'Üçlü muhtıra' imzalandı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö, İsveç Başbakanı Magdalena Andersson ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in katıldığı dörtlü görüşmenin ardından Türkiye, Finlandiya ve İsveç arasında "üçlü muhtıra" imzalandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö, İsveç Başbakanı Magdalena Andersson ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in katıldığı dörtlü görüşmenin ardından Türkiye, Finlandiya ve İsveç arasında "üçlü muhtıra" imzalandı.

Muhtırada, özetle şu ifadeler yer aldı:

“Türkiye, Finlandiya ve İsveç, Washington Antlaşması'nda belirtilen ilkelere ve değerlere bağlılıklarını ifade ederler. Müstakbel NATO müttefikleri olarak Finlandiya ve İsveç, milli güvenliğine yönelik tüm tehditlere karşı Türkiye'ye tam destek verirler. Bu çerçevede, Finlandiya ve İsveç, PYD/YPG ve Türkiye'de FETÖ olarak tanımlanan örgüte destek sağlamayacaklardır. Türkiye de milli güvenliklerine yönelik tüm tehditlere karşı Finlandiya ve İsveç'e tam destek verir.

Finlandiya ve İsveç, tüm terör örgütlerinin Türkiye'ye karşı gerçekleştirdikleri saldırıları açık ve net biçimde kınar, Türkiye'yle ve mağdurların aileleriyle en derin dayanışma duygularını ifade eder. Finlandiya ve İsveç, PKK'nın yasaklanmış bir terör örgütü olduğunu teyit eder. Finlandiya ve İsveç, PKK ve diğer tüm terörist örgütlerin, bunların uzantılarının faaliyetleri ile iltisaklı kuruluşlar ve paravan örgütler içerisinde yer alan veya bu terör örgütleriyle bağlantısı bulunan şahısların faaliyetlerini engelleyeceklerini taahhüt eder. Türkiye, Finlandiya ve İsveç bu terör örgütlerinin faaliyetlerini engellemek amacıyla aralarındaki işbirliğini artırmaya karar vermişlerdir.”

TERÖR SUÇLARINA DÜZENLEME

Finlandiya'nın 1 Ocak 2022'de yürürlüğe giren Ceza Yasası'nda yaptığı bir dizi değişiklikle cezalandırılabilir terör suçları kapsamına yeni faaliyetler eklediği belirtilen muhtırada, 1 Ocak 2022'de yürürlüğe giren bu son değişikliklerle terörist grupların faaliyetlerine katılım suçunun kapsamının genişletildiği, aynı zamanda, kamusal alanda terörizmi tahrik eylemlerinin ayrı bir suç olarak cezalandırıldığı anımsatıldı.

Muhtırada, “İsveç, yeni ve daha etkin bir Terör Suçları Kanunu’nun 1 Temmuz itibariyle yürürlüğe gireceğini ve hükûmetin terörle mücadele mevzuatını daha da tahkim edeceğini teyit eder. Türkiye, Finlandiya ve İsveç aralarında artık hiçbir milli silah ambargosu bulunmadığını teyit ederler. İsveç, NATO müttefiklerine yönelik olarak silah ihracatına ilişkin milli mevzuatını tadil etmektedir. Gelecekte, Finlandiya ve İsveç'ten yapılacak savunma sanayi ihracatı müttefik dayanışmasına ve Washington Anlaşması'nın 3. Maddesi’nin ruhuna ve lafzına uygun biçimde yürütülecektir.” denildi.

'SOMUT ADIMLAR ATILACAKTIR'

Türkiye, Finlandiya ve İsveç'in görüşmelerden sonra müteakip somut adımları atacaklarını taahhüt ettikleri aktarılan muhtırada, şunlar kaydedildi: “Terörizmle, örgütlü suçlar ve diğer ortak sınamalarla mücadelede mutabakat temelinde işbirliğini geliştirmek için kolluk kuvvetlerini ve istihbarat kuruluşlarını da içeren her düzeyde hükûmetlerarası yapılandırılmış bir diyalog ve işbirliği mekanizması tesis edeceklerdir. Finlandiya ve İsveç, ilgili NATO belgelerinin ve politikalarının hükümleriyle uyumlu biçimde terörizmle mücadeleyi kararlılık ve azim içinde yürütecek ve yerel mevzuatlarını bu doğrultuda güçlendirmeye yönelik gerekli tüm adımları atacaklardır. Finlandiya ve İsveç, Avrupa İade Sözleşmesi'yle uyumlu biçimde, Türkiye tarafından sağlanan bilgi, delil ve istihbaratı dikkate alarak Türkiye'nin terör zanlılarına dair sınır dışı veya iade taleplerini ivedilikle ve bütün boyutlarıyla işleme koyacak ve Türkiye'yle iade ve güvenlik iş birliğini geliştirmek için gerekli ikili ahdi düzenlemeler yapacaklardır.

Finlandiya ve İsveç, 5. paragrafta kayıt altına alındığı çerçevede, PKK terör örgütünün ve bütün uzantıları ile iltisaklı kuruluşlarının ve paravan örgütlerinin para toplama ve eleman devşirme faaliyetlerine yönelik soruşturma başlatacak ve bunları yasaklayacaklardır. Türkiye, Finlandiya ve İsveç dezenformasyonla mücadele edeceklerini taahhüt edecek ve yasalarının, Türkiye'ye yönelik şiddeti kışkırtan faaliyetler dahil olmak üzere, terör örgütlerinin propagandası amacıyla istismar edilmesini engelleyeceklerdir. Finlandiya ve İsveç, silah ihracatına dair mevzuatlarının müttefiklere yönelik yeni taahhütleri mümkün kılmasını ve NATO'daki üyelik statüleriyle mütenasip olmasını temin edeceklerdir.

