Tutunamayanların Yazarı Oğuz Atay'ın günlüğünden:Türk Romanının sorunu kişiliktir

Tutunamayanların Yazarı Oğuz Atay'ın günlüklerinde Türk Romanına ve Türk toplumuna dair dikkat çeken tespitler yer alıyor. Atay, 'Türk Romanının sorunu kişiliktir' diyerek önemli bir tartışmayı açıyor.

Tutunamayanlar, Bir Bilim Adamının Romanı, Tehlikeli Oyunlar gibi eserlerle tanınan Oğuz Atay, Günlüklerinde Türk Edebiyatına yönelik tespit ve eleştirilerde bulunuyor.

1934 yılında Kastamonu'nun İnebolu ilçesinde dünyaya gelen Oğuz Atay, 1977'de 43 yaşında hayata gözlerini yumdu. Türk Romanında bireyi ve bireyin dünyasını ele alan Atay, postmodern edebiyatın öncüsü oldu.

Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar adlı otobiyografik romanı UNESCO tarafından 20.yüzyılın Türk edebiyatının en seçkin romanı seçildi.

OĞUZ ATAY'IN GÖZÜNDEN TÜRK ROMANI

Oğuz Atay'ın Günlüklerinde Türk Romanına yönelik tespit ve eleştirilerde bulunuyor.

25 Nisan 1970 tarihli yazısında Türk Romanının kişilik sorunu olduğunu dile getiren Atay, "İnsanımızın kişilik kazanma savaşının önemini henüz kavramamış olmasıdır. Kendisiyle hesaplaşma diye bir kavramın varlığından habersiz oluşundandır" ifadeleriyle de toplumsal bir tespitini ifade eder.

Atay, günlüğünde duyarsızlık ve kültür kopukluğunu da dile getirir. Yazar duyarsızlığın ve yüzeyselliğin çıkmaza yol açtığını belirtir ve şu ifadeleri kullanır:

"Öyle bir çıkmazdır ki düzenden yana olanın da, düzene karşı olanın da aynı sularda çırpınmasıdır. Haksız olana karşı çıkanın da haksız olduğu bir ortamdır."

İşte Tutunamayanlar'ın Yazarı Oğuz Atay'ın gözünden Türk Romanı ve Türk Toplumu:

"Türk Romanının Sorunu kişiliktir. İnsanımızın kişilik kazanma savaşının önemini henüz kavramamış olmasıdır. Kendisiyle hesaplaşma diye bir kavramın varlığından habersiz oluşundandır. Bunun için romanımız düzmecedir. Diyalektik gibi gerçekten büyük kavramların gerisine sığınan cüceler ordusu oluşundandır. Köylünün sefil yaşayışı olgusu büyük roman yazmayı gerektirmez.

Buna benzer sözler söyleyenlerin de aslında sözlerinin anlamını kavramamaları da daha acıklı bir durumdur. Halka büyük doğrular adına yalan söylemekten kurtulamamaktır sorunlardan biri. Kültürsüzlüktür. Ve en önemlisi ne kendini ne gerçeği sezememektir. Sezgisizliktir.

Duyarsızlıktır. Kültür kopukluğudur. Kendilerinden yirmi yıl önce yaşamış bir romancıdan yirmi yıl ilerde olduğunu düşünme yanılgısıdır.

KÖTÜ ROMANLARI BÜYÜK SÖZLERLE YUTTURACAĞINI SANMA YANILGISI

Kötü romanları, büyük sözlerle yutturacağını sanma yanılgısıdır. Bir iki toplumsal gerçeği bir yerden duyan insanın başka şeyleri duyamamasından ileri gelen bir cahillik coşkunluğudur. Bir edebiyat çetesine yaslanmanın verdiği rahatlıkla yıllar boyunca bir arpa boyu ilerleyememenin zavallılığıdır. Derinlikten, derinliğe ilerlemekten korkmanın böcekçe korkusudur. Havuz edebiyatıdır. Yüzeyde çırpınmanın verdiği korkunun edebiyat heyecanı sanılmasıdır, böcek yanılgısıdır. Öyle bir çıkmazdır ki düzenden yana olanın da, düzene karşı olanın da aynı sularda çırpınmasıdır. Haksız olana karşı çıkanın da haksız olduğu bir ortamdır. Bunları yazmanın da bir yararı yoktur aslında."

"Yabancı kitapları kapışıyorlar. Benden haberleri bile yok. Ben de sözüm ona, bu adamlardan kurulu bir okuyucu kalabalığı bekliyorum. Çok aptallık."

Kaynak: Bubisanat

Sonraki Haber