Uçum: Yargıtay Anayasa’ya uydu

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, Yargıtay tarafından Anayasa Mahkemesi kararına uyulmamasını, anayasanın savunulması olarak değerlendirdi. Uçum, yeni anayasa içinde Anayasa Mahkemesi'ni yeniden yapılandırmanın Batıcı ve neo-liberal sapmalardan tamamen kurtulmak açısından önemli dedi

Anayasa Mahkemesinin (AYM), Türkiye İşçi Partisinden milletvekili seçilen Gezi Parkı davası hükümlüsü Can Atalay hakkındaki ikinci ihlal kararı yerel mahkeme tarafından yeniden Yargıtay'a gönderilmişti. Yargıtay 3. Ceza Dairesi, ikinci ihlal kararına da uyulmasına yer olmadığına ve kararın TBMM Başkanlığına bir kez daha gönderilmesine hükmetti. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Hukuk Politikaları Başkanvekili Mehmet Uçum, Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay'ın verdiği kararları sosyal medya hesabından değerlendirdi. Uçum şu ifadeleri kullandı:

"Türkiye’de AYM kurulduğu günden bugüne kadar pervasız anayasa tanımazlığı ve cüretkar hukuk ihlalleriyle malul olmuş bir yapıdır. Yakın geçmişe bakarsak ilk elde şunları sıralayabiliriz: AYM anayasa hükümlerini açıkça ihlal ederek anayasa yargısı tarihinin en utanç verici kararlarından biri olan 367 rezaletini yaşattı. TBMM’nin Cumhurbaşkanı seçme yetkisini adeta darbe gibi bir kararla ortadan kaldırdı. AYM anayasa değişikliklerini esastan inceleme yetkisi olmadığı halde 411 el kaosa kalktı diyenlere uyup TBMM’nin anayasa değiştirme yetkisini gasp ederek, giyim kuşam özgürlüğü düzenlemesini iptal etti."

'TERÖRÜN DOLAYLI FİNANSMANININ ÖNÜNÜ AÇTI'

AYM'nin 2010 Anayasa değişikliğinde esastan inceleme yetkisi olmadığı halde “her seçmen bir adaya oy verir” hükmünü iptal ederek FETÖ'cü çetenin HSYK’yı ele geçirmesine sebep olduğunu kaydeden Uçum şu açıklamayı yaptı:

"Tüm mahkemeler, Yargıtay ve Danıştay, AYM’nin hem anayasaya aykırı hem hukuk bilmez ihlal kararlarına isyan noktasına geldi. Geçmişte ideolojik olarak uygun görmediği partileri siyasi katılım hakkını kısıtlayarak kapatan AYM bugün terör vesayeti altında olan hatta terör örgütüyle organik bütünlük içinde hareket eden bir siyasi partiyi kapatmıyor. Üstelik seçime girmeyeceği belli olan bu partiye seçime ilişkin özel yardım dahil hazine yardımı verilmesini sağlayarak terörün dolaylı finansmanının önünü açtı."

'KEYFİLİĞİN ÖNÜNE GEÇİLMEZSE SORUN DEVAM EDER'

AYM'nin geçmişte olduğu gibi mahkumiyeti olan milletvekilinin dokunulmazlığına ilişkin hem Anayasa’nın 14. maddesine hem de yargılamanın yenilenmesi kurumuna ve bu konudaki CMK hükümlerine açıkça aykırı olan kararlar vermeye devam ettiğini bildiren Uçum şu değerlendirmeyi yaptı:

"Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından AYM’nin bu keyfi kararlarına uyulmaması anayasanın ve hukuk güvenliğinin savunulmasıdır. Yani AYM kararlarına uyulmaması anayasanın ihlali değil tam tersine anayasanın gereğini yapmaktır. Ayrıca Yargıtay 3. Ceza Dairesinin uymama kararı anayasayı ve yargılamanın yenilenmesi kurumunu tanımayan AYM’nin hukuka aykırı ve keyfi kararlarının teşhiridir. AYM’nin bu keyfiliğinin önüne geçilmezse bu sorunlar devam eder. Yargıtay 3. Ceza Dairesi verdiği her iki uymama kararıyla AYM’nin keyfiliğine dur demiş ve pozitif hukuk düzenini savunmuştur. Bu son derece kıymetli bir hukuk tavrıdır." Ortada bir kriz olmadığını aktaran Uçum açıklamasını şöyle sürdürdü:

'ÇÖZÜM YERİ TBMM'DİR'

"AYM’nin yetki aşımı yaparak anayasaya ve CMK’nın yargılamanın yenilenmesi kurumuna aykırı verdiği kararlar sebebiyle bizzat AYM tarafından üretilmiş bir 'çekişme' vardır. AYM’nin sebep olduğu çekişmenin çözüm yeri TBMM’dir. Çekişme TBMM’nin yapacağı bir düzenlemeyle çözülür. Genel olarak ise AYM’nin kurulduğu günden bugüne kadar pervasız anayasa tanımazlığı ve cüretkar hukuk ihlalleriyle malul hale gelmiş yapısını ortadan kaldırmak ve yeni anayasa içinde AYM’yi yeniden yapılandırmak önemli bir hedeftir. Milli (ulusal) yargıyı güçlendirmek için AYM’nin de her bakımından milli yargı mercilerimizden biri olarak faaliyet yürütmesi, batıcı ve neo-liberal sapmalardan tamamen kurtulması son derece önemlidir."

Sonraki Haber