Finlandiya ve İsveç, Türkiye'nin PESCO projesine katılımı dahil olmak üzere, Türkiye ve diğer AB üyesi olmayan müttefiklerin Avrupa Birliği’nin Ortak Güvenlik ve Savunma Politikası’nın mevcut ve müstakbel girişimlerine mümkün olan en geniş şekilde dahil edilmesine destek vereceklerdir. Bu adımların hayata geçirilmesi için, Türkiye, Finlandiya ve İsveç Dışişleri, İçişleri ve Adalet Bakanlıkları, istihbarat servisleri ve güvenlik kurumlarından uzmanların katılımıyla bir Daimi Ortak Mekanizma tesis edeceklerdir.

Türkiye, NATO'nun açık kapı politikasına desteğini teyit eder ve Madrid Zirvesi'nde Finlandiya ve İsveç'in NATO üyesi olmak üzere davet edilmelerine desteğini ifade eder.”

BOZDAĞ: YAZIDA KALMASINI KAFİ GÖRMÜYORUZ

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, üçlü mutabakata ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı.

“Mutabakat metninde yer alan ifadelerin uygulanıp uygulanmayacağını izlemek ve gerekenleri yapmak üzere güvenlik, adalet ve istihbarat birimlerinden oluşan bir izleme kurulunun oluşturulması son derece önemli.” diyen Bozdağ, şunları söyledi:

“Bu şu demektir, biz bunu yazıda yazılmasını kafi görmüyoruz, uygulamasını da denetleyeceğiz ve uygulamada da bunların bir bir hayata geçmesini takip edeceğiz. Bu mutabakat metni üyelik sürecinin henüz bittiği anlamına da gelmiyor. Bunun belli bir süreci var. Bu süreç içerisinde de Türkiye izlemeye devam edecektir. Bu ülkelerin, terör örgütlerinin kuluçka yuvası olmaması için Türkiye’nin istediği teröristleri Türkiye’ye iade etmeleri için terör örgütlerine finans, eğitim ve silah desteğini kesmeleri için Türkiye mücadelesini sürdürmeye devam edecektir.”Bakan Bozdağ, daha önce bu ülkelerden iadesi istenilen örgüt mensuplarına ilişkin yeni bir iade başvurusu yapılıp yapılmayacağına ilişkin soru üzerine de şu cevabı verdi:

“Onlardan bu mutabakat metni çerçevesinde bu başvurularınızın gereklerini yapmalarını isteyeceğiz. Zaten başvurularımız var. Onlara ayrıca bir yazı yazarak bu sözleşme mutabakat çerçevesinde verdikleri sözlerin gereği, hem Finlandiya'da 6 PKK’lı, 6 FETÖ'cü terörist, İsveç’te ise 10 FETÖ’cü, 11 PKK'lı teröristin dosyaları, ilgili ülkelerin Adalet Bakanlıklarında bekliyor. Şimdi bu mutabakattan sonra biz de Adalet Bakanlığı olarak bunların iadesi hususunu yeniden hatırlatacağız.”

AKŞENER: MEKANİZMA SONRA DEVREYE GİRECEK

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM grup toplantısında, üçlü mutabakata ilişkin şunları söyledi: “Bir ay önce ülkemizin bu konuda iki önceliği olduğunu söylemiştik. Bunlardan birincisi, Putin Rusya’sının saldırgan dış politikasına karşı NATO ittifakını olabildiğince güçlendirmekti. İkinci önceliğimiz ise PKK’nın Avrupa topraklarından topyekün bütün unsurlarıyla silinip atılmasıydı. Ne var ki varılan mutabakatın bu çok temel konulardaki beklentilerimizi karşılamaktan oldukça uzak olduğu gözüküyor. PKK’nın İsveç ve Finlandiya tarafından terör örgütü olarak tanınması yeni bir durum değil. Önemli olan PKK’nın bu iki ülkedeki varlığına son verecek somut eylemlerin görülmesiydi. Dolayısıyla iktidarın herhangi bir somut gelişme olmaksızın attığı bu imza, maalesef ülkemizin çıkarlarıyla bağdaşmayan bir tavizdir. Çünkü mutabakat metnine göre, verilen sözlerin tutulması için oluşturulacak üçlü mekanizma, İsveç ve Finlandiya NATO üyesi olduktan sonra devreye girecek. Yani bu mekanizmanın işlememesi durumunda Türkiye elindeki NATO kartını kaybetmiş bir biçimde itirazlarını sürdürecek.”

THE ECONOMİST: ABD BASKI YAPTI

NATO zirvesinde Türkiye-İsveç-Finlandiya arasında imzalanan ortak bildiri, dünya basınında yankı buldu. İngiliz The Economist dergisi, kaldırılan vetonun perde arkasını anlattığı yazıda, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in anlaşma için yürüttüğü çalışmalara ABD'nin baskı uygulayarak destek verdiğini ve ABD'nin Türkiye'ye F-16 savaş uçakları alımını riske ettiği yönünde sıkı bir uyarı yaptığını belirtti. Economist'te şu ifadeler yer aldı: “Stoltenberg, Amerika'nın çok da görünür olmayan perde arkası baskısından da yararlandı. ABD, Türkiye'yi, Kongre'de blokajındaki F-16 savaş uçakları alımını riske ettiği yönünde sıkı bir uyarı yapmışa benziyor.”

Sonraki Haber