Türkiye Bektaşilerinden Arnavutluk açıklaması: Emperyalist tuzak

Türkiye’de yaşayan ve tüm Bektaşilerin en üst rütbelisi olarak bilinen Ali Haydar Ercan’ın talimatıyla yazılan açıklamada Arnavutluk’taki Vatikan tipi Bektaşi Devleti girişimi reddedildi. 'Bektaşiliğin merkezi Türkiye’dir' denildi. Açıklamada 'Emperyal tuzak' vurgusu dikkat çekti

Arnavutluk Başbakanı Edi Rama’nın merkezi Türkiye, kurucusu ve lideri Hacı Bektaş-ı Veli olan Bektaşiler için başkent Tiran'da Vatikan tipinde "Bektaşi Tarikatı Egemen Devleti" kuracağını duyurması gündem oldu. Arnavut milliyetçisi yaklaşımlarıyla tanınan Arnavut kökenli Bektaşiler meseleye sıcak baktıklarını bildirdi. Arnavutluk Bektaşilerinin önde gelenlerinden Edmond Brahimaj’ın (Baba Mondi) devlet başkanı olacağı ilan edildi.

Türkiye’de yaşayan ve tüm Bektaşilerin en üst rütbelisi olarak bilinen Ali Haydar Ercan’ın talimatıyla, Bektaşilerden konuya ilişkin açıklama geldi. “Bu tip projeler, emperyal devletlerin Alevi-Bektaşi inancı üzerinden menfaat temin edebilmesi için açtıkları bir tuzaktan ibarettir.” yorumu yapıldı.

Arnavutluk Başbakanı Edi Rama

‘YOK HÜKMÜNDEDİR’

“Dedebaba” olarak anılan Bektaşilerin tüm dünyadaki amiri olan Ercan’ın talimatıyla ve “Halifebaba Hacı Dursun Gümüşoğlu” imzasıyla yayınlanan açıklamada Bektaşiliğin merkezinin Türkiye olduğu vurgulandı. Arnavutluk’taki Vatikan tipi Bektaşi Devleti girişiminin Bektaşiler için yok hükmünde olduğu, devlet başkanlığına adı geçen Bektaşi’nin temsil yetkisinin bulunmadığı belirtildi. Emperyalist baskı ve hesaplarla böyle bir işe girişildiği; adımın, Avrupa merkezli Alevi-Bektaşiliği İslam’ın dışında ayrı bir din olarak gösterme planının parçası olduğu savunuldu.

“Ülkesine, devletine bağlı olan, maddi hiçbir beklentisi olamadan yaşamını sürdüren, gönül bağı ile birbirlerine bağlı bulunan, Bektaşilik inancını sürdüren bizler için bu girişim ve bu girişime ortak olanlar yok hükmündedir.” denildi.

TOPRAKLARI GENİŞLETMEME SÖZÜ

Amerikan New York Times Gazetesi’ne (NYT) konuşan Edi Rama, Bektaşi Tarikatı Egemen Devleti fikrinin “hoşgörülü bir İslam anlayışını teşvik etmek amacıyla” doğduğunu öne sürmüştü. Edi Rama’nın NYT’ye verdiği bilgiye göre Arnavutluk’un başkenti Tiran'da kurulacak olan yapı Vatikan gibi konumlanacak. Ordu, sınır muhafızları ve mahkeme gibi kurumları olmayacak. Kendi sınırları, yönetimi ve pasaportu olacak. Devletin tepesinde ilk etapta “Papa” statüsünde, Arnavutluk’taki Bektaşi tarikatının önde gelenlerinden “Baba Mondi” oturacak.

Baba Mondi'nin planı “bir mucize” olarak nitelediği öne sürüldü. ABD ve Batılı ülkeler tarafından tanınmayı umduğu aktarıldı. Uluslararası haber ajanslarına göre Mondi, devletin topraklarını genişletmek için herhangi bir girişimde bulunmayacağı sözünü de verdi.

‘BEKTAŞİLİĞİ TEMSİL ETMİYOR’ UYARISI

Dursun Gümüşoğlu

“Hademü’l-Fukara Ali Haydar Ercan Dedebaba’nın talimatıyla Halifebaba Hacı Dursun Gümüşoğlu” imzasıyla yayınlanan metinde, Bektaşiliğin silsile ve tayin yöntemleri anlatıldı. Baba Mondi’nin Bektaşileri temsil edebilecek bir mertebede olmadığı kaydedildi. “Bektaşi erkânına göre Arnavutluk’ta bırakın dedebabayı, halifebaba bile yoktur. Baba Mondi’nin dedebabalığı bir yana; dedebabalığın bir alt mertebesi olan halifebabalık erkânı dahi kendisine uygulanmamıştır. Yüzyıllardır devam eden geleneğe ve kurala göre dedebabanın Türkiye sınırları içinde ikamet etmesi şarttır.” ifadeleri kullanıldı.

