Stratejik hedefimiz: Milli Demokratik Devrim

Türkiye-ABD mücadelesi devam ediyor. Savaşlarda dostlarınızı ve düşmanlarınızı keyfinize, kinlerinize, hınçlarınıza ve akılsızlığınıza göre belirleyemezsiniz. Kim vatansever kim düşmanın yanında, kim ilerici kim gerici, bu soruların yanıtlarını savaş mevziinde bulunduğunuz yer belirliyor.

Vatan Partisi, 17 Mayıs'ta yaptığı Merkez Karar Kurulu toplantısı sonrası bütün vatandaşlarımıza Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda Cumhurbaşkanı Erdoğan'a oy vermeye çağırdı.

Genel Başkanımız Sayın Doğu Perinçek 18 Mayıs 2023 günü çevrimiçi toplantıda yaptığı konuşmasında, “Türkiye’de baş çelişme, ABD ve işbirlikçileri ile Türkiye arasındaki çelişmedir.” dedi.

Aydınlıkçılar olarak bilinen Doğu Perinçek ve arkadaşları, 1 Kasım 1968 günü yayın hayatına başlayan Aydınlık Sosyalist Dergi ile Milli Demokratik Devrim mücadelesinin ön safında yer almıştır. 1978 yılında Türkiye İşçi Köylü Partisi (TİKP), 1988 yılında Sosyalist Parti (SP), 1992 yılında İşçi Partisi (İP) ve 2015 yılında Vatan Partisi adını alarak mücadeleye devam ediyoruz.

BİLİMİN YOL GÖSTERİCİLİĞİ

Hayatta en hakiki yol gösterici bilimdir. Vatan Partisi, arkada kalan yüzyıllarda, milletimizin ve insanlığın milli kurtuluş savaşlarından, demokratik ve sosyalist devrimlerden beslenen bilim ve kültür mirasını değerlendirir ve rehber kabul eder. Partimiz daima gerçeklerden hareket eder, teoriyi hayatın içinde arar, pratikte sınar ve geliştirir. (Vatan Partisi Tüzüğü, Madde: 4).

20'nci yüzyılın başında Lenin, dünyadaki temel çelişmeyi ezen miller ile ezilen milletler arasındaki çelişme olarak belirledi. Ezilen milletler ezen milletlere, sömürgeci ve emperyalist devletlere isyan ederek milli kurtuluş savaşları ile bağımsızlıklarını kazandılar. Mao Zedung’un dediği gibi milletler kurtuluş, devletler bağımsızlık, halklar devrim istiyordu.

Birinci Dünya Savaşı, Osmanlı Devletine ait toprakların, İngiltere, Fransa ve Çarlık Rusya’sı arasında paylaşılması savaşıydı. Osmanlı Devleti, Almanya ile ittifak halinde vatan savunması yaptı. Fakat sonraki yıllarda Türkiye’de tarihçiler, bilim insanları, Atatürkçüsü, sosyalisti, Kemalisti hep bir ağızdan “Birinci Dünya savaşında Türkiye, vatan savunması yapmadı, emperyalistler arasında paylaşıma alet oldu. Mehmetçik İttihatçıların siyasetine kurban edildi.” dediler.

1960’lı yıllarda Ruhi Su’nun bir türküsünde “Askeri kırdıran Enver Paşa” sözlerini hatırlıyorum.

1976 yılında Aydınlık dergisinde Sahte Sol örgütlerle “Çanakkale Savaşı vatan savunması değildir.” iddiasını tartıştık.

Doğu Perinçek, Aydınlık Yayınları'ndan Mayıs 1979'da çıkan “Türkiye Devriminin Yolu-Temel Çelişme, Baş Çelişme, Baş Düşman, Merkezi Görev” kitabının ön sözünde şöyle diyor: “Bu kitapta, Türkiye devriminin temel meselleri ele alınmaktadır. İncelenen başlıca konular, dünya ve Türkiye’de temel çelişme, baş çelişme, baş düşman ve merkezi görev olarak özetlenebilir.”

