Türk eyeri (Sella turcica)

Sella turcica (tekil) sellae turcicae (çoğul) (Latince harfiyen «Türk eyeri»), insanların yanı sıra şempanze, orangutan ve gorillerin dahil olduğu insangiller familyasının (Hominidae) kafataslarındaki sfenoit kemikte bulunan eyer şeklindeki çukur.

Sella turcica (Türk eyeri), ünlü anatomi bilgini Adrianus Spigelius tarafından kullanılmış ve ölümünden iki yıl sonra öğrencisi tarafından yayımlanan De Corpora Humanis Fabrica adlı eserle de literatüre kazandırılmıştır. Bu isim, lateral kafa görüntülerinde izlenen bölgedeki ön ve arka kemik çıkıntılarının bir oturağın desteğine benzetilmesi ve bunun o dönemde binicilikle özdeşleştirilen Türkler'in eyerlerinde kullanması nedeniyle, herkesin gözünde canlanmasının kolay olmasından ötürü Sella turcica yani Türk eyeri ismi verilmiştir.

Sella turcica, nörokranyum kemiklerinden biri olan sfenoid kemikte bulunan, çukur kısmında hipofiz bezinin oturduğu, eyer şeklindeki yapıdır. İnsanların dışında goril, orangutan, şempanze gibi canlıların içerisinde bulunduğu İnsangiller ailesini kafataslarında da aynı şekilde sfenoid kemik içerisinde bulunan oluşumdur.

Sella turcica; tuberculum sella, hipofizeal fossa ve dorsum sella denilen bölümlerden oluşur. Ön ve arkada bulunan çıkıntı yapıları hipofizeal çukuru, yani dolayısıyla içine yerleşen hipofiz bezini korur.

Sella turcicanın büyümesi ön ve arka kemik duvarının şekilenmesi ile gerçekleşmektedir. Kemikte gelişme kemik yapan hücre) ve kemik yıkan hücre yardımıyla gerçekleşir. Anterior kemik duvarı iç kısmındaki kemik yapımı erken dönemde sona ererken, posterior duvarındaki kemik yapımı uzun yıllar devam etmekte böylece sellanın boyu yaşla beraber artmakta ve kemik bütün olarak arkaya doğru yer değiştirmektedir.

Sella turcica morfolojisi geçmişten günümüze bireyler arasındaki farklılıklarının ortaya çıkardığı klinik özelliklerinin araştırılması açısından merak konusu olmuştur. Ayrı cinsiyetler, ikiz bireyler, aynı bölgede yaşayan insanlar morfolojik farklılıklar açısından incelenmiştir.

İkizler üzerinde yapılan çalışmalarda sella turcicanın boyutunun monozigotik ikizlerde benzer olduğu görülmüş; ancak bazı gözlenen ikizlerde de sella turcicaların birbirinden farklı olduğu belirlenmesi sonucu morfolojisinin genetik olarak belirlenmediği sonucuna varılmıştır.

Farklı toplumlardaki sağlıklı bireylerde yapılan çalışmalarda sella turcica yapısı yuvarlak, oval, düz şeklinde olmak üzere değişik gruplarda incelenmiştir. Bu çalışmalar, sella turcica morfolojisindeki değişikliklerin hastalık belirtisi olmadığını göstermiştir.

Sella turcica morfolojisindeki varyasyonların hastalık belirtisi olmadığı kabul edilmiş olmasına rağmen, son yıllarda yapılan çalışmalarda Down sendromlu bireylerde ve diyabetli çocuklarda morfolojik değişimlerin olduğu rapor edilmiştir

Radyografideki büyümüş sella turcica adenomlar, menenjiomlar, primer hipotiroidi, prolaktinoma, gigantizm, akromegali, boş sella sendromu, Nelson sendromu gibi patolojilerle ilişkilendirilebilirken, sella turcica boyutlarındaki küçüklük büyüme-gelişme geriliği ve boy kısalığı ile ilişkilendirilebilir. Ancak bunlar tek başlarına tanı koymak için yeterli kriterler değildir.

ANOMALİLERİN SAPTANMASINDA ÖLÇÜ

Nedeni bilinmeyen ya da kafa içi basıncının artışı gibi durumlarda nadir olarak görülen, genişlemiş ve deforme olmuş sella turcica bir kısmı ya da tamamının beyin omurilik sıvısı ile dolması sonucu oluşur. Sella turcicanın boyutu sabit ya da artmış olabilir ancak boyutundaki artma hipofiz tümörünü de akla getirebilir. Semptomlarla birlikte hasta cerrahi tedavi ya da ilaç tedavisiyle takip edilir.

Sefalometrik analizlerde kafatasının kaidesinin hesaplanmasında burun kemiği ve alın kemiğinin birleşme noktasıyla beraber rehber nokta olarak kullanılır. Prenatal ve postnatal dönemdeki gelişimi kafa-yüz bölgesini ilgilendiren anomalilerin tespiti ve araştırılması konusunda, postnatal dönemin ilk yıllarından beri sabit kaldığı için yol göstericidir.

Sonraki Haber