Türkiye hukuk devletidir, HDP kapatılsın

İsviçre Türk toplumu temsilcileri Avrupa ülkelerinin PKK terör örgütünü koruyup kollamasına tepkili.

HDP’nin kapatılması davası ile ilgili değerlendirmelerde bulunan İsviçre Türk Toplumu Onursal Başkanı Kahraman Tunaboylu, “Türkiye bir hukuk devletidir. Eğer HDP ile PKK arasında ilişkiler belgelerle kanıtlanmışsa HDP kapatılmalıdır” dedi

PKK terör örgütünün Avrupa’daki eylemlerini değerlendiren İsviçre Türk toplumu temsilcileri hükümetlerin bu terör eylemlerine göz yummasına hatta destek vermesine tepkili. “PKK gibi terör örgütleri ABD ve Avrupa’da resmen terör örgütü olarak kabul edilmelerine rağmen, çoğunlukla faaliyetlerini devam ettirebilmektedir” diyen İsviçre Türk Toplumu Onursal Başkanı Kahraman Tunaboylu, HDP’nin kapatılması ile ilgili “Anayasa Mahkemesinin önünde HDP`nin kapatılmasını isteyen bir dava var. Yargıtay Başsavcısı PKK ile TBMM’deki HDP Milletvekilleri arasında ilişki olduğunu belgeleriyle tespit etti” açıklaması yaptı. Batı İsviçre Türk dernekleri Federasyonu Başkanı Celâl Bayar “Partinin kapatılmasından evvel, parti mensuplarından yasa dışı faaliyetlerde bulunanların en ağır şekilde cezalandırılması gerekir” değerlendirmesi yaptı. Talat Paşa Komitesi İsviçre Temsilci Ayhan Ay ve Zürih Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Savaş Düzgün HDP’nin biran önce kapatılması gerektiği görüşünde

Yargıtay Başsavcısı, PKK ile HDP arasındaki ilişkiyi belgeleriyle tespit etti

KAHRAMAN TUNABOYLU / İSVİÇRE TÜRK TOPLUMU ONURSAL BAŞKANI

PKK gibi terör örgütleri ABD ve Avrupa’da resmen terör örgütü olarak kabul edilmelerine rağmen, çoğunlukla faaliyetlerini devam ettirebilmektedirler.

Son olarak İsveç’te karşılaştığımız olayları (Kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim’i yakmak, Cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan`ın maketinin asılması) İsveç Hükümeti sadece özgür düşünce ifadesi olarak gördüğünü ve suç olmadığını iddia etti.

Bazı Avrupa ülkeleri bu gibi terör örgütlerini Türkiye’ye kendi isteklerini kabul ettirmek için kullanabilirler.

Yine bu ülkeler Türkiye’nin Güneydoğusundaki terör örgütlerini destekleyerek Türkiye’nin güçlenmesini engellemek isteyebilirler.

Ayrıca ülkemizde de bu terör örgütlerini destekleyenler olabilir. Bunlar hala 1920’de Türkiye’yi parçalamak için o zamanki Osmanlı Hükümetine zorla kabul ettirilen Sevr Anlaşmasını yeniden canlandırmak isteyen dış güçlere ve onların uşaklarına yardım edebilirler. Bunlar ülkemizde yaşayan Kürt asıllı kardeşlerimizi de bu yönde istismar etmeye teşebbüs edebilirler. Buna fırsat verilmemelidir.

Biz en az bin senedir ülkemizde Kürt kardeşlerimizle sulh içinde yaşıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti kurulurken hiç bir ayrım gözetilmeden eşit hak ve görevlerle Türkiye vatandaşıyız.

Kürt kardeşlerimiz Türkiye’nin her bölgesinde yaşamakta ve her meslekte eşit imkanlarla çalışabilmektedir. Onlarda milletvekili, bakan, başbakan ve cumhurbaşkanı olabilmektedir. HDP bu esaslara uygun olarak kurulmuş ve çok sayıda milletvekiliyle TBMM`de yerini almıştır. Buna hiç kimsenin bir itirazı olmamıştır.

Anayasa Mahkemesinin önünde HDP`nin kapatılmasını isteyen bir dava var. Yargıtay Başsavcısı PKK ile TBMM’deki HDP Milletvekilleri arasında ilişki olduğunu belgeleriyle tespit etti.

Türkiye bir hukuk devletidir. Eğer HDP ile PKK arasında ilişkiler belgelerle kanıtlanmışsa HDP kapatılmalıdır.

PKK eylemleri kesinlikle kınanmalı

CELÂL BAYAR / BATI İSVİÇRE TÜRK DERNEKLERİ FEDERASYONU BAŞKANI

Avrupa Birliği 2002’den beri PKK’yı terör örgütleri listesine almasına rağmen bu grubun ve onunla direkt bağlantısı olduğunu bildiğimiz PYD ve YPG’nin faaliyetlerine gereken hassasiyeti göstermediği aşikârdır. Endişe verici olan bu durum, bilhassa 2014’de kurulan ISİD’in Suriye ve Irak’taki hamlelerinden ve Batı’nın gözünde YPG’nin İslami terör örgütüyle savaşından sonra daha da belirgin bir hale geldiğini görebiliyoruz; PKK ve ona bağlı terör örgütlerinin Orta Doğu’daki kendi çıkarlarını korumak için bir nevi “kurtarıcı” olarak görmeleri hatta kullanmalarından kaynaklanmaktadır.

