Sendikalar özelleştirmeye karşı ‘genel grev’ dedi! Çayırhan’ı sattırmayız!

Türkiye Maden-İş ve TES-İŞ, Ankara’daki Çayırhan Termik Santrali ve maden sahalarının satışına dur demek için ortak basın açıklaması yaptı. Sendika Başkanları, 'Ülkenin geleceğini sattırmayız. Gerekirse kendimizi madene kapatırız.' dedi

Türkiye Maden İşçileri Sendikası (Türkiye Maden-İş) ve Türkiye Enerji, Su ve Gaz İşçileri Sendikası (TES-İŞ), Ankara’nın Nallıhan ilçesinde kurulu Çayırhan Termik Santrali ve maden sahalarının satışına dur demek için, işçiler ve bölge halkıyla birlikte dün Kömür İşletmeleri A.Ş. (KİAŞ) nizamiyesi önünde basın açıklaması yaptı.

GENEL GREV SLOGANI

Basın açıklamasından önce nizamiye önüne yürüyüş yaparak ulaştı. İşçiler "Enerji vatandır vatan satılmaz; vatanı satanı biz de satarız; Şimşek şaşırma sabrımızı taşırma, maden enerji el ele genel greve” sloganları atıldı.

KİAŞ maden nizamiyesi önünde yapılan kitlesel açıkalamaya bölgenin belediye başkanları, muhtarları, AK Parti, MHP, Vatan Partisi ve diğer siyasi partilerin ilçe başkanları katıldı.

MADENCİNİN HAKLARI İHALE ŞARTNAMESİNDE YOK

Basın açıklamasında ilk konuşmayı Türkiye Maden-İş Sendikası Genel Başkanı Nurettin Akçul yaptı. Akçul, Çayırhan Termik Santrali’nin ve maden sahalarının adrese teslim bir şartname ile gerçek değerinin çok altında adeta bedavaya satılmak istendiğini söyledi.

Özelleştirme adı altında varlık satışı yapıldığını vurgulayan Akçul, şunları söyledi:

“Aldığımız duyumlara göre; ihale şartnamesinde madencinin kazanılmış hakları hakkında hiçbir şey yok. İçeriğini tam olarak bilemiyoruz; ancak özelleştirmenin hem madencinin hem de bölge halkının çıkarlarına zarar vereceği aşikardır. Yarın bu satış sonrası; maliyetleri düşürmek için işçi haklarını göz ardı edebilirler.

"Özelleştirilen işletmelerde işçi ücretleri düşer, sosyal haklar azalır, bu da bölge halkının yaşam standartlarının düşmesine yol açar. Yani bu sadece madencinin emekçinin sorunu değil, Çayırhan’ın Nallıhan’ın Beypazarı’nın Ankara’nın Türkiye’nin sorunudur.”

Nurettin Akçul, desteğe gelen yöre halkıyla birlikte.

‘ÜLKENİN GELECEĞİNİ SATMAKTIR’

Çayırhan’ın çok özel bir işletme olduğunu; ilklerin yapıldığını ve vazgeçilmez olduğunu vurgulayarak “Türkiye’de yeraltı linyit işletmeciliğinin mekanize sistemle yapıldığı ilk iş yeridir. Burası Türk Madenciliği için örnek teşkil eden bir okuldur. Burada yetişen kalifiye elemanlar, ülkemizin diğer madenlerine transfer edilerek sektördeki işleyişe, büyük katkılar sağlamaktadır. Böylesine bir başarı öyküsünün yok sayılmasını asla kabul etmiyoruz.” dedi.

‘GEREKİRSE KENDİMİZİ MADENE KAPATIRIZ’

Eğer bu özelleştirme girişimi durdurulmazsa, gerekirse maden işçilerinin kendilerini madene kapatacaklarını söyleyen Akçul “Bizim olan bize kalıncaya kadar madenden çıkmayacağız. Mücadelemiz sadece bununla da kalmayacak yer üstündeki arkadaşlarımızla da yollara düşüp sesimizi duyurana kadar haykırmaya devam edeceğiz. İşçinin ekmeğini, emeğini ve alın terini kimseye teslim etmeyeceğiz.” diye konuştu.

‘ÖZELLEŞTİRME LANETİNİN HİÇ KİMSEYE FAYDASI YOK’

Akçul’un ardından TES-İŞ Genel Başkanı İrfan Kabaloğlu söz aldı. Başkan Kaboğlu, tepkilerini şöyle dile getirdi:

“TÜRK-İŞ sorulu sendikacılığı kuruluşundan beri her alanda göstermiştir. Vatan, bayrak, millet söz konusu olduğunda tüm görevlerini yerine getirmiştir. TÜRK-İŞ’e bağlı sendikalar macera peşinde koşmazlar ancak sorumlulukları gereği temsil ettikleri insanların haklarını sonuna kadar savunmak için her alandadırlar.