“Emperyal baskı ve hesaplarla böyle bir yapılanma kabul edilse ve resmi kimlik kazansa bile bizler için manevi anlamda geçersiz bir girişimdir.” sözleriyle Bektaşi Devleti girişiminin emperyalist hesaplarla doğduğuna dikkat çekildi.

‘BEKTAŞİLİK İÇİN DE GEÇERLİ’

“Ali’siz Alevilik olarak adlandırılan bu proje, emperyal devletlerin Alevilik inancı üzerinden menfaat temin edebilmesi için açtıkları bir tuzaktan ibarettir. Baba Mondi’nin sözde Bektaşi Devleti girişimi, bu uzun vadeli hesapların ayak seslerinden başka bir şey değildir.” cümleleriyle adımın, Avrupa merkezli Alevi-Bektaşiliği İslam’ın dışında ayrı bir din olarak gösterme planının parçası olduğuna değinildi.

Baba Mondi ve Edi Rama

Türkiye’de yaşayan ve tüm Bektaşilerin en üst rütbelisi olarak bilinen Ali Haydar Ercan’ın talimatıyla yazılan açıklamada “Alevilik, Anadolu ve Balkan coğrafyasında yayılan İslam’ın ahlak ve irfan temelli bir yorumudur. Kurân-ı Kerim kutsal kitabı, Hazret-i Muhammed peygamberi, Hazret-i Ali Şah-ı Velayet yani velilerin ilk halkası olarak kabul eder. Bunun dışındaki iddiaların inançsal, tarihsel veya bilimsel hiçbir dayanağı yoktur. Bu temel inanç kavramları aynı şekilde Bektaşilik için de geçerlidir.” uyarısı yapıldı.

‘GİZLİ FAALİYET MEDYAYA DÜŞTÜ’

Türkiye Bektaşilerinin Arnavutluk’un başkenti Tiran'da kurulacağı dile getirilen Vatikan tipindeki "Bektaşi Tarikatı Egemen Devleti" girişimine karşı açıklamasının tamamı şu şekilde:

“Arnavutluk’ta bugün itibarı ile uzun zamandır kıpırtılarını hissettiğimiz gizli faaliyetlerden biri medyaya düşmüştür. Habere göre; Arnavutluk devleti sınırları içinde Tiran’da Baba Mondi (Edmond Brahimaj) başkanlığında bir Bektaşi Devleti kurulması için çalışmalar başlamıştır.

“Öncelikle Arnavutluk’ta ikâmet eden Baba Mondi’nin kendisini Dedebaba ilan etmesi, Bektaşilik erkânına göre geçersizdir.

“Enver Hoca döneminden sonra Arnavutluk’tan Reşat Bardi Baba’ya, Bektaşi camiasının lideri rahmetli Doç. Dr. Bedri Noyan Dedebaba tarafından İzmir’de halifebabalık verilmiş ve kendisi halifebaba olarak Arnavutluk’a gönderilmiştir. O zaman derviş olan Mondi, Reşat Bardi Halifebaba’dan babalık almıştır.”

‘TÜRKİYE’DE İKÂMET ETMESİ ŞART’

“Reşat Bardi Halifebaba’nın vefatından sonra kimse halifelik erkânı görmediği için Bektaşi erkânına göre Arnavutluk’ta bırakın dedebabayı, halifebaba bile yoktur. Baba Mondi’nin dedebabalığı bir yana; dedebabalığın bir alt mertebesi olan halifebabalık erkânı dahi kendisine uygulanmamıştır. Bu durum inkâr edilmez bir gerçektir. Başka bir söylemle bir yüzbaşının albay olmadan general rütbesi takması kadar abes bir durumla karşı karşıyayız.

“Yüzyıllardır devam eden geleneğe ve kurala göre dedebabanın Türkiye sınırları içinde ikamet etmesi şarttır. Türkiye’de bu hiyerarşik sistem, tarih boyunca devam ettiği gibi kesintisiz bir şekilde bugün de devam etmektedir. Bugün dedebabalık makamını Ali Haydar Ercan Dedebaba temsil etmektedir. Onun yönetsel alt kurumları ise halifebabalar, dabalar, dervişler, muhipler şeklinde bir hiyerarşiye sahiptir.”

‘SON DÖNEMLERDE KENDİNİ BELLİ ETTİ’

“Dedebaba makamının alacağı kararlar, Bektaşiliğin yönetim kurulu sayılabilecek Halifebabaların onayı ve dedebabanın tasdiki ile hayata geçer.

“Bu bağlamda Baba Mondi’nin kendisini Dünya Bektaşilerinin lideri olarak iddia etmesi asla kabul edilemez. Bu karar ve Bektaşi Devleti gibi kavramlar Bektaşilik yolunu temsil eden bizler için yok hükmündedir.

“Özellikle son dönemlerde Baba Mondi’nin son derece neşeli, samimi bir şekilde kimlerle fotoğraf çektirdiği, kimlerle ilişkilerinin olduğu asıl kimliğini göstermeye yeterli delildir. Siyasi olarak birileri tarafından bilinmeyen emperyal baskı ve hesaplarla böyle bir yapılanma kabul edilse ve resmi kimlik kazansa bile bizler için manevi anlamda geçersiz bir girişimdir.

“Öncelikle Bektaşilik, Hacı Bektaş Veli’nin, ahlak temelli, akılcı, ön yargılardan uzak, bilimsel düşünmeyi esas alan, insanın en yüce değer olduğunu kabul eden İslam’ın tasavvufî bir yorumudur. Yüzyıllar boyunca bu inanca gönül verenler kendi içlerinde manevi ve hiyerarşik bir sistem içinde yaşamaktadır.”

HİYERARŞİ VE SİLSİLE AÇIK

“Bektaşilik; dini, inancı, rengi, dili ne olursa olsun ahlaklı, dengeli yaşamayı amaç edinen ve bunda samimi olan herkesin dâhil olabileceği bir yoldur. Bu yol ve erkândaki insanların birbirlerine olan bağları asla maddi değildir, tamamen manevidir yani gönül bağıdır.

“Bunun denetimini de yüzyıllardır devam eden kendi hiyerarşik yapısından almaktadır. Bu nedenle Bektaşiliğin âşıklık, muhiplik, dervişlik, babalık, halifebabalık ve dedebabalık olmak üzere hiyerarşik aşamaları mevcuttur.

“Bir kişinin bu manevi yola girmesi Bektaşi kimliğini kazanması ömür boyu geçerli değildir. Geçerli olması için her sene Bektaşiliğin ahlak ilkelerine uyduğunu, kul hakkı yemediğini, eline-beline-diline, aşına-eşine-işine sahip olduğunu ispat etmesi gerekir.”

‘YOLDAN ÇIKAR DÜŞKÜN SAYILIR’

“Bu koşullara uyan kişinin başı okunur yani bir tür yıllık sınavını vermiş olur. O kişinin Bektaşiliği bir sene daha uzar. Bu süreç son nefesine kadar devam eder. Kesinti olursa yoldan çıkmış olur ve düşkün sayılır.

“Yüzyıllardır kendi ülkesine devletine bağlı olan, maddi hiçbir beklentisi olamadan yaşamını sürdüren, gönül bağı ile birbirlerine bağlı bulunan, Bektaşilik inancını sürdüren bizler için Baba Mondi’nin son girişimi hiçbir anlam ifade etmemektedir. Baba Mondi, dedebabalık sistemine bağlı olmadığı için Bektaşilik yolunun da dışındadır ve yok hükmündedir.”

“İkinci konu ise özellikle Avrupa merkezli olarak oluşan Aleviliği ve dolayısıyla Bektaşiliği, İslam dışında gösterme çabalarıdır. Bunun kabulü kesinlikle mümkün değildir.”

‘ALİSİZ ALEVİLİK PROJESİNDEN BAĞIMSIZ DEĞİL’

“Bu girişim Türkiye’nin gelecekte yeni sorunlara muhatap olmasını beraberinde getirecektir. Çünkü Ali’siz Alevilik olarak adlandırılan bu proje, emperyal devletlerin Alevilik inancı üzerinden menfaat temin edebilmesi için açtıkları bir tuzaktan ibarettir. Baba Mondi’nin sözde Bektaşi Devleti girişimi, bu uzun vadeli hesapların ayak seslerinden başka bir şey değildir.

“Alevilik, Anadolu ve Balkan coğrafyasında yayılan İslam’ın ahlak ve irfan temelli bir yorumudur. Kurân-ı Kerim kutsal kitabı, Hazret-i Muhammed peygamberi, Hazret-i Ali Şah-ı Velayet yani velilerin ilk halkası olarak kabul eder. Bunun dışındaki iddiaların inançsal, tarihsel veya bilimsel hiçbir dayanağı yoktur. Bu temel inanç kavramları aynı şekilde Bektaşilik için de geçerlidir. Kamuoyuna saygı ile arz ederiz.”

Osmanlı’nın ‘devşirme politikası’ ile Bektaşi oldular

Arnavutluk'ta yapılan son nüfus sayımı verilerine göre, 2 milyon 400 bin olan toplam nüfusun yaklaşık yüzde 5’ini Bektaşiler oluşturuyor. Aarnavut Bektaşiliği, Osmanlı Devleti’nin “devşirme politikası” kapsamında Arnavutların, Bektaşiliği benimsemesine dayanıyor. Cumhuriyet’in kuruluşu ve tekke ve zaviyelerin kapatılmasıyla Anadolu’dan ayrılan Arnavut Bektaşileri, Arnavut milliyetçisi olma özelliğiyle merkezi Türkiye’de olan Bektaşilikten ayrışıyor.

Yakın zamanda Avusturya ve Almanya'da da "Alevilik kendine özgü bir inançtır" denilerek Aleviliği İslam'ın dışında gören anlayışlara yasal haklar tanınmıştı. Arnavutluk’taki girişim, Batı’nın Alevi-Bektaşiliğe yönelik üçüncü hamlesi oldu.

Sonraki Haber