Türkiye'de süt fiyatını Fransızlar belirliyor

Hayvancılar, sütte tekelleşmeden şikayetçi. Şu anda fiyatları beş büyük firma belirliyor. Bu beş firmadan ikisi Fransız. Bunlardan sadece birinin piyasadaki yeri yüzde 60 dolayında.

Ömer Aslan 70 yaşında. İstanbullu bir iş adamı. 50 yıldır iş hayatının içinde. 15 yıldır da Kırklareli’nin Babaeski ilçesinde Terzili köyü çiftliğinde çiğ süt üretimi hayvancılığı yapıyor. Tekstil işi yaparken bir arkadaşına uymuş ve bu işe 2008 yılında girmiş. Arkadaşı ise onu yarı yolda bırakmış! “Bu işi başıma sardı. Kurtuldu. Ben sıkıntısını çekiyorum” diyor. İki yıldır artan maliyetler ve düşük süt fiyatları onu isyan noktasına getirmiş.

Ömer Aslan

Sıkıntılarını şöyle anlattı: “Kayınbiraderim benim durumuma bakarak ortak oldu. İyi de oldu nakit sıkıntısı çekmedik. Belirli bir süre geçtikten sonra bu işin yapılamayacağını öğrendik. Birkaç kere de satışa çıkardık, alıcı çıktı maalesef alıcı kötü niyetli idi satmadık. Yıllar birbirini kovaladı zar zor devam ettik. Bana enteresan gelen, ürettiğimiz ürünün fiyatını biz üreticiler belirleyemiyoruz. Alıcılar çok güçlü!

Aylardır çiğ sütün litresi 11,5 liradan satılıyor. Ulusal Süt Konseyi (USK)’nın haberi yok. Açıklama yapıyor. Soğutulmuş çiğ sütün litre fiyatını 8,50’dan 11,50 liraya çıkarıyor. Tavsiye fiyatı açıklıyor. Birdenbire ne oldu da açıkladı. Arıyorsun, telefona bakan sekreter çıkıyor. Kendince Bir şeyler anlatmaya çalışıyor. Nafile, 10-11 aydır ortada yoklar…

İnanın bu iş yüzünden servetimizin yüzde 25’ini kaybettik. Tekellere boyun eğmemek için sonuna kadar direnmek için çalışıyoruz. Size nasıl anlatayım, benim ürünümün fiyatını alıcı, bizim aldığımız bütün yemlerin ve vitaminlerin çoğu da dolara endeksli. Fiyatını ise satıcı tayin ediyor. Öyle bir sistem var ki hayvancılığı ve sütçülüğü bitirmek üzerine kurulmuş. Bu kırılmadan bu işin önü açılmaz. Sütçülük biter. Acı olan da devlet bu işe bir müdahalede bulunamıyor. Bakanlığı da çevrelemişler.”

‘FİRMALAR BASKI YAPIYOR SÜT FİYATLARI YERİNDE SAYIYOR’

Son artan maliyetlerden sonra daha da zorlandıklarını belirten Aslan, bu konuda bir hayli dertli. Açtı ağzını yumdu gözünü: “10 ay önce çiğ süt fiyatı 8,5 lira olarak açıklandı. Üç ay satıldı sonra 12 lira oldu. Büyük bir firma baskı yaptı 11 liraya düştü deniliyor. Doğru yanlış bilemem üreticilerden duydum bence doğruluk payı vardır…

Süt alıcıları Trakya’da kartel. İkisi Fransız diğerleri Türk, 5 büyük firma bu piyasada tekel durumunda. Bunlar yeri geliyor fiyat konusunda birbirini tehdit ediyorlar. Büyük bir Fransız firması ise çok güçlü olduğu için istediği fiyatı uygulattırıyor.

‘ÇİFTLİKLER BİR BİR KAPANIYOR’

Yılların çiftliklerinin para kazanamaması nedeniyle bir bir kapandığını da hatırlatan Aslan bu konuda şunları söyledi: “Bu işe atıldığımda 44 çiftlik vardı. 16’sı zaman içinde kapattı. Son 4 yılda 3 kişi daha kapattı. Böyle giderse bardakta süt göremeyiz. Biz de yılbaşından sonra bırakmayı düşünüyoruz. Alıcı çıksa bugün satarız. Daha iyi yapacak birini bulursam hemen devredeceğim. Yüzde 1 KDV ile satıyorum. Yüzde 20 ile ürün alıyorum. Girdilerim böyle. Çok ciddi paralar kazanmıyoruz. 50 kuruş-1 lira destek primi için Bakanlık bize firmalarla sözleşme yap diyor. Çok tutarsız. Serbest bırakın 3’er aylık sözleşme yapalım. Serbest bıraksalar sütü 20 liraya satarım. Öyle bir girdaba almışlar ki çıkamıyorsun. Prim vererek bu iş çözülmez

Çiğ süt fiyatı artacak. En az 15 lira artı kalite pirimi… Kalite primini devlet açıklayacak. Ulusal Süt Konseyi açıkladığı zaman tavsiye fiyatı oluyor. Alıcılar dikkate almıyor, İşlerine geldiği gibi hareket ediyorlar. Devletimizin yetkili organları her üç ayda bir süt fiyatını belirleyecek.

