Türkiye ile Rusya'nın istikrarlı ilişkisi Batı'nın oyununu bozdu

Uzmanlar, Türkiye ile Rusya'nın görüş ayrılıklarına rağmen Suriye'den Libya'ya, Doğu Akdeniz'den Kafkasya'ya birçok alanda barış ve istikrar sağlayıcı adımlar attığını belirtti.

Uzmanlar, Türkiye ile Rusya'nın görüş ayrılıklarına rağmen Suriye'den Libya'ya, Doğu Akdeniz'den Kafkasya'ya birçok alanda barış ve istikrar sağlayıcı adımlar attığını belirterek, bu stratejik politikanın yabancı güçlerin bölgeye müdahale imkanını elinden aldığını söyledi.

Ufuk Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sencer İmer, İstanbul Aydın Üniversitesi Ekonomi Finans Bölümü Başkanı ve Çin Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ahmet Sedat Aybar, Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Nadir Devlet ve İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ragıp Kutay Karaca, 2020 yılı Türk dış politikasıyla ilgili AA muhabirine 2020'deki Türkiye ile Rusya iş birliği hakkında değerlendirmelerde bulundu.

İMER: BATI'NIN ÇABASI BOŞA ÇIKTI

Ufuk Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı İmer, Rusya ve Türkiye arasındaki iş birliğinin 2020'de çok faydalı sonuçlar verdiğini belirterek, bunların en sonuncusunun Azerbaycan’ın işgal edilmiş Karabağ topraklarını kurtarması olduğunu söyledi.

Rusya'nın, Ermenistan ile arasındaki Kollektif Güvenlik Antlaşması'nın Ermeni topraklarını kapsadığını, Karabağ savaşının ise işgal edilmiş Azerbaycan topraklarında yaşandığını ve taraf olmadığını vurgulayan İmer, "Tıpkı düşürülen Rus uçağı hadisesinde olduğu gibi, Türkiye ile Rusya'yı Kafkasya'da karşı karşıya getirmek isteyen Batı'nın çabası boşa çıktı." dedi.

İmer, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in Rusya, Azerbaycan, İran, Gürcistan, Türkiye ve Ermenistan'a altılı bir platform kurma teklifinin Kafkaslar'da kalıcı barış ve refah sağlayacağının altını çizerek, "Ermenistan içinde bu teklifin kabul edilmesi yönünde sesler yükseliyor. Ermenistan-Türkiye sınırı da açılmış olacak, Nahçıvan'dan Bakü'ye bir koridor da açılacak, bir de Türkiye’nin Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ile birleşmesi mümkün hale gelmiş olacak. 'Bir Kuşak Bir Yol Projesi' de daha hızlı mesafe almış olacak." diye konuştu.

Libya'da karşı karşıya gibi görünse de Türkiye ve Rusya'nın birlikte hareket ederek barış görüşmeleri yapılmasını sağladığına işaret eden İmer, Hafter'in aldığı emirler doğrultusunda hem Moskova hem de Berlin masasından anlaşma imzalamadan kaçtığını dile getirdi.

İmer, Libya’nın toprak bütünlüğünün korunması açısından Rusya ile çok önemli bir iş birliği yapan Türkiye'nin deniz yetki alanları konusundaki hakkını da koruduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

"2020'de Türkiye ile Rusya’nın iş birliği sonuç verdi. İki ülke arasında Suriye’nin PKK/PYD ve DEAŞ teröristlerinden temizlenmesi konusunda da bir yakınlaşma var. Dolayısıyla bunun devam etmesi ve Suriye'de barışın bir an önce sağlanması lazım. Bütün bunlar, Türkiye ve Rusya’nın iki komşu ülke olarak iş birliği yapmaları sayesinde gerçekleşiyor, bir başka ülkenin bu bölgeye müdahale imkanı da elinden alınmış oluyor."

'DONBASS BÖLGESİNDEKİ ÇATIŞMANIN YENİDEN ALEVLENMESİNİ ÖNLEYEBİLİR'

Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Devlet, 2020 Türk dış politikasında Suriye meselesi nedeniyle Rusya ile inişli çıkışlı bir ilişki yaşanmasına rağmen Karabağ meselesinde uzlaşının sağlandığını söyledi.

2020 yılının Türkiye-Rusya ilişkileri açısından olumlu geçtiğine dikkati çeken Devlet, şu ifadeleri kullandı:

"Rusya, Azerbaycan ve diğer Türk Cumhuriyetleriyle kurduğumuz ve kuracağımız ilişkilerden dolayı bizimle iyi geçinmek istiyor. Rusya, Türkiye ile ilişkilerini ABD-Türkiye ilişkileri üzerinden dizayn ediyor. Moskova, ABD ve NATO'dan uzaklaşıp kendisine yaklaşan bir Türkiye istiyor. Ankara ise ilişkilerini daha çok ticaret üzerinden yürütmekten yana bir politika sürdürme yolunu tercih ediyor."

