Teröristanın tasfiyesinin dünya barışına etkisi

ABD emperyalizmi Batı Asya’da ömrünün sonuna yaklaştı. Şu anda bu canavarın ömrünü uzatan AK Parti hükümetinin izlediği ‘dengeci’ politikadır. AK Parti, Suriye politikasını değiştirdiği gün ABD için sonun başlangıcı olur

Bugün dünyanın birçok bölgesinde silahlı mücadeleler var ama sürekli silahların konuştuğu iki bölge bulunuyor. Buralarda hemen hemen bütün sorunlar silahlarla çözülüyor. Bunların birincisi Ukrayna- Rusya bölgesi, ikincisi de Batı Asya bölgesidir.

UKRAYNA-RUSYA SAVAŞININ ANLAMI

21. yüzyıl Çinlilerin, Arapların, Türklerin, Farsların yanında Rusların da yüzyılı olduğunu Ukrayna’ya karşı harekâtı ispatladı. Rusya 20. yüzyılın başındaki 1917 Sovyet Devriminde olduğu gibi tarihi bir öncülük yaparak emperyalist cepheye toptan rest çekti. Rusya Ukrayna’da sadece Zelenskiy kuvvetleriyle savaşmıyor. Atlantik cephesiyle savaşıyor. Zavallı ABD bırakalım yeniden dünya efendiliği hayalleri kurmayı Asya kuvvetlerinden sadece Rusya ile bile başa çıkamıyor. O açıdan Rusya’nın Ukrayna mücadelesi yeni kurulan Avrasya uygarlığı için tarihi önemdedir. Bütün mazlum milletlerin bağımsızlık, özgürlük ve refah mücadelesine büyük bir katkıdır.

Rusya, Ukrayna’da sadece Zelenskiy kuvvetleriyle savaşmıyor. Atlantik cephesiyle savaşıyor.

İSRAİL’İN SON ÇIRPINIŞLARI VE ARAPLARIN ZAFERİ

İsrail 2. Dünya Savaşı sonrası ABD ve İngiltere’nin desteğiyle 1948 yılında kuruldu. İkinci Dünya Savaşı’ndan zaferle çıkan ABD ve İngiltere gibi devletler, Filistin toprakları üzerinde bir Yahudi devleti inşa edilmesine destek verdi. Ama aradan geçen 76 yıl boyunca Ortadoğu’ya barış ve huzur gelmedi. Bölge tam bir cehenneme döndü. İsrail’in işgal ettiği Filistin sorunu, dünyanın öteki Kıbrıs, Karabağ, Çeçen, Keşmir ve Tamil Kaplanları sorunu gibi kangren bir yaraya dönüştü. Bugün bunlardan birçoğu çözüm yoluna girdi ama Kıbrıs ve Filistin’de mücadele sürüyor. Özellikle Filistin zafere doğru hızlı adımlarla ilerliyor.

Suriye ve Irak’ın kuzeyindeki teröristlerin temizlenmesi, kukla Kürdistan projesinin yani Teröristan planının önlenmesi ABD ve İsrail’i can evinden vurur.

DÜNYANIN SICAK BÖLGESİ: BATI ASYA

Bu bölgede ABD, 1980 sonrası Kukla Kürdistan yani İkinci İsrail Projesi geliştirdi ise de esas ısınma 1991 Körfez Savaşıyla başladı. 2003 Irak işgali ve 2011 Suriye’ye müdahalesiyle zirveye çıktı. Bu bölgede 30 yıldır hemen hemen bütün sorunlar silahla çözülüyor. Sorunların bir tek nedeni bulunuyor o da ABD emperyalizmidir. Artık bu gerçek bütün bölge ülkeleri hatta dünya halkları açısından açıkça ortaya çıktı.

ABD önceleri bazı ülkeleri yanına çekerek koalisyonlar kuruyordu ama son yıllarda artık bu da mümkün olmuyor. Çünkü saldırgan ve işgalci yüzü iyice ortaya döküldü. O açıdan hiçbir aklı başında devlet onunla ortak olmak istemiyor. Kısacası ABD Batı Asya’da çok ama çok yalnızlaştı. Etrafında PKK/PYD, DEAŞ, HTŞ vb. bilumum teröristler toplandı. İsrail dışında hiçbir bölge devleti ABD ile birlikte hareket etmiyor.

UKRAYNA’DA ZAFER VE BARIŞ

Ukrayna’nın Rusya’yı alt edebileceği düşünülemez. Bu sadece büyük ve küçük ülke açısından değil Ukrayna haksız savaş yürüttüğü için yenilecek. Bağımsızlık bahanesi altında kendi ülkesini ABD ve Atlantik emperyalizmi için savaşa süren bir yönetim gaflet, delalet hatta ihanet içindedir. Ancak faşist bir yönetim yıllardır birlikte yaşadığı kendi halkının dilini, eğitimini yasaklayabilir, yönetimlerini fesih edebilir ve onları bombalayarak öldürebilir. Ukrayna’nın faşist zulmünden bıkarak ayrılıp Rusya ile birleşen Donbass halkı Ukrayna halkı değil miydi? İkinci Dünya savaşında Hitler faşizmine karşı birlikte kahramanca savaşmamışlar mıydı?

Rusya açısından zafer kesindir ama uzun ve meşakkatli bir sürecin ürünü olacaktır. Çünkü bütün emperyalist cephe ve NATO karşısındadır. ABD önderliğindeki bu ihanet cephesi doğrudan saldırmaya korkuyorlar ama silah, mühimmat, para vererek savaşı uzatmaya çalışıyorlar. Rusya’nın pes etmeyeceğini kendileri de biliyor ama masada kolu kanadı kırılmış bir Rusya görmek istiyorlar. Rusya eninde sonunda kazanacak ama bu biraz uzun sürebilir. Tabii ki Batı Asya kuvvetlerinin mücadelesine ve ABD’ye karşı ikinci bir cephe açmasına bağlıdır.

EMPERYALİZM VE SİYONİZM’İN TARİHİ SONU

ABD emperyalizmi dünyanın birçok bölgesinde saldırı, şiddet, baskı yaptı ama en çok da Ortadoğu halklarına zulüm yaptı. 80 yıla yaklaşan ABD efendiliği dönemi Arap, Türk ve Fars uluslarının emperyalizme ve Siyonizm’e karşı mücadeleleriyle geçti. Bu dönem Batı Asaya halkları açısından tam bir kâbustu. Sömürü ve cinayetler kifayetsizdi. Bölge nice işgaller, savaşlar, soykırımlar yaşadı.

Ama artık işin sonuna gelindi. Gelecekte ABD ve İsrail için hüsran bölge ülkeleri için ise zafer gözüküyor. Bu bir tahmin veya arzu değil, bu bir hakikat. Çünkü sadece Ortadoğu’da değil bütün dünya ölçeğinde emperyalizm geriliyor. Hatta çöküşe gidiyor. İsrail Siyonizm’inin efendisi ABD’ye dayanarak bütün Arap ve Müslüman ülkelere meydan okuduğu dönem geride kaldı. Aklı varsa barışı ve işbirliğini seçer. Yoksa yıkılışı yakındır.

BARIŞ VE ZAFER TÜRKİYE’NİN ELİNDE

ABD emperyalizmi Ortadoğu’da ömrünün sonuna yaklaştı. Çok yalnızlaştı. Üfürsen yıkılacak. Etrafında teröristlerden başka kimse kalmadı. Bugün yarın pılını pırtısını toplayıp defolup gidecek.

Peki, ABD’nin ömrünü uzatan nedir? Üzülerek söyleyelim ki maalesef bu canavarın ömrünü uzatan Türkiye hükümetinin izlediği korkak, ürkek ve dengeci politikadır. Türkiye hükümeti Suriye politikasını değiştirdiği gün ABD için sonun başlangıcı olur. Türk hükümeti Suriye ile her alanda işbirliği yapmaya karar verdiği zaman ABD’ye yol görünür.

Gerek Ukrayna savaşını gerekse de İsrail’in Gazze saldırısını önleyecek ve zafere götürecek olay Batı Asya’daki Suriye-Türkiye işbirliğinden geçmektedir. Suriye ve Irak’ın kuzeyindeki teröristlerin temizlenmesi, kukla Kürdistan projesinin yani Teröristan planının önlenmesi ABD ve İsrail’i can evinden vurur. Filistinli kardeşlerimize yapılabilecek en büyük destek ve yardım budur. Ukrayna savaşı biter. Çünkü ABD o savaşı sürdüremez. İki cephede birden savaşamaz. En önemlisi de Türkiye, Suriye, İran ve Irak’ın bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü sağlanır.

Peki, bu zor bir iş midir? Türk hükümeti niçin bu yolu izlemekten çekiniyor? Hâlbuki belki de bir tek kurşun bile atmadan bu zafer kazanılabilir. İran, Irak, Azerbaycan, Rusya hatta Lübnan bile bu askeri işbirliğine hazır ve istekli. Ama Türk hükümeti hâlâ kararsızlık içinde bocalıyor. Dengeci politikalar izleyerek durumu idare edebileceğini ve böylece herkesle iyi geçinebileceğini sanıyor. Ama tarihte dengeci politikalar izleyerek başarı kazanan bir lider bulunmuyor.

Tarihte en büyük dengeci Türk liderler Abdülhamit ve İnönü’dür. Abdülhamit’in sonu bellidir. İnönü’nün 2. Dünya Savaşında izlediği politika Menderes Diktatörlüğüyle sonuçlandı. Kısacası ne İsa’ya ne de Musa’ya yaranma politikası hem doğru değil hem de dünya uygarlığına Cumhuriyet Devrimi gibi büyük katkılar yapmış Türk ulusuna yakışmıyor.

Sonraki Haber