Batı küresel çoğunluğu harekete geçiremez

İsviçre-Ukrayna Konferansı‘nın ana hedeflerin hiçbirisine ulaşılamadı: Katılım hayal kırıklığı yarattı. Küresel Güney’in ağırlıklı ülkeleri sonuç bildirisini imzalamadı. En önemlisi, Batı artık kendi öngörüleri için küresel çoğunluğu harekete geçiremez

Rusya’nın toplantıya çağrılmaması yanında Bartholomeos’un, ekümenik olarak davet edilip tanıtılması, bildirgeyi imzalaması en başta Rusya’ya karşı bir tavır oldu. Aynı toplantıda Türk Dışişleri Bakanı‘nın bulunması ve aynı bildiriye imza atması ile Türkiye -müttefik olarak kaçınamayacağı- Rusya‘yla fiilen karşı cephede bir konuma düştü. Batının yönlendirdiği bir papaz Türkiye’nin egemenliğine karşı kullanıldı.

Görüşmelerin tarafı olan Rusya’nın davet edilmemesi, Çin gibi müttefiklerinin tavır almasına yol açtı.

Batılılar tek kutupluluğun bittiğini görmek istemiyorlar. Ancak olgular bu gerçeği dayatıyor.

Rusya’nın toplantıya çağrılmaması yanında Bartholomeos’un, ekümenik olarak davet edilip tanıtılması, bildirgeyi imzalaması en başta Rusya’ya karşı bir tavır oldu.

İSVİÇRE-UKRAYNA KONFERANSI FİYASKO

“Batı'da büyük bir tantanayla ilan edilen İsviçre'deki Ukrayna konferansı ana noktalarda başarısız oldu. Büyük taahhütlere ve 160'tan fazla ülkeye davetiye gönderilmesine rağmen, 92 ülke ve sekiz uluslararası örgüt davete katıldı. Avrupa Birliği (AB) tek başına, AB Komisyonu, Avrupa Konseyi, Avrupa Parlamentosu ve tüm üye devletlerle ortaya çıktı. Sonuç bildirgesi ise sadece 78 devlet tarafından imzalandı; Hindistan, Brezilya, Güney Afrika, Suudi Arabistan gibi Küresel Güney'in ağır topları imzalamayı reddetti.

Batılı devletlerin konferansla öngördüğü hedefe ulaşmak mümkün olmadı. Moskova'yı diplomatik baskı altına almak ve Ukrayna'yı siyasî olarak ‘güçlü bir konuma’ yükseltmek ve Kiev'in talepleri için ezici çoğunluk yaratmak için yetersizdi. Geçen yıl Batı, Ukrayna askeri saldırısını askeri yollarla destekleyerek bunu başarmaya çalıştı ancak başarısız oldu.“(1)

Ukrayna kaybetti. Batı silahlarının Rusya’ya karşı kullanımı serbest bırakılsa da sonuç değişmedi. Batılı askerî güçlerin Rusya’ya karşı devreye sokulsa bile Ukrayna için üstünlük bir hayal.

ASKERİ BAŞARI YOLU KAPANDI DİPLOMASİ VERELİM

Masada kazanabilmek için önce cephede galip gelmek ya da üstün bir gücün olduğunu göstermek gerekir. Konferans tertipleyiciler bunu dikkate almadı. “Askeri olarak Ukrayna güçlü bir konuma yükseltilemedi ise, politik olarak kuvvetli konuma getirilebilir“ diye yeni bir adım planladılar. Buna uygun olarak İsviçre Konferansı ve bir barış planı önerildi: Plana göre konferans “Barış Zirvesi“ ile “taçlandırıldı.“ Zelenskiy bu zirvenin girişimcisi olarak şunları ileri sürecekti: Rusya, Kırım dâhil 2022 sınırları gerisine çekilecek, olası tazminatları ödeyecek, Rus savaş suçluları (varsa) iade edilecek vb. Rusya’yı neredeyse kapitülasyonlara mahkûm eden bu öngörülerin ciddiye alınması mümkün değildi.

Batı Ukrayna’yı başka yollardan da “Sonuna kadar savaşa“ zorluyor. Barış Zirvesi önerisi Küresel Güney’den mümkün olabilecek en çok ülkeyi kapsayıp Rusya’yı yalnızlaştırmayı hedefliyordu. En etkili Küresel Güney ülkeleri, Brezilya, Hindistan, Çin, Güney Afrika başından hayır dediler.

İSVİÇRE: BARIŞ TOPLANTISI İKİ TARAFLA OLUR

Konferans başlamadan önce, İsviçre hükümet çevreleri, Karadeniz üzerinden tarımsal kaynakları güvence altına almak, nükleer güvenlik, mahkûmların değişimi gibi barış formülünün yalnızca seçilmiş birkaç unsuruna odaklanmak istediklerini ilettiler. Bunlar, 2023 yılının Şubat ayında Çin'in sunduğu “Ukrayna krizinin siyasi çözümüne yönelik” on iki maddelik planda da yer alıyordu. Ayrıca, gelecekte Rusya'yı “barış zirveleri” etkinliklerine davet etmeme uygulamasından kaçınmak istedikleri defalarca söylendi. İsviçre Cumhurbaşkanı Viola Amherd, 7 Haziran'da Frankfurter Allgemeine Zeitung'a verdiği röportajda, “Barış, her iki tarafın da masada olmasını gerektirir.” dedi. Ahmerd şöyle devam etti: “Barış konferansının devamı olacak toplantıda Rusya da hazır bulunmalıdır.”(2)

FİDAN’IN RUSYA KATILMALIYDI ÖNERİSİ

İsviçre, Ukrayna konferansına artışa yol açmak için, Zelenskiy'nin "barış formülünden" ayrılma ve Rusya'yı barış müzakerelerine davet etme fikrini ileri sürdü. Davet edilen 160 devletten 92'si toplantıya katıldı, 57'sinin devlet ve hükûmet başkanlarıyla birlikte olduğu görüldü. Bunlar çoğunlukla Avrupa'dan ve Batı’ya yakın ülkelerden gelen devlet ve hükûmet başkanlarıydı. ABD'ye çok yakın olan Filipinler'in başkanı Ferdinand Marcos bile Ukrayna konferansına katılmadı. Zelenskiy kısa süre önce özellikle onu ikna etmek için Manila'ya gitmiş olsa da…

Küresel Güney'in belirleyici devletleri en iyi ihtimalle dışişleri bakanları ve hatta sadece bakanlık yetkilileri tarafından temsil edildi. ABD Başkanı Joe Biden de Kaliforniya'daki bir seçim kampanyasını İsviçre'ye gitmeye tercih etti. Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da, Rusya davet edilseydi İsviçre konferansının “daha sonuç odaklı” olabileceğini vurgulayarak eleştirdi.

Sonuç bildirgesi, Karadeniz‘den tarımsal tedarikin güvence altına alınması, nükleer güvenlik, esir değişimi gibi yalnızca Ukrayna'nın çıkarlarını dikkate aldı. Müzakerelerin devamı için bir temel oluşturamadı. Ayrıca 42'si Avrupa'dan 78 devlet tarafından imzalandı. Hindistan, Brezilya, Meksika, Güney Afrika, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi Küresel Güney'in ağır topları bildirgeyi imzalamayı reddetti. Çin konferansa bile katılmamıştı. Ukrayna'yı güçlü bir konuma getirme hedefi suya düştü. Batı'nın, projeleri için küresel çoğunluğu seferber edemediği bir kez daha gösterildi.

UKRAYNA-RUSYA BARIŞ GİRİŞİMLERİNİN GELİŞİM SÜRECİ

İsviçre Ukrayna Konferansına biri dizi buluşmayla gelindi. İlki Kopenhag’da 28 Haziran 2023’te, ikincisi Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde 2023 Temmuz‘da, üçüncüsü aynı yılın ekim ayında Malta’da, dördüncüsü 2024 Ocak ayında Davos’ta yapıldı. Batılılar toplantıları Ukrayna’nın başarılı askeri harekâtlarına paralel yapmak ve Rusya’yı zayıf bir konuma düşürmek istediler. Ancak Batı kaynaklarının itiraflarında, planlar ve Ukrayna’nın Rusya’ya karşı hayalleri tutmadı. Aksine Rusya askerî bakımdan hep üstün geldi.

Kopenhag’da Almanya başta olmak üzere Batı ülkelerinin katılımıyla başladı. Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock açıklamalarıyla gerçek çözümün önünü başından kapattı: “Rusya derhal askerlerini geri çekmeli.” dedi. Cidde kentinde devam ettirilmek istenen toplantıda da önemli bir gelişme olmadı. Toplantı öncesi ABD'li uzmanlar, Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov gibi Moskova yetkilileriyle ilk görüşmeleri yapmışlardı. Kopenhag'da Kiev, Rus birliklerinin geri çekilmesini ön koşul olarak ilan etmek isteği başarısız oldu. Cidde’de de benzeri oldu.

Ekim 2023’te Malta Valletta'da da Rusya için de garanti isteğinin mümkün olup olmayacağı belli değildi: Moskova temsil edilmeyecekti; diğer etkili devletlerin katılımı hakkında bilinen hiçbir şey yoktu. Tek bilinen Zelenskiy tek taraflı olarak Rusya’ya dayatmalarda bulunuyor, askerlerin çekilmesini ve tazminat ödemesini istiyordu. Ukrayna Devlet Başkanlığı Büro Temsilcisi Yermak, Davos’ta yapılan dördüncü görüşme sonucunda şunu söyledi: Davos’a 83 ülkeden temsilci katıldı. Toplantıda Zelenskiy’nin 10 maddelik planı değerlendirildi.

BERLİN’İN POLİTİKASI: SİLAHLARINI KULLANDIRMAK

Ukrayna, gerçekte ABD bu alanda da kaybetti. Ukrayna ne küresel savaş cephesinde ne de halk arasında ilgilenilecek önemli bir güç değil.

Berlin ve Paris, Rusya’ya karşı Batı silahları ve askerleriyle doğrudan müdahale etmeyi savunmaya başladılar. Bunun bir meydan savaşı yayıcılığı olduğu değerlendirildi: “Berlin, Kiev'in Rus topraklarına Alman silahlarıyla saldırmasına izin veriyor. Ukrayna kısa süre önce nükleer saldırılara karşı Rus erken uyarı sisteminin bazı bölümlerine saldırdı. Moskova, bu tür saldırılara nükleer tepki verme hakkını saklı tutar. Ukrayna'nın Rus topraklarını Almanya da dâhil olmak üzere Batı silahlarıyla bombalama iznine karşı Rusya tepki verdi. Rusya buna ‘asimetrik ama dokunaklı tepki verecek.’ dedi.” (3)

Ukrayna kaybetti. Batı silahlarının Rusya’ya karşı kullanımı serbest bırakılsa da sonuç değişmedi. Batılı askerî güçlerin Rusya’ya karşı devreye sokulsa bile Ukrayna için üstünlük bir hayal. Batı bütün olanaklarıyla Rusya’ya karşı umutsuz bir saldırı telaşı içinde. Bu alanda henüz Avrupa’daki milliyetçi partilerin rolü tam olarak anlaşılamıyor. Milli Devletler Cephesi ve Avrupa Milliyetçiliği, Rusya’ya ve Asya’ya saldırı hayallerini boşa çıkartacak en etkili güç haline gelmiştir.

DİPNOTLAR:

(1) German Foreign Policy (GFP), 27.06.2024.
(2) “Für Frieden braucht es beide Parteien am Tisch.” Frankfurter Allgemeine Zeitung, 07.06.2024.
(3) GFP, 03.06.2024.

Sonraki Haber