Manafzade Ankara Resitalinde ‘Türkiye 100’ü çalacak: ‘Bu beste kardeşliğimizin ortak duygusu’

Azerbaycan Devlet Sanatçısı, piyanist, besteci ve orkestra şefi Turan Manafzade, 6 Haziran Salı akşamı CSO Ada Ankara Mavi Salon'da resital verecek. Kendi bestelerinin yanı sıra Azerbaycan ve Türk Halk ezgilerinden derlediği programı dinleyiciyle buluşturacak olan Manafzade, konser programının yanı sıra “Türkiye 100” adını verdiği yeni bestesini de sürpriz olarak seslendirecek. Manafzade, Aydınlık’a yaptığı açıklamada, Azerbaycan’ın Karabağ Zaferi öncesi bestelediği eserleriyle birlikte, Azerbaycan-Türkiye kardeşliğinin ortak duygusunu temsil eden ve gözyaşlarıyla bestelediğini söylediği “Türkiye 100”ü de dünyanın her yerine taşıyacağını belirtti. Eseri yayınladığı andan itibaren çeşitli teklifler aldığını belirten Manafzade, orkestra ve koro ile birlikte “Türkiye 100”ün kaydını yapmak istiyor.

Azerbaycan’ı dünya sahnelerinde temsil eden en genç kadın orkestra şefi olan Turan Manafzade, orkestra şefliğinin yanı sıra piyanist olarak da bugüne kadar Almanya, Avusturya, İtalya, İsviçre, Azerbaycan, Türkiye, Romanya, Özbekistan ve birçok ülkede konserler verdi. Almanya’nın Baden-Baden şehrinde düzenlenen “Baden - Würtemberg Piano Competition”ın ‘'Solo Piano” kategorisinde üçüncülük ve Abuzar Manafzade ile birlikte “Piano Duo” kategorisinde birincilik, Bulgaristan’ın Albena şehrinde düzenlenen “Uluslararası Piyano Yarışması”nda “Folk-Jazz” kategorisinde de birincilik kazanan Manafzade, prestijli birçok yarışmada üstün dereceler elde etti.

Kültürel diplomasiyi önemseyen bir kültür elçisi olarak, ‘soft power’ (yumuşak güç) enstrümanlarını kullanmanın önemini, insanlar arasında sağladığı birlik beraberliği ve kültürleri buluşturduğunu her konserimde ve her fırsatta görüyorum.

‘TÜRKİYE İÇİN DUYGULARIMI YANSITTIM’

Turan Manafzade, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılına ithafen bestelediği eserle ilgili şu açıklamalarda bulundu:

“‘Türkiye 100’ ismini verdiğim eserim, 4 Şubat 2023 tarihinde gözyaşlarıyla bestelediğim, aynı zamanda benim Türkiye Cumhuriyeti’ne olan en güzel dileklerimi, duygularımı ve temennilerimi içeren son bestemdir. Hem de Azerbaycan-Türkiye kardeşliğinin ortak duygusunu temsil ediyor. Deprem acısı yaşanıyorken paylaşmayı uygun bulmadığım için, müziğini birkaç hafta önce sosyal medya hesaplarımdan paylaştığım bestem halk tarafından benimsendi ve çok sevildi. Hatta insanlar ısrarla söz yazmamı da isteyince henüz yeni yayınladığım sözlerini de müziğime ekledim.

Kültürel diplomasiyi önemseyen bir kültür elçisi olarak, ‘Soft power’ (yumuşak güç) enstrümanlarını kullanmanın önemini, insanlar arasında sağladığı birlik beraberliği ve kültürleri buluşturduğunu her konserimde ve her fırsatta görüyorum.

‘AİLEME VE DOSTLARIMA DANIŞTIM’

“Yakın zamanda notalarını paylaşacağım ve orkestrasyonunu yapmayı düşündüğüm bu eserimin sözlerini yazdığım sürede, fikrine önem verdiğim ailem ve yakın dostlarıma danıştığımı belirtmek isterim. Aynı zamanda sosyal ağlardan kendi sözlerini müziğimle okuyup, gönderen insanlar beni çok duygulandırdı. Söz yazım sürecinde müzikle sözlerin uyumu ve aynı zamanda bazı ayrıntıları kaçırmamaya özellikle dikkat ettim. Örneğin her yaştan insanın söyleyip, çalıp, anlayabileceği bir beste olması gibi. Yıllardır sözlü besteler yazdığım ve hatta söylediğim için bu konuda zorlanmadım.

‘MARŞ TEKLİFLERİ ALIYORUM’

“2020 yılında Azerbaycan’ın Karabağ Zaferi öncesi bestelediğim ve kariyerimde bana kapılar açan ‘Azerbaycanım’ ve ‘Yükseliş’ adlı eserlerim gibi, ‘Türkiye 100’ bestem de yurtiçi ve yurtdışı konserlerimde benimle beraber dünyayı dolaşacak.

“Aynı zamanda önemli bazı kurumlar adına marş bestelemek için teklifler aldığımı da mutlulukla paylaşırım. ‘Türkiye 100’ bestemi ilk yayınladığım günden bu yana, eserin belli projelerde kullanımı ile ilgili teklifler almak da beni çok mutlu etti. Umarım en yakın zamanda orkestra ve koro ile birlikte bir kaydını yapma şansı yakalarım.”