İşçilerden 81 ilden ‘geçinemiyoruz’ seslenişi

Vergi kesintisi, pahalılık, ‘örgütlenmeyin’ baskısı… Düşük ücret nedeniyle birçoğu ek iş yapmaya mahkum olan 81 ilde Türk-İş’e bağlı iş yerlerindeki işçiler hükümete ‘geçinemiyoruz’ diye seslendi: Bozulan ekonominin bedelini biz ödemeyeceğiz

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ)’na bağlı işçiler “zordayız geçinemiyoruz’’ sloganıyla 81 ilde bir saatlik oturma eylemleri yaptı. “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz”, “işçiyiz hakkımız kazanacağız”, “hükümet uyuma sabrımızı taşırma”, “sanatımız raylarda maaşımız diplerde” sloganları atıldı. Büyük pankartlar açıldı… İşçiler sorunlarını; hayat pahalılığı, satın alma gücümüzdeki gerileme, adaletsiz vergi sistemi, kamu işyerlerinde ücret dengesizliği, işsizlik, güvencesiz çalıştırma ve kayıt dışı ve mülteci istihdamı şeklinde sıraladı.

İŞÇİLER ENFLASYON SEBEBİ DEĞİL

Ortak açıklamalarda şu ifadeler kullanıldı:

“Açıklanan resmi enflasyona göre belirlenen ücret zammı bizi daha da yoksullaştırıyor. Gerçek enflasyon oranları açıklanmazsa bu kayıp daha da artacaktır. Enflasyonun bir an önce gerçek seviyesinde açıklanması için gerekli adımlar atılmalıdır. İşçiler enflasyonun sebebi değildir. Enflasyonu düşürmek için fedakarlığı kazancını ve servetini artıranlar yapmalıdır.

GELİR ADALETİ

“Ülkemizde gelir adaletini sağlamak için vergide adaletin sağlanması gerekir. Az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınmalıdır. İşçiler 12 ay çalışmakta ve fakat 2,5 aylığın' vergi olarak ödemek zorunda kalmaktadır. Yaptıkları her harcamada KDV'si, ÖTV'si olmak üzere ödediği dolaylı vergi var. Vergi sisteminde acil olarak düzenleme yapılmalıdır. Kamu kesimi toplu iş sözleşmelerinde yaşanan sıkıntıyı biliyorsunuz. Acilen, ek çerçeve anlaşma protokolü yapılması talebimizi yaptık. Yürürlük başlangıç süresi ocak ayı olanlarla, 1 Şubat ve ilerleyen aylarda olan toplu iş sözleşmelerindeki ücret zammı oranı arasındaki fark ortadan kaldırılmalıdır.

EMEKLİ AYLIKLARI

“Sosyal güvenlik sistemimizde birçok sorun çözüm beklemektedir. Ancak bu sorunlara yenileri de eklenmektedir. Emekli aylığı bağlanmasında geçmişte yapılan düzenlemelerin ne anlama geldiği bugün daha iyi anlaşılmaktadır. Aynı işyerinde aynı dönemde çalışan iki işçiye emekli aylığı başvuru tarihleri farklı olduğu için farklı aylık bağlanabilmektedir.

KIDEM TAZMİNATI

“Yıllarca kıdem tazminatına her el uzatıldığında, meydanlarda ‘kızımın çeyizi oğlumun düğün parası’ dedik, ortadan kaldırılmasına karşı durduk. TÜRK-İŞ olarak verdiğimiz mücadeleyle bu güne kadar kıdem tazminatına dokundurtmadık. Ancak kıdem tazminatı da zaman içinde eridi. Kıdem tazminatı tavanı uygulaması işçilerin mağduriyetini her geçen gün arttırdı. Bu mağduriyetin ortadan kaldırılması için kıdem tazminatı tavan miktarının brüt asgari ücretin 7,5 katı olması gerekmektedir.

UCUZ İŞ GÜCÜ ÜLKESİ OLMAYACAĞIZ

“Sendikalı işçi ile örgütsüz işçi, memur ile işçi, sigortalı işçi ile kayıt dışı çalışanı ve mülteciyi karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar. İşsizlerin iş beklentisiyle çalışanlara baskı kurulmak isteniyor. Türkiye ucuz iş gücü ülkesi olmayacaktır. Rekabet düşük işçi maliyet sağlanmamalıdır. Zorlu çalışma şartlarını biz yaşıyoruz. Geçim sıkıntısını biz çekiyoruz. Bozulan ekonominin bedelini biz ödemeyeceğiz.”

