Türk mücevher sektörü sahte taşlara savaş açtı: Yüz milyar dolarlık taş pazarında söz sahibi oldu

Mücevher İhracatçıları Birliği destek verdi JTR, yerli ve milli laboratuvar kurdu. ABD'den küresel çapta geçerlilik onayı aldı. 100 milyar dolarlık pazarda Türkler, 'Biz de varız' dedi. Milli sertifikasyon, mücevher ihracatının 25 milyar dolara çıkmasına katkı sunacak

Mücevher İhracatçıları Birliği (MİB) Başkanı Burak Yakın ve yönetim kurulunun destekleri sayesinde Türkiye dünya elmas pazarında söz sahibi hale geldi. Mücevher Teknolojileri Araştırmaları Merkezi (JTR), verdiği derecelendirme raporlarının uluslararası alanda geçerliliğini sağlayacak, dünyanın en saygın akreditasyon kurumu Uluslararası Akreditasyon Hizmetleri IAS tarafından onaylandı. Mayıs ayında alınan onayı gösteren resmi evrak geçen hafta itibarıyla Türkiye'ye ulaştı. Böylece JTR, dünyadaki en iyi pırlanta laboratuvarları arasında yer aldı. ABD'den gelerek en ince ayrıntıya kadar denetleyen Çinli uzman, İstanbul'daki JTR laboratuvarına dünyada sadece iki laboratuvarın sahip olduğu dereceyi verdi.

YERLİ MERCEKLER ÖNÜNÜ AÇTI

Hem bu önemli gelişmeyi hem de Türkiye'nin mücevher ihracatına sağlayacağı katkıyı konuşmak üzere MİB Başkanı Yakın ve JTR CEO’su Mehmet Can Özdemir ile bir araya geldik. Sohbet toplantısında verilen bilgilere göre, tamamen Türk mühendisliği ve bilgi birikimi ile JTR yedi ayda sentetik veya sahte elmas ile gerçeğini ayıran ve gerçek taşı da değerine göre sınıflandıran makine yaptı. Bu cihaza küresel onay alan JTR, mart ayında İstanbul'da düzenlenen mücevher fuarında ihracata başladı. Yerli ve milli laboratuvar için Türk mücevher sektörü ilk başlarda isteksiz davrandı. Fakat sektörün bugüne kadar 100 milyon dolar ödediği ithal luplara yani merceklere yerli alternatif üreten JTR'ın bu katkısı yerli laboratuvar konusunda da tam destek almasını sağladı.
MİB Başkanı Yakın, “Mücevher ticaretinde en önemli şey güvendir. Düne kadar bizim taşlarımız bir iki ülkenin tekelindeki sistemlerden onay almak zorundaydı; artık dünya ülkeleri bizden onay almak zorunda kalacak.” mesajı verdi.

İHRACATI 25 MİLYAR DOLARA ÇIKARIR

Dünyada çok fazla sentetik elmas üretilmeye başladı. Ülkemizde de İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) bünyesinde akademi sentetik elmas üretmeyi başardı. Sentetik elmaslar uygun fiyatlı mücevhere tüketicinin ulaşabilmesi için önemli bir işlev görüyor. Fakat sahte taşların yaygınlaşması ve kalitelerinin orjinale yakın olması mücevher sektörünü değer biçme anlamında sıkıntıya sokuyor.
Özdemir'in verdiği bilgilere göre, sentetik pazarı üç yıl önce 3 milyar dolarken bugün 15 milyar dolara ulaştı. Doğal elmas pazarı 100 milyar dolarken 106 milyar dolar oldu. Sentetik elmas pazarının büyümesi orjinalin payını azaltmadı. Dünyada sertifikasyon pazarı ise bir milyar dolar büyüklüğe sahip. Özdemir , JTR’nin IAS akreditasyonunu alarak; (ANSI) Amerikan Ulusal Standartlar Enstitüsü’ne bağlı olan, (ANAB) Ulusal Akreditasyon Kurulu nezdinde akreditasyon için başvuruda bulunduklarını belirtti. Küresel onayla birlikte Türkiye bu pazardan 150-200 milyon dolarlık pay alabilir. Özdemir, “Mesele sertifikadan kazanılacak gelir değil. Biz 250 milyon dolarlık sertifikasyona ulaştığımızda Türkiye'nin mücevher ihracatı 25 milyar dolara çıkacak.” dedi.

UÇAK KRİZİ ELMAS PLANINI BOZDU

Sentetik elmasın pırlantanın yerini alamayacağını fakat Türkiye'nin de kendi sentetik elmaslarını üretmesi sayesinde ithalatın önüne geçilebileceğini anlatan Mehmet Can Özdemir, “Biz mücevherde işçilikten kazanıyoruz ama üretimi de, kesmeyi de burada yaparsak katma değer bize kalır.” diye konuştu. Bu noktada söze giren MİB Başkanı Yakın, sentetik elmas firmalarının İstanbul'daki fuarda salon kapatmak istediklerini ama yerli pazarda ithal sentetik taşların ağırlık kazanmasını istemedikleri için izin vermediklerini söyledi. Yakın, buna izin vermenin “mermer fuarına seramikçi almak gibi.” olacağını vurguladı. Özdemir, sektörün İstanbul'u taş kesme merkezi yapmak istediğini fakat Rus uçağının düşürülmesi yüzünden Rus şirketlerin ham elmasları Türkiye'ye satmadığını anımsattı. G7 liderler zirvesinde Rusya’daki elmas madenlerinden çıkarılan elmaslar ve altın ürünlerine dönük ambargo kararı alındı. Daha önce de Belçika'nın Rusya'dan elmas ithalatı gündeme getirilerek engelleme yönünde talepler gelmişti. Bu kararı değerlendiren Burak Yakın, “Türkiye ile Rusya arasında doğrudan elmas ve altın ticareti bulunmamaktadır. Türkiye ham elmas kesimi ve işlemesi yapmadığı için Rusya’dan ürün almamaktadır.” dedi.

ALTIN FİYATINDA DÜNYADA DA FARKLILIK VAR

Son dönemde tabeladaki altın fiyatları ile fiziki altın fiyatları arasında ciddi farklar meydana geldi. Örneğin tabelada gram altın fiyatı 1310 lira civarında fakat döviz büfesine veya sarrafa gittiğinizde 1400 lira ve üzerinde satış yapılıyor. MİB Başkanı Yakın, “Fiziksel altın ile piyasa altın fiyatı arasında fark var. Bu dünyada da böyle. Bizde 1500-2000 dolar fark varken diğer birçok ülkede 10 bin dolara kadar çıkıyor. Libya, Mısır, Meksika böyle... Bizde fiyat hareketlilikten dolayı yüksek. Mesela İtalya'da on kilo altın verirsen 2-3 ayda alırsın bizde 6 günde alıyorsun. Çok hızlıyız. Altın ithalatı öne çıkarılıyor. Ben 23 milyar dolarlık ithalat yapmışım ama bunu zaten ihraç ediyorum, (İçerde vatandaşın birikim olarak tuttuğu dışında). Bu 23 milyar doların katma değeri ülkeye kalıyor.” dedi.

Sonraki Haber