Tuğrul Tanyol’la yeni kitabını konuştu: ‘Şiir insanın yücelmesine aracılık eder’

Yeni kitabını Aydınlık’a anlatan Şair Tuğrul Tanyol, ‘Şiirin amacı budur, yani insanın yücelmesine aracılık edecek bir yapıttır şiir. Her okumada okurunu da şairini de yüceltmeyi amaçlar.’ dedi.

Tuğrul Tanyol’la yeni kitabını konuştu: ‘Şiir insanın yücelmesine aracılık eder’

“Büyü Bitti”, “Gelecek Günlerin Şarabı”, “Öncesi ve Sonrası” kitaplarının da yazarı olan Şair Tuğrul Tanyol’un yeni şiir kitabı “Geçmiş Uzak Bir Ülke”, SİA kitap etiketiyle raflardaki yerini aldı.

Kitap, Tanyol’un 2020 sonlarından itibaren yazdığı şiirlerden oluşuyor. Tuğrul Tanyol’la hem yeni kitabını hem de şiire bakışını konuştuk.

Tuğrul Tanyol’la yeni kitabını konuştu: ‘Şiir insanın yücelmesine aracılık eder’ - Resim : 1

Yeni şiir kitabınız “Geçmiş Uzak Bir Ülke” çıktı. Okurları ne bekliyor, sizce nasıl bir eser ortaya çıktı?

2020 sonlarından başlayarak yazdığım şiirler bunlar. Ben bir program dahilinde hiç şiir yazmadım. Bir temaya bağlı şiirler yazan iyi şairler kuşkusuz var. Ne var ki benim şiir yazma maceram biraz rastlantısaldır. Ne çıkarsa odur. Benim için, defalarca belirttiğim gibi şair için kitap bir tür kendi antolojisidir. Her şiir bitmiş birer yapıttır. Kitap şart mıdır? Aslına bakılırsa değildir. Şiirin kapitalist pazarla da bir ilişkisi olmadığına göre kitaba ne gerek var diye sorabilir birileri. Şair bir dönemi kapatıp açtığında da kitaba başvurabilir. Bende olmuş mudur? Olduğu dönemler oldu. Şiire ilginin azaldığı bir dönemi yaşarken, şair hala orada olduğunu anımsatmak istemiş de olabilir. Ben daha çok, “galiba tamam” gibi bir duyguya kapıldığımda kitaba başvururum. Ortaya nasıl bir kitap çıktı sorusunun yanıtı bende değil okurdadır diye düşünüyorum.

‘MÜZİK VE AHENK HEP İÇ İÇE GİTTİ’

Şiirlerinizde hem görsel bir biçim hem de haliyle bir melodi var. Mesela “Geçmiş Uzak Bir Ülkedir” şiiriniz bana kemanla çalınmış gibi geldi. Böyle mi gerçekten? Siz şiirdeki müzikaliteyi duyarak mı yazıyorsunuz?

Kırk yılı aşkındır, şiirim üzerine düşünenler, yazı yazanlar, müziğin vazgeçilmez bir öğe olduğu konusunda birleştiler hep. Doğrudur, yazdığım şiirde müzik ve ahenk hep iç içe gitti. İmge kullanımının bir başka özelliğim olduğu da söylendi. İmgeye başvurmadığım şiirlerimde bile müzikalitenin ön planda olduğu söylenebilir. Kuşkusuz bu amaçlanarak yapılan bir şey değil, daha çok üslubunuzla, oturmuş olan sesinizle ilgili. “Her şeyden önce müzik.” diyen Verlaine’in iyi bir öğrencisi olan Yahya Kemal de “Şiir başlayan ve biten bir bestedir.” diyordu. Kimileri ritim ve müziği uyaklarla yapar, bu en kolay olanıdır, ama şiirin manzumeye dönüşmesi tehlikesini de barındırır. Bende zaman zaman uyaklar olmasına rağmen dize içi ses benzeşmeleri daha ön planda duruyor galiba.

‘KAHRAMANLAR HEP ARAMIZDA’

“Gece Şarkıları” bölümünde şöyle bir dize var: “Hazır mıyız başkaları için ölmeye başkaları için...” Artık kahramanlar çağının sonuna mı gelindi? Yani başkaları için can vermenin kutsal olduğu o dönem?

