Ulusal Kanal Kiev sokaklarının nabzını tuttu: Ukraynalılar savaş ihtimaline inanmıyor
'2014 yılından beri 'Rusya Bu yıl işgal edecek, bir sonraki yıla kaldı, bu ay kesin işgal edecek' diye sürekli söyleniyor ancak hiçbir şey olmadı. Biz bu yalana alıştık artık.'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ziyaretinden 2 gün önce Ulusal Kanal olarak Ukrayna’ya gittik. Görüşmenin yapılacağı başkent Kiev’de hem ziyareti takip ettik hem de Ukrayna’nın siyasi ve sosyolojik nabzını tuttuk. Ukrayna’ya giderken bölgede ne yapılmak istendiğine dair bir fikrimiz vardı; gördüklerimiz de tahminlerimizin gerçekçi olduğunu teyit etti. Orada öğrendiklerimiz de oldu tabii: Örneğin, geçim zorluğu yaşayan Ukrayna’nın aslında dünyanın 3’üncü büyük tahıl ambarına sahip olduğu ve dünyaya “gece hayatı” ile tanıtılan ülkenin, büyük oranda çiftçilik yaptığı gibi...
UKRAYNA’DA NE OLUYOR?
Öncelikle pek çok kişi, Batı’nın “Rusya işgal edecek!” yalanı üzerinden Ukrayna’yı Rusya’nın üzerine sürmesinin ilk olduğunu düşünebilir, ancak öyle değil. SSCB’den ayrıldıktan sonra Batı’nın sürekli Rusya karşısında konumlandırmak istediği Ukrayna, bu işgal yalanına uzun süredir maruz kalıyor. Kiev’de konuşabildiğimiz tüm Ukraynalılara ve orada yıllardır esnaflık yapan Türklere “Rusya işgali bekliyor musunuz?” diye sorduk. Neredeyse hepsi önce gülerek şu yanