Tunus’ta 1959 ruhu: Yurtseverlik, birikim ve sadelik

Tunus’ta ülke tarihinde ilk kez bir kadın başbakan atandı. Cumhurbaşkanı Kays Said, önceki gece yaptığı açıklamada Necla Buden Ramazan’ı hükümet kurması için atadı. Ramazan, akademik çalışmaları, yolsuzluğa karşı tutumu ve sade kişiliğiyle tanınıyor

Cumhurbaşkanı Kays Said, iki ay önce aldığı kararlarla başlayan süreçte sorunları çözmek için önemli bir adım atarak Necla Buden Ramazan’ı hükümeti kurması için başbakan olarak atadı. Tunus Cumhurbaşkanlığından yapılan yazılı açıklamada, Said'in, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle hükümeti kurma görevini Ramazan'a verdiği belirtildi. Ramazan, hükümeti kurması halinde "Tunus'un ilk kadın başbakanı" olacak.

YOLSUZLUKLA MÜCADELE VURGUSU

Cumhurbaşkanı Kays Said, hükümeti kurmakla görevlendirdiği Necla Buden Ramazan ile "ülkedeki yolsuzluğu ve kaosu ortadan kaldırmak için birlikte çalışacaklarını" söyledi. Görüşmede Said, devletin birçok kurumunda yaygın hale gelen yolsuzluğu ve kaosu ortadan kaldırmak için güçlü bir irade ve kararlılıkla birlikte çalışacaklarını ifade etti.

‘KADINLARI ONURLANDIRMAK’

Ülke tarihinde ilk kez hükümeti kurma görevinin bir kadına verildiğine dikkati çeken Said, bunun Tunus için bir şeref ve Tunuslu kadınları onurlandırma olduğunu dile getirdi. Hükümette yer alacak isimlerin önümüzdeki birkaç saat veya gün içinde önerilmesini arzu ettiğini söyleyen Said, Ramazan'dan "yolsuzlukla mücadele için çalışacak, halkın sağlık ve ulaşım başta olmak üzere pek çok alanda insana yakışır bir yaşam talebini karşılayacak homojen bir ekip kurmasını" istedi.,

NECLA BUDEN RAMAZAN KİMDİR?

Ramazan, 1958 yılında Tunus'un merkezindeki Kayrevan vilayetinde doğdu. Başkentteki Tunus Mühendislik Okulunda jeoloji dalında Öğretim Görevlisi olan Ramazan, kariyeri boyunca birçok görev aldığı Yüksek Öğrenim Bakanlığında son olarak Dünya Bankası programlarının uygulanması üzerine çalışıyordu. Ramazan, akademik ve sade kimliğiyle öne çıkıyor.

SAİD, YASAMA VE YÜRÜTME YETKİLERİNİ DEVRALMIŞTI

Tunus Cumhurbaşkanı Said, 25 Temmuz'da Meclisin çalışmalarını dondurması ve başbakanı azletmesinden sonra, 22 Eylül'de yetkilerini genişleten yeni kararnameler yayımlamıştı.

Resmi Gazete'de yayımlanan kararnamelere göre, Tunus Cumhurbaşkanı'na, Bakanlar Kurulunun görüşünü aldıktan sonra Cumhurbaşkanlığı kararlarıyla "yasama metinlerini" çıkarma yetkisi verildi.

Kararname uyarınca, Bakanlar Kurulu artık Meclise değil, Cumhurbaşkanı'na karşı sorumlu olacak. Cumhurbaşkanı, başbakanı atayacak, kabine üyelerini, hükümetin siyasetini ve kararlarını belirleyecek.

Cumhurbaşkanı'na ayrıca her türlü Cumhurbaşkanlığı kararını halk oylamasına sunma yetkisi de verildi.

GANNUŞİ, MİLLİ KUVVETLERE YAKLAŞIYOR

Nahda hareketi lideri Raşid Gannuşi

Afrika kıtasında II. İstiklal Savaşı dönemi yaşanıyor. Tunus’un “Müslüman Kardeşler”i Ennahda’nın Başkanı Raşid Gannuşi, 23 Eylül günü AFP’ye “1959 Anayasası’na geri döndük” diyerek, Tunus’taki yönelişi gayet güzel özetledi.

NEDEN 1959?

1959’da Fransa yenildi ve Burgiba iktidarı başladı. 2010 yılının Arap Baharı, Burgiba devlet geleneğini hedef alıyordu. Cumhurbaşkanı Kays Sayid’in Burgibacı yönelimi bir kez daha teyit edilmiş oldu.

KADIN BAŞBAKAN

Dün ilk kez bir kadın Tunus Başbakanı olarak görevlendirildi. “Nasıl biridir?” diye soruluyor.

Neoliberaller, “O eğitimbilimci hoca, ekonomiden siyasetten ne anlar” eleştirilerini yapıyorlar.

Cumhurbaşkanı’nın aile dostu olduğu ilk gelen bilgilerden. Bu da Cumhurbaşkanı’yla uyumlu çalışacağı anlamına gelir. Kays’ın ana telkini: “Yolsuzlukla ve devlet kurumlarının her tarafına yayılmış kaotik ortamla mücadele”.

Kaotik ortamdan, Arap Baharı’nın “devletsizleştirme” girişimleri anlaşılmalıdır.

ATATÜRK, NASIR VE BUMEDYEN ENGELİ

1993 yılında Aydınlık’ta yaptığım ilk çevirilerden birisinde, bir Amerikan “think-tank” kuruluşu “Atatürk, Nasır ve Bumedyen ‘kültleri’, özelleştirmenin önünde engel” diye yazmıştı.

Keza, Graham Fuller, bunu, “Atatürk’ün modası geçti” diye ifade etmişti.

GANNUŞİ: YENİ PAŞİNYAN

Batı, Tunus’ta yeni “Burgibacı” çizgiye karşı nafile kışkırtmalar peşinde. Ne var ki, “Arap baharcılığı”nın etkisi epey azalmış durumda. Bu süreçte, Gannuşi’nin “sağduyulu” davranarak, oyuna gelmediği görülüyor. Bunda, AKP’yle ilişkisinin olumlu rol oynadığı söylenebilir.

Sonuç olarak, Nahda’nın “Davutoğlu ve Babacan”ları Gannuşi’yi eleştirerek partiden ayrıldılar.

Şer cephesi ise şöyle: 2 bin kişinin katıldığı cılız gösterilere “Arap Baharı” cephesini oluşturan, Nahda’dan kopanlar, 2011-2014 yani Arap Baharı’nın Cumhurbaşkanı Munsef Merzuki taraftarları, “El Karama” İslamcı partisi, sözde sol parti ve dernekler ve “bağımsız “ şahsiyetler katılıyor.

Sonraki Haber