Türk gençliği çocuk istismarcılarından hesap sordu: Geleceğimizi karartamazsınız
İstanbul Üniversitesinde çocukların cinsiyetlerini değiştirme girişimine karşı eylem yapan TGB üyeleri, "Türk Gençliği olarak geleceğimizi mahvetmelerine izin vermeyeceğiz! Çocuklarımıza uygulanan istismara göz yummayacağız" dedi.
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesinde, 18 yaşının altındaki çocuklara cinsiyet değiştirmesi için ergenlik baskılayıcı ilaç, çapraz hormon uygulanmasını, Türkiye Gençlik Birliği (TGB) üyeleri protesto etti. Dün İstanbul Üniversitesinin Fatih Çapa’da bulunan Tıp Fakültesi önünde toplanan gençler, “Üniversitemizde LGBT dayatmasına çocuk istismarına dur diyoruz” pankartı açtı. Eyleme katılan TGB üyeleri de ‘Bilim değil çocuk istismarı.’ ‘Kirli ellerinizi çocuklarımızdan çekin.’ ‘İstismarcı akademisyen istemiyoruz.’ afişleri kaldırdı. Basın açıklamasını TGB İstanbul İl Başkanı Yiğit Çınar yaptı. Çınar ‘Emperyalimin LGBT dayatması karşısında Türk gençliği ve Türk milletinin olduğunu belirterek, üniversitenin öğretim görevlilerini halktan yana tavır almaya çağırdı.
Yiğit Çınar yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Yaşları 11 ila 18 arasında değişen 28 çocuğa, 28 kardeşimize ‘ergenlik durdurucu hormonlar’ verildi, erkeklerin ses telleriyle oynanarak inceltildi, kimisinin göğüsleri alındı, bedenlerine geri dönüşü olmayan müdahalelerde bulunuldu ve 16’sına karşıt cins hormonu verilerek cinsiyet değiştirmeye zorlandı. Bu çocuklarımızdan 7’si, 17 yaşına geldiklerinde cinsiyet değiştirme operasyonuna hazırlanmak için ameliyat masasına yatırıldı. Bir kardeşimiz, bu yaşadıklarından ötürü intihar teşebbüsünde dahi bulundu.
‘İNSANLIĞA VE BİLİME KARŞI CİNAYET’
“Şimdi soruyoruz, bu hangi ahlaka, hangi vicdana, hangi etik değerlere ve hangi bilime sığıyor? Daha 18 yaşını doldurmamış çocukların cinsiyetiyle oynama, onlara LGBT ideolojisinin dayatmalarıyla tıbbi müdahalelerde bulunma, cinsiyetsizleştirme operasyonu yapma hakkını nereden alıyorsunuz? “Bu rezaletin adını koyalım: Bu cinsiyet değiştirme operasyonları henüz bedensel, zihinsel, ruhsal gelişimini tamamlamamış bireylere yönelik uygulanan bir çocuk istismarıdır. Bu çalışmanın parçası olmuş, altına imza atmış, onay vermiş bütün sözde hekimlerin, sözde akademisyenlerin bu istismarda dahli vardır. İstanbul Üniversitesi çatısına saklanarak yapılan bu çocuk istismarı, insanlığa ve bilime karşı bir cinayettir.
‘DUR DİYORUZ!’
“LGBT ideolojisinin dayatmalarını çocuklarımızın, kardeşlerimizin üzerinde uygulamaya kalkanlara dur diyoruz, dur! O kirli planlarınızın, kirli ellerinizin önünde Türk gençliği var, Türk milleti var. Biz çocuklarımızı, Türkiye’nin geleceğini sizin ellerinize bırakır mıyız? Geleceğimizi sizin çürümüşlüğünüze kurban eder miyiz? Sizin emperyalist merkezlerden, ağababalarınızdan aldığınız fonlara, kurduğunuz tezgahlara, beraber iş tuttuğunuz dışarıdan beslenen kuklalaşmış LGBT örgütlerine izin de geçit de vermeyeceğiz, bunu iyi bilin!”
‘TÜRKİYE’NİN BÖLÜNMESİ İÇİN GÖREV ÜSTLENMİŞ’
“Bu istismarın başını çeken Şahika Yüksel’in seceresine baktığımızda Türkiye ve insanlık düşmanlığının bir paketini görüyoruz. Bu pakette neler var? HDP’ye destek var, Selahattin Demirtaş’a özgürlük talebi var. Kendisi Türk ordusunu katliamla suçlayan, PKK’yı kurtarmaya kalkan Barış Akademisyenleri bildirisinin liderlerinden, fon bağımlısı LGBT örgütü Kaos GL’nin yazarı. Her türlü LGBT dayatmasının merkezinde yerini almış bir şahıs. “Bu özgeçmişin çocuklarımıza en fazla ne getirebileceğini düşünün. Türkiye’nin bölünmesi ve parçalanması için nerede ne görev varsa bulup üstlenmiş. Şimdi de birilerini etrafına toplamış, Türkiye’nin en köklü üniversitesinde, bilim yuvasında, Türkiye’nin gururu İstanbul Tıp Fakültesinin, Tıbbiyemizin adını kullanarak çocuklarımıza cinsiyet değiştirme operasyonu yapıyorlar.
‘SORUMLULARIN PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ’
“Gereken yapılana kadar Türkiye Gençlik Birliği olarak bu suçun sorumlularının peşini bırakmayacağımızı, bu insanlık ayıbının her yerde takipçisi olacağımızı, hayatlarıyla ve cinsiyetleriyle oynanan arkadaşlarımızın hesabını soracağımızı herkes bilmelidir.
‘BİLİMİ SAVUNMANIN YOLU HALKI SAVUNMAKTAN GEÇER’
“Son çağrımız da İstanbul Tıp Fakültesinin değerli hocalarına, hekimlerine ve hekim adayı öğrenci arkadaşlarımızadır: Bilimi savunmanın yolu halkı savunmaktan geçer. Tamamen bilim dışı ve safsata dayatmalarla bu milletin çocuklarının hayatlarıyla oynayanların hekimlik ve bilim insanlığı perdesinin arkasına sığınmasına izin vermeyelim.”