Tüm telefon görüşmeleri neden kaydedilmiyor?

Acaba Türkiye'de yapılan tüm telefon görüşmelerini kayıt edip 1 sene boyunca bu kayıtları saklasak ve minik Narin Güran gibi trajediler olduğunda bu kayıtlara dönüp ilgili bütün suçluları yakalasak nasıl olur? Bu teknik olarak mümkün müdür? Makul bir maliyet ile yapılabilir mi?

İnternette bu konuda yapılmış bazı çalışmalara rastladım. Genelde Amerika ölçeğinde yapılmış çalışmalar. Buna göre ABD'de 1 senede yapılan tüm telefon görüşmelerini saklamak için 2013 itibariyle 27 milyon dolarlık bir yatırım gerekli ve yıllık 2 milyon dolarlık işletme maliyeti (elektrik faturası) oluşuyor. Yatırım yaklaşık 500 m2'lik kapalı alan (veri tabanı odaları) gerektiriyor. ABD'de dünya iletişiminin önemli bölümünü dinlediği ve kayıt ettiği rivayet edilen NSA'nın ise 1,7 milyar dolarlık yatırım ile 10.000m2 alanda yaptığı tesiste bu işleri yaptığı rivayet ediliyor.

10 sene geçmiş, hadi maliyet ABD için dört katına çıkmış olsun, yatırım maliyeti 100 milyon olsun. Bunlar devletlerin güvenlik bütçesi için çerez paraları. 100 milyon dediğiniz rakam, bir tane dar gövdeli yolcu uçağı parasıdır. Türkiye'de zaten daha az miktarda görüşme oluyordur, daha makul rakamlar ile bu iş yapılabilir.

MAHKEME KARARI GEREKİYOR

Hatırlayalım, telefon görüşmeleri, yani ses verileri az yer tutarlar, video verileri yani görüntüler ise çok daha fazla yer tutarlar. Ses verilerini yani telefon görüşmelerini yıllarca saklamak kolay ve ucuzdur. Aynı şeyi bütün güvenlik kameralarının görüntüleri için yapmaya çalışsak iş çok daha pahalı hale gelir.

Bu işin kişisel bilgi güvenliği olayını ihlal edip etmediği konusuna gelelim. Yaygın olarak ülkelerin bu konuya yaklaşımı şöyle: Telefon görüşmeleri otomatik kaydediliyor ama kimse bu kayıtlara erişmiyor. Birisi eriştiği zaman aslında telefon görüşmesi "dinlenmiş" yani bir "ihlal" söz konusu olmuş oluyor. Bu tür verilere erişmek için ise ya mahkeme kararı veya gizli servislerin yetkilendirilmeleri ve iç hukukları devreye giriyor.

Bazı ülkeler ise tüm görüşmeleri kayıt etmiyor, sadece belirli risk değerlendirmeleri kapsamındaki kişilerin görüşmeleri kaydediliyor veya belirli şartlar oluştuğunda otomatik kayıtlar oluşuyor. (Misal konum tabanlı şartlar veya içerikte gecen anahtar kelimeler veya yabancı numaralar).

SESTEN METNE

Bir de tüm görüşmelerin metne dönüştürülmesi olayı var. İngilizceden metne dönüşümü olayı zaten çok gelişti neredeyse sıfır hata ile yapılabiliyor bu yüzden Amerikan iletişim altyapısının kullanıldığı ve İngilizce konuşulan tüm ülkelerin telefon görüşmelerinin kayıt edilip metine çevrildiğini varsaymamız hatalı olmaz. Whatsapp, facetime vs gibi VOIP teknolojilerinin şifrelenmesi ve kayıtları ayrı bir mevzu, oraya yazıyı uzatmamak için girmeyelim ama zaten bunlar da "big tech" kapsamındaki firmalar, bu konuda bolca yazılı makale mevcut.

MİNİK NARİN’İN ÖLDÜRÜLDÜĞÜ GÜN

Minik Narin cinayetinde hepimizin takip ettiği üzere olay günü ve sonraki günlerde onlarca şüpheli telefon görüşmesi yapılmış. Bizim sistemler hangi numaralar hangileri ile ne zaman ne süre ile görüşmüş kaydetmiş ama konuşma kayıtları yok, yani içerik yok. Yani suç olduğunu biliyoruz ama ispatlayamıyoruz ve tam olarak hangisi ne kadar suçlu kanıtlanamıyor.

Çoğu ülkede muhtemelen olduğu üzere biz de tüm telefon görüşmelerini kayıt etsek, 1 sene boyunca saklasak ve şüpheli ve suç ilintili durumlarda kayıtlara dönüp gerekiyorsa mahkeme kararı ile bu konuşmalara ulaşabilsek, ülkedeki hem organize, hem organize olmayan suç olaylarının kökünü kazıyabiliriz. Suçların oluşmasını da önemli ölçüde caydırabiliriz. Suç sonrası uydurulan ve vakit kaybına yol açan ifadeleri de azaltırız. Elbette suç çeteleri farklı iletişim araçlarını devreye alırlar ama günün sonunda ister ses, ister veri, ister şifreli ister şifresiz her şey kablolardan geçiyor, iletişim terminallerinden geçiyor, denizaltındaki kablolardan, uydu terminallerinden geçiyorlar ve bunlar kayıt edilebilir veri paketleri. Bugünün en ileri kripto sistemleri dahi kullanılsa, bunlar kayıt edilir, şifreleri bugünkü teknoloji ile çözemezsek dahi yarınki teknoloji ile kayıtlara döner çözeriz. Bu yüzden bugünden caydırıcılık ve milli güvenlik artışı sağlarız.