ULUSAL KANAL’A ÖZEL AÇIKLAMALAR:

Meclis açılacak işçi için çalışılmalı

TÜRK-İŞ Genel Başkan Ergün Atalay “zordayız geçinemiyoruz” eylemleri kapsamında dün sabah saatlerinde TCDD Sincan Bakım Şefliği’ndeydi. Ardından da TCDD Yol Atölyesi’ne geldi. Atalay gelmeden önce işçiler ıslıklarla yürüyerek basın açıklamasının yapılacağı yere geldi. Atalay, burada Ulusal Kanal’a özel açıklamalarda bulundu. Haftaya yapılacak TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu toplantısında Ankara’da düzenlenecek büyük mitingin tarihinin kesinleşeceğini söyledi.

‘TALEPLERİMİZİ İLETTİK CEVAP VERMEDİLER’

Atalay şu ifadeleri kullandı:

“Alım gücü yerle bir oldu. Türkiye İstatistik Kurumu rakamlarıyla bizim gelirimiz ölçüşmüyor. Ülkeyi yönetenler konuştum. Hem müzakere hem mücadele yapıyoruz. İki toplantı yapıldı cumhurbaşkanı yardımcılarıyla… Taleplerimizi ilettik, iletmeye de devam ediyoruz. Ama cevap vermediler. Verene kadar da bu süreci devam ettireceğiz. İş durdurmaktan mutlu değiliz. İşçinin haklı talebine kulak vermek lazım. Ücret dengesizliği var, yasal düzenleme ihtiyacı var. Meclis açılıyor bunla ilgili çalışma lazım. Rehber kitabı hazırladık. Batan geminin lüks kamerası olmaz. Taşın altına el koysunlar. Biz vücudumuzu koyduk dayanamıyoruz! Örgütlenmede sorunlar devam ediyor. Çözüm şart. Burada çalışan insanlar geceleri ek iş yapıyor.”

İŞÇİLER KONUŞTU:

Hükümet duymuyor değil duymazdan geliyor!

Eylemdeki işçilerle de konuştuk. Bir işçi, sözleşme öncesi seyyanen zam talebini dile getirdi.
Bir başka işçi vergide adalet istediğini belirterek, “Türkiye’nin en pahalı oyuncaklarını tamir ediyoruz. 30 senelik işçi 38 bin lira maaş alıyor. Geçinmek mümkün değil. İşçiler endişeli. Tasarruf hep emekçinin sırtından. İşçi üzerinden artık zenginleşilmesin! Yaşanabilir maaş istiyoruz. Bizi açlığa mahkum ettiler.” dedi. Bu sırada başka bir işçi, “Toprağı satanlar utansın” diye bağırdı. İşçilerin eylemine yan taraftan geçen tren de korno çalarak destek verdi. Bir diğer işçi ise eylemlerinin devam edeceğini anlattı. Basının ilgisizliğine dikkat çekti, Aydınlık ve Ulusal Kanal’a teşekkür etti. Pahalılıktan yakınan bir başkası TÜİK rakamlarının gerçek olmadığını vurguladı. İşçilerin çoğu ek iş yaptıklarını dile getirirken, hükümetin onları duymadığını değil duymazlıktan geldiğini ifade ettiler.

Vatan Partisi işçilerle tek yürek

Vatan Partisi tüm Türkiye’de il başkanlıkları ve yöneticileriyle TÜRK-İŞ’in iş bırakma eylemine katıldı.

Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı, sosyal medya hesabı X üzerinden yaptığı açıklamada “Partimiz, işçilerimizin, üreticilerimizin ve bütün halkımızın sorunlarını kökten çözecek programı ve çözümü koyuyor. Türkiye bu süreçten ancak bir Üretim Devrimi'yle çıkabilir. Bu da en sonunda bir Hükümet sorunudur. Vatan Partisi'nin de merkezinde olacağı Üreticilerin Milli Hükümeti biricik çaredir. İşte kaynak: Üreticiden yana bir hükümet yurtdışına götürülen 500 Milyar Doları Türkiye'ye getirir, Banka kasalarında hapsedilen 300 Milyar Doları üretim süreçlerine sokar. Herkese iş sağlar! Bu somut talepler Sendikalarımızı ve işçilerimizi büyük çözümle buluşturacaktır.” mesajı verdi.

Gündüz tank yapıyor mesaiden sonra garsonluk!

