Türkiye dünyaya bir kez daha ilan etti: Bir karış bile vermeyiz, bedeli ne olursa olsun
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, 'Değil Yunanistan, kim olursa olsun, Türkiye ne bir karış toprağını ne de denizindeki bir damla suyunu, hele hele gelecek nesillerin hakkını hiç kimseye ama hiç kimseye vermez. Bedeli ne olursa olsun.' açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, CNN Türk canlı yayınında gündeme ilişkin soruları cevapladı, değerlendirmelerde bulundu.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ilgili soruya cevap veren Oktay, yeni sistemde kararların daha hızlı alındığını belirtti. Oktay, yeni sistemde çıkan bazı aksaklıkların giderilmesi için geniş çaplı çalışma yaptıklarının hatırlatılması üzerine şunları söyledi:
"Dinamik bir süreç olduğu için bu hep devam edecek zaten 50 yıl sonra da devam edecek 100 yıl sonra da devam edecek. Dolayısıyla 'buna dönüştü yeni bir sisteme geçildi, 2 yıl içerisinde muhteşem, mükemmel bir yapı var' dediğimizde aslında ülke olarak kendi gelişmemizin önünü kapatmış oluruz. Böyle bir dünya yok, bütün dünya değişiyor. Değişim de dinamizmi beraberinde getiriyor, dolayısıyla bu sistem de gelişecek, sürekli gelişerek devam edecek, yani kendi olgunlaşmasını yakalayacak."
"Bugün için baktığınızda Azerbaycan'ın iyi bir durumda olduğunu düşünüyor musunuz?" sorusunu yanıtlayan Oktay, iki ülkenin 1992 yılındaki durumu ile günümüzdeki durumlarının karşılaştırılması gerektiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, Azerbaycan ile ilgili konuşmasında, "Kendi vatandaşının, kendi ülkesinin, kendi şehirlerinin refahına ve kalkınmasına odaklanan bir Azerbaycan, diğer tarafta böyle düşmanlıklara odaklanan ve yani böyle 'yok Azerbaycan, yok Türkiye' ama özellikle de baktığınızda ortak paydada bir Türk düşmanlığı paydasından giden, içeride kalkınmaktan ziyade iç politikadaki sorunlarını da çoğu zaman Yunanistan'da olduğu gibi bir Türk düşmanlığı bir Türk korkusu boyutuyla örtbas etmeye çalışan bir Ermenistan" dedi.
'BÖYLE BİR DEVLET POLİTİKASI OLUR MU?'
Bir önceki Ermenistan Başbakanı'nın "Dağlık Karabağ tarafındaki toprakların genişletilmesini biz başardık. Ağrı, Türkiye tarafı da artık size düşüyor, gelecek nesillere düşüyor" sözlerini hatırlatan Oktay, "Böyle bir devlet politikası olur mu, böyle bir komşuluk ilişkisi olur mu? Bu zihniyette yetişen gençlerin, bu zihniyette çalışan devlet kurumlarının, bu zihniyette yetişmeye çalışan ordudaki, sözde ordusundaki yapılardan ortaya bir devlet çıkar mı? Ortaya nasıl bir devlet çıkıyor? İşte bugünkü gibi güya savaş ortamındaki onu da kendisi oluşturuyor, savaş ortamında sivillerin üzerine roket fırlatacak kadar korkak, alçak, kalleşçe, bu ifadeleri kullanmak istemem ama yani bize yakışmıyor" diyerek, Ermenistan'ın şu an terör devleti, işgalci devlet gibi hareket ettiğini ifade etti.
'AZERBAYCAN KENDİ TOPRAKLARINI SAVUNMAKTADIR'
Türkiye olarak en başından itibaren her şeyi net olarak ifade ettiklerini belirten Oktay, Azerbaycan'ın davasında haklı olduğunu ifade etti. Oktay, "Azerbaycan kendi topraklarını savunmaktadır, Ermenistan işgalcidir ve işgalci bulunduğu, işgal ettiği topraklardan çekilmek zorundadır. Bu 7 rayonu da kastediyoruz burada, Dağlık Karabağ'ı da kastediyoruz. Azerbaycan daha iyi durumdadır bugün, zaten haklılığını da çatışmalarda zaten göstermiş durumda" dedi.
Azerbaycan'ın 100'ün üzerinde yerleşim yerini işgalci Ermenistan'dan kurtardığını belirten Oktay, "Ümit ediyoruz ki tamamını kurtarır ve Türkiye olarak da biz sonuna kadar Azerbaycan'ın istediği şekilde yanında olacağımızı ifade ediyoruz" açıklamasını yaptı.
'TÜRKİYE TEREDDÜT ETMEZ'
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, Azerbaycan'ın talebi olması halinde Türkiye’nin bu talebi karşılayıp karşılamayacağı sorusuna "Cumhurbaşkanımız bunu ilk günden açık bir şekilde ifade etti. Azerbaycan ve Türkiye arasında askeri anlaşmalar mevcuttur, askeri iş birliği anlaşmaları mevcuttur. Eğer ki beklemediğimiz bir gelişme yaşanırsa Azerbaycan tarafından ve böyle bir davet gelirse Türkiye tereddüt etmez, Cumhurbaşkanımız hiç tereddüt etmez" dedi.
'KIBRIS TÜRKÜ BİZİM ÖZ KARDEŞİMİZDİR'
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) yapılan seçimlerin sorulması üzerine Oktay, Kıbrıs Türk halkının kendi iradesiyle kendi kararını verdiğini belirtti. Oktay, "Eski KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın seçimleri kaybetmesinin ardından Ersin Tatar'ın Türkiye'nin desteğiyle seçimleri kazandığını" ifade ettiğinin söylenmesi üzerine, "Bunlar hep olur, biliyorsunuz. Şunu özellikle ifade etmek istiyorum, KKTC, Türkiye'nin tanıdığı bir devlettir. Kıbrıs Türkü bizim öz kardeşimizdir. İki ayrı devlet ama kendi öz kardeşimizdir. Böyle hani uzaktan akraba falan da değil" açıklamasını yaptı.
'ARTIK BU ÇÖZÜMSÜZLÜKLE GİTMEK İSTEMİYORUZ'
Türkiye'nin, Kıbrıs'ta federasyon konusunda her türlü çözümü gösterdiğini belirten Oktay, ancak çözümlerin gerçekleşmediğini kaydederek şöyle devam etti:
"Artık bu çözümsüzlükle gitmek istemiyoruz. Dolayısıyla federasyonun çözüm olmadığını gördük. Crans Montana görüşmeleri vardı 2017'de. Orada masayı deviren bunlardır, 'İstemiyoruz' diyen. Sonrasında konfederasyon, sonrasında gevşek federasyon gibi birçok şeylerle. Karşısında da artık federasyon olayıyla biz ikinci bir 50 yılı kaybedemeyiz, biz artık egemenlik temeline dayalı iki devleti konuşabiliriz. Gerçekçi anlamda ayaklarımızı yere basmamız lazım. Son seçimde Kıbrıs Türkü, 'Ben egemenlik temeline dayalı, Kıbrıs Türkü'nün siyasi eşitliğini ve adadaki haklarını savunacak iki toplumlu, iki egemen devletli bir çözüme bakabilirim' dedi. Çoğunluk bunu dedi."
'TÜRKİYE NE BİR KARIŞ TOPRAĞINI NE DE DENİZLERİNDEKİ BİR DAMLA SUYUNU KİMSEYE VERMEZ'
Anakaraların kıta sahanlığının bulunduğunu, adaların ve hele hele adacıkların kıta sahanlığının olmadığını vurgulayan Oktay, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Değil Yunanistan, kim olursa olsun, Türkiye ne bir karış toprağını ne de denizindeki bir damla suyunu, hele hele gelecek nesillerin hakkını hiç kimseye ama hiç kimseye vermez. Bedeli ne olursa olsun. Bu kadar net söylüyoruz. Yunanistan geçmişte yaptı, 2011'den sonra da yaptı, sismik ve sondaj çalışmaları veya Amerika'nın yaptığı sondajlar, Fransa'nın, İtalya'nın, Rusya'nın, hiç bizim çıkıp da herhangi birisine 'Niye burada sismik çalışma yapıyorsunuz, niye sondaj çalışması yapıyorsunuz?' dediğimizi duydunuz mu? Böyle bir şey var mı? Biz kendi kıta sahanlığımızda yapınca bütün dünya dönüyor, ne bilmem ne kapılarına dayanmadığımız kalıyor, ne bilmem nerelere gitmediğimiz kalıyor. Bizim bir şey yaptığımız yok. Biz, kendi toprağımızda ve kendi mavi vatanımızda sadece kendi hakkımız olan çalışmaları yapıyoruz. Nasıl ki biz kimseye karışmıyoruz, kimsenin de bize karışmasına müsaade etmeyiz. Bunu söylüyoruz."
'İLAVE TEDBİRLER GÜNDEMİMİZDE YOK'
Koronavirüs tedbirleri kapsamında 'Türkiye'de yeni yasakların gündemde olduğu' iddialarını değerlendiren Oktay, salgınla mücadelenin yasaklar, serbestlikler değil, il il, ilçe ilçe günlük veriler üzerinden yapılan detaylı analizlerle sürdürüldüğünü aktardı.
"Bizim genel yaklaşımımız olabildiğince normal şartlar altında bunu götürüyor olabilmek" diyen Oktay, sadece koronavirüsün en tepe etkisinin olduğu mart, nisan aylarında hafta sonunu kapsayan sokağa çıkma kısıtlamalarının uygulandığını söyledi.
Salgınla mücadelenin temelinde 'TAMAM' olarak adlandırılan 'temizlik, maske ve mesafe' kuralının bulunduğunu ifade eden Oktay, "İlave tedbirler, gerekirse her zaman düşünülebilecek şeyler ama şu anda böyle bir şey gündemimizde yok. Vardır, yoktur anlamında Kovid-19'la mücadelemizi bu çerçevede yürütmüyoruz. Her kabinede mutlak o veriler gelir, önceden analizleri yapılmıştır, kabinede tekrar değerlendirilir ve o çerçevede alınması gereken tamamen veriye dayalı kararlarla gidiyoruz. Kesinlikle popülist yaklaşımlarla gitmeyiz. Cumhurbaşkanımızın tarzı da asla bu değildir" değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, Ahmet Hakan'ın, Anayasa Mahkemesi (AYM) Üyesi Engin Yıldırım'ın 'Işıklar yanıyor' paylaşımıyla ilgili sorusu üzerine, Türk milletinin geçmişinde acı tecrübeler olan bir millet olduğunu hatırlattı. 15 Temmuz darbe girişiminin yakın tarihte yaşandığına dikkat çeken Oktay, yaşanan bu tecrübelerin vesayet rejimlerini, ortamlarını hatırlatabilecek her söyleme karşı son derece dikkatli olunması gerektiğini gösterdiğini belirtti.
Oktay, "Bazı kavramlar vardır ki ne anlama geldiğini bırakın o seviyelere gelmiş arkadaşların bilip bilmemesini, ilkokuldaki, ortaokuldaki çocuklar bile bilir. 'Bilmem nerenin ışıkları yanıyor' dediğinizde bu artık Türkiye'nin, hele hele yeni Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin kabul edebileceği veya bu anlamda tolerans gösterebileceği bir yaklaşım değildir. Dolayısıyla buradaki hassasiyet haklı bir hassasiyettir. Kurumlarımızla da vatandaşımızla da siyaseten de gerekli tepki verilmiştir. Bu sadece 'geçerken baktım ışıklar da yanıyordu dedim, pardon yanlış anlaşıldı' deyip, o seviyede geçilebilecek bir konu değildir" açıklamasını yaptı.
AYM Üyesi Yıldırım'ın istifasını bekleyip beklemediği sorusuna Oktay, AYM'nin kendi içinde değerlendirmeler olduğunu hatırlattı. AYM'nin Enis Berberoğlu hakkındaki kararını ve İstanbul 14'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nin bu kararı reddetmesine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Oktay, her iki kurumun da kendi yetkileri içinde karar aldığını ve kendi aralarında zaten bir çözüme ulaşacaklarını belirtti.