Bilindiği gibi, bizi ilgilendiren İsviçre’deki durum biraz farklı. İsviçre Federal hükümeti PKK’yı resmi olarak bir terör örgütü olarak görmemektedir. Zamanında, Federal kuruluşlar ile yaptığımız gayri resmi toplantılarda bunun ana sebebinin PKK’nın terör listesine dahil edilgi takdirde yeraltına ineceği ve dolayısıyla yapacak eylem ve aksiyonların tespit edilmesinde zorluk çekileceğe yönünde olmasından kaynaklanmaktaymış! Tabii ki Batı İsviçre Türk Dernekleri Federasyonu (BITDEFE) olarak buna itiraz ettik ve İsviçre makamlarının ne kadar çelişkide olduklarını izah etmeye çalıştık. Zira, İsviçre güvenlik kuruluşları muhtelif raporlarından da PKK’nın Konfederasyon için ISİD’den sonra en büyük tehlike olduğunu da açıkça belirtilmiş. Bu durumu, bizzat İsviçrelilerin hazırlamış oldukları “Switzerland’s Security 2015” raporunu temasta olduğumuz şehir, kanton ve Federal düzeydeki siyasetçilere gönderdiğimiz mektuplarımızda hatırlatmaktayız.

PKK ve ona bağlı örgütlerin düşünüldüğü gibi “Özgürlük kurtarıcı” olmadıklarını yerel STK’larımız bilhassa PKK’nın prim yaptığı İsviçre’deki sol partilerle organize edilmesi gereken istişare toplantılarında anlatmaları gerekir. Biz bunu yapıyoruz, çünkü İsviçre’de “Bir oy, bir oydur” mottosunun ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Düzgün bir şekilde organize edildiğinde burada yerleşik Türklerin oyları, bilhassa bazı bölgelerde, seçim ve oylamalarda ciddi bir fark teşkil edebilir. Bu metodolojiyi, sayı olarak bizlerden daha da küçük olan, PKK sempatizanları oldukça başarıyla uygulamaktadırlar.

Bu mealde, PKK’nın terör listesine alınması için, uzun soluklu olsa da İsviçre’de tüm Türk derneklerle (ve onların dostlarıyla) bir referandum yapılması düşünülebilir.

Toparlamak gerekirse, PKK eylemleri kesinlikle kınanmalı. Yanı sıra, bu suç örgütleriyle, FETÖ, ISİD, vs. gibi uzaktan yakından ilişkisi olan tüm partilerin bu tarz bağlantılarını kesmelerini ve yasa dışı eylemlerini kınamalarını bekliyoruz.

YASA DIŞI FAALİYETLERDE BULUNANLAR CEZALANDIRILMALI

Tarihe bakıldığından, Kürt “siyasi” hareketinde rol almış ve/veya kapatılmış partilerin oy oranlarının ve /veya TBMM’de sandalye sayısının trend olarak hep yükselişte olduğunu gözlemekteyiz. (HADEP (1995) % 4.16, DEHAP (2002) % 6.21, EDÖB (2011) % 5.67, HDP (Haziran 2015) % 13.12)

HDP’ye gelince, partinin kapatılmasından evvel, parti mensupların yasa dışı faaliyetlerde bulunanların (teröre herhangi destekten dolayı) en ağır şekilde cezalandırılması gerektiğine inanıyoruz ve bu yönde alınan hukuki kararların ve cezaların yurt içi ve yurt dışında önemle ve hassasiyetle anlatılması gerekir. Aksi takdirde, bazı Avrupalıların gözünde PKK ve onlara yakınlığı ile bilinen siyasi gruplarının Kürt kökenli vatandaşlarımızın meşru savunucusu gibi görünmesine yol açar.

HDP'nin PKK terörünü açık bir şekilde kınamadığı herkesin bildiği bir gerçektir. Bugünkü aşamada, Anayasa Yüksek Mahkemesi nezdinde açılan kapatma davasının sonucunu beklemek gerektiğini düşünmekteyiz.

Son not olarak, HDP’nin oylarını bazı partilerin kendilerine çekmek için samimi olmayan bir tavır içinde olduklarını da düşünmekteyiz.

Vatanımız ve yurt dışında yasayan vatandaşlarımızı yakından ilgilendiren bu önemli ve hassas konulara dair görüşlerimizi paylaşma imkânını verdiğiniz için teşekkür eder, saygılarımızı sunarız.