Bu kitapta toplanan yazılar 1976 yılında THKO’nun Yoldaş dergisinde yayımlanan yazıların eleştirisi şeklinde ele alınmıştır.

“Temel çelişme, bir toplumun üretici güçleriyle üretim ilişkileri arasındaki çelişmedir. Bu çelişme, alt yapı ile üst yapı arasındaki çelişme de de ifadesini bulur. Bütün üretim tarzları için geçerli olan bu tarif, her toplumsal sistemde somut olarak belirlenir. Bir toplumun temel çelişmesini bulmak için, o toplumdaki üretici güçleri, üretim ilişkilerini ve aynı zamanda üst yapıyı incelemek gerekir.” (Sayfa: 70).

12 Eylül 1980 Amerikancı darbesinden sonra 24 Ocak 1980 kararları sopayla uygulandı. Dünya ekonomisiyle bütünleşiyoruz diyerek KİT’ler özelleştirildi, çiftçiye destek akçeleri kaldırıldı. Üreticiler kambur ilan edildi. Milli sanayiciye avantacı damgası vuruldu. Milli ekonomi çökerken üretim düştü, her şeyi ithal etmeye başladık, borç batağında çırpınmaya başladık.

2023 Türkiye’sinde temel çelişme işçi, çiftçi, esnaf, zanaatkâr, sanayici ve tüccardan oluşan üretici sınıflarla, mafyalaşmış finans grubu faizciler, sıcak para komisyoncuları, dolar ve borsa vurguncuları, tarikat rantçılarından oluşan asalak zümre arasındadır. Bu çelişki Üretim Devrimi ile çözülecektir.

Üretim Ekonomisini kuranlar ve Türkiye birleştirenler iktidar olacaktır. Üreticilerin Millî Hükûmeti Üretim Devrimi programını uygulayacaktır.

2003 yılında ABD silahlı kuvvetleri Irak’ı işgal etti ve Kuzey Irak’ta Barzani önderliğinde Kürt Yerel Yönetimi kuruldu.

28-29 Mart 2003 günlerinde İşçi Parti 6. Genel Kongresi (Hasan Yalçın Kongresi) Ankara’da toplandı. Kongrede kabul edilen Merkez Komitesi Raporunda “Baş Çelişme” şöyle ifade ediliyor:

Vatan Partisi 6. Kongresi (Hasan Yalçın Kongresi)'nde Doğu Perinçek, Ferit İlsever ve Suphi Karaman. 28 Mart 2003

MİLLÎ ÇELİŞME BAŞ ÇELİŞME

“ABD’nin Irak’ı işgali, Türkiye için de bir dönüm noktasıdır. Artık ABD, Türkiye için doğrudan doğruya cephe ülkesidir. Bugün en önemli gerçeğimiz budur. Bu koşullarda, millî çelişme, artık diğer çelişmelerin çözümünü belirlemektedir.

Devletler bağımsızlık, milletler kurtuluş, halklar devrim istiyor. Bu üç akım, çağımızın ana akımlarıdır. Milletin, millî devletin ve millî ordunun direnmesi, Emperyalizm, Millî Kurtuluş Savaşları ve Emekçi Devrimleri Çağı’nın tunç kanunudur.

Niçin tunç kanunudur? Çünkü toplumsal-ekonomik temele dayanır. Başta işçi sınıfı, köylülük ve esnaf-zanaatkâr olmak üzere millî sanayici ve tüccarın menfaatleri millî devletin yaşamasını gerektiriyor. Ordu, bu çıkarların silahlı gücüdür. Millî devlet, bir süre zaafa uğratılabilir, fakat teslim alma noktasına gelince, bu işin barışçı yoldan tamamlanması mümkün değildir. Bütün örnekler, bu tezi doğrulamıştır. Irak veya Yugoslavya’nın millî devlet için silahla direndiği bir dünyada, Türk devleti ve ordusunun direnmeyeceğini düşünmek, büyük yanılgıdır.”