MALİYET DÜŞÜRÜLEBİLİR

Telefon görüşmeleri kayıt edildiğinde bu veriyi sıkıştırmanın ve çok küçük hale getirerek, ucuza depolanabilir veri paketine dönüştürmenin yöntemleri var. Elbette bunlar da kullanılarak sistemin kurulum ve işletme maliyeti düşürülebilir.

Türkiye'nin bugün geldiği ekonomik ve teknoloji ölçeği, bu işlerin milli yazılımlar ile yapılmasını mümkün kılıyor. Türkiye bu işleri hem kendi ihtiyacı için kurabilir, hem dost ülkelere bu altyapı hizmetlerini ihraç ederek onların da milli güvenliğini güçlendirebilir. Türkiye bu altyapıyı kurarken misal verileri milli kriptoları ile şifreli olarak depolayabilir. Kendi veri formatını kullanabilir ve elbette Türkiye içinde güvenli veri sunucularında saklayabilir. Hatta belki de bu işlerin TSK kapsamında, askeri güvenlik standartlarında yapılması daha uygun olabilir. Belirlenecek telefon numaraları da (misal siyasiler, güvenlik güçleri, hakimler vs..) bu kayıt işleminin dışında bırakılabilir.

Tüm telefon görüşmelerinin kayıt edilmesi durumu vatandaşlarımız için bir endişe kaynağı olabilir mi? Bu durum herkese suçlu muamelesi yapmak anlamına gelir mi? Misal bir ev kadınının her gün annesi ile yaptığı görüşmelerin kayıt edilmesinin nasıl bir faydası olabilir?

E-POSTALAR KAYDEDİLİYOR

Burada şunu hatırlayalım.. Çoğumuz e-posta uygulaması olarak gmail, yahoo vs. kullanırız... 10 sene önceki e-postalarımıza ulaşabiliyoruz... Yani bunlar Amerika'da veri merkezlerinde depolanıyorlar. Şirketlerdeki e-postalarımız hem ABD'de kayıt ediliyor hem de şirket yetkilileri bunlara ulaşıp okuyabiliyorlar. Sokağa çıktığımızda onlarca kamera (yarın yüzlerce olacak) görüntülerimizi kayıt ediyor ve belirli sürelerde saklanıyor bu kayıtlar. Sokağa çıktığımızda bizi görüntüleyen kamera verisine muhtemelen dünyanın diğer ucundan erişim sağlanabiliyor.

İnternet mesajlaşması veya görüşmeleri için kullandığımız uygulamaların içerdiği mesajlar, yine yıllarca yurtdışı merkezlerde saklanıyor. Yani dünyanın geldiği teknolojik seviyede telefon görüşmelerinin kayıt edilmesini de benzer şeklide değerlendirmek gerekli. Teknik olarak risk temelli, seçmece kayıt yapmaktansa bütün görüşmeleri kayıt etmek muhtemelen daha kolay olur. Bu kayıtlara ise sadece belirli suç durumlarında veya suç riski durumlarında ilgili mercilerin izni ile ulaşılması makul olacaktır. Yani 40 yaşındaki bir kadınının, 65 yaşındaki annesi ile her gün yaptığı telefon konuşmalarını kayıt etmek, evet önemli bir ulusal güvenlik artışı ve suç oranlarının azalmasını sağlamaz, ama zararı da olmaz. Ev kadınların telefonu kayıt edilmez ise suçlular görüşmelerinde doğal olarak bu telefonlara yönelirler. Yani güvenlik duvarında gedik bırakmaya gerek yok.

TEKNOLOJİK ACİZLİK

21. yüzyılda, yeni Narin vakalarında artık teknolojik acizlik görmek istemiyoruz. Muhtemelen birkaç sene içinde yapay zeka yazılımları, metne dönüştürülmüş telefon görüşme kayıtlarında yapacakları geçmişe yönelik taramalarda, geçmiş cinayetleri aydınlatacaklar, suçluları tespit edecekler. Analiz edecek veri tabanlarını bugünden oluşturmaz isek, çocuk cinayetlerini aydınlatmak için 21. yüzyılda hala üzerinde kan izi bulmayı umduğumuz bıçakları nehir kenarlarında yüzlerce polis ile aramaya devam ederiz.

Belki de sormamız gereken soru şu: Bugüne kadar bu sistem neden kurulmadı? Bu sistemlerin kurulmasını kim(ler) istemez?

Sonraki Haber