Tuz Gölü haritada kaldı

Prof. Dr. Ahmet Karataş, Tuz Gölü çevresinin durumunu anlattı: Eskiden Uluçay, İnsuyu Deresi gibi birçok akarsu besliyordu Tuz Gölü’nü. İnsuyu, havzadaki Eşmekaya Sazlıkları ve Kozanlı Gölü gibi kurudu. Uluçay, yapılan barajla Tuz Gölü’ne ulaşamaz oldu.

Niğde Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Karataş, tarımda aşırı sulamanın önüne geçilmesi, su kaynaklarının kullanımı ve tarımsal sulamada planlamaya gidilmesi çağrısında bulundu. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın flamingo projesi için gittiği Tuz Gölü bölgesinde arazi çalışmaları yapan Karataş, bölgeden izlenimlerini anlattı. İşte Tuz Gölü ve çevresinin durumu:

“Eskiden Uluçay, İnsuyu Deresi gibi birçok akarsu besliyordu Tuz Gölü’nü. İnsuyu, havzadaki Eşmekaya Sazlıkları ve Kozanlı Gölü gibi kurudu. Uluçay, yapılan barajla Tuz Gölü’ne ulaşamaz oldu. Bunlar büyükleri. Böyle nice dereler, göller kurudu, hiçbiri Tuz Gölü'ne artık ulaşamıyor…

‘Neredeyse doğal su kaynağı sıfır haline gelen Tuz Gölü, aslında Türkiye’nin ikinci gölü değil, hemen hemen sadece haritalarda kalan bir yer. Etrafındaki Düden (Kulu) ve Tersakan gibi birçok uydu göl de can çekişir halde geldi. Buralar kururken beraberindeki canlılar ya yok olup gitti ya da uzaklara… Şimdi gidin bakın, gram su yok, çamur yok oralarda!’

“Neredeyse doğal su kaynağı sıfır haline gelen Tuz Gölü, aslında Türkiye’nin ikinci gölü değil, hemen hemen sadece haritalarda kalan bir yer. Etrafındaki Düden (Kulu) ve Tersakan gibi birçok uydu göl de can çekişir halde geldi. Buralar kururken beraberindeki canlılar ya yok olup gitti ya da uzaklara. Örneğin İnsuyu Deresi’ne özgü (endemik) Gobio insuyanus adlı derekayası balığı ya da Sultanhanı ve Eşmekaya’daki endemik dişli sazancık (Aphanius) balıkları da son 20-30 yılda buralarda yok olup gitti. Şimdi gidin bakın, gram su yok, çamur yok oralarda! “Endemik balıkların yanı sıra birçok kuş türüne ev sahipliği yapmış olan Eşmekaya Sazlıkları gibi önemli kuş alanları hep kurumuş. Kulu’daki Düden Gölü şu anda ölmek üzere, son demlerinde. Kozanlı Gölü en önemli kuş alanlarındandı, bitti, iki yıldır tamamen kuru ve yaktılar bir de üstüne. Seyfe Gölü aynı şekilde. Sultan Sazlığı’nı sizinle haber yapmıştık, yüzde 5 suyu da vermediler, tamamen gitti…”

‘Eşmekaya Sazlıkları gibi önemli kuş alanları hep kurumuş. Kulu’daki Düden Gölü şu anda ölmek üzere, son demlerinde. Kozanlı Gölü en önemli kuş alanlarındandı, bitti, iki yıldır tamamen kuru ve yaktılar bir de üstüne. Seyfe Gölü aynı şekilde. Sultan Sazlığı’nı sizinle haber yapmıştık, yüzde 5 suyu da vermediler, tamamen gitti…’

HER TARAFTA AŞIRI BİR SULAMA VAR

Türkiye'nin en çölleşen yeri Tuz Gölü’nde şekerpancarı, mısır ve ayçiçeği gibi aşırı su isteyen ürünler yetiştirildiğine dikkat çeken Karataş, “Konya, Niğde, Kayseri, Aksaray, her tarafta aşırı bir sulama var. Bu sulu tarımın önüne geçilmesi, kontrol altına alınması lazım. Geçtiğimiz yıllardaki yüz binleri bulan kuyulara yenileri eklendiği gibi önceleri benzin, mazot veya elektrik ile çalışan su motorları artık güneş enerjisi ile çalışıyor. Maddi kısım aşılınca 24 saat sulama mümkün. Tarlaların çoğunu su basmış halde görüyoruz. Güneş enerjisinin ilgili bakanlıklar ve kurumlar tarafından denetlenmesi acil önem arz ediyor” dedi. Prof. Dr. Karataş, sorularımızı yanıtladı:

İÇ ANADOLU TAMAMEN YER ALTI SULARINI KULLANIYOR

  • İç Anadolu Bölgesi'ni tanımlıyorsunuz değil mi? Aşırı sulamanın olduğu bölgeler.

Trakya'da da görürsünüz, bütün tarım alanlarında aşırı sulama var. Ama oralar su açısından nispeten zengin. Bir derece, şansı var. Ama buraların öyle bir şansı yok. Olduğu gibi yeraltı suyunu kullanıyor. Gölden, ırmaktan geleni kullansa, bir ölçüde kabul edilebilir.

TARIM POLİTİKASI DEĞİŞMELİ

  • Yeraltı suları konusunu daha önce de konuşmuştuk. Hiçbir adım atılmadı mı?