STRATEJİMİZ: KEMALİST DEVRİM’İ TAMAMLAMAK

“İşçi Partisi, bilimsel bir tahlil yaparak, toplumumuzun içinde bulunduğu süreci saptıyor ve önümüzdeki devrimci adımın millî demokratik devrim olduğunu belirliyor. Türkiye’nin yüz elli yıldır devam eden millî demokratik devriminin en güçlü atılımı, Kemalist Devrim’dir. Bu nedenle toplumumuzun önündeki devrimci görev, Türkiye’ye özgü zeminde tanımlanacak olursa, Kemalist Devrim’i tamamlamaktır.”

Ali Karşılayan, İzmir'deki bir yürüyüşte. (27 Eylül 1998)

MİLLET DİRENİR, MİLLÎ DEVLET DİRENİR, MİLLÎ ORDU DİRENİR

Genel Kongrenin temel sloganı budur. Kongrede çok çetin tartışmalar oldu. Bazı delegeler “Milli Ordu mu kaldı? Türk Ordusu NATO ordusudur, Genel Kurmay Başkanı Hilmi Özkök Fetullah Gülen’in adamıdır, bu ordu mu direnecek?” dediler. Bu bilgiler doğruydu ama Türk Silahlı Kuvvetlerinde Atatürk geleneği tükenmemişti. 12 Mart 1995 günü Türk Silahlı Kuvvetleri Başbakan Tansu Çiller’e haber vermeden Kuzey Irak’a düzenlediği sınır ötesi harekât, Türk-ABD ilişkilerinde bir dönüm noktası oldu.

Genel Kongre’nin sonunda Genel Başkan Doğu Perinçek kürsüye geldi. “Kefenleri giydik. Amerikan Ordusu güney sınırımıza dayandı, vatanımız tehlikededir. Savaş düzenine geçiyoruz.” dedi.

Vatan Savaşı gündeme gelince bütün millî sınıfları birleştirmek şart olmuştu. İşçi Partisi 1995 Genel Milletvekili seçimlerinden itibaren Sol Güçbirliği için CHP ve DSP yöneticilerine seçim ittifakı öneriyordu ama kabul edilmiyordu. 2003 yılında ABD’nin Irak’ı işgal etmesinden sonra MHP dahil bütün millî partilere birlik çağrısı yaptı bir sonuç alamadı.

22-23-24 Aralık 2006 tarihinde Ankara’da toplanan 7.Olağan Genel Kurultay’da, Tüzük ve Programında devrimci bir yenileşme yaptı.

Tüzüğün “Ad ve Nitelik”i belirleyen 1'inci maddesi, “Vatan Partisi, Türkiye işçi sınıfının, köylülerin, esnaf ve zanaatkârların, kamu çalışanlarının, fikir emekçilerinin, milli sanayici ve tüccarların ortak milli iktidarı için mücadele eden öncü partidir. Vatan Partisi, Türk Devrimi’nin milliyetçi, halkçı ve sosyalist birikimini, Parti’nin Tüzük ve Programı temelinde tek bir disiplin altında kucaklar.” şeklinde değiştirildi.

VATAN SAVAŞINDA ZAFER KAZANMAK İÇİN TÜRKİYE CEPHESİ’Nİ İNŞA ETMEK

ABD güçlü bir devlet büyük bir ordusu var. Amerikan emperyalizmi, yıllardır kara gücüm dediği PKK’yı silahlandırarak saldırılar düzenliyor. Amacı vatanımızı parçalamak, milletimizi bölmektir. 15-16 Temmuz 2016 günü FETÖ bir darbe girişiminde bulundu. Başarılı olsaydı ABD silahlı kuvvetleri ülkemizi işgal edecekti.

Bu durumda vatan savaşında başarılı olmak için güçlü ordumuz olması ve hükümetin, TBMM’nin ve Türk milletinin ordumuzun arkasında durması, siyasi partilerin de ittifak içinde Türkiye Cephesinde yer alması gerekir.

Vatan Partisi Türkiye Cephesinin inşası için öncü bir görev üstlendi.