Köklü değişiklik lazım. Buzağı desteğini düşürdüler. 50 baş hayvana kadar hayvan başına 50 lira destek veriyorlardı. Bende 700 baş var. Destekler tutarsız. Üretimi ne kadar yüksek tutarsan fiyat o kadar yüksek oluyor. Nakliye açısından…18-20 çalışanım var. İşçi de bulamıyorum. Kimse bu işi yapmak istemiyor. Yüzde 90 kendi imkânımla bu işi yürütüyorum. Gayrimenkullerimizin yüzde 20’sini bu iş için sattık.”

ÇÖZÜMÜ DE SIRALADI

Ömer Aslan’a “Peki, bu işin çözümü ne?” diye sorduk. Sıraladı:

“Birincisi, süt alıcıları kartelleşmiş. Karteller kendi aralarında anlaşarak fiyatı belirliyor. Devlet firmaları bizimle sözleşme yaptırmayacak. Dönüşümüz olmuyor. Serbest bırakacak. Köyün sütüyle benimkisi bir değil. Benim sütüm sürekli denetim altında. Yüzde 4 ortalama yağ, yüzde 3,50 ortalama proteinle veriyoruz. Köylü üretici kardeşlerimiz 3-3,40 yağ oranı, proteini ne oranda bilmiyorum. Adam ineğine yediremiyor ki pahalı her şey. Köylümde 11 TL, hatta 10 TL de olabilir.

Kaliteli süt üretmek için rasyon şart. Mutlaka kaliteli süt üretmek gerekir. Tam tamına 28-30 arası yem ve vitamin takviyesi veriyoruz. Bir mısır glutenini hatır gönülle alıyoruz. Sütçülükte olmaz ise olmazıdır.
İki, yem fiyatları. Eğer devlet yeme parite olarak artıracaksa 19 proteine göre değil, 22’ye göre fiyat ayarlayacak. Her ay artması gerekiyor. Yeme göre süt fiyatı. Yem her ay artıyor biri artmaz ise diğeri artıyor.

Süte zam gelince bütün yem fiyatları artıyor. Vermiş olduğu çiğ süt fiyatı artan maliyetler karşısında pariteye göre düşüyor. Yem fabrikaları yeterli. Fazla bile. İlk aldığında kaliteli. İkinci alışta değişiyor. Bu da ayrı bir sorun.

Böyle iş mi olur. Hem dolar arttı hem de TL olarak arttı. Ulusal Süt Konseyi (USK) kapanacak. Süt fiyatları serbest bırakılacak. Devlet desteğini de çekecek. 100 baş yukarısına vermiyorum desin. Köylüye versin. Süt buzağı, yağ oranına göre destek, hepsi garip… Kazanç helal olmalı.

Başka dert, çalışanlar ile ilgili. Bu alanda çalışan bulmak zor. Üniversitelerde veteriner mezunu çok. Veteriner hekimlerde sıkıntı yaşamıyoruz. Çalışan yok İŞKUR’a 3-4 sene önce müracaat ettim. Bir kişi aradı. Gel dedim. O da yolda caymış.

Veteriner hekim kardeşlerimiz okulu bitirince bir çiftlikte 2-3 yıl çalışmalı. İşi iyi öğrenecek. Burada zorunlu olmalı. Üniversitelerin 2 yıllık bölümlerinde sağım elemanları yetiştirilsin. Onlara ihtiyaç var. Hatta devlet de bu konuda destek olmalı…”

‘ET FİYATLARI ÇOK YÜKSEK’

Artan et fiyatlarına da değinen Aslan şunları söyledi: “Çiğ süt fiyatları düştüğü müddetçe et fiyatları tavan yapar. Et fiyatları anormal yüksek. Bonfile 650-750 lira civarında. Dişi inek satışını engellemediğin müddetçe et fiyatlarını ayarlayamazsın. Et fiyatları tavan yaptığı zaman bir inek 60-70 bin lira ediyor. Üretici yem fiyatlarını yüksek görünce satarım diyor. Uğraşamıyorlar. Erkek hayvanın çoğalması için süt fiyatlarının artması şarttır. Üretici dişi hayvanını satıyor. Bunun önüne geçmek zorundayız. Yoksa hayvancılık biter. Köylünün ikinci nesli ahıra girmiyor. Köylü olmazsa açız. Köylüye destek vermek gerekir. Köylüyü kalkındırmak gerekir. Sağlam üreticilere de destek verilmeli. İlla maddi istemiyoruz. Bu işi yapmak için ortamı yaratsınlar, yeter. Soğutulmuş çiğ sütü 15 lira yapsınlar artı kalite primi verilsin…

Günde 8-10 ton süt satıyoruz. Zor ayaktayız. İthal et çok geçici çözüm. Düve ve sağmal ineklere destek verilsin. Özellikle köylü kardeşlerimize bu şartlarda büyük çiftlikler 500 baş ve üstü 10 yıla kalmaz kapanır. Bu iş çok zor, 15 yıldır 5 gün tatil yaptım. Gerisini siz düşünün.”

