'Türkiye'nin bölgedeki varlığı AB çıkarlarıyla bağdaşmıyor'

AB Yüksel Temsilcisi Borrell, Türkiye'nin Doğu ve Kuzey Afrika'dan Batı Balkanlar'a kadar bölgesel ilişkilerini güçlendirdiğini, inkar edilemeyecek başarılar elde ettiğini ve Suriye ve Libya'daki müdahilliğinin AB'nin çıkarlarıyla bağdaşmadığı şeklinde yorumlandığını söyledi.

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Türkiye-AB ilişkileri hakkında “Zorlu 2020'den sonra AB-Türkiye ilişkilerinde önümüzdeki yol” başlıklı blog yazısı yayımladı. Doğu Akdeniz'deki gerginlik ve Türkiye ile ilişkilerin 2020'de AB için en büyük zorluklardan olduğunu ve bunun büyük ihtimalle 2021'de devam edeceğini vurgulayan Borrell, şöyle dedi: “Şu çok açık. AB, Türkiye ve Rusya ile ilişkilerde doğru dengeyi bulamadığı sürece kıtada istikrarı sağlayamayacak.”

Doğu Akdeniz'deki kaynakların araştırılması ve deniz alanları üzerindeki anlaşmazlıkların artığını, 2017'de Crans Montana'daki Kıbrıs görüşmelerinin sonuçsuz kaldığını hatırlatan Borrell, Türkiye'nin Doğu ve Kuzey Afrika'dan Batı Balkanlar'a kadar bölgesel ilişkilerini güçlendirdiğini, Suriye ve Libya'daki müdahilliğinin AB'nin çıkarlarıyla bağdaşmadığı şeklinde yorumlandığını aktardı.

ORUÇ REİS VE BARBAROS RAHATSIZLIĞI

Türkiye'nin Doğu Akdeniz'e gönderdiği “Oruç Reis” ve “Barbaros Hayrettin Paşa” gemilerinin isimlerinin Brüksel'de her gün anılır hale geldiğini belirten Borrell, mart ayında bir grup sığınmacının Yunanistan sınırına giderek AB ülkelerine gitmek istemesini “büyük kriz” olarak tanımladı ve Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki çalışmalarının devam etmesinin ilişkilere kötü etki ettiğini yazdı.

'TÜRKİYE'NİN YÖNTEMLERİ AB İLE UYUMLU DEĞİL'

Borrell, Türkiye ile ilişkilerin karmaşık ve çok yönlü olduğunu, Yunanistan ile Türkiye arasındaki anlaşmazlıklar ve Kıbrıs sorununun çözümsüz kalmasının bunların merkezinde bulunduğunu ifade ederek, “bu meselelerin daha fazla ertelenemeyeceği” değerlendirmesinde bulundu. Borrell, “Türkiye dikkate alınacak bir bölgesel güç haline geldi ve inkar edilemeyecek başarılar elde etti. Maalesef bazı durumlarda Türkiye'nin uluslararası gündemi AB'nin çıkarlarıyla uyumlu değil ve yöntemleri de AB'ninki gibi değil” ifadesine yer verdi.

'ONARMA ŞANSIMIZ VAR'

Türkiye'nin AB adayı olmasının, Birliğe, Türkiye'nin amaçlarını sorgulama hakkı verdiğini savunan Borrell, şöyle devam etti: “İlişkiler tek yönlü olamaz. AB'nin de Türkiye'ye kendi payına düşeni yapması halinde aile ferdi olarak kabul edileceğini göstermesi gerekir. Bu kısasa kısas dinamiğinden bir çıkış yolu bulmalı ve yeniden işbirliği ve güven esasına dönmeliyiz. Ekimdeki AB Konseyi'nin mesajı da buydu ve bu mesaj geçen hafta tekrar edildi. Türkiye tarafından bu konuda ekimdekinden daha iyi bir anlayış olduğuna inanıyorum. Yine de durum esasen iyiye gitmedi. Bu nedenle bu yıl hakkındaki genel değerlendirmemiz olumsuz oldu. Ancak durumu onarma şansımız var ve yapmamız gereken bu.”

'SALDIRGAN EYLEMLER DURDURULMALI'

İki taraf arasında derin ekonomik ve ticari bağlar bulunduğunu vurgulayan Borrell, şunları yazdı:

Türkiye'nin refahı ve bir NATO müttefiki olarak güvenliği AB ile güçlü bir ilişki gerektirir. Buna sürdürülebilir başka bir alternatif yoktur. AB Komisyonu ve üye ülkelerle çalışarak Türkiye ile olumlu gündem için tekliflerimizi konuşmaya ve ilişkilerimizi ileri götürme yollarını aramaya hazırım. AB, tutması umuduyla Türkiye'ye elini uzatmaktadır.”

AVRUPA’DA GÜNDEM: TÜRKİYE TEHDİT SIRALAMASINDA ÜÇÜNCÜ

İtalya'da yapılan bir ankette İtalyanların “dünya için en büyük tehdit” olarak gördüğü ilk üç ülke arasına ilk defa Türkiye de girdi. BBC Türkçe’nin haberine göre, İtalya'nın en köklü düşünce kuruluşlarından olan ISPI (Uluslararası Siyasi Araştırmalar Enstitüsü) ile Ipsos araştırma şirketinin yaptığı ankette İtalyanların dış politikaya bakışı değerlendirildi. Ankete göre Türkiye son 5 yılda tehdit algısında hızla yükseldi ve ilk kez İtalyanların en büyük tehdit olarak gördüğü 3 ülke arasına girdi. "Hangi ülke dünya için en büyük tehdit?" sorusuna İtalyanların yüzde 27'si Çin, yüzde 15'i İran, yüzde 14'ü Türkiye yanıtını verdi. Anket, Avrupa’da ülke yönetimlerinden başlayan Türkiye karşıtı eğilimlerin giderek yaygınlaştığını ortaya koyuyor.

Sonraki Haber