Türkiye’yi bataklığa sürükleyen politikaların mimarı: Kılıçdaroğlu ekonomiyi ona emanet edecek

14 Mayıs seçimlerinin kritik başlığı ekonomi... Siyasi partiler ekonomiye ilişkin vaatlerini ortaya koyuyor. Millet İttifakı’nın Türkiye ekonomisi için bulduğu “çare” ise AK Parti hükümetinin eski Ekonomi Bakanı Ali Babacan!

Babacan; en kritik özelleştirmelerin, kamu kaynaklarının satılmasının, ABD ve AB'ye göbekten bağlı politikaların uygulayıcısı. Türkiye ekonomisinin dibe çöküşünün baş mimarlarından...

Altılı Masa’nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, seçilmesi durumunda Ali Babacan'ın ekonomi yönetiminin başında olacağını ilan etti.

Kılıçdaroğlu ve Babacan, “Şampiyonlar Ligi hazır” başlıklı bir video yayınladı. İki isim Kılıçdaroğlu'nun evinin mutfağındaydı... Kılıçdaroğlu, Babacan'dan övgüyle bahsettiği videoda şunları söyledi:

“Sayın Ali Babacan, yıllarca ekonomi yönetiminin başında yer almış, ekonomide akılcı bir politika benimsemiş, işinin ehli bir siyasetçi, dünyanın güvendiği bir insan. Millet İttifakı olarak birlikte devletin ekonomi kurumlarını dünya ölçeğinde güvenilir hale getireceğiz. Türkiye'ye hızlı nefes aldırıp, bizi bu krizden çıkaracak, sonrasında da kalıcı refahı sağlayacak ekipler hazır. Dünyada saygı gören, yurt içi ve yurt dışında çalışan akademisyenlerimiz, deneyimli bürokratlarımız var. Millet İttifakı'nın tüm paydaşlarından ekonomi alanında uzman isimleri, bu şampiyonlar ligi kadrosunu önümüzdeki birkaç gün içerisinde göreceksiniz.”

KILIÇDAROĞLU: TEMİZ YATIRIM SÖZÜ ALDIM

“İç ve dış kaynaklarını harekete geçirerek ekonomimize nefes aldıracağız. Ben, bunun için birçok ülkeye gittim. Bu ekibi söyleyince önümüzde tüm kapılar açıldı. Temiz sermaye, gideceği ülkede kadro ve liyakat görmek istiyor. Bu yüzden bilim, teknoloji ve yatırım merkezlerini ziyaret ettim. Dünyanın en büyük yatırım fonları ile çalışma toplantıları yaptım. Yüzlerce milyar liralık temiz yatırım sözleri aldım. Bu söz sadece Bay Kemal’e verilmedi ki her şey bir ekip işi. Ancak sadece bununla yetinmeyeceğiz, kalıcı refahı da Türkiye’ye getireceğiz.”

BABACAN: AB'YE ÜYE OLALIM

Babacan ise videoda Millet İttifakı'nın ekonomi kadrolarının yakın zamanda açıklanacağına işaret ederek, Millet İttifakı'nın ekonomi programının dışa bağımlı olacağının işaretlerini verdi. Babacan’ın açıklaması şöyle:

“Sayın Kılıçdaroğlu, bizim ortak cumhurbaşkanı adayımız. Kendisi dürüstlüğü ve devlet tecrübesiyle bütün milletimizin gönlünde kalbinde yer almış bir insan. İnşallah ülkemizi hep birlikte güzel yarınlara çok çalışarak taşıyacağız. Türkiye’nin aslında çok önemli uzun vadeli bir hedefe ihtiyacı var. Bu hedef de AB standartları. AB’ye üye olalım ya da olmayalım, bu ayrı bir mesele. Ama bizim 86 milyonluk nüfusumuz, Avrupa’nın en büyük ve en genç nüfusu, AB standartlarında bir hayatı hak ediyor. AB standartlarına ulaşmak için de hukukun üstünlüğünde, demokraside, temel hak ve özgürlüklerde, ama hayatımızın her safhasında, şu giydiğimiz gömleğin kumaşının kalitesinden tutun da içtiğimiz suyun kalitesine kadar, vatandaşlarımızı AB standartlarında bir hayata, hayat şartlarına ulaştırmak. Bu, en önemli hedefimiz. Aynı zamanda AB ile vizesiz seyahat… Bu konuda yapılacaklar aslında belli. Çok zor şeyler de değil. Biz, 3 ay içerisinde, AB ile olan seyahatlerde vizenin kaldırılmasıyla alakalı üzerimize düşeni yaparız.”

YALANLANAMAYAN SİCİLİ!

Aydınlık, Ali Babacan'ın Türk ekonomisini Atlantik'e daha sıkı bağlama konusundaki rolünü, AK Parti iktidarlarında görev aldığı süreçten beri işliyor. Aydınlık'ın, yalanlanamayan 2020 tarihli beş bölümlük dizisinden bazı bölümleri hatırlatıyoruz:

ÜRETİM DEĞİL BORÇ BULMA

Uluslararası finans çevrelerinin çıkarıyla her daim uyumlu politikalar izleyen Ali Babacan döneminde Türkiye ekonomisi büyük bir borç döngüsü içerisinde ivmelenme sıkıntıları çekti. Bugünkü ekonomik krizin mimarlarından Babacan, Türkiye'nin ekonomik bağımsızlığını yitirmesi için elinden geleni yaptı. Üretimi değil borç bulmayı öne çıkardı.

IMF PROGRAMINI UYGULADI

IMF programını harfiyen uyguladı. 2008 sonrası değişen şartlarda önüne konulan ikinci IMF programını devreye almak isterken görevden el çektirildi. En kritik özelleştirmeler onun döneminini eseri. Babacan'ın hâlâ görevde olduğu 2015 yılına kadar yaklaşık 50 milyar dolarlık özelleştirme yapıldı. Türk bankacılık sektörünün yüzde 50'si, İstanbul Borsası'nın yüzde 60'ı yabancıların kontrolüne geçti. Tütün ve sigortacılıkta da yabancılar yüzde 80'lere yakın oranda hakim konuma ulaştı.

ABD'NİN IRAK'I İŞGALİ

Bakanlığı döneminde, borç için Irak’ı işgal etme hazırlığındaki ABD’nin, Türkiye’nin Kuzey Irak’a tek taraflı asker konuşlandırmaması şartını kabul etti. Ali Babacan ve dönemin Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, 15 Temmuz darbe girişiminden 6 ay önce dikkat çeken görüşmeler yaptı. 20-23 Ocak 2016 tarihlerinde yapılan Davos Ekonomik Forumu toplantıları sırasında Ali Babacan ve Mehmet Şimşek, uluslararası finans kuruluşları ile özel görüşmeler yaptılar.

BARZANİ PETROLÜNE İZİN

Barzani petrolüne izin verilmesini istedi. Ali Babacan’ın, 10 Şubat 2009 tarihinde, Dış Ticaret Müsteşarlığının bağlı olduğu Devlet Bakanlığına gönderdiği yazı, Dışişleri Bakanlığı yaptığı dönemde, kukla devletin finansmanının sağlanması için çalıştığını açığa çıkardı. Yazıda Irak Merkezi Hükümetinin izni olmadan Barzani yönetiminin Türkiye’ye ve Türkiye üzerinden dünyaya petrol satışına izin verilmesini istediği belirlendi.

Sonraki Haber