Ukrayna'yla anlaştık Batı bozdu

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna harekâtında yeni aşamaya geçildiğini söyledi. Putin, İstanbul müzakerelerinden çıkan barış anlaşmasının Batı’nın talimatıyla bozulduğunu açıkladı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, dün sabah yaptığı bir ulusa sesleniş konuşmasıyla Ukrayna’daki özel askerî harekât için “kısmi seferberlik” kararnamesi imzaladığını duyurdu.

Batı’nın Rusya’yı yok etmeyi hedeflediğini söyleyen Putin, nükleer silahlar da dahil olmak üzere her türlü araçla ülkesinin egemenliğini, toprak bütünlüğünü ve bağımsızlığını koruyacağını söyledi. Ukrayna’da Rusya’ya katılmak isteyen halk yönetimlerinin referandum kararını destekleyeceklerini ifade etti. Dün sabah 8’de Rus ulusal televizyonlarında yayımlanan konuşma, Ukrayna harekâtında da yeni bir aşamaya geçildiğini de ortaya koydu.

‘BATI’YA KARŞI VAROLUŞ SAVAŞI VERİYORUZ’

Putin, sözlerine “Batı’nın amacı ülkemizi zayıflatmak, bölmek ve yok etmektir.” diyerek başladı. “Rusya’nın egemenliğini, güvenliğini ve toprak bütünlüğünü koruması için atılması gereken zorunlu ve acil adımları hayata geçiriyoruz.” dedi.

Rus lider, “Batı elitlerinin bir kısmı, olanca güçleriyle, tahakkümlerini sürdürmek, kendi iradelerini ve sözde değerlerini başka ülkelere dayatmak, bağımsız ve egemen kalkınma merkezlerini bastırmak amacıyla bir saldırı siyaseti yürütüyorlar.” şeklinde konuştu.

1991’de Sovyetler’i parçalayarak yaptıklarının bir benzerini şimdi Rusya Federasyonu için planladığını belirten Putin, “Kafkaslar’da uluslararası teröristleri beslediler, sınırlarımızın dibinde NATO’nun saldırı altyapısını güçlendirdiler, Rus düşmanlığını Ukrayna başta olmak üzere bir silah olarak kullandılar.” dedi.

Cephedeki sıcak çatışma hattında yalnızca neonazi militanlarla yüzleşmediklerini söyleyen Putin, “Kolektif Batı’nın bütün askeri makinesine karşı savaşıyoruz.” ifadesini kullandı.

HAREKATIN HEDEFİ DEĞİŞMEDİ: DONBASS’IN KURTARILMASI

Donbass’ta kendi halkına soykırım ve terör uygulayan Kiev rejiminin, 2014’te Ukrayna’da yapılan darbeyle kurulduğunu yineleyen Putin, “Daha önce iki kez yaptıkları gibi Donbass’a kapsamlı bir saldırı başlatmaları ve Rus toprağı olan Kırım’a yönelmeleri kaçınılmazdı.” dedi. Rusya’nın “önleyici bir askeri operasyon” yapmasının “kesinlikle mecburi ve mümkün olan yegâne seçenek” olduğunu vurguladı. Başından beri “Donbass topraklarının tamamının özgürleşmesi” olan hedefin değişmediğini dile getirdi.

‘İLK DEFA AÇIKLIYORUM: MÜZAKERE BATI’NIN TALİMATIYLA BOZULDU’

“Bunları ilk defa kamuoyuna açıklıyorum.” diyen Putin, Ukrayna’yla yürüyen müzakerelerin bozulmasıyla ilgili şunları söyledi: “Özel askeri harekatımız başladıktan hemen sonra, İstanbul’daki görüşmeler de dahil olmak üzere, Kiev temsilcileri tekliflerimize oldukça olumlu yaklaştılar. Ancak açıktır ki barışçıl bir çözüm Batı’ya uymadı. Bazı uzlaşmalar sağlandıktan sonra Kiev, bütün bu anlaşmaları bozma yönünde doğrudan talimat aldı.”

Bu andan itibaren Ukrayna’ya giderek daha fazla silah yığıldığını söyleyen Putin, “Kiev rejimi, yabancı paralı asker ve Neonazilerden yeni çeteler oluşturdu, askerleri ise NATO standartlarında ve Batılı danışmanların komutanlığı altında eğitimlere başladı.” dedi.

‘RUSYA’YA KATILMA KARARI ALIRLARSA DESTEKLEYECEĞİZ’

Ukrayna’daki darbe rejiminin baskı, terör ve şiddet politikasını daha kitlesel, korkunç ve barbar boyutlara ulaştırdığını belirten Putin, bu saldırıya maruz kalan bölgelerdeki halkın “neonazi rejimi boyunduruğu altında yaşamak istemediğini” söyledi.

Lugansk’ın tamamen neonazilerden arındırıldığını, Herson ve Zaporijya’nın da büyük ölçüde kurtarıldığını açıklayan Putin, Donetsk’te ise çatışmaların sürdüğünü ve çatışma hattının binlerce kilometrelik bir alana yayıldığını kaydetti.

Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetleri ile Zaporija ve Herson bölgelerinde bu çatışmalardan önce 7,5 milyon, şimdi ise yaklaşık 5 milyon kişi yaşadığını söyleyen Putin, bunların her gün neonazi militanların yaptığı top saldırıları ve füze atışları altında yaşam mücadelesi verdiğini ifade etti. Hastanelerin, okulların ve sivillerin hedef alındığının altını çizdi.

Putin, Donbass halk cumhuriyetleri ile Herson ve Zaporijya’daki askeri-sivil yönetimlerin halk oylaması kararı aldıklarını belirtti. Bu referandumların güvenli bir şekilde yapılması ve halkın iradesini ortaya koyması için Rusya’nın elinden geleni yapacağını açıklayan Putin, sandıktan çıkacak sonucu da ne olursa olsun destekleyeceklerini ilan etti.

‘BATI HER TÜRLÜ SINIRI AŞTI’

“Batı, Rus karşıtı saldırgan tavrında her türlü sınırı aşmıştır.” diyen Putin, son olarak Batı’daki bazı sorumsuz siyasetçilerin, Ukrayna’nın Kırım’ı ve Rusya’nın diğer bölgelerini vurmasını sağlayacak uzun menzilli silah sistemleri vermeyi planlandığını söyledi.

Belgorod ve Kursk bölgelerindeki sınır yerleşimlerinde Batı silahlarıyla terörist saldırılar yapıldığını kaydeden Putin, NATO’nun eş zamanlı olarak modern sistemler, hava araçları, gemiler, uydular, stratejik İHA’larla Rusya’nın güneyi boyunca keşif faaliyeti yürüttüğünü açıkladı.

Putin, “Washington, Londra ve Brüksel, Kiev’i askeri harekatları bizim sınırımıza yönlendirmek üzere baskı yapıyor. Artık bunu gizlemiyorlar da. Rusya’nın ne gerekiyorsa o yoldan yenilmesini istiyorlar. Siyasi, ekonomik, kültürel, her türlü egemenliğinden mahrum bırakılması, ülkenin tamamen yağmalanması yoluyla bize diz çöktürmek istiyorlar.” dedi.

NÜKLEER ŞANTAJA YANIT: O SİLAH SİZE DÖNER

Batı’nın Rusya’ya karşı bir “nükleer şantaj” yaptığını da sözlerine ekleyen Putin, yalnızca Zaporijya’da körüklenen nükleer felaketten değil, önde gelen NATO devletlerinin Rusya’ya karşı nükleer silah kullanımı ihtimalini dile getiren ve bunları onaylayan açıklamalardan bahsettiğini söyledi. Putin, “Rusya’ya karşı bu açıklamalara yapma hakkını kendinde görenlere, ülkemizin de yıkım araçları olduğunu hatırlatmak isterim.” ifadelerini kullandı.

Rus lider, “Eğer ülkemizin toprak bütünlüğü tehdit edilirse, Rusya’yı ve halkımızı korumak için elimizin altındaki bütün araçları kullanmaktan çekinmeyiz. Bu bir blöf değildir.” dedi. “Bize nükleer silahlarla şantaj yapmaya çalışanlar, rüzgârın kendilerine karşı dönebileceğini bilsinler.” vurgusu yaptı.

Putin sözlerini şu cümlelerle tamamladı: “Tarihsel geleneğimizde, halkımızın kaderinde; anavatanımızı parçalanma ve köleleşmeyle tehdit edenleri, dünya hakimiyeti için çabalayanları durdurmak vardır. Şimdi de bunu yapacağız.”

SEFERBERLİĞİN AYRINTILARI AÇIKLANDI

Putin, seferberlik için yalnızca belirli tecrübedeki vatandaşların askeri hizmet için çağrılacağını ifade ederek “Sadece yedek asker statüsünde ve özellikle orduda hizmet etmiş, belirli bir askeri kaydı ve ilgili tecrübesi olan vatandaşlar askere çağrılacak. Askeri hizmet için çağrılanlar, özel askeri operasyon deneyimi doğrultusunda ilave askeri eğitim alacaklar.” dedi.

Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, kısmi seferberlik kapsamında toplam 300 bin yedek askerin göreve çağrılacağını, bunun 25 milyonluk potansiyelin yalnızca yüzde 1,1’i olduğunu söyledi. Şoygu, cephe hattının 1000 kilometreden fazla olduğunu, böylece bu hattın gerisinde ve hat boyunca güvenliğin güçlendirileceğini bildirdi.

NATO’nun bütün uydularının Rus askeri birliklerinin yerini tespit etmek için çalıştığını söyleyen Şoygu, 70’ten fazla askeri, 200’den fazla sivil uydunun bu yönde faaliyet gösterdiğini belirtti. Ukrayna ordusunun ve Kiev'in tamamen Batılı eğitmenlerin kontrolü altında olduğunu belirten Şoygu, son olarak Kiev’e hem eski askeri personel hem de aktif askeri personelden oluşan 150 kişilik bir grubun geldiğini ifade etti.

Ukrayna’daki savaşta 5 bin 937 Rus askerinin hayatını kaybettiğini bildiren Şoygu, yaralı Rus askerlerinin yüzde 90’ının görevlerine geri döndüğünü dile getirdi.

Ukrayna ordusunun kayıpları hakkında da açıklamalarda bulunan Şoygu, “İlk aşamada, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri'nin yaklaşık 201-202 bin kişiyi temsil ettiğini, bu süre zarfında 100 binden fazla kayıp verdiğini anlıyoruz. Onlardan 61 bin 207 kişi öldü ve 49 bin 368 kişi yaralandı. Bu önemli kayıptır. 200 bin kişiden biraz fazla orduda 100 bin kayıptan bahsedersek, bu kayıplar ordunun yarısıdır.” şeklinde konuştu. Şoygu, Ukrayna’nın dördüncü seferberlik sürecini devam ettirdiğini ve neredeyse 300 bin kişinin seferber edildiğini dile getirdi.

Sonraki Haber