Yönetmen Lopatonok: Kiev'in yöntemi sahtekarlık
Ukrayna asıllı ABD’li film yönetmeni İgor Lopatonok, Zaporijya Nükleer Santrali’ndeki çatışmalarla dünyanın yeniden gözünü diktiği savaşa dair son gözlemlerini paylaştı. Avrupa’nın ‘cehennemden gelen’ yaptırımların ters tepmesi yüzünden kara kışa gittiğini söyledi.
İgor Lopatonok, Aydınlık okurlarının ve Ulusal Kanal izleyicilerinin son altı aydır çok iyi tanıdığı bir isim. Çünkü onun yönetmenliğinde ve ünlü ABD’li muhalif sinemacı Oliver Stone’un yapımcılığı-sunuculuğunda çekilen “Ukrayna Yanıyor” ve “Ukrayna Gerçekleri” adlı belgeselleri, Ulusal Kanal aracılığıyla Türk seyircisine defalarca sunmuştuk.
Ukrayna asıllı ABD’li film yönetmeni İgor Lopatonok’u Los Angeles’teki stüdyolarında bulup, Ukrayna’daki son durum hakkında kısa bir söyleşi yaptık. Oldukça ilginç gelişmelere dikkati çeken İgor Lopatonok’un yanıtlarını ilgiyle okuyacağınızı zannetmekteyiz.
‘CEHENNEMDEN GELEN’ YAPTIRIMLAR
- Sizinle son konuşmamızdan bu yana Ukrayna’da çok şeyler oldu. Özellikle de “Rusların İptali” denebilecek bir seviyede Batı yaptırımları uygulandı her alanda. Bunun etkilerini anlatır mısınız?
ABD ve Avrupa tarafından Rusya’ya uygulanan ve “cehennemden gelen” dedikleri yaptırımların ilk ve en önemli sonucu, hiçbir işe yaramaması ve tersine, ABD’nin Avrupa’daki uydu devletlerine geri tepmesi oldu. Elbette Rus ekonomisi etkilendi ama kritik düzeyde bir etkilenme olmadı bu. En önemli gösterge olan, Rus rublesinin ABD doları karşısındaki değeri, özel harekât 24 Şubat’ta başladığında 1 dolar = 60 ruble iken, şimdi bu oran çok fazla değişmeden 1 dolar = 75 ruble oldu.
Bu yılın toplam enflasyonunun yüzde 14 olacağı beklenirken, geçen ay için ise fiyatlarda düşme kaydedilmeye başlandı. Öte taraftan, Avrupa’daki enerji fiyatları tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Bu ise büyük sayıda Avrupalıyı çok mutsuz etti elbette. Bu gelen kış aylarında ise, Rus gazından mahrum bir Avrupa’da çok daha fazla bir bedel ödeneceğe benzemektedir.
Yani bu sonuçlara bakarsak, Rus genel kurmayı “özel operasyonu” hazırlarken oldukça başarılı stratejiler izlemiş diyebilir miyiz?
Genel strateji açısından düşünürsek, Rusya’nın Ukrayna’da düzenlediği özel operasyonun başarısı, sahada elde edilen başarı tarafından onaylanmış oluyor. Bu strateji, Rus güçlerine kolaylık sağlayan ve kayıplarını en aza indiren başarılı bir öngörü olarak düşünülmelidir. Hatırlanacağı gibi, Ukrayna Genelkurmayının, Başkan Zelenskiy’e gönderdiği ve basına sızan bir raporda, Ukrayna kayıplarının 200.000 civarında olduğu belirtilmekteydi. Bu rakama ölü ve yaralılar da dahildir.
RUSYA SAHADA YERİNDE Mİ SAYIYOR?
- Dışardan bakınca sanki Rusya sahada fazla ilerleme kaydetmiyor gibi. Ne dersiniz?
Bunda en önemli faktör, Rus ordusunun belirli bir takvime bağlı olmamasıdır. Ellerindeki askeri kaynaklar, Ukrayna karşısında 1’e karşı 10 oranında olduğu için, en iyi bildikleri bir askeri stratejiyi uygulamaktalar: Ukrayna ordusunu ağır ateş altında ezip, güvenli bir şekilde sahada ilerleme kaydetmek. Zaten Ukrayna’nın Rus ilerlemesine karşı, bir karşı atağa geçmesi ihtimali hiç de gerçekçi görünmemektedir şimdilik. Ve HIMARS gibi çok gelişmiş askeri sistemlerin sahaya sürülmesi de bu gerçeği fazla değiştireceğe benzememektedir.
- O zaman, sahadaki Rus komutanların kafasındaki ilerleme taktiği sizce ne olabilir?
Bana göre, Rusya’nın amacı şu anda 3 stratejik cephede yoğunlaşmaktadır. Donbass, Nikolaev-Odessa ve Kharkiv. Bu 3 cepheye aynı anda baskı uygulayan Rusya’ya karşı Ukrayna güçlerinin manevra yapması bile zor görünmektedir. Çünkü Rusya hava kuvvetleri ile gökleri kontrol etmektedir. Zelenskiy’in barış görüşmelerinden önce, sahada Ukrayna adına bazı kazançlar elde etme amacı da fena şekilde başarısız olmuş ve her şey Rusların planlarına göre gitmek durumunda kalmıştır. Rus birliklerinin bu yaz sonuna kadar Donbass bölgesindeki Bahmut (Artemovsk), Avdeevka ve Slavyansk üzerinde kontrol sahibi olmasını bekleyebiliriz.
NÜKLEER SANTRALDE OLAN BİTENLER
- Son günlerde tartışmaların odağında olan Zaporijya Nükleer Santrali’nde olan bitenlere ne dersiniz?
Ukraynalı topçular, Rus kontrolü altındaki Zaporijya Nükleer Santrali’ne (Avrupa'nın en büyüğü - 6 reaktörü var) ateş ediyorlardı ve Ukrayna propagandası, Rus ordusunu nükleer santrallere topçu ateşi yapmakla suçluyordu (Bu hiç mantıklı değil, ancak batı izleyicileri mantığı umursamıyor). Bu, Ukraynalıların şu anda bu savaşta nasıl savaştıklarının tek yöntemi: büyük sahtekarlık operasyonları üretmek.
- O zaman bu savaşın bu sene sonuna kadar bitip bitmeyeceğini soralım size?
Savaşın bu yıl sona ereceğini düşünmüyorum. Bu arada, bu savaş nedeni ile Ukrayna ekonomisinin aslında temerrüde düştüğünü ve yalnızca Batı'dan gelen finansal enjeksiyon nedeniyle var olduğunu söylemeliyim. Batı’nın Ukrayna konusundaki yaklaşımı son zamanlarda değişmeye başladı. Zelenskiy'in kişiliğinin, Ukrayna ve Batı kitle iletişim araçlarının başlangıçta çizdiği resimden çok farklı olduğunu biliyoruz. Son Uluslararası Af Örgütü raporunun Ukrayna ordusunun sivil hedefleri kalkan olarak kullanmasını açıkladığı gibi, daha fazla açıklama bekleyebiliriz önümüzdeki günlerde.
TÜRKİYE’NİN TAVRI RUSYA’DA MEMNUNİYETLE KARŞILANDI
- Bu karmaşada, Türk hükümetinin tutumu hakkında ne diyebilirsiniz?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya tarafından memnuniyetle karşılanan bir anlaşmayı müzakere etmeye çalışıyor. Çünkü bu, Türkiye-Rusya işbirliğinin uygulanmasına yol açıyor. Ancak bunun yakında Putin-Zelenskiy buluşmasına yol açabileceğine inanmak yanlış olur.