Türk çift Kovid-19 ile mücadelede dünyaya umut oluyor

Prof. Uğur Şahin ve Dr. Özlem Türeci çifti Alman Viroloji uzmanı Christoph Huber ile 2008 yılında kurdukları BioNTech şirketinde Kovid-19’a karşı aşı geliştirmeye çalışıyor. Almanya Sağlık Bakanı Jens Spahn’nın da yakında takip ettiği aşı çalışmalarında deneyler için izin verildi.

1965 İskenderun doğumlu, 2019 Almanya “Kanser Ödülü” sahibi Prof. Uğur Şahin’in yönettiği Mainz merkezli BioNTech şirketi uzun süredir dünya çapında ilaç sanayisinin dikkatini çekiyor.

BioNTech’e bilimsel araştırmaları için yapılan yatırımlar ve hükümetlerin verdiği parasal destekler dikkat çekiyor: Kovid-19 salgını sonrası Çin’in devleri arasında yer alan Şanghay merkezli Fosun ilaç ve teknoloji firması 135 milyon dolar, Japon Astellas firması 422 milyon dolar, ABD’li şirket Phizer ilk aşamada 185 ve Kovid-19’a karşı savaşımda BioNTech aşısı ile başarıyı yakalarsa 563 milyon dolar daha yatıracak. Yine milyonlarca dolar destek sağlayan ve şirkete yatırım yapanlar arasında Alman iş insanları Andreas und Thomas Strüngmann ile Microsoft şirketinin kurucusu, dünyanın en zengin kişileri arasında yer alan Amerikalı işadamı Bill Gates de bulunuyor.

Kansere karşı aşı geliştirmeye çalışan BioNTech teknoloji şirketi çalışmalarında yapay zekâdan da yararlanıyor. 1300 çalışanı ile şirket 2019 yılında 109 milyon Euro ciro elde ederken, 190 milyon Euro da zarar etti. Alman Hükümeti ile Avrupa Birliği’nin de uzun zamandır parasal destek sağladığı BioNTech’in piyasada henüz hiçbir ürünü yokken, deney aşamasındaki 10 ürünü ise gelecek vadediyor.

Küresel salgın nedeniyle devam eden deneylere Kovid-19 aşısı da eklendi. Şirketin kurucularından ve CEO’su olan Prof. Uğru Şahin, Kovid-19 salgının Çin’in Hubey eyaletinde patlak vermesi üzerine, Nisan ayında Avrupa’ya salgının gelmesini bekliyordu. Ancak salgın beklediğinden erken yayıldı.

BORSA DEĞERİ 12 MİLYAR DOLARA YÜKSELDİ

Prof. Uğur Şahin ve Dr. Özlem Türeci çiftinin Alman Viroloji uzmanı Christoph Huber ile 2008 yılında kurdukları BioNTech şirketinin borsadaki değeri, Kovid-19’a karşı deney aşamasına geçtikleri aşı çalışması nedeniyle bir gecede yüzde 50’i artarak 12 milyar dolara yükseldi.

Böylece şirketin New York borsasındaki değeri, Alman havayolu şirketi Lufthansa’dan üç misli daha fazla oldu. 15 dolar olan hisse senedi bir gecede 56 dolara yükseldi. BioNTech’in borsaya girişi ise Ekim 2019’da gerçekleşti.

T-HÜCRELERİ VİRÜSÜ YENEBİLİR

Almanya’da aşı çalışmalarına onay veren Paul-Ehrlich Enstitüsü, Kovid-19’a karşı mücadelede insanlar üzerinde BioNTech’in aşı deneyleri yapmasına 22 Nisan’da izin verdiğini duyurmuştu. Almanya Sağlık Bakanı Jens Spahn’nın da yakında takip ettiği aşı çalışmalarında gönüllülerin zarar görmeyeceğinin anlaşılması üzerine aşı deneyleri için izinler verildi. Böylece Çin, ABD ve İngiltere’den sonra Almanya’da da Kovid-19’a karşı aşı denemesi başlayacak.

Deneyler, 18-55 yaşındaki 200 gönüllü, sağlıklı insan üzerinde önümüzdeki günlerde yapılmaya başlayacak. Eğer Temmuz ayına kadar sürecek ilk aşamada olumlu sonuçlar alınırsa, deneylerde sonbahar aylarında kitlesel düzeyde on binlerce kişi üzerinde ikinci safhaya geçilecek. Olası yan tesirleri tespit etmeyi amaçlayan deneylerde gönüllülere virüsün zararlı olmayan mRNA’ları (Ribonükleik Asit) enjekte edilecek. DNA’nın tek zincirli bir temeli olan mRNA genetik molekülleri, deneylerde proteinlerin oluşmasını tetikliyor. Deneylerin bünyesine enjekte edilen aşı sayesinde ise, bünyenin iltihaba karşı üstün gelmesini sağlayan koruyucu hücrelerin üremesi ve virüs tehdidi karşısında üstünlük kurması hedefleniyor. Prof. Uğur Şahin, kansere karşı mücadelede de aşı çalışmalarında özetlenen bu yöntemi uyguladıklarını vurgulayarak şunları söyledi: “Her insanın bünyesinde var olan bu genetik moleküllere T-hücreleri diyoruz. Bu T-hücrelerini sentetik olarak üretme imkanımız var. T-hücreleri kanser hücrelerini nadiren, yetersiz miktarda yok edebiliyor. Sentetik olarak elde etme imkanımızın olduğu T-hücreleri sayesinde vücutta saldırıya uğrayan ve genlerimizin mutasyon geçirmesine neden olan, metastaza kadar varan genetik değişim sürecini durdurma imkanı söz konusudur. Şimdi var olan bu çalışmalarımızı Kovid-19’a karşı savaşıma yönlendirdik. Buradan olumlu sonuçlar alacağımızı düşünüyoruz.”

Sonraki Haber