Türkiye, Yunanistan ile moratoryumu iptal etmeli
Yunanistan, Adalar Denizi'nde turizmin korunması amacıyla 1988 yılında Türkiye ile imzaladığı moratoryumu açıkça ihlal ediyor. Yunanistan tarafından Türkiye aleyhine işletilen bu moratoryumu derhal iptal etmelidir
Yunanistan'ın, Atina Mutabakat Muhtırası'na aykırı olarak, turizm sezonunda tatbikat için Adalar Denizi'nin uluslararası sularında askeri eğitim sahası ilanı yapması üzerine, Türkiye de mütekabiliyet çerçevesinde 22 Haziran tarihli seyir duyuruları (NAVTEX) ile Adalar Denizi'nde eğitim sahaları ilan etmişti.
Türkiye ile Yunanistan arasında 27 Mayıs 1988'de imzalanan Atina Mutabakatı gereğince, iki ülke de turizmin yoğun olduğu 1 Temmuz - 1 Eylül tarihleri arasında Adalar Denizi'nde askeri tatbikatlardan kaçınacaklardı. Bu anlaşmadaki aksamaların ardından 2006 yılında Yunan mevkidaşı Karamanlis ile bir araya gelen dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, 1988'deki moratoryumun yenilenerek yeniden aktif şekilde uygulanması konusunda anlaştı. 1 Temmuz 2006'da devreye giren yeni anlaşma ile, daha önce 1 Temmuz - 1 Eylül tarihlerini kapsayan moratoryumun süresi, 15 Haziran - 15 Eylül olarak güncellendi. Bu tarihler arasında turizmin korunması amacıyla Adalar Denizi'nde askeri tatbikatlar yapılmayacak ve hem Genelkurmaylar arasında hem de Eskişehir ve Larissa üsleri arasında sağlıklı iletişim için doğrudan hat kurulacaktı.
Türkiye'nin hassasiyetle uyguladığı bu mutabakat da diğerleri gibi Yunanistan tarafından bozuldu. Geçen 3 ayda Adalar Denizi'nde Navtex'ler yayınlayarak tatbikatlar yapan Yunanistan, bunun yanında Sahil Güvenlik gemileri ile yat turizmini aksatacak saldırılarda bulundu. Geçen gün de Türk balıkçılara tepki gösteren Yunan Dışişleri Bakanı Dendias, Türkiye'ye nota verilmesi için yetki verdi.
Yunanistan'ın bu kışkırıcı tutumunun ardından Adalar Denizi'ndeki moratoryumun iptal edilmesi çağrısı TÜRKDEGS'den geldi. Amiral Cihat Yaycı'nın başkanlığını yaptığı merkez, sosyal medya hesabından yaptığı çağrıda, şu değerlendirmelerde bulundu:
'TÜRKİYE YOLUNACAK KAZ DEĞİLDİR'
- Turizm faaliyetlerinin etkilenmemesi için 15 Haziran - 15 Eylül arasında Türkiye ile Yunanistan Adalar Denizi'nde askeri faaliyet ve eğitim yapmayacaklarına dair moratoryumu 1988'de imzalamıştır.
- Ancak 15 Eylül'de moratoryum biter bitmez Yunanistan, Adalar Denizi'nin büyük kısmını askeri eğitim alanı ilan etmiş, balıkçılarımızı ise Yunan karasularını ihlal etmekle suçlamıştır.
- Hatta Yunanistan Dışişleri Bakanı, Türk balıkçılarının protesto edilmesi için Yunanistan'ın Ankara Büyükelçiliği'ne talimat vermiştir.
- Öte yandan moratoryumun başladığı 15 Haziran'dan sonra da yine Adalar Denizi'nde moratoryuma aykırı olarak Navtex ilanlarında bulunmuştur.
- Yunanistan'ın açıkça Moratoryum'u kendi lehine kullandığı ve iyi niyetten uzak şekilde istismar ettiği ortadadır. Türkiye yolunacak kaz değildir. Türkiye, Yunanistan tarafından suistimal edilen ve Türkiye aleyhine işletilen bu moratoryumu derhal iptal etmelidir.
ATİNA MUTABAKATI
27 Mayıs 1988 tarihli Atina Mutabakatı ile taraflar; “Karşılıklı olarak birbirlerinin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne ve Ege’nin açık deniz alanlarını ve uluslararası hava sahasını kullanma haklarına saygı gösterilmesi yükümlülüğünü teslim etmektedirler. İki taraf açık deniz alanları ve uluslararası hava sahasında ulusal askeri faaliyetlerin yürütülmesinde, deniz ve hava trafiğinin uluslararası belgeler, kurallar ve yönetmeliklerde öngörülen çerçevede kolayca akımına müdahale etmemeye gayret göstereceklerdir. Bu istenmeyen gerginlik kaynaklarının ortadan kaldırılmasına ve çatma riskinin azaltılmasına katkıda bulunacaktır. İki taraf açık deniz alanlarına ve uluslararası hava sahasında notam veya bildirim veya uyarı gerektiren ulusal askeri tatbikatların planlanması ve icrasının aşağıdaki hususları da mümkün olacak azami ölçüde önleyecek şekilde yürütülmesinde mutabık kalmışlardır. Buna göre, belirli bölgelerin tecrit edilmesinden, tatbikat alanlarının uzun süreler için kapatılmasından, tatbikatların turizmin en yoğun olduğu dönemlerde (Her yıl 1 Temmuz’dan 1 Eylül’e kadar) ve başlıca ulusal ve dini resmi tatillerde yürütülmesinden kaçınacaklardır. Bütün ulusal askeri faaliyetlerin planlanması ve icrası mevcut uluslararası kural, yönetmelik ve usullere uygun olarak yürütülecektir.”