'ABD KARADENİZ'İ SAVAŞ ALANI HALİNE GETİRMEYE ÇALIŞIYOR'

Devlet, Türkiye-Rusya iş birliğinin ABD'yi ciddi şekilde rahatsız ettiğine değinerek, "Çünkü ABD, Rusya’yı çevrelemeye, sıkıştırmaya, Montrö Anlaşması'nı bypass etmeye, Karadeniz'i bir savaş alanı haline getirmeye çalışıyor. ABD, Baltık Denizi'nden başlayıp Polonya, Romanya, Bulgaristan üzerinden Dedeağaç’a kadar gelmiş. Yunanlıları da bizim üzerimize sürüyorlar." diye konuştu.

ABD'nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası (CAATSA) yaptırımlarına, Rus Dışişleri Bakanlığından Türkiye'ye destek açıklamasının geldiğini hatırlatan Devlet, "Türkiye'nin kararlı duruşu, Moskova ve Ankara'yı yakınlaştırıyor. Türkiye'nin girişimleri, belki Ukrayna'nın Donbass bölgesindeki çatışmanın da yeniden alevlenmesini önleyebilir." dedi.

'TÜRKİYE’NİN DOĞU-BATI EKSENİNDE İSTİKRAR SAĞLAYICI OYUNCU OLMA KONUMUNU GÜÇLENDİRİYOR'

İstanbul Aydın Üniversitesi Ekonomi Finans Bölümü Başkanı ve Çin Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Aybar, Türkiye'nin 2020 dış politikasında önemli bir kazanım olan Karabağ zaferinin, askeri başarının ötesinde ekonomik, politik ve diplomatik sonuçları da içerdiğini vurguladı.

Yeni Asya açılımının özellikle ulaştırma ve enerji ağlarının ivme kazanarak önemini artırmasının Türkiye için Asya coğrafyasında önemli kaldıraç sağladığını belirten Aybar, "Çin, Xian’dan gelen ve AB tüketici piyasasına devam eden trenin karşılığı olarak Türkiye’den Xian’a beyaz eşya götüren trenin menziline varmış olması, Orta-Asya başta olmak üzere, Türkiye’nin Asya ile kurduğu ilişkilerin başka bir düzlemde tanımlanmasını da getiriyor." dedi.

Aybar, Türkiye'nin Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) ülkeleriyle imzaladığı dünyanın en büyük Serbest Ticaret Anlaşması (RCEP) çerçevesinde oluşan bütünlüklü bir "doğu" oluşumuna daha fazla dahil olacağını kaydetti.

Türkiye'nin Asya açılımının "Batı ittifakından kopma" anlamına gelmediğini belirten Aybar, şunları söyledi:

"Aksine Azerbaycan’la birlikte davranmanın getirilerinin açığa çıkmasıyla, 'Bir Millet İki Devlet' yaklaşımı şimdi 'Bir Millet Beş Devlet' biçiminde siyasi güncellenmenin önünü açtı. Orta Asya Türk Cumhuriyetleriyle ilişkileri daha derin ve anlamlı bir düzeye taşımak, Türkiye’nin Doğu-Batı ekseninde istikrar sağlayıcı bir oyuncu olma konumunu güçlendiriyor. Kafkaslardaki askeri başarının sonucu olarak, Batı dünyasının Kafkasya politikalarının Türkiye üzerinden yürütülme zorunluluğunun diplomatik düzeyde birtakım avantajlar da sağladığı açık."

'21. YÜZYIL TÜRK YILI OLACAK'

İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Karaca ise 2020 yılının Türk dış politikasında Kafkasya, Türk dünyası ve Uzak Doğu bağlamında başarılı bir süreç yaşandığını belirtti.

Rusya'nın Kafkasya konusunda ikna edilmesinin Türk dış politikası açısından bir dönüm noktası olduğuna dikkati çeken Karaca, "Rusya'nın da Türkiye tarafından ikna edilmesi güzel bir sonuç. Azerbaycan'ın kazandığı savaş, Kafkasya adına çok büyük bir başarıdır. Türk dış politikasını tebrik etmek lazım." dedi.

Karaca, 15 Temmuz sonrası Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ile ilişkilerin geliştirilmesinin Türk dünyası açılımını da beraberinde getirdiğini dile getirerek, şunları kaydetti:

"Bugünkü uluslararası ortam, Türk dünyası tarafından doğru okunur ve doğru hamleler yapılırsa 21. yüzyılın 'Türk yüzyılı' olacağını düşünenlerdenim. Azerbaycan-Türkiye ikilisinin, Dağlık Karabağ sorununun çözümündeki etkisi ve Türkiye'nin Bakü'ye desteği karşısında Rusya'nın bile Türkiye'yi Kafkaslardaki sistemin içerisine 'ortak' olarak almasının etkisi, diğer Türk Cumhuriyetlerinde de göründü."

Macaristan, Ukrayna, Pakistan, Bangladeş gibi ülkelerin de Türk Konseyine girmek istediğini vurgulayan Karaca, Türkiye'nin kendi çevresinde kuracağı oluşuma Doğu Avrupa'dan ve Asya'dan da destek aldığını aktardı.

Sonraki Haber