Türk milletine armağan edilmiş bir mücadele

Her şey Lozan Anlaşmasının görüşmelerinin yapıldığı binanın merdivenlerine çıkmış bir avuç vatanseverin başında Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in yaptığı konuşma ile başladı. Mayıs ayının sonunda bize 24 Temmuz’da büyük bir miting organize edilmek isteği söylendiğinde ilk tepkimiz yazın o döneminde İsviçre’de Türk toplumundan kimsenin olmayacağı herkesin tatil izninde olacağı yönündeydi. Konu Türk milletinin konusuydu, dava haklı bir davaydı önderlik tecrübeli ve birikimliydi ve zamanın, şartların önemi yoktu başarmak için tek şart inanmak ve çalışmaktı. Çok hızlı bir şekilde organize olduk ve Türk toplumunu örgütlemeye başladık. İnanılmaz bir süreç yaşadık sanki herkes böyle bir mücadele için hazırda bekliyordu. Maddi imkanlar hiç yokken herkesten toplanan yardımlarla bütçeler oluşturuldu .Resmi izinler için başvururlar yapıldı .Salonlar ile anlaşmalar yapıldı. Otobüsler tutuldu. Düşünsenize iki yüzden fazla Türkiye’nin aydın birikimli insanı dört gün boyunca İsviçre’de misafir edilecekti .O dört gün neredeyse dakika dakika planlandı .Hiç bir aksilik olmamalıydı ve olmadı da .Lozan 2005’i baltalamak için uğraşanlar ,farklı yerlere çekmek için gayret edenlerin bütün çabaları boşa çıkartıldı.

Lozan 2005 eyleminin en büyük gerçeği Türk milletine güvenme ve doğru eylemdir. Başarı ve sonuçları belirleyen hep bu gerçek olmuştur. En olumsuz şartları bile olumlu hale getiren işte bu gerçektir. Tabiki unutulmaması gereken de, bu gerçeği yaratan doğru önderliktir. Emperyalizmin yalanları 2005 Lozan eyleminde Avrupa gündemine getirilmiş o güne kadar tek taraflı iddialar ile beslenen Avrupa toplumu müthiş etkilenmiştir. Lozan 2005 kendisinden sonra yapılacak olan Almanya, Fransa’daki eylemlerin önünü açmış, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 2015 yılında emperyalizmin yalanını mahkum edene kadar birçok eyleme öncülük yapmıştır.