon olduk.

  • Aslında bir sıçrama yaşıyor Türk Futbolu.

Üç büyükler lokal çevrelerin kulüpleri, biz bir şehri bütünüyle temsil eden bir kulübüz. Şu son coşkuyu görünce, bu dediklerimi izaha hiç gerek yok. Herkes her şeyi anladı. Bu böyle bir coşkuydu. Benim telefonum susmak bilmedi. Bunların içerisinde Trabzonsporlu, Trabzonlu ya da Trabzonspor sempatizanı olanları kast etmiyorum; olmayanlardan da o kadar gurur verici ifadelerle kutlandım ki sanki benim de bu şampiyonlukta payım varmış gibi beni yücelttiler.

‘TEK YUMRUK OLABİLMEK BÜYÜK BECERİ İSTER’

  • Ama siz olmasaydınız bu şampiyonluk da olmayacaktı bu doğru. Payınız var tabii.

Elbette ama eskiye takılıp kalmamak lazım. Açık söylüyorum ben bu sene başkan olsaydım bu performansı gösteremezdim. Çünkü benim alışkanlıklarım başka. Öyle oldu ki aradan bu kadar sene geçtikten sonra biz kendi futbolcularımızla bu işi yürütürüz dedik ve onu bir ifade tarzı olarak dile getirdik. Ama şimdi öyle değil. İstanbul’da bu işte egemen olan insanlar bizi ancak kozmopolit, vitrin takımı haline getirerek alt edebilirlerdi ve bunu yaptılar. Ekonomik güçleriyle, yönetimdeki ağırlıklarıyla yaptılar, haksızlıkları haklı gösterecek satılık kalemler ve ağızlar bularak yaptılar. Şimdi artık o eski düzeni savunarak bir yere varamazsınız. Çünkü ister istemez yeni bir düzen var. Biz o düzene uyduk. Dikkat ederseniz bizim takımımızda, eski müdafaa ettiğimiz tarzda özbeöz Trabzonlu çok az var. Niye? Sistem dejenere oldu. Biz direndik ama o zinciri kıramadık. Şimdi o tarzda bir takımla bir nevi lejyoner tabir edilen ekibi tek yumruk haline getirebilmek ve onları halis Trabzonlu ve Trabzonsporlu yapabilmek büyük beceri isteyen işler. Tekrar kutluyorum bu işi başaranları.

COŞKU AYRI, FANATİZM AYRI

  • Futbola ve geleceğe dair söylemek istedikleriniz nelerdir?

Şimdi yozlaşma dediğimiz şey çok klasik bir ifadedir ama bileşik kaplara benzer. Bazı müesseseler çok aşikâr gösterirler yozlaştıklarını, bazıları giderek. Ama spor epey zamandan beri spor olmaktan çıktı. Eğer spor bir ruh temizliği ise eski Yunandaki adamların cimnastiğe verdiği önem gibi bir önem taşıyorsa, bir kardeşliğe vesile oluyorsa bu yapılanlar nedir? Bu fanatizm ne işe yarıyor?

  • Coşku başka fanatizm başka bir şey mi?

Demin basiret dediğim bir şey var, herkeste olmayan. Eğer siz basiretli olabilirseniz bu söylediğim sözler taraflar için değil. Özellikle bu işlere soyunan, kendilerini yönetici olarak addeden insanlaradır. Eğer bir ülkede (buna Trabzon’u da dahil ediyorum) rakipler çok rahat gelip o maçı seyredemiyorsa bu spor olmaktan çıkmıştır. Ben yöneticiyim diye bu işe niyetlenen, bazı müesseseleri ele geçirerek kafalarındaki yanlış düşünceleri organize bir şekilde planlayıp uygulamaya sokan insanlar belki bu dediklerimden alınabilirler. Ben 86 yaşındaki bir insan olarak bunu görürüm, bunu derim. Şunu da söyleyeyim şu anda ligde şampiyonluk yaşayan ikinci başkanım ama en yaşlısı benim. Bir daha tekrarlıyorum çok mutluyum, çok gururluyum, inşallah bir kere daha nasip olur. Yaşım çok ilerledi ve maçları da hasta olmayı göze alarak canlı olarak izledim.

Sonraki Haber