Yazlık montla ıslak bekletip, hastalanınca cezayı kestiler! TTK Üzülmez’de madenciler bezdiriye karşı eylem yaptı
TTK Üzülmez Müessesi’nde madenciler, karşılaştıkları kötü muamelenin özelleştirmeye zemin hazırlama adımı olduğunu söyledi. GMİS Teşkilatlandırma Sekreteri Demir, ‘Genel Müdürlük’ten emir geldiği söylenerek işçiler bekletiliyor, hastalanınca ceza yazılıyor.’ dedi ve özelleştirmeye karşı uyardı
This browser does not support the video element.
Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Üzülmez Müessesesine ait maden ocağında madenciler önceki gece çalışma koşulları ve mobbinge (bezdiri) karşı eylem yaptı. İşleri bittikten sonra saatlerce ıslak halde kuyu dibinde bekletilen madenciler, maruz bırakıldıkları kötü muamaleyi ve işletmeden kaynaklanan nedenlerle ücretlerinde meydana gelen kesintiyi protesto etti. Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreteri Tayfun Demir, bu tür baskılarla Üzülmez Müessesi’nin kademeli olarak özelleştirmeye hazırlandığını belirtti. Yetkilileri göreve çağırdı.
‘İŞ GÜVENLİĞİ SORUNLARI İŞÇİYE KESİLİYOR’
Gece ve gündüz vardiyalarında işçilere açıklama yapan GMİS Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Demir, baskılara boyun eğmeyeceklerini belirtti. Demir, Amasra’da 43 madencinin hayatını kaybettiği facia sonrası, işveren vekillerinin iş güvenliğinden kaynaklı sorunların işçiye kesildiğini söyledi; işçinin saatlerce kuyu dibinde bekletildiğine ve hasta olmasına zemin hazırlandığına da dikkat çekti. Her biri deprem bölgesinde kahramanca gönüllü olarak görev yapan maden işçisine “hayvan” muamelesi yapıldığını kaydetti.
MÜESSESE YÖNETİMİNDEN BASKI
Özellikle müessese yönetimi tarafından işçilere baskı uygulanmaya çalışıldığını ifade eden Demir, şöyle konuştu:
“İşçi arkadaşlarımızın üzerine baskı oluşmaya başladı. Biz bunları uzlaşı ile çözeriz düşüncesindeydik ancak ocakta işi biterek kuyu başına ıslak gelen arkadaşımız yarın da çalışmaya devam edeceği için soğukta beklememesi, yukarıya çıkması lazım. Hepinizin üzerinde incecik yazlık montunuz var. Bize ne montumuz ne çizmemiz veriliyor. Buna rağmen kuyu dibine gelince sinyalci arkadaşlarımızın, sayın müessese müdürümüz veya genel müdürlükten emir geldiğini söyleyerek işçileri bekletmesi sonucu madencilerimiz hasta oluyor. Dolayısıyla siz hastalandınız diye de ceza yazmaya kalkıyorlar. İşçiyi işçiye kırdırıyorlar. Siz nerede yaşıyorsunuz, hangi milletin insanısınız da işçiye bunu yapıyorsunuz?”
Demir, çiplerden kaynaklı nedenlerle ayda 2-3 bin liralık kesintilerin yaşandığını da ekledi.
‘İŞÇİYE KÜFREDENE MÜDÜRDEN KAHVE’
Demir, şöyle devam etti:
“Biz üretimi nasıl arttıracağız diye işveren ve işçi olarak ortak bir çalışma yapalım diyoruz. Karşılığında bu işçilerin hepsini kuyu dibine getirip ‘ocakta kalsınlar da nasıl kalıyorlarsa kalsınlar’ deniyor. Bunu asla kabul etmeyeceğimizi iyi bilsinler. Bu konularla ilgili arkadaşlarımız bir buçuk ay öncesine kadar bir eylem yapmaya kalktı. Bu eylemin şu an için olmaması gerektiğini ve sulh ile halledilebileceğini söyleyerek eylemi bitirdik. Bizim devlet hassasiyetimiz, adamlık ve emekçi hassasiyetimiz var. Müessese müdürü arkadaşım, işçiye küfreden adama kahve söylüyor, ‘Senin gibi cengaverler lazım bana.’ diyor.
Ben o arkadaşımıza gerekli cevabı verdim ama sizlerin de bunu bilmesi gerekiyor. Sen mühendisi saymıyorsun, işçiyi, şefi saymıyorsun. Sendikayı saymıyorsun. Kimi sayacaksın?”