En ufak bir adım yok. Tarım politikası değişmeli. Avrupa'da olduğu gibi, Belçika örneğinde, diyor ki size on tane ürün var, senin toprağına bunlar uygun, birini yetiştirebilirsin, seç… Mısır ekilir mi İç Anadolu’da? Keza Urfa’da mısır ve yanında pamuk. Karadeniz'de buğday ekmek gibi bir mantıksız iş. Şu anda Tuz Gölü etrafında ürünleri sayayım size. Ağırlıklı olarak şeker pancarı, ayçiçeği ve mısır. Mısırı ne yapıyorsunuz? Silajlık yem. Neye yediriyorsunuz bunu? Bu ülkede hayvancılık kalmadı neredeyse. Benim köyümde her evin birer ikişer ineği olurdu. Şu anda sadece bir iki evde birkaç tane kaldı. Bayramdan sonra Rize'ye gitmiştim. Bir ilçenin belediye başkanı dedi ki ‘yaylamızda beş bin tane sığır olurdu bizim çocukluğumuzda, şu anda iki evde var, o da birkaç tane.’ Bir hafta bu yaylada kaldım, hiç sığır görmeden geri geldim. Düşünün durumu! Hayvancılık yok ama silajlık yem üretiyoruz. Ne yapıyoruz bunu? Arabanızı yanlış yere park ettiğinizde anında ceza geliyor. Siz gidiyorsunuz, sizin olmayan kamu arazisini ekip dikiyorsunuz. İç Anadolu’da da Urfa taraflarında da yerinde gördüm. Bunun önünü biraz da değişen kanunlar açtı. Tuz Gölü’nde de bir sürü kamu arazisi ekilmiş, sürülmüş... Ama giden su hepimizin suyu, yani kamunun, hatta insanlığın malı. Yer altında tek bir tane hazne var. Herkesin bahçesinin altında ayrı bir rezerv yok ki! Çok teşekkür ederiz.

SU GETİRTTİK FLAMİNGOLAR KURTULDU

  • Tuz Gölü'nde saha çalışmasında ne yapıyorsunuz? Ne için gidiyorsunuz?

Çevre Bakanlığı flamingo sayımı yaptırıyor her sene. Ayrıca nadir ve soyu tehdit altındaki Bozkır Kartalı ve Toy da proje kapsamında. Hepsinin popülasyon durumunu raporluyoruz. Bu yıl; geçen yıl ve önceki yılın toplamı kadar yavru var. Evvelki yıl 3 bin yavru çıkmıştı, tamamı ölmüştü, susuzluktan. Geçen yıl bir kuyudan su getirttik; 4,5 kilometre boru döşetmiştik. Son anda yetişen suyla o yavrular kurtuldu. 10 bin yavru. Şu anda da 12 bin 800-13 bine yakın yavru var. Yani geçen yılla evvelki yılın toplamı kadar. Bu yıl da iki kuyudan su geliyor. Ancak onlarla hayvanlar idare ediyor. Geçen yılki rakamlara göre çoğu kaçak olmak üzere yörede 270 bin su kuyusu olduğunu biliyoruz. Sadece bir kuyu ile 10 bin yavru kurtuldu. Geriye kalan 269999 kuyu ile neler yapılacağını düşünün artık. Normalde Tuz Gölü'nü besleyen su kaynağı Konya'nın atık suyu yani lağım suyuydu. Onun bile kavgası oldu. Belediyeler el koydu. 10 bin baş sığırın sulandığı söylenen Altınekin var. Bu yıl bir başka belediye daha devreye girdi Konya'yla Tuz Gölü arasında; onlar tarla sulayacağız diyor lağım suyuyla… Su savaşları çoktan başladı. Bu gidişle her yıl artarak devam edecek.

İSTENİNCE YAPILABİLİYOR

  • Flamingoları kurtarmak gibi bireysel düzeyde mücadeleyle bir şeyler yapılabiliyorsa yapılıyor ama sorun merkezi düzeyde mi çözülebilir diyorsunuz?

Kesinlikle. Tuz Gölü'nün altına doğal gaz depolanıyor biliyorsunuz. Onun için su getiriyorlar Kızılırmak üzerindeki Hirfanlı Barajı'ndan. O sudan küçük bir miktar Tuz Gölü’nün doğusundaki Kocagöl’e verildi. Şimdi orası bayağı canlandı. Aksaraylı doğa fotoğrafçısı Fahri Tunç’un girişimleriyle BOTAŞ ve uluslararası bir firma sponsorluğuyla yaptılar o işi ve 1 milyon dolar kadar bir para ayırdılar. İstenince yapılabiliyor bir şeyler. Ama bireysel kalıyor. Aklıselim yönetime ihtiyacımız var. Geçen hafta turba yangını çıktı orada. Çobanlar yakmış ilk ateşi. Turba yangını iki üç yıl sürebiliyor. Sultan Sazlığı'nda daha önce olmuştu ve önlemlere rağmen, iki yıldan fazla sürmüştü. Yarı kömür sayılan bu malzeme ile toprak içten yanıyor. Üst düzey yetkililere bile söyledim. Şu ana kadar benim bildiğim Eskil jandarması dışında herhangi bir müdahale yok.

  • Tarımda ve su meselesinde ciddi bir planlama mı öneriyorsunuz?

Sadece yeni bir tarım kanunu hazırlandığını işittim. Ayrıca ulusal televizyon kanallarındaki canlı yayın programlarda da konunun önemini, bu gidişle sadece İç Anadolu’yu değil, Türkiye’yi, hatta bütün dünyayı zor günlerin beklediğini anlattım. Şu ana kadar ilgilenen bir kişi veya bir yetkili görmedim. Umarım bundan sonra birileri çıkar, bir şey yapar.

Sonraki Haber