Sanmıyorum. İnsan hem mükemmel hem de rezil bir varlık. Ben dürüstlüğün ve ahlâkın ölmediğine inanmak istiyorum. Biz kahramanları hep savaş meydanlarında, ya da toplumsal olaylarda görmeye alıştık sanırım. Oysa kahramanlar hep aramızda. Günde elli altmış hastaya bakıp, yine de hasta yakınlarından dayak yiyen doktor bir kahraman değil mi? Açlık sınırında çalışan ve evine ekmek götürmeye çalışan her işçi, sokağa çıkmaya cesaret eden her kadın… En küçük felakette hayatını tehlikeye atarak başkalarını kurtarmaya çalışan insanlar. Kimse ölmeye hazır değildir, ta ki o kritik an gelene kadar. Ben hala kahramanlara inanmak istiyorum. Kahramanları çizgi romanlarda arayan insanları anlamıyorum. Gerçek kahramanlara inanmasak ne şiirin ne sanatın bir anlamı kalır. Umutsuzluk günlerimizde hep bir kahramanın ortaya çıkmasını bekleriz. Çıkar da çıkabilir de.

‘ŞİİR GELMİŞSE ŞAİR ONU YAZMAKLA MÜMKÜNDÜR’

Hep konuşulan bir konudur. “Sait Faik’in yazmasam deli olacaktım.” diye tarif ettiği sizin de “Şiir yazmak bir mecburiyettir.” dizesiyle anlattığınız konu. Yazmak nasıl bir mecburiyet?

Şairliğin bir meslek olmadığı düşünülür. Meslektir oysa. Hayatınızı asla kazanamayacağınız bir meslektir şairlik. Bu nedenle tarihin hemen her döneminde şairler hayatta kalabilmek için başka işler yapmışlardır. Çalıştıkları iş yalnızca asıl meslekleri olan şairliği sürdürebilmek içindir. Rönesansta şairlere yüksek onurlar verilmesine rağmen, onları hümanizmacı, öğretmen olarak görürüz. Devlet basamaklarında ağır ağır yükselen Bâki son aşama olan şeyhülislamlığı düşlese de asıl mesleği şairlikti. Bugün kimse onu Anadolu Kazaskeri olarak anımsamıyor. Evet şiir gelmişse şair onu yazmakla yükümlüdür, çünkü yazılmayan dizeler uçar gider ve özlemleri içinizde kalır.

‘ÖZLEDİĞİM TÜRKİYE’YE ASLA SAHİP OLAMADIM’

“Büyük hapishanesi aşkımın sevdiğim ülke, Türkiye!” diyorsunuz, bunu biraz anlatır mısınız?

Bu yaşıma geldim ve özlediğim Türkiye’ye asla sahip olamadım. Bizim gibi insanlar yaşamları süresince hep muhalif olarak kalmışlardır. Çok sevdiğimiz birinin başkası tarafından elde edilmiş olmasından duyduğunuz acı gibi bir şey. Hani Attilâ İlhan’ın şiirinde “hayırsızın biriydi fikrimce” dediği gibi. Ülkemi hep hayırsızlar yönetti, bizler kendimizi ya gerçek hapishanelerde bulduk ya da dünyamız ve hayatımız bir hapishane gibi üzerimize kapandı.

Gelelim “Şiirin Amacı Anlam Değildir” adını verdiniz bir başka kitabınıza... Şiirin amacı nedir sizce?

Bu oldukça derin ve şiir içi tartışılması gereken bir konu. O ad aslında bir yazımın başlığıdır ve belli bir dönemde belli bir amaç için yazılmıştır. Yazının ilerleyen bölümlerinde anlamsız şiiri savunmadığım da anlaşılır. Şiirin bir sanat dalı olduğunu unutmamamız gerekiyor, onu tümüyle anlama terk edemeyiz. Birçok kereler söylediğim gibi şiir bir yerde bir sezdirme sanatıdır. Şairin sözlerini sezebilmeniz için okur olarak sizin de donanımlı olmanız gerekir. İbrahim Tatlıses yerine Bach dinlemeyi seçiyorsanız, kitsch resimler yerine büyük ressamların yapıtlarından zevk alıyorsanız, şiirden zevk almak da benzer bir süreçtir. Şiirin amacı budur, yani insanın yücelmesine aracılık edecek bir yapıttır şiir. Her okumada okurunu da şairini de yüceltmeyi amaçlar.