Trafik kazaları hem canımızı hem de malımızı alıyor

Trafik kazalarının faturası ne yazık ki azalmıyor. Uzmanlar, trafik kazalarının önlenebilir olduğu görüşünde. Ancak yapılması gerekenler var. ‘Eğitim, denetim ve ceza’ bu üç kelime izlenecek yol haritasını veriyor

Birleşmiş Milletler (BM) kasımın 3. pazar günü "Trafik Kazası Kurbanlarını Anma Günü" olarak belirlendi. Bu kapsamda Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 2018'den bu yana 175 ülkenin kara yolu güvenliğine ilişkin verilerini inceleyerek, "Kara Yolu Güvenliği Küresel Durum Raporu" yayımlıyor. Rapora göre, trafik kazaları, her yıl ciddi maddi kayıplara yol açarken, çoğu ülkenin gayrisafi yurt içi hasılasının yüzde 3'üne mal oluyor.

DSÖ'nün 2022 raporuna göre, her yıl yaklaşık 1,3 milyon kişi trafik kazaları sonucu hayatını kaybediyor, 20 ila 50 milyon kişi ölümcül olmayan yaralanmalar yaşıyor ve birçok kişi engelli kalıyor.

BM, 2030'a kadar trafik kazası sonucu ölümlerin ve yaralanmalarının en az yüzde 50'sinin önlenmesi hedefleniyor. Ölümlerin yüzde 93'ü, düşük ve orta gelirli ülkelerde meydana geliyor. Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Hareketlilik ve Ulaştırma Genel Müdürlüğü 2023 verilerine göre, 2022'de AB yollarında meydana gelen trafik kazalarında 20 bin 640 kişi ölürken, bu sayı 2021'e kıyasla yüzde 4'lük artışa işaret ediyor. Kovid-19 salgını öncesi döneme kıyasla trafik kazalarında yüzde 9'luk azalma olsa da AB, 2030'a kadar ölüm sayısını yarıya indirme hedefinin çok uzağında kalıyor.

3 MADDELİK EYLEM PLANI: EĞİTİM, DENETİM, CEZA

Aşırı hız, alkollü araç kullanma, cep telefonu gibi faktörler kazalara davetiye çıkarıyor. Peki trafik kazalarını engelleyebilir miyiz? Kazalar nasıl son bulacak? Ülke ekonomileri bu durumdan nasıl etkileniyor? Kişilere ve hükümetlere ne görevler düşüyor? Aydınlık Avrupa’nın sorularına yanıt veren ulaşım uzmanı Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı, kazaların yaşanmaması için atılması gereken adımları açıkladı. Eski milletvekili olan Ilıcalı, İstanbul Ticaret Üniversitesi ve Bahçeşehir Üniversitesi Ulaştırma ve İnşaat Mühendisliği Bölümleri Kurucu Başkanı. Ilıcalı, 3 maddede yapılması gerekenleri özetledi: Eğitim verilmeli, denetim yapılmalı cezalar caydırıcı olmalı.

Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı

Trafik kazalarını durdurabilir miyiz?

Ben bu konuya 44 yılını vermiş, aynı zamanda anne, baba ve ağabeyini trafik kazasında kaybeden biriyim. Bu konuda birçok şey yapılıyor ama bir netice alınamıyor. Trafik kazalarına baktığımız zaman son 10-15 yılda sürücü hatası yüzde 88 civarında. Yayayı da dahil ettiğinizde yüzde 98. Peki bu kadar yol yapıldı; hava yolunun demir yolunun payı arttı. Ancak sürücüler, yolcular hata yapıyor. Bunu nasıl düzeltebiliriz? Birincisi insanlarda kalıcı bir bilinç oluşturmalıyız. Eğitim vermeliyiz. Hatta çocuk yaşta; yani okul öncesi ve ilkokulda bu eğitimlere başlamayız. Bu yönde de çalışmalarımız oldu. 2019 yılında Milli Eğitim Bakanına bir proje sunduk. Trafikte küçük hata yoktur diye bir sosyal sorumluluk projesi başlatıldı. Amaç minik çocuklara dijital, tiyatral oyunlarla, trafik eğitimi verildi. Bu konuda yeni bir protokol de imzaladık. Minik öğrencilere kalıcı trafik birinci vermek için sosyal sorumluluk projesi yapılacak. Bu tip çalışmalara ihtiyaç var.