“Özelleştirme laneti 1980’de ülkemize girdi. O zaman halka ‘hizmet iyi değil’ dediler; önce halkı hazırladılar neoliberal politikalara; size şimdi soruyorum: Sağlık özelleşti, ucuz hizmet alıyor muyuz? Ucuza et alabiliyor muyuz? Parası olmayan çocuklarımız nitelikli eğitim alabiliyor mu?

"TEKEL, Telekom, TÜPRAŞ gibi cumhuriyetin kazanımları… Biz özelleştirilen yerlerde de toplu sözleşme yürütüyoruz fakat elimiz kolumuz arkamızdan bağlı! Bugün madenlerimizin özelleştirilmesinin ne ülkemize ne yöre halkına ne de çalışanına faydası var.

‘BIRAKIN ÖZELLEŞTİRMEYİ KAMULAŞTIRMA YAPILMALI’

“Ben 1987 yılında burada işe başladım. Hepimiz emek veriyoruz. Biz burayı kar ettirmesek bizi zaten çalıştırmazlar; şimdi burayı kime veriyorlar! Ülkemiz kömür madenlerini son dönemde öteledi. Hava kirliliğinden bahsediyor, verimli olmadığını söylüyorlar ama ithal kömüre de teşvik veriyorlar.

"Bize de Avrupa’daki sendikalar diyor ki ‘Kömür kullanıp dünyayı kirletmeyin.’ Burada tüm önlemler alınmış durumda zaten. 80-90 sene kendini kömürle büyüten dünyayı kirleten Avrupa, şimdi bize ‘Kömür kullanmayın’ diyor.

"Biz kömürümüzü kullanacağız, onlara mahkum olmayacağız. Bırakın özelleştirmeyi, özelde olanların da kamulaştırılması lazım. Bağımsızlığımızın buradan geçtiğini biliyoruz. Hep birlikte el ele vermek durumundayız; fakat sadece bizimle olmaz. Nallıhan, Çayırhan, Beypazarı halkının da bizimle olması lazım.”

VATAN PARTİSİ’NDEN TAM DESTEK

Vatan Partisi yöneticileri ve bölgedeki üyeleri de eylemde hazır bulundu.

Açıklama sonrası Aydınlık'a konuşan Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara İl Başkanı Utku Reyhan, bugünkü eylemin çok önemli bir başlangıç olduğunu belirterek "Sendika Genel Başkanlarının konuşmalarında çok önemli vurgular vardı. Yalnızca meseleyi işçi hakları ya da düşecek ücretler ya da iş güvencesi üzerine kurmadılar.

"Hatta daha çok Türkiye'nin bağımsızlığı, enerji güvenliği noktasından konuyu ele aldılar. Dolayısıyla meselenin bir işçi mücadelesi olmanın ötesinde bir milli mücadele olduğunu sendika başkanlarımız ifade etmiş oldular. Hakikaten çok ileri bir bilinç var.” dedi.

Reyhan, “Artık bırakın özelleştirmeyi, özellikle enerji ve maden alanlarında Türkiye'nin gündeminde kamulaştırma vardır.” ifadelerini kullandı.

‘ÖNÜNE GEÇECEĞİZ’

Vatan Partisi Merkez İşçi Sendika Bürosu Başkanı Hüseyin Karanlık da Türkiye'nin üretim güvenliğinin ve enerji güvenliğinin iki önemli kalesinin bulunduğu yerde olduklarını belirterek şu değerlendirmede bulundu:

"Bütün bu konuşmalar yapılırken işçiler aşağıdan başkanlarını dinlerken genel grev çağrıları yaptılar. Gerçekten de bu iki kalenin satışına karşı mücadele ve burada bütün sadece bu iki işletme işçilerinin değil ve bu iki işletme işçilerinin bağlı olduğu sendikaları değil, bütün Türkiye'nin sendikalarını, bütün Türkiye'nin milli kuvvetlerini ilgilendiren bir olay.

"Bir genel grev için yani ücret meselesinden çok daha önemli olarak buna değer ve işin buraya kadar gidebileceği de ihtimali burada anlaşıldı. Çünkü sadece işçi meselesi değil, üretim meselesi ve vatan meselesi söz konusu.

"Vatan Partisi olarak biz de bu işin başından beri içindeyiz, önündeyiz ve bütün gücümüzle Türkiye'nin bütün milli güçleriyle beraber bu meşhum diyelim girişimi, varlık satışı girişimini önüne geçeceğiz. Buna inanıyoruz.”

Sonraki Haber