‘İlk kez hukuki bir zemin oluşturuldu’

Türkiye ile Irak arasında imzalanan mutabakat zaptının önemi hakkında bilgi veren diplomatik kaynaklar, terörle mücadelede ilk kez hukuki bir zemin oluşturulduğunu söyledi

Türkiye ile Irak arasında, iki tarafın da “tarihi” olarak nitelediği bir mutabakat zaptı imzalandı. Bu anlaşma ile Bağdat ve Başika’da iki ortak merkez kurulması kararlaştırıldı. Söz konusu merkezlerin ise terörle mücadelede daha etkin bir işbirliğini beraberinde getirmesi bekleniyor.

Irak’ın son dönemde terör örgütü PKK’ya karşı attığı adımlara dikkat çeken diplomatik kaynaklar, Bağdat Hükümeti’nde terörle mücadelenin kurumsal yapısının güçlendiğini bildirdi. Ancak Irak Devleti ile PKK’nın bir süre sonra karşı karşıya gelme riski bulunduğunu da kaydeden kaynaklar, son yapılan anlaşmanın önemini ise şöyle açıkladı:

‘IRAKLI MAKAMLARIN KAYGILARI GİDERİLDİ’

“Tarihi bir metin. Her iki ülkede de onay süreci olacak. Irak’ta hükümet onayı yeterli. Terörle mücadele kapsamında ve imzalanan metinle Başika’da Irak makamlarının kaygıları giderildi. Iraklılar Başika’da askeri eğitim alacaklar. Terörle mücadelede ortak siyasi irade somutlaştı. 10 ay önce PKK’ya yönelik hiçbir adım atılmıyordu. PKK bakımından gayri hukuki bir durumu yoktu. Aralık’ta tehdit, Mart’ta yasaklı örgüt oldu. Geçen ay partiler yasaklandı. Mallara el konuldu, konulacak. Dün ilk kez mücadelede hukuki bir zemin oluşturuldu. Terör örgütü veya yasaklı örgüt ifadesinin kullanılması önemli. Sonuçta iki tanım yan yana getirildi.”

‘1 TÜRK 1 IRAKLI KOMUTAN OLACAK’

Bağdat’ta kurulacak Ortak Koordinasyon Merkezi hakkında da bilgi veren diplomatik kaynaklar, şunları söyledi:

“Bağdat’taki Koordinasyon Merkezi’nde (Irak Müşterek Merkezi Operasyonları Karargâhı) bir Türk, bir Iraklı komutan bulunacak. Herkes kendi ordusuna bağlı olacak. Hiyerarşik bir durum yok. İstihbarat paylaşımı, bilgi paylaşımı ve askeri planlamalar yapılacak. Terörle mücadelenin birlikte yapılmasını yürütülmesini sağlayacak bir merkez olacak. Terör örgütünden artık Irak da rahatsızlık duyuyor. Onların konuşma metinlerinde şu adımları atmalıyız gibi yaklaşımlar bulunuyor. Terör örgütlerinin ülkelerini istismar etmelerini istemiyorlar. Irak’ta halk da şiddet ve çatışma istemiyor. Artık halkta da bıkkınlık var.”

‘SÜREÇ AŞAMALI DOĞRUSAL DEĞİL’

Terörle mücadelenin nasıl yürütüleceği konusunda da bilgi veren diplomatik kaynaklar, şu ifadeleri kullandı:

“Aşama aşama olacak. Örgüt artık 40 yıl öncesindeki Marksist-Leninist örgüt değil, taşeron, aynı anda birçok hasım ülkeye hizmet eden, ipleri başkasında olan, uyuşturucudan silah kaçakçılığına her türlü organize suça bulaşmış bir örgüt. Üstelik siyasete angaje olmaya çalışan, başka ülkelerden taşeronluk yapmak için de destek alan bir örgüt. Süreç aşamalı. Lineer, doğrusal değil.”

‘KYB BİR NEVİ MAFYA ÖRGÜTLENMESİ’

Bafıl Talabani liderliğindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB)’nin terör örgütü PKK/PYD ile ilişkileri hakkındaki sorulara da yanıt veren kaynaklar, “Taleplerimizi ilettik, iletiyoruz. Yönetici kadroları orada halkı bezdirdi. Bir nevi mafya örgütlenmesi. PKK işbirliği ise boyut değiştirdi. Onlar PKK’yı değil PKK onları kontrol ediyor. Ankara’nın tavrı net. Talepler söylendi. Yapmazlarsa yeni yaptırımlar olur, gereken adımlar atılır.” diye konuştu.

Terör örgütünün Irak’ta kendisine alan açmasının nedenlerini de sıralayan kaynaklar, şu 7 gerekçeye dikkat çekti:

- Yönetimsel kapasite eksikliği
- 40 yılı aşkın süredir ülkede yaşanan yukarıda sayılan travma
- Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi ve Bağdat hükümeti arasında rekabet
- İhtilaflı bölgeler
- Anayasada birbiriyle çelişkili maddeler
- Gelir paylaşımındaki sorunlar
- İstihdam sıkıntısı

‘BAĞDAT YÖNETİMİ GERÇEĞİ ANLADI’

PKK’nın bu sebepleri de kullanarak ülkeye yerleştiğini ve ciddi biçimde yayıldığını kaydeden kaynaklar, şöyle devam etti:

“Sincar sorunu doğdu. Iraklılar başta ‘PKK Türkiye’nin sorunu. Çözüm süreci ile Irak’a girdiler.’ gibi doğru olmayan, tarihsel gerçeklerden kopuk bir yaklaşım içindeydi. Ankara görüşmelerde 90’lardan beri terör örgütünün Irak’ta olduğunu her seferinde hatırlattı.

"Terör örgütüyle mücadelede kararlılığını gösteren Ankara, önce ‘Egemen bir devlet sorumluluklarını yerine getirir, topraklarından terör örgütünü çıkarır. Bunu siz yapın, yapamıyorsanız birlikte yapalım, aksi takdirde Türkiye kendisi yapacaktır.’ tezini görüşmelerde uzun süre işledi.

"Irak son dönemde yaşadığı ekonomik sorunların yanı sıra PKK’nın yayılmacılığının da farkına vardı. Sincar, Mahmur gibi yerlerden Bağdat’a kadar indi. Siyasi partilere nüfuz etmeye başladı. FETÖ ve DEAŞ gibi yöntemler kullandı. PKK güneye indikçe Araplar da Bağdat yönetimi de gerçeği anladı. Anlaşmalar işte bu ihtiyaçların bir bütünü olarak ortaya çıktı.”

‘ANLAŞMA ORTAK İRADENİN GÖSTERGESİ’

Askeri, güvenlik ve terörle mücadele alanında iki ülke arasındaki anlaşmanın esasen “ortak iradenin göstergesi” olduğunu vurgulayan kaynaklar, “O anlaşmanın altına imza atan Iraklı Savunma Bakanı, izin veren Irak Başbakanı ve alkışlayan Haşdi Şabi Temsilcisi var.” bilgisini paylaştı.

Sonraki Haber