‘GÜÇLÜ DENETİM CAYDIRIR’

İkincisi güçlü denetim. Araç süren kişi bilecek ki beni bir kamera devamlı izliyor. Güçlü bir denetim yaparsanız bu çok caydırıcı olacaktır. Ben EDS’nin kullanılmasının zorunluluğunu yasa teklifi olarak veren bir kişiyim. Bu sistem denetime çok büyük katkı sağladı.

Üçüncüsü de yasal düzenleme. Cezalar sadece cebi yakmamalı. Aynı zamanda caydırıcı olmalı. Maalesef cezalar çok yeterli değil. Bazen insanlar kaybettiklerinden çok, ceza almayan insanı konuşur hale geldi. Kaza sonrası ertesi gün serbest bırakılanlar olabiliyor. Bunları yaşıyoruz. Emniyet şeridinden geçene 4.500 TL ceza veriliyor. Hız ihlali yapana onun çok çok altında ceza kesilebiliyor. Hızla giden bir araçta insanın sağ kalma ihtimali zayıf. Üzülerek görüyoruz ki son 9 aylık kaza istatistiklerine baktığımız zaman artış eğiliminde olduğunu görüyoruz.

‘KURALLARA UYMAK GEREKİR’

Trafik cezası kesiliyor ama aynı sürücü yine hata yapıyor.

Hepimiz trafikteyiz bir şekilde. Dolayısıyla hepimizi uyacağı kurallar var. O kurallara uyuyacak biziz. Size bir örnek vereyim Almanya'ya gittiğimde bir hemşerimin arabasına binerim. Hemen kemerimi takmamı söyler. Orada ceza caydırıcı. Almanya’dan Türkiye’ye gelen bir araç orta refüjden dönmeye kalkar. Demek ki Almanya’daki ceza daha ağır gelmekte.

Bu kazalardan ülkelerin ekonomileri nasıl etkileniyor?

Kazalar ekonomiye de büyük kayıplar veriyor. İçişleri Bakanlığının 3-4 yıl önce açıkladığı rakamlar maddi boyutunu da gösterdi. Bu kayıplarla çok sayıda köprü yani mega projeler yapmak mümkün.

Kazaların en önemli nedeni insan hataları

İstanbul Sürücü ve Sürücü Eğitmenleri Derneği (İSSED) Kurucu Başkanı Yeşim Can Laçin Aydınlık Avrupa’nın sorularını yanıtladı. Laçin, kazalara yol açan risk faktörlerini anlattı ve yapılması gerekenleri söyledi.

Yeşim Can Laçin

Trafik kazalarının önüne geçebilir miyiz?

Evet trafik kazaları kesinlikle önlenebilir, ancak gereken trafik kültürü ortamı sağlanmış ve kişilerde bu farkındalık oluşmuş ise...

Kazalara yol açan riskler neler. Güvenlik için nelere dikkat etmeliyiz?

Kaza faktörlerinin başında “insan faktörü” nün geldiği hepimizce biliniyor. Geçmişten günümüze birikerek hayata geçirilen her trafik kuralının altında kan ve acı bulunmakta; “benim başıma gelmez, ben iyi sürücüyüm” fikri kazalara zemin hazırlamakta. Yapılan her hata geçmişte başka birilerinin de başına gelmiş olduğundan önlem amaçlı kurala dönüşmüştür.

‘YAYALAR İŞARETLERİ DOĞRU OKUMALI’

Örneğin, trafiği yaya olarak kullanıyorsanız; karşıdan karşıya geçerken trafik işaret ve levhalarını doğru okumanız ve yolun gerektirdiği koşullarda geçişlerinizi sağlamanız gerekir. Bizler “öncelik yayanın” derken; sürücüye, araca ait olan yollarda “istediğim yerden geçerim, yol önce benim” anlayışından bahsetmedik. Karayolunda yaya alt-üst geçitlerini kullanmak varken bariyerleri aşarak geçmeye çalışmak, otobanda bir şekilde geçiş yeri aramak kazanın olması için oldukça elverişli bir durum.

‘KURALLAR NE YAPILACAĞINI SÖYLÜYOR’

Araç sürücüleri açısından kaza risklerine baktığımızda da yine yol kuralları bize ne yapacağımızı anlatıyor. Trafik kuralları eğitim seviyesi en düşük kişiye göre planlanarak kurgulanmıştır. Yapılması gereken tek şey trafik ve işaretleri vasıtasıyla trafiği doğru okumak ve yönlendirmeler dahilinde hareket etmektir.

-Trafik kazasında ölümlerin yüzde 93'ü, düşük ve orta gelirli ülkelerde meydana geliyor. Bunu nasıl yorumlamak gerekir?

Eğitim. Sadece eğitim. Dünya ülkelerinde birçok olumlu örnek var ama beni en çok etkileyenlerden biri Japonların eğitim sistemidir. Bir de Avrupa ülkelerinden İsveç. Bakınız Japonya’da çocuklar okul öncesi sosyal hayat eğitimi almaktalar. Mesela çocuklar okullara tek başına gönderiliyor fakat trafikte sorun yaşamamaları, sürücüler tarafından fark edilmeleri için de “sarı şapka” uygulaması yapılıyor. Bu çocuklar sadece trafikte değil, sosyal hayatın tüm alanlarında birbirini anlayan, birbirine saygı gösteren bireyler olarak yetişiyor. İsveç’te de mesela ödüllendirme sistemi uygulanmakta trafikte. Diyelim ki bir sürücü hata yaptı ve ceza aldı. Bu ceza devlete değil de trafik kurallarına uyan kişilere de dağıtılıyor. Maalesef bazı kültürlerde “kurallar çiğnenmek içindir” adam sendeciliği var.

Hindistan’ a dönüp baktığımızda vahim bir tabloyla karşılıyoruz mesela. Trafiğin her alanı kaotik bir şekilde. Bizler eğitimlerde en çok Hindistan ve Pakistan görsellerinden örnekler veririz. Taşıma kurallarına uygun yerleştirilmemiş yüklerden tutun da, bir kişinin zar zor sığdığı yere yüzlerce insanın istiflenerek üst üste oturduğu birçok olumsuz örnek var.

‘15 MİLYAR DOLAR ZARAR AÇIKLANDI’

Trafik kazaları mal ve can kayıplarının yanı sıra ülkeleri ve ekonomisini nasıl etkiliyor?

Kamuya verilen zarar; bizim vergilerimizle yapılanlara verilen zarardır. Elimizdeki kaynakları doğru ve tutumlu bir şekilde kullanmadığımızda başa sarıp duruyor, diğer ihtiyaçlar için kaynak yaratamıyoruz. Keza sosyal güvenlik ve sağlık harcamalarına büyük bütçeler sarf ediliyor. Bunların hepsi ortak yaşantımızda birbirimize verdiğimiz zararlar. 2021 verilerine göre yılda 1 milyon 700 bin kaza gerçekleşen Türkiye'de, trafik kazalarından kaynaklı bir yılda ülke ekonomisine 15 milyar dolar zarar verdiği açıklandı. Yaşanan kazaların yüzde 89'unun sürücü kaynaklı olduğunu bilmek üzüntü verici.

‘SİSTEMDEKİ AKSAKLIKLAR GİDERİLMELİ’

Hükümetlerin bu konuda üzerine ne tür sorumluluklar düşmekte?

Fransa’da yol güvenliği konusunda pek fazla sorun bulunmamakta çünkü Fransa’nın devlet politikalarının ilk sırasında “Trafik Güvenliği” yer almakta. Gerek otoyollarda gerek devlet yollarında “vizyon sıfır” anlayışı ile trafik güvenliği sağlanıyor. Ülkemize dönüp baktığımızda ise maalesef istenilen bu ortak kültürü henüz yakalayabilmiş değiliz. Her ne kadar özellikle son 15 yıldır Karayolu Trafik Güvenliği kapsamında ciddi çalışmalar yapılsa da uygulama aşamasında büyük sorunlarımız var. Biz de Trafik Eğitmenleri olarak durumdan rahatsız olarak son iki yıldır eğitimci gözüyle “biz bu kazalara son verebiliriz” çağrısı yapmaya başladık.

Kazaların önlenmesi adına liyakatli eğitmenlerin görüş ve önerileri dikkate alınmalı. Devlet büyüklerimize naçizane önerimiz; liyakatli trafik eğitmenlerinin sesine kulak verilmeli, öncelikle habersiz denetimler yapılmalı, sistemdeki aksaklık ve istismarlar tespit edilip giderilmeli. Ardından revize edilmiş uygulamalarla yapılandırılmış devlet politikalarıyla sistem kontrol altına alınmalı.

Trafik kazaları önlenebilir

MERT İNTEPE / ULUSLARARASI YOL VE SÜRÜŞ GÜVENLİĞİ DANIŞMANI

Mert İntepe

Dünyadaki ve Türkiye’deki tüm trafik kazalarının önlenebileceğini biliyoruz. Hem uluslararası anlamda hem de Türkiye’deki çalıştığımız ve eğitim verdiğimiz kurumlarda sıfır kaza politikasına ulaşıyor ve başarabiliyoruz.

Türkiye’de trafiğinin genel kültür yapısına baktığınızda sıfır kaza politikası çok kolay değil ancak ‘sıfır ölümlü trafik kazası’ hedefi biraz zaman alsa da olabilir. Dünya ülkelerinde örnek alabileceğimiz bir çok rol model var, ve ben o ülkelerde trafik güvenliği, yol güvenliği, uluslararası sürüş emniyeti gibi konularda eğitici eğitimi almış biri olarak söylüyorum trafik kazaları önlenebilir.

EN ÖNEMLİ RİSK İNSAN

Trafik kazalarına yol açan risklerin hiyerarşisini düşünecek olursanız bunun bir numarasına insan davranışlarını yazmak zorundasınız. Peki bu insan davranışları bir düğmeye basarak değişir mi ya da trafik güvenliği ile ilgili bir aşı yok ki hepimiz aşı olalım ve güvenli sürüşü başaralım. Trafik mimarisi, şehirlerdeki yayalaşma politikası, toplu taşıma kültürü, şehir içi yolların hız limiti, şehir dışı güzergahların hız limiti yeniden tasarlanmalıdır. Fakat üzülerek söylüyorum ehliyet alan 18-20 yaşındaki bir genç emniyetli ve trafik güvenliği içinde hareket edecek tecrübede trafiğe çıkmıyor.

KAZALARIN FAZLA YAŞANDIĞI YERLER

Kazaların ve ölümlerin düşük ve orta gelirli ülkede meydana gelmesi çok normal. Genel olarak ekonomik şartlar, aile yapısı, toplumsal yaşam, kültür, saygı, kişisel emniyet, bana bir şey olmaz kültürünün vazgeçilmez sonucudur. Düşük ve orta gelirli ülkelerdeki trafik kazalarının sonucunda genelde ölüm, yaralanma ya da minimum kavgayla biten sonuçlar görürsünüz.

Türkiye genelinde 40 yıl geriye bakacak olursak mal ve can kaybı anlamında 15 -20 milyar dolar kaybedildi.

HÜKÜMETLERE GÖREV DÜŞÜYOR

Almanya İngiltere Avusturya gibi ülkelerin hükümetine bağlı sertifikasyon programlarının usta eğiticisi olarak görev yapan biri olarak söylüyorum: ‘Bu konu Meclis’te bütçelendirilmeli’. Gerçek bir uluslararası eğitim pisti yapılarak, gençlerin sokakta meraklarını heyecanlarını ya da motor sporlarını olan ilgilerini profesyonel bir eğitim sahalarında geliştirmek; kaybettiğimiz paraları ülke ekonomisine kazandırabilir.

Sonraki Haber