Türkiye Avrupa birincisi

Sezaryen doğum oranları tüm dünyada artmaya devam ediyor. Türkiye, Avrupa Birliği ülkeleri içinde sezaryen doğumlarda birinci sırada geliyor. Fransa’da yüzde 20, Hollanda’da yüzde 15’lerde olan sezaryen oranları ülkemizde yüzde 50'yi geçti

Türkiye, Avrupa Birliği ülkeleri içinde sezaryen doğumlarda birinci oldu. Fransa’da yüzde 20, Hollanda’da yüzde 15’lerde olan sezaryen oranları, Avrupa’nın en düşük seviyesi olan Finlandiya’da yüzde 16’larda seyrediyor. Ülkemizde yüzde 50’leri aşınca tehlike çanları çaldı. Üstelik bu oranın en büyük bölümü de özel hastanelerde görülüyor.

Türkiye’de yapılan sezaryen ile doğum oranları, 2016’da yıllık doğumlar içinde yüzde 53’e ulaşmışken, 2018-2023 döneminde yüzde 57.55 olarak belirlendi. Sağlık Bakanlığı’ndan Dr. Mustafa Mahir Ulgu ve Suayip Birinci ile Yıldırım Beyazıt Üniversitesi hekimlerinden Dr. Tuğba Altun Ensari ve Dr. Melih Gaffat Gözükara tarafından yürütülen çalışmanın sonucunda şunlar kaydedildi:

ARTIŞ YÜKSELİYOR

“Sezaryen oranları, çeşitli faktörler nedeniyle tüm dünyada artmaya devam etmektedir. Tıbbi açıdan gerekli olmayan sezaryen operasyonlarının anne ve yenidoğan sağlığına anlamlı bir faydası olmadığı bilinmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) kabul edilebilir sezaryen oranı oranının %10-15'i geçmemesi gerektiğini belirlediğinden, farklı hasta gruplarını ve sağlık tesislerini karşılaştırmak için bir sınıflandırma sisteminin kullanılması gerektiğini de vurgulamıştır.

Türkiye, dünya çapında en yüksek sezaryen oranlarına sahiptir ve bu oranlar yıllar içinde artmaya devam etmektedir. Bu çalışma, Ulusal Sağlık Verilerini kullanarak 2018-2023 yılları arasındaki sezaryen oranlarını değerlendirmeyi ve artan oranlara karşı olası önlemleri tartışmak için Robson Sınıflandırma sistemi ve DSÖ referans değerlerine göre analiz etmeyi amaçlamaktadır.

“Bu çalışmada 2018 ile 2023 yılları arasındaki sezaryen oranlarını değerlendirdik; 5 yılın tamamını içeren Sezaryen oranı ve DSÖ tarafından önerilmiş olan On Gruplu Robson Sınıflama Sistemi kullanılarak her bir grup için sezaryen oranlarının analizi ve ayrıca, sezaryenlerin uygulandığı tesislerin (Kamu, özel veya üniversite hastaneleri) oranlarının da değerlendirmesi ve analizi yapılmıştır.

2018-2023 yılları arasında kaydedilen toplam doğum sayısı 6.161.976 olarak gerçekleşmiştir. Genel olarak sezaryen oranı %57.55 idi. Toplam sezaryen operasyon sayısı 3.546.049 olarak gerçekleşmiştir. Primer sezaryen oranı %28,83 (N: 1,776,503) idi. Her bir Robson grubu için kamu ve özel merkezler arasında önemli farklılıklar olduğu ve özel hastanelerde sezaryen oranlarının kamu hastanelerinden belirgin olarak yüksek olduğu gözlemlendi.”

DÜNYADA DURUM

Dünya ölçeğinde de artış kaydeden sezaryen ile doğumlara karşı, Dünya Sağlık Örgütü (WHO-DTÖ), 2015 yılında bu alanda bir uyarı yaparak “Tüm çabalar, belli bir sezaryen doğum hızına ulaşmak yerine, yalnızca ihtiyacı olan kadınlara sezaryen yapılmasını amaçlamalıdır” önerisini duyurdu.

Sezaryen Doğum Hızlarıyla ilgili DTÖ açıklamasında, “Uluslararası sağlık toplumu 1985’ten bu yana ideal sezaryen oranlarını % 10-15 arasında olduğunu öngörmektedir. O zamandan beri sezaryen oranları gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde hızla artmaktadır. Tıbben gerekli olduğunda, sezaryen perinatal mortalite ve morbiditeyi etkili olarak önlemektedir.

"Ancak sezaryen işleminin gerekli olmadığı durumlarda, sezaryenin anne veya çocuğa yararlarını gösteren bir kanıta rastlanmamaktadır. Diğer ameliyatlarda olduğu gibi sezaryenin de kısa ve uzun vadeli etkilerinin olmasının yanı sıra yapılan doğumun sonrasında da anne, çocuk ve gelecek gebelikler için devam eden sağlık etkileri oluşturmaktadır. Bu riskler gebelik bakımı veren sağlık hizmetlerine erişimi kısıtlı olan kadınlar için daha da fazladır” ifadesi yer aldı.

DOĞUM HIZINI DÜŞÜRMEDE ETKİLİ

Sağlık Bakanlığı tarafından “Doğal Olan Normal Doğum” Temasıyla Normal Doğum Eylem Planı Tanıtım Toplantısı Yapıldı. Bakan Memişoğlu, burada yaptığı konuşmada, ülkemizde doğum hızının 2023 yılı itibariyle 1,51’e düştüğüne dikkat çekti ve “Normal doğumun teşviki sadece anne ve bebek sağlığını korumaz, toplumsal sağlığı da ilgilendiren bir konudur. Sezaryenin kontrolsüz artışı, doğurganlık kapasitesini sınırlamakta, toplum sağlığını olumsuz yönde etkilemekte ve demografik yapımızı tehdit etmektedir.” dedi.

SEZARYEN ŞAMPİYONU ABD

“Sezaryen ile doğum, 500 gram ya da daha ağır bir fetüsün abdomen ve uterus duvarından yapılan bir insizyonla doğurtulmasıdır. Reprodüktif dönemdeki kadınlar arasında en sık uygulanan cerrahi girişimdir. Buna rağmen, bazı çalışmalarda da gösterildiği gibi sezaryenle doğum, anne ve bebek için daha iyi sonuçlar elde edilecekse tercih edilmelidir.

Günümüzde, medikal gereklilik dışında da yaygın uygulanması nedeniyle sezaryen oranlarında artış dikkati çekmekte ve gelişmiş ülkelerin global sağlık problemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Amerika’da 1965 ve 1986 yılları arasında sezaryen oranları % 4.5 den % 24.1’e yükselmiştir ve son verilere göre doğumların yaklaşık üçte biri sezaryen ile gerçekleşmektedir.

Sezaryen sıklığı nedeniyle değerlendirilen 22 gelişmiş ülke içerisinde, Meksika; ilk sırada (%43.9), İtalya; ikinci sırada (%39.8), Güney Kore; üçüncü sırada (% 35.3) yer almışlardır. Türkiye ise 2003 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırmasına (TNSA) göre % 21.2 olan sezaryen oranına sahip iken, bu oran, 2008 TNSA raporuna göre %36,7 ye yükselmiştir. 2011 yılı itibari ile ise oran, %48 olarak açıklanmıştır.

Bu oran, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından konulan hedefin (%15) üzerindedir.” (Fatma Eskicioğlu-CBÜ Tıp Fakültesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum AD)

Sonraki Haber