SÜT ÜRETİCİSİ TEMSİLCİLERİ DERTLİ

'PİYASA FİRMALARIN ELİNDE'

Süleyman Top

2 bin 700 ortaklı Kiraz İğdeli ve Çevre Köyleri Tarımsal Kalkınma Kooperatifi bölgesinden günde 140 ton süt topluyor. Bunun 50 bin tonunu kendisi işliyor, kalanını ise büyük firmalara satıyor. Kooperatif Başkanı Süleyman Top, sütteki sıkıntıları Aydınlık’a değerlendirdi:

“Şu anda yeni fiyatlar daha belirlenmedi. 12,5 lira olacak diyorlar. Ulusal Süt Konseyi (USK) en son 8,5 lira olan sütün litresini 11,5 lira olarak açıkladı. Onun üstüne soğutma primi, taşıma bedeli ilave edilip kooperatiflerden de 12,5 liradan alacaklarını söyleyenler var. Rakam yükselince firmalar yüksek verir. Denizli Acıpayam’da günde 180 ton süt veren çiftliğe, alıcılar 14 lirada fiyat veriyor dendiğini duyduk.

Akaryakıt fiyatları samanı tetiklemeye başladı. Şu an sıfıra sıfır. Üretici çok kazanmıyor aslında. Hayvancılık yapmak zor. Adam bulamıyoruz. Kime yaptıracağız. Bu gidişle umutsuzluk var. Bu iş cazip değil.

Ulusal firmalar, USK’nın açıkladığı fiyatın üstüne çıkmak istemiyorlar. Onu köprü yapmak istiyorlar. 12,4 almak istiyorlar. Anlaşmışlar. USK’yı yönetenler var herhalde. Fiyat konusunda firmalar birlikte hareket ediyor. Birleşiyorlar. Üretici ise organize olamıyor. Yine de taban fiyat koymakta yarar var. Piyasa firmaların elinde. Daha da düşük almak isteyen var.”

‘USK’YI TANIMIYORUZ’

Mehmet Arslan

Bin 400 üyesi bulunan Bayramiç Süt Üreticileri Birliği Başkanı Mehmet Arslan USK’nın yapısını eleştirerek sözlerine başladı: “9 kişiden 5’i sanayici. Yani piyasadan süt toplayan firmalar. Bunlar ayrıca bazı zincir marketlerin ortakları. Diğer 4 kişi ise Tarım Bakanlığı temsilcisi, Tarık Kredi Kooperatifleri temsilcisi, Süt Birliğinin Merkez Başkanı ve diğer üretici temsilcileri. Fiyatı bunlar belirliyor. Biz USK’yı tanımıyoruz, toplantılarına da katılmıyoruz.

1 Ağustostan itibaren sütün litresini 12,5 liradan alacağımızı açıkladık ve alıyoruz. Şu an sütün maliyet 13,5 lira. En az 15 lira olmalı. Ekim ayında fiyatların bu seviyede olacağını tahmin ediyoruz. Hayvancılık yapmak da çok zorlaştı. Bu alanda çalışacak işçi de bulamıyoruz. Afganlılar bile daha fazla para veren yere gidiyor. Maliyetler çok arttı. Hayvanlar kesime gidiyor. 230 liradan dana kesime gidiyor. İnek ise 180-190 liradan gidiyor. Şu anda hayvancılık ve süt üretiminde yüzde 50 daralma var. Aile işletmelerinin yüzde 60’ı kapandı. Ezine’de bir tane aile işletmesi kaldı. Süt ve hayvancılık büyük çiftliklerde yapılıyor.”

‘USK’NIN YAPISI DEĞİŞMELİ’

Emin Koçak

Aksaray Ziraat Odası Başkanı Emin Koçak: “Ulusal Süt Konseyi görevini yapmıyor. Yönetim tamamen istifa etmeli. Çoğunluk sanayicilerden oluşuyor ve fiyatı da onlar belirliyor. Bunun değişmesi gerekiyor. Üreticiler orada çoğunluk olmalı. Fiyatı onlar belirlemeli. Uzun süredir sütün litresi 10-12 lira bandında. Şu anki maliyetler de göz önüne alınarak sütün litresi üreticiden 15 liraya alınmalı. Bunun altındaki fiyat kurtarmaz.”

Osman Öztürk

Tire Süt Kooperatifi Başkanı Osman Öztürk: “USK’nın açıkladığı fiyatlar artan maliyetler karşısında hemen eriyor. Devlet tarafından da güçlü bir destek olmadığı için bu sürdürülemiyor. USK’nın içinde üretici birlikleri de var. Ancak üreticinin sözü her zaman geçmiyor. Yine aracılar etkin oluyor. Her zaman aracılar para kazanıyor. İşin maliyeti üreticinin sırtına yükleniyor. Üretici sattığı sütün parasını bir ay sonra alabiliyor. O zaman da maliyetler artıyor. Hayvancılıkta da sıkıntı aynı. Et ithal etmekle bu sorun çözülmez. Kalıcı çözümler şart.”

 

Sonraki Haber