Vatan Partisi’nin 2014 Baharında Silivri duvarını yıkmasıyla başlayan süreç 24 Temmuz 2015'te PKK’ya silahlı mücadele ile Vatan savaşı düzleminde devam etti. 15-16 Temmuz 2016 FETÖ Gladyo darbe girişiminin bastırılmasından sonra Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AK Parti kitlesiyle birlikte Amerikan emperyalizmine karşı mücadele cephesine geçti. Vatan Savaşını “Saray Savaşı” olarak damgalayan CHP ise PKK ve FETÖ ile kol kola Amerikan emperyalizminin yanına geçti ve Türkiye düşmanı bir siyaset uygulamaya başladı.

DÜŞMANLAR VE DOSTLAR

Bilimin ışığında saptadığınız hedef, stratejik mevzilenmeyi, dostu ve düşmanı da belirler. ABD emperyalizmine karşı Türkiye’nin vatan bütünlüğünden yana olan duruşların ve eylemlerin hepsi dostluk sınıflaması içindedir. ABD emperyalizmine, PKK’ya ve FETÖ’ye karşı mücadele ettiği durumda ve sürece zaten onunla birliktesiniz. Örneğin 15-16 Temmuz 2016 gecesi sağınıza ve solunuza baktıysanız, o gece kimlerle birlikte olduğunuzu görmüşsünüzdür.

Türkiye’nin vatan bütünlüğü mücadelesinin karşısında ABD ve İsrail var ve onların piyonları olan PKK ve FETÖ. ABD Türkiye’de kimleri düşman görüyor? Vatan Savaşı cephesinde olan Tayyip Erdoğan’ı Türk Ordusunu ve Türk Milletini, Vatan Partisini ve Doğu Perinçek’i.

Vatan Partisi Merkez Karar Kurulu 22 Eylül 2018 günü Ankara’da toplanarak, Vatan savaşında Türkiye cephesinin inşası için tarihi önemdeki kararlar aldı.

MKK Kararı 1. Türk milleti, 2014 yılı baharında, Vatan Partisi önderliğinde Silivri duvarlarını yıkarak, Türkiye’nin öncü güçlerini ve Türk Ordusunu esaretten kurtardı. Böylece ABD emperyalizminin ve İsrail’in Türkiye’yi bölme planları bozuldu ve vatan bütünlüğü için sonuç alıcı mücadelenin koşulları yaratıldı.

MKK Kararı 3. Türk Ordusu ve Türk Halkı, 15 Temmuz 2016 darbesini bastırarak, ABD’nin Türkiye’deki silahlı gücü olan FETÖ Gladyosu’nu ezmiş, böylece ABD’nin Türkiye içindeki silahlı harekât kabiliyetine ağır bir darbe indirmiştir ve iç cepheyi pekiştirmiştir. Vatan Partisi, FETÖ Darbesinin bastırılmasındaki kararlılığıyla milletin ve devletin güçlerini harekete geçirmiş ve tarihsel bir görevi yerine getirmiştir.

“Türkiye–ABD savaşı devam ediyor. Savaşlarda dostlarınızı ve düşmanlarınızı keyfinize, kinlerinize, hınçlarınıza ve akılsızlığınıza göre belirleyemezsiniz. Kim vatansever kim düşmanın yanında, kim ilerici kim gerici, bu soruların yanıtlarını savaş mevziinde bulunduğunuz yer belirliyor… Nesnel bir mevzilenme var. İstediğiniz kadar ‘Tayyip Erdoğan’ın yanında değiliz. Biz aslında ona karşıyız’ diyelim. İşte hayat getirdi, 15 Temmuz gecesi bizleri yan yana koydu. ABD emperyalizminin Gladyo darbesine karşı Tayyip Erdoğan’la yan yana değil miyiz? (Doğu Perinçek, FETÖ Darbesi, sayfa:79-80)

28 Mayıs 2023 Pazar günü seçim sandığına giden vatandaşlarımızı işte bütün bu tarihi tespitlerin bir gereği olarak, ABD’nin yıkmak istediği Cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan’a oy vermeye çağırıyoruz.

Sonraki Haber