Türküler, yaşam yakıtımızdır

‘Türküler bizim damarlarımızda akan kan gibidir. Türkü beni anlatır, İbrahim'i anlatır, seni anlatır. Annelerimizin, babalarımızın, dedelerimizin yaşadığı bütün olaylar türkü olmuştur. Düğünlerimizi anlatır, acılarımızı anlatır. Yaşadığımız birçok olayı, türkülerle anlatırız’

Emine Sağlam Akfırat, Faruk Yılmaz, İbrahim Can

Bu hafta TRT sanatçısı İbrahim Can ile birlikte, Balkanların en sevilen Türk Halk Müziği sanatçısı Faruk Yılmaz ile yaptığımız söyleşimizin son bölümünde, türkünün kendisi için ne ifade ettiğini konuştuk. Sanatçımızın gençlere ve Aydınlık okurlarına mesajını gelin birlikte dinleyelim.

  • Evlendiniz, çocuklarınız oldu. Esas geçiminiz neredendi?

Ben hayatım boyunca hep müzik yaptım. Ticari bir iş yerim vardı, oradan da emekli oldum. Daha sonra profesyonel olarak müzik yaptım ve hâlâ yapıyorum.

  • Siz usul ve nota eğitimi de aldınız. O süreci de biraz açabilir miyiz? Kimden, nasıl aldınız?

İlk derslerimi Göksel Baktagir’in babası, Muzaffer Baktagir’den aldım. Onunla çok beraber olduğumuz için her gün ders alıyordum. Sonrasında Ali Küçük Demirci ile çalıştık.  Bulgaristan gezilerimizde Ali Küçük Demirci'nin bana çok büyük desteği olmuştur. Her programımda birlikteydik. Ali Hocam, çektiğim 60 televizyon programın 57'sinde vardır.

BİN KİLOMETRE ÖTEDEN PROGRAMA GELDİLER

Çekim yaptığımız her yerde, yöresel sanatçılarımıza yer vermeye çalıştık. Düşünebiliyor musun bin kilometre öteden Bulgaristan'dan, Varna’dan otobüslerle seyirci geliyordu.

  • Bu nasıl heyecan böyle…

İ. Can: Karadenizliler de de bu heyecan var.

Kilometrelerce öteden, Yunanistan'dan, Makedonya'dan, Bulgaristan'dan akşam toplu halde otobüse binip, ertesi gün bu programa seyirci olarak katılırlardı. Bu insanlara türkü aşısı yapabilmiştik. Bulgaristan'da herkesin elinde tek Rumeli televizyonu vardır. Dağlarda çobanları bulduk, kameraya çektik, her köye ulaştık. Gidilmez denilen yerlere gittik. “Yok orda komünistler yaşar, yok burada bilmem ne yaşar gitmeyin, vururlar” dediler, ben gittim.

TÜRKÜ, DAMARIMIZDAKİ KANDIR

  • Yeri gelmişken soralım. Türkü nedir?

Türküleri çok severim. Türküler bizim damarlarımızda akan kan gibidir. Türkü beni anlatır, İbrahim'i anlatır, seni anlatır. Annelerimizin, babalarımızın, dedelerimizin yaşadığı bütün olaylar türkü olmuştur. Düğünlerimizi anlatır, acılarımızı anlatır. Yaşadığımız birçok olayı, türkülerle anlatırız. Yaşam yakıtımız da diyebiliriz.

Benim Balkan hikayelerim devam ediyor. Ben ölünceye kadar bu mücadele bitmeyecek. Ölürsem ben bu savaşı kaybetmiş olacağım. Aslında eser verdiğim için kaybetmemiş, kazanmış olacağım. Neden, çünkü benden sonra bir kuşak gelecek, bizim hayatımızı inceleyecek, birileri çıkacak ve yola devam edecek.

  • 100’ün üzerinde türkü derlediğiniz söyleniyor?

Evet, fazladır. Bestelerim de var ama derleme türküler daha çok ağır basıyor.

KÜLTÜR SAĞLAM DEĞİLSE SİYASET ÇÖKER

  • Gençlere bir mesajınız var mı?

Her ülkede halkı yozlaştırma, dejenere etme çalışmaları var. Gençlerin böyle müziklerden kaçınmaları, kendi özlerinin, kendi varoluşlarının müziklerini dinlemelerini isterim. Böylelikle ülkeye ve kendi kültürlerine sahip çıkmış olacaklar. Buna inanıyorum. Çünkü her yerde bozulmaya başladık. Bu bozulmaların ilk basamağı kültür ayağından başlıyor. Ben her zaman söylerim kültür bir köprüdür. Siyaseti üstüne kurar geçersiniz. Ama kültürü iyi kuramazsınız, siyasetiniz de berbat olur, kültürünüz de berbat olur. Bütün gençlere tavsiyem budur.

ATATÜRK’ÜN IŞIĞINDA YÜRÜYÜN

  • Aydınlık okurları için ne mesaj vermek istersiniz?

Okurlarımıza sesleniyorum: Bakın benim elimde görüyorsunuz Mustafa Kemal Atatürk yüzüğü vardır. Benim kalbimde Mustafa Kemal Atatürk vardır. Türkülerimizde Mustafa Kemal Atatürk vardır.

Mustafa Kemal Atatürk'ün ışığında, çizgisinde yürümeye devam ederlerse hem ülke olarak kaybetmeyiz hem de ekonomik olarak kaybetmeyiz. Zorlukları daha çabuk yeneriz. Yeter ki o ışıkta yürüyelim.

  • Çok teşekkür ediyoruz. Sizi tanıdığımıza çok mutlu olduk. Sağlıklı, mutlu, üretken uzun yıllar diliyoruz.

Ben de tanıştığımıza memnun oldum. Çok teşekkür ederim. Çalışan arkadaşların hepiciğine selamım olsun.

GÜLDANİYEM TÜRKÜSÜ

  • “Gidene bak gidene”. Esas albüme ismini veren “Güldaniyem” türküsünü anlatır mısınız?

Onun sözleri bir bestedir. Daha sonra, yıllar geçtikten sonra öğrendim ki “Güldaniyem” türküsünün bir versiyonu ilk Aysel Hasanovo ablamız tarafından derlenmiş yorumlanmış. “Ay doğar ayan beyan” (Mustafam) isminde bir türkü de vardır.

Çok fazla sevilen bir türkü oldu. Göçleri, sevdayı anlatan bir türküdür. Her yerde türkü olarak geçiyor. Ben albümde derleyen Faruk Yılmaz diye yazdım.

Maalesef günümüzde Türkiye'de bunlara sahip çıkmazsan, birileri gelip kendi ismini üstüne yazıyor. Ali Küçükdemirci notaya almıştır.

Sonraki Haber