Türkiye, ABD’ye karşı Rusya, Çin ve İran'la

İsrail gazetesi The Jerusalem Post'ta, İran Dışişleri Bakanı Zarif’in Türkiye ziyareti değerlendirildi. Analizde, Türkiye’nin NATO’dan uzaklaşarak Rusya, İran ve Çin ittifakıyla hareket ettiği belirtildi.

Geçen cuma günü Türkiye’yi ziyaret eden İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, iki ülke arasında ilişkilerin ve bölgesel meselelerdeki işbirliğinin hayati öneme sahip olduğunu söylemiş, ABD’nin Türkiye’ye yaptırımlarını kınadıklarını vurgulamıştı.

Görüşmelerde öne çıkan Suriye ve Karabağ konusundaki işbirliği temaları uluslararası arenada da yakından takip edildi. Özellikle de ABD’nin nükleer anlaşmaya dönme ihtimalinden endişe duyan İsrail’in medyasında Zarif’in Türkiye ziyareti geniş yer buldu.

‘ANKARA’NIN AMACI ABD VE AB’Yİ BÖLGEDEN ÇIKARMAK’

İsrail gazetesi Jerusalem Post’ta Seth Frantzman imzasıyla yayınlanan analizde, Türkiye’nin Zarif’i ağırlaması, Ankara’nın Ortadoğu’daki ABD çıkarlarına karşı Tahran ile yakın çalışma arzusunun bir göstergesi olarak sunuluyor.

Analizde, Trump yönetiminin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yakın çalışmasından destek alan Ankara’nın, son birkaç yılda Rusya ve İran'la daha yakın ilişki kurma ekseninde ilerlediği vurgulanıyor.

Ancak bunun mantıksız göründüğünü belirten Frantzman, şöyle devam ediyor: “Çünkü Washington Türkiye ile çalışmak istedi ve hatta ona Suriye’de büyük bir rol dahi verdi. Ancak Ankara’nın amacı Trump yönetiminden aldığı açık çeki Türkiye’yi NATO’dan uzaklaştırarak Moskova ve Tahran yörüngesine çekmek için kullanmak ve böylece Ortadoğu'yu bölgelere ayırarak ABD ve AB'yi buralardan çıkarmaktı.”

‘TÜRKİYE WASHINGTON’I İRAN’LA ANLAŞMAYA ZORLUYOR’

Türkiye’de hükümet yanlısı medyanın Washington’daki İran karşıtı şahinlere ve bölgeye iki farklı hikaye anlattığını öne süren yazar, “Örneğin, Türkiye İsrail’le uzlaşma istediğine ve Ankara’da kırmızı halıyla karşıladığı Hamas’ı bir kenara itebileceğine dair bir medya söylemi yayıyor. Ancak gerçekte, hem Türkiye hem de İran Hamas’ı destekliyor ve Zarif’in Ankara ziyareti Türkiye-İran ittifakının simgesidir” ifadelerini kullanıyor.

Hükümet yanlısı olan İran ve Türkiye medyalarının iki ülke ilişkilerinin yeni dönemini müjdelediğini kaydeden yazar, Ankara’nın Washington’u İran ile nükleer anlaşmaya dönmeye zorladığını belirtiyor.

TAHRAN’A KARŞI SERT KONUŞMALARA KARŞI ÇIKIYOR

Türkiye’nin, Trump yönetimine İran ve Rusya'ya karşı bir siper olduğunu söylediğini, ancak her zaman gizlice İran anlaşmasını destekleyerek Trump yönetiminin Tahran konusundaki sert konuşmasına karşı çıktığını bildiriyor.

Yazıda, iki ülke arasındaki ilişkilere örnek olarak, Zarif’in Ankara’da yaptığı “hem İran hem de Türkiye'nin bölgede istikrarın ancak sinerji ile sağlanacağına dair ortak bir duruşa sahip olduğu” yönündeki açıklamalara yer veriliyor. Ayrıca, Zarif’in ziyaretin ardından Twitter üzerinden paylaştığı, “Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile 'yapıcı, dostane ve verimli' görüşmelerde bulunduk” mesajı da aynı bağlamda işleniyor.

TÜRKİYE-RUSYA İŞBİRLİĞİ

Türkiye ve Rusya’nın, Türkiye'nin Azerbaycan'ı Eylül ayında geri alması için teşvik ettiği Ermeni işgali altındaki Karabağ'da da bir koordinasyon merkezi açacağına işaret eden yazar, bu durumun Rusya ve Türkiye'nin artık İdlib'de Suriye'de, Libya'da ve Azerbaycan'da yakın bir şekilde çalışacağını gösterdiğini söylüyor.

ABD ve İtalya’nın Suudi Arabistan’a silah satışlarını yavaşlatırken, Türkiye’nin S-400’leri satın aldığını vurgulayan yazar, Ankara’nın önemli anlaşmalarda Moskova ve Tahran’a yaklaştığını kaydediyor.

ÇİN İLE KUŞAK-YOL İŞBİRLİĞİ

Türk medyasının Bakü'ye ve ardından da Rusya’ya mal taşıyacak yeni bir demiryolu hattı olan “Demir İpek Yolu”na övgüde bulunduğunu yazan gazete, Türkiye’nin ayrıca Çin'e demiryolu ile mal gönderdiğini de belirtiyor.

Türkiye Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun konu ile ilgili açıklamalarına da yer verilen analizde, Bakanın Çin’in Kuşak-Yol İnisiyatifi’nin Türkiye için öneminin altını çizdiği kaydediliyor.

YENİ İTTİFAK SİSTEMİ

Zarif ile yapılan görüşmelerin ve demiryolu bağlantıları hakkındaki açıklamaların çok daha büyük bir ittifak sisteminin yükselmekte olduğunu gösterdiği belirten yazar, bu ittifakın Türkiye, Rusya, Çin ve İran'ın birlikte çalışmasına dayandığını ifade ediyor.

Türkiye ve Rusya’nın Libya, Suriye ve Kafkasya'yı bölüştüğünü öne süren yazar, İran ve Türkiye’nin de birçok dosya üzerinde daha fazla uyum içinde çalışmaya başlayacağını kaydediyor.

Analizin sonunda ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan’ın, geçen perşembe günü Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in kabine başkanı Bjoern Seibert ile telefonda yaptığı görüşme ile ilgili “Çin ve Türkiye de dahil olmak üzere, karşılıklı endişe yaratan konularda birlikte çalışmayı kabul ettiler” şeklindeki ifadeler hatırlatılıyor.

Bu açıklamanın, ABD yönetiminden bazılarının Türkiye’yi “Çin-Rusya otoriter devletler ağının” bir parçası gibi gördüğüne işaret ettiğini söyleyen yazar, ancak yeni ABD yönetiminin de İran'la daha fazla ilişki kurmak istediğinin altını çiziyor.

Sonraki Haber