Türk tezleri İran basınında

“Biden'ın Ermeni soykırımını tanımasının ardındaki emperyalist politika” başlığıyla yayınlanan söyleşide, Türkiye'nin kazandığı AİHM zaferi ve haklı tezleri ayrıntılarıyla paylaşıldı.

'HUKUKİ OLARAK ANLAMI YOK'

Perinçek'in, Biden'ın sözde Ermeni soykırımını tanıması hakkındaki görüşleri şöyle: “Biden’ın açıklamasının uluslararası hukuk açısından hiçbir anlamı yok. 1948 tarihli uluslararası sözleşmeye göre, ancak yerel mahkemeler veya uluslararası ceza mahkemeleri soykırıma hükmedebilmektedir. Dolayısıyla bir mahkeme kararı olmadan herhangi bir soykırımdan bahsetmek mümkün değildir. Biden’ın böyle bir yetkisi bulunmamaktadır.

“Biden’ın açıklamaları tarihsel gerçeklerle de uyuşmamaktadır. 20 yılı aşkın süredir Rus devlet arşivlerinde bu konu üzerine araştırmalar yapıyorum. İran’da da konuyla ilgili kitaplarım yayınlandı. Arşiv belgeleri, emperyalist devletlerin Türkiye’yi paylaşmak için karşılıklı bir kırımı kışkırttığını, Türkiye’nin ise bir meşru müdafaa yaptığını kanıtlıyor.

'KARARIN ARKASINDA EMPERYALİST AMAÇLAR VAR'

“Hukuksal ve tarihsel açıdan bir geçerliliği olmayan bu kararın arkasında emperyalist siyasi amaçlar var. Karar, ABD’nin Türkiye’ye yönelik düşmanca politikalarının bir eseri. Washington, Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyinde bir kukla 'Kürdistan' kurmak istemektedir. Bununla birlikte Doğu Akdeniz’de Türkiye’ye karşı bir blok oluşturmuştur. Batı Trakya ve Ege’ye yığınak yapmakta ve Türkiye’yi çevrelemeye çalışmaktadır. Bu tablo içerisinde Biden’ın açıklamasının bir anlamı vardır. Sözde Ermeni soykırımı iddiaları, eskiden beri Türkiye’yi paylaşma planlarının bir parçasıydı. Günümüzde de aynı amaç vardır. Bu plan, eskiden 'Büyük Ermenistan Projesi' üzerinden yapılırken; günümüzde 'Büyük Kürdistan Projesi' aracılığıyla gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır. Nitekim Türkiye’nin terörle mücadelesi de bir insanlık suçu olarak gösterilmek istenmektedir.”

'TÜRKİYE, İRAN, RUSYA VE ÇİN, ABD İÇİN ENGEL'

Perinçek “Biden başkanlığında Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin bozulacağı tahmin ediliyor. Sebebi ne?” sorusunu da şöyle yanıtladı:

“Türkiye, İran, Rusya, Çin gibi köklü devlet geleneğine sahip ülkeler, ABD planlarının önündeki en büyük engel. ABD, bu ülkelere diz çöktürmeden ya da parçalamadan kendi stratejisini gerçekleştiremez. Dolayısıyla Türkiye ve ABD arasında stratejik bir cepheleşme var. Konu, basit bir sorun ya da yanlış anlama vs. değil. Türkiye, ABD’ye teslim olmayacak. ABD, Türkiye’nin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine saygı duyana kadar ikili ilişkilerin düzelmesi mümkün değil. Sorun, ABD’nin Türkiye ve bölgeye yönelik emperyalist planlarından kaynaklanıyor. Biden da bu planları şiddetlendirerek devam ettireceğini göstermiştir.”

'TÜRKİYE VE RUSYA'NIN ÇIKARLARI ORTAK'

Perinçek, Türkiye'nin ABD ve Rusya ile ilişkilerini nasıl dengeleyeceğine yönelik soruya da şöyle karşılık verdi: “ABD, stratejik olarak Türkiye’nin karşısında konumlanıyor. Rusya ise aynı Türkiye gibi ABD tehdidiyle karşı karşıya ve bölgede Türkiye ile çıkarları ortak. Dolayısıyla Moskova, Ankara’nın bölgedeki en önemli stratejik müttefiklerinden biri. Türkiye, kendine yönelik ABD tehdidini ancak Rusya ve İran gibi ülkelerle işbirliği içinde bertaraf edebilir.

Dolayısıyla Ankara’nın ihtiyacı, Moskova ve Washington arasında bir denge kurmak değil. Yapması gereken Moskova, Tahran, Şam, Bağdat ile birlikte ABD planlarını durduracak bir strateji geliştirmek.”

Türkiye'nin ABD'ye karşı bölgesel güçlerle bir blok oluşturup oluşturmayacağına dair görüşü sorulan Perinçek “Bu, Türkiye için bir zorunluluk. Bu, sadece Türkiye için değil, bütün bölge ülkelerinin ihtiyacı” ifadelerini kullandı.