Türkiye Suriye kardeşlik zemini

ZERRİN ÖZTÜRK

Kahramanmaraş merkezli büyük deprem, Suriye’yi de vurdu. Aynı fay hattı uzantısında başta İdlib kenti olmak üzere Halep, Hama, Lazkiye, Tartus, Rakka gibi illerini de etkiledi, hasara ve can kaybına yol açtı.

Suriye ile aramızda sadece coğrafi komşuluk değil, aileler arasında akrabalık bağları vardır. İki halk arasında kültür ve yazgı kardeşliği de derin bir tarihe sahiptir. İskenderun ve Hatay’da aynı pazarları, aynı tatil beldelerini paylaştığımız Suriyelilerin dirençli ruh halini iyi bilirim.

Kardeş Suriye, kendi yaralarını sararken 33 ülkeden destek aldı. Arap ülkeleri, Türkiye ve Suriye’ye birlikte yardım etti. Ne acıdır, Suriye’nin yıkımdan en çok etkilenen bölgeleri, uzun yıllardır ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında saldırı ve işgal altındadır.

Suriyeli kardeşlerimizin çektiği acıların haddi hesabı yok. 2011 yılında kadın örgütleri olarak Suriye’ye kardeşlik ve destek için gittiğimizde, Amerikan emperyalizminin bu insanlara yaşattığı o zor günlere yakından tanık oldum.

İdlib baştan aşağı yıkıntılar içinde. Adeta taş taş üstünde kalmamış. Suriye, ABD’ye ve onun hempalarına karşı kahramanca yürüttüğü savaşın üstüne, bir de deprem felaketiyle baş etmeye çalışırken, İsrail uçakları Şam’ı bombaladı. Yetmedi Suriye’nin destek verdiği Filistin’de yeni katliamlar düzenlendi.

Emperyalizmin timsah gözyaşlarının inandırıcılıktan ne kadar uzak olduğuna bir kez daha tanık olduk. Öte yanda, bu zalimlerin sözde yardım çabaları insana hakaret gibi geliyor.

Türkiye ilk günden beri milli bir dayanışma içinde iken özellikle Vatan Partisi, Aydınlık Gazetesi ve Ulusal Kanal’ın yayın politikası, vatansever medyaya öncülük etti. Fesatlık ve planlı bozgunculuk boşa çıkarıldı. Bu büyük yıkımda, yıkıcı medya saldırılarına rağmen Türk milletinin birlik ve bütünlüğe verdiği değer, hakkıyla ortaya konulmuştur. Bu felaket gücümüzün gizil enerjisini açığa çıkardı.

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in daha ilk gün yaptığı tespit ve uyarı dağılmayı önlemiştir; Hükümet kadrolarına, sahada çalışanlara moral olmuş, yol göstermiştir: “Olağanüstü durumlarda çözüm, her zaman olağanüstüdür!” “Bu koşullarda karamsarlık en büyük düşmanımızdır!” Yapılan bu tarihsel açıklamalar, deprem yıkımını kaosa çevirmek isteyen yerli ve yabancı ajanların faaliyetine en güçlü darbeyi vurmuş, ön alıcı olmuştur. 

Bir musibetin bin nasihatten hayırlı olduğunu söyleyen atalarımıza uyarak, ayrımsız bütün illere aynı anda yeterli yardımların yapılması, şimdi de kalıcı konut yapımı konusunda bölgenin tamamında düzenli, sık aralıklarla yeniden hasar tespitlerinin yapılması sağlanmalıdır.

Komşumuz Suriye’nin ABD’ye karşı on yıldır yürüttüğü savaşta, Türkiye’nin olumsuz rolü ve işbirliğinin devamlı ertelenmesi başka bir kaygı konusudur. Birlikte yaşadığımız büyük afetin, görüşmelerin ve işbirliğinin önündeki engelleri yıkıp sağlam kardeşlik zemini yaratmasını diliyorum. Türkiye ve Suriye kadınlarının yüksek kardeşlik duygularıyla birbirlerini kucaklayacakları o günlerin yeniden gelmesini büyük hasretle bekliyorum.

Türkiye’nin, büyük bir devlet olarak bu zor günlerde Suriye’ye birlik ve yardımlaşma elini uzatması, Amerikancı kaos merkezlerine verilmiş en etkili yanıt olacaktır.

Sonraki Haber