AYDINLIK / HATAY

Hatay’da iş bırakma eylemi Hatay’ın İskenderun ilçesi Ağır Bakım olan Şehit Uzman Onbaşı Mehmet Suay Kışlası önünde yapıldı. Açıklamayı Türk-Harb-İş Sendikası Adana Şube Başkanı Erdal Akalın yaptı.

Harb-İş Adana Şube İdari Sekreteri Mustafa Horan, işçilerin ek iş derdine düştüğünü belirtti. Horan Aydınlık’a şöyle konuştu:

“Suriye sınırında, Irak sınırında uçağımızın, tankımızın, topumuzun bakımını yapan işçilerimiz mesaiden sonra garsonluk yapıyor, araba yıkıyorlar. Ne yazık ki iki senedir derdimizi anlatmaya çalışıyoruz. Bu durum Gölcük, Kayseri, Diyarbakır’da da böyledir. Yani Türkiye’nin savunma sanayinin bulunduğu tüm illerde arkadaşlarımızın sıkıntısı aynı. Bu arkadaşlar normal iş yapan işçiler değil. Suriye’de varsak, bu arkadaşlar sayesinde. Mavi Vatan diyorsak bu arkadaşların sayesinde. Lütfen bunlar ek iş yapmasınlar, akşam 5’te evlerine gitsinler ve çocuklarına zaman ayırsınlar istiyoruz.”

GENÇLER İŞİ BIRAKACAK

Harb- İş Hatay İl Temsilcisi Cengiz Güner de “Biz tanklarla burada operasyon geçirdik, geceleri evlerimize gidemedik. Çocuklarımızın isteklerini maaşların yetersizliğinden alamıyoruz. Maaşlarımızda yüzde 80 düşüş yaşandı, artık acilen savunma pirimi almak zorundayız. Almazsak genç arkadaşlar yılbaşından sonra işi bırakacaklar.” dedi.

Eskişehir’den ses yükseldi: ‘Sürekli sabır istendi bıçak kemiğe dayandı’

Can HACIOĞLU / ESKİŞEHİR

TÜRK-İŞ’in eylemleri kapsamında Demiryol-İş Sendikası Eskişehir Şube Başkanı Ramazan Kaya, TÜRASAŞ önünden seslendi. Kaya, buradaki “Sesimizi duyurmak istedik. Sağduyulu davranmaya gayret ettik. Diyalog kapılarını açık tuttuk. Ancak bir sonuç alamadık. Sürekli sabırlı olmamız istendi. Ama bıçak kemiğe dayandı. Bundan sonra sözümüzü meydanlarda yüz binlerle söyleyeceğiz. Ekonomik krizin bedelini işçiler olarak biz ödemeyeceğiz.” dedi.

SOSYAL BARIŞ OLMAZ

Markete, pazara, temel tüketim ürünlerine, her şeye her gün zam geldiğini ifade eden Kaya, “Analar, babalar ‘Çocuğumuzu okula nasıl göndereceğiz?’ diyor. Elektriğe ve doğalgaza geçtiğimiz aylarda yüzde 38 zam geldi. Önümüz kış… İşçisi, emeklisi kışı nasıl geçireceğiz diye kara kara düşünüyor. Kişi başına düşen gelir artıyor ama işçinin ve emeklisinin geliri değil sefaleti artıyor. Ülkemizde gelir adaleti hızla bozuldu. İşçilerin milli gelirden aldığı pay azalırken işverenlerin payı her geçen gün artıyor. Buradan tekrar söylüyoruz: Asgari ücretin açlık sınırının altında olduğu, en düşük emekli maaşının asgari ücretten de düşük olduğu bir toplumda huzuru tesis etmek mümkün değildir. Sosyal barış olmaz!”

‘BÖYLE YOKSULLUK GÖRMEDİK’

Kaya, çok kriz gördüklerinin de altını çizerek, şunları söyledi:
“Ancak bu dönemde olduğu kadar yoksulluk görülmedi. İşçiler mağdur olmadı. Enflasyon kadar ücret zammı yoksulluğun sürmesidir. Kaldı ki açıklanan enflasyon yaşadığımızı gerçeğin çok uzağındadır. Bizi yansıtmıyor. Açıklanan resmi enflasyona göre belirlenen ücret zammı bizi daha da yoksullaştırıyor. Gerçek enflasyon oranları açıklanmazsa bu kayıp daha da artacaktır.”

Sonraki Haber