Geleceğin insanı bu festivalde konuşulacak

Transhümanizm akımını merkeze alan Evrensel Bilim Kurgu ve Fantastik Film Festivali, geleceğin insan ve toplumu konusundaki tartışmaları da beraberinde getirdi. Festivalin idari yönetmeni Filiz Dağ, ‘Müfettiş Gadget, Cyborg veya Ironman gerçeğe dönüşüyor.’ dedi

Uluslararası Bilim ve Sanat Yaratıcıları Derneği’nin Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğünün katkılarıyla 30 Eylül-4 Ekim tarihleri arasında düzenleyeceği Evrensel Bilim Kurgu ve Fantastik Film Festivali’nde, bu yıl ana tema olarak tranhümanizm belirlendi.

Disiplinlerarası bir yaklaşımla bilim, sanat ve teknolojiyi buluşturan festival, insanın dönüşümünü ve bu dönüşümün sinemadaki yansımalarını mercek altına almayı amaçlıyor.

Evrensel Bilim Kurgu ve Fantastik Film Festivali’nde günümüzde tartışılan, geleceğin insanını ve toplumunu deyim yerindeyse tasarlayan transhümanizm akımını işleyen filmler gösterilecek. Bununla birlikte festivalde yine transhümanizmle ilgili paneller ve organizasyonlara yer verilecek.

Festival kapsamında düzenlenecek ödül töreninde sunucularından biri, insan ile robot arasındaki sınırı bulanıklaştırarak, transhümanizmin canlı bir temsilcisi olan bir robot olacak.

‘TRANHÜMANİZM SINIRLILIKLARI ORTADAN KALDIRMAYI HEDEFLİYOR’

Festivalin idari yönetmeni Filiz Dağ, festivalin afişinde geliştirilen kadın temsiline yer verdiklerini belirtti. Dağ, “Bu sene de bir ilki hayata geçirerek afişimizi transhüman bir kadın ve aile figürüyle donatıyoruz. Afişimizin göndermelerinden biri de teknoloji ve gelişmelerle aile kavramının devamlılığını vurguladığımız gibi, geliştirilen hemen her figür yıllarca hep erkek olarak kurgulandı. Biz burada da geliştirilen bir kadın temsili ele alarak fark yaratmayı istedik.” ifadelerini kullandı.

Transhümanizm akımına değinen Dağ, söz konusu akımın insanın sınırlılıklarını ortadan kaldırmayı hedefleyen felsefi bir akım olduğunu belirtti. Dağ, “Transhümanizm için kimisi insanüstü boyuta geçiş der kimisi de insanın doğal yeteneklerinin ötesi olarak yorumlar. Özetle en gelişmiş teknolojileri genetik mühendisliği, yapay zekâ, sibernetik, nano-teknoloji ve Android gibi cihazları kullanarak fiziksel ve bilişsel olarak insanı geliştirmeyi, insanın sahip olduğu sınırlılıkları, engelleri ortadan kaldırmayı hedefleyen felsefi bir akım denilebilir.

Aslında bu alana çok da yabancı olduğumuz söylenemez de… Son dönemde hatta bu seneki olimpiyatlarda da engelli bireyler belli robotik donanımlarla yürüme becerisine, depremde enkazda kalan çocuklarımıza robotik el ve kollarla, kimi zaman yapay kalp vb. olarak karşımıza çıkıyor. Sadece bu tarz geliştirmelerin engellilik sürecinde değil, isteğe bağlı herkesin elde edeceği bir akım haline dönüşümü söz konusu.” dedi.

‘IRONMAN GERÇEĞE DÖNÜŞÜYOR’

Gelecekte transhümanizmle insanların kendilerini geliştirmesinin estetik yaptırmaktan bir farkı olmayacağını söyleyen Dağ, “Ben hep şunu söylerim, bir gün gelecek günümüzde estetik burun, saç ektirme, meme, yüz gerdirme, Botox ameliyatı nasıl normalleştiyse ve herkesin erişimindeyse çok yakın bir zamanda transhümanizmle insanların kendilerini geliştirmesi de bu şekilde normalleşecek. Kartal gibi uçan, çita gibi koşan insanlar, kilometrelerce uzağı veya gece karanlıkta gören biyonik gözler, bozulmayan elektronik organlar, yaşlanmayan bir insanlık, yapay zekaya bağlanan beyinler… vb daha neler neler… Bir zamanların çizgi filmi Müfettiş Gadget, bilim kurgu ve fantastik kahramanlarından Cyborg veya Ironman gerçeğe dönüşüyor.” diye konuştu.

TRANSHÜMANİZM TARTIŞMALARI

Kökleri Aydınlanma Çağı’na kadar uzanan transhümanizm akımı ilk kez 1957 yılında Biyolog Julian Huxley tarafından kullanıldı. Huxley, 1957’deki bir yazısında transhümanizmi “insan olarak kalan fakat kendisini aşarak insan doğasının yeni imkânlarını, yine kendi doğası için keşfeden insan” olarak tanımlamaktadır.

Bugün genetik, yapay zekâ ve teknolojinin gelişmesiyle tartışılan transhümanizm, bilim kurgu roman ve filmlerinde karşımıza çokça çıkmaktadır. Transhümanizm akımıyla birlikte ortaya “İnsan kendi evrimine bilinçli, tasarlanmış şekilde müdahale edebilir mi? Ederse sonuçları ne olur?” sorusu da atılmaktadır.

Doç. Dr. Ahmet Dağ, Teori Dergisi’nin Youtube kanalında transhümanizmin amacını, “Hem kusursuz bir varlık olarak insanı inşa etmek istiyor. Hem de kusursuz bir yeryüzü inşa etmek istiyor. Transhümanizmin yalnızca insan bedeni üzerinde bir dönüşüm yapma amacı yok. Transhümanizm, nanoteknoloji, biyoteknoloji, enformasyon teknolojisi, bilişselbilim, genbilim, uzay maden mühendisliği gibi çok art kollara ayrılan hareketleri kendisine taban olarak görüyor.” ifadeleriyle açıklamıştı.

Tranhümanizm akımıyla birlikte teknolojik araçların sınıfsal denetimi de tartışılıyor. Emperyalist kapitalist sistem içerisinde yapay zekâ gibi ileri teknolojiler sınıfsal uçurumu büyütmeye hizmet edeceği tespit edilirken, eşitlikçi, kamucu bir düzende ise insanlığın önünü açacağı fikri savunuluyor.

TRANSHÜMANİZMİN İLK ADIMI NEURALİNK

Transhümanist akımın en somut örneği Elon Musk’ın sekiz nörologla 2016 yılında kurduğu Neuralink şirketidir. Neuralink projesi implant edilebilir beyin-makine arayüzleri üretmektedir. Musk’ın hedefi bu yolla insan beynini geliştirmeyi ve özellikle felci ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır.

Nisan 2021 tarihinde Neuralink, beyin implantını kullanarak “pong” oynayan bir maymunun videosunu gösterdi. Bunu 30 Ocak 2024’te insan beynine yerleştirilen implant izledi. Musk, ilk Neuralink ürününün adının “Telepati” olduğunu belirterek, sadece düşünerek telefon veya bilgisayarın ve bunlar aracılığıyla hemen her cihazın kontrolünü sağladığını aktardı.

İlk kullanıcıların uzuvlarını kullanma kabiliyetini kaybetmiş kişiler olacağını kaydeden Musk, “Stephen Hawking'in hızlı bir kâtip veya müzayedeciden daha hızlı iletişim kurabildiğini hayal edin. Hedef bu.” ifadelerini kullandı. Musk daha sonra 20 Şubat 2024 tarihinde çip yerleştirilen kişinin düşünce yoluyla bilgisayar faresini hareket ettirebildiğini açıklamıştı.

Sonraki Haber