HDP’nin kapatılması ufukta göründü

AYHAN AY / TALAT PAŞA KOMİTESİ İSVİÇRE TEMSİLCİSİ

PKK gibi bazı "terör" listesinde yer alan örgütler, sadece İsviçre'de değil, çoğunlukla Avrupa ülkelerinde hemen hemen aynı muameleyi görür. Çıkarları el verdiği kadar "bana dokunmayan yılan bin yaşasın anlayışıyla hareket ederler. Seçim veya referandum ortamında, bilhassa küçük partiler, yandaş bulup oy avcılığına çıkarlar. Diğer taraftan eylemler azalmış görülse de isim değiştirmeden tutun STK'lara da sızarak bir koruma kalkanı oluştururlar. Şimdilerde bu Türkiye' de de benzerlik taşımıyor mu! Hükümet içindeki bazı gruplar, muhalefetin tamamı bu konumdadır. PKK ve benzeri gruplar, ABD'nin ve Avrupa Birliği’nin petrol bekçiliğini yapan " kara gücü" olarak tanımlanmışlardır. Şimdi Kürt kökenli vatandaşlarımızın oylarına göz dikmiş TBMM'dekilerin çoğunluğu, ülke çıkarlarını bir tarafa bırakarak "leş kargaları" gibi, her şey belgeleriyle ortada iken (Yargıtay Başsavcısının sunduğu) AYM, karar alma cesaretinden yoksundur! İspanya'da ETA terör örgütüyle organik bağları bulunan Batasuna Partisi, ETA'yı kınamadı gerekçesiyle kapatıldı. Yunanistan'da, 3. Pozisyondaki "Altın Şafak" Partisi kapatılan partilerden bir kaçıdır. Kurulduğundan bu yana değişik ad altında HDP'nin yıkıcılık ve kandan başka ne yararı olmuştur, sorusu meşruluk kazanır. Dönüşü yoktur, ufukta kapatılması görülmüştür!

Türkiye’yi içerden zayıflatıp diz çöktürmek istiyorlar

SAVAŞ DÜZGÜN / ZÜRİH ADD BAŞKANI

Eğer sizin kendi ülkenizde Meclisinizde söz konusu olan terör örgütünün eli kolu bir uzantısı olan bir parti faaliyet yürütüyorsa ve bu herkesçe bilindiği halde faaliyetlerine devam ediyorsa, bütün imkanlarını parçalanmış, zayıf yaralı bir Türkiye’nin oluşmasına harcayan Avrupa’daki Türkiye karşıtı ülkelerinde söz konusu terör örgütlerinin rahatlıkla eylem yapması anlaşılabilir. İsveç’te yaşanan; devlet desteğinde Türkiye karşıtı eylemlerin cesaretlendirilmesidir. Savaşlar önce psikolojik olarak kazanılır. Terör yandaşlarına yol açarsanız daha da cesaretlenirler. Cumhurbaşkanımızın, bayrağımızın, ordumuzun hedefe konması özünde Türkiye’nin tam bağımsızlık yolundaki çabalarına duyulan nefretten kaynaklanmaktadır. Öncelikle bunu bilmemiz lazım.

Avrupa’daki Türkiye karşıtı hükümetlerin PKK’yı desteklemesi yeni değil. Bir proje kapsamında uzun soluklu hesaplanmış faaliyetler toplamı. Bu proje Türkiye’nin parçalanması projesi. Türk milletini savaşarak yenemeyeceklerini acı tecrübeler yaşayarak gördüler. Terörü destekleyerek Türkiye’yi içeriden zayıflatıp diz çöktürmek için ne gerekiyorsa yapıyorlar. Bu zamanında Asala olur o biter PKK olur PKK biter başka bir terör örgütü olur. Neticede Türkiye’ye zarar veren her faaliyete destek oldukları aşikar.

HDP’NİN KAPATILMASINDA GEÇ BİLE KALINDI

HDP’nin kapatılması geç kalmış bir durum. Selahattin Demirtaş, “HDP Abdullah Öcalan’ın bir projesidir” dediği anda kapatılmalıydı. Siyasi partiler bir ülkede iktidar olmak için kurulurlar. Türkiye’yi bölmek parçalamak isteyen bir partinin Türkiye’de iktidar olma şansı var mı? Yok. O zaman HDP niye var? Örgüte eleman kazandırmak için. Diyarbakır annelerinin feryadı bunun kanıtı. Diyarbakır annelerinin bu onurlu mücadelesini saygıyla selamlıyor mücadelelerini destekliyoruz. HDP’nin diğer işlevi terör örgütüne mali kaynaklar yaratmak ve kaos ortamı hazırlamak. İşin en acı tarafı bu partinin faaliyetlerinde çekim alanına aldığı insanları Türk milletine, Türkiye’nin milli manevi değerlerine düşmanlaştırma gayretleri çok açık. Bütün milli konularda HDP’nin Türkiye’nin karşısında konumlandığını herkes biliyor. Biz Zürih ADD olarak Vatan Partisi’nin HDP’nin kapatılması için nöbet eylemleri yapmasını çok anlamlı ve kıymetli buluyoruz. Sonuna kadar destekliyoruz. Son olarak HDP kapatılmalı ve kapatılacaktır buna inanıyoruz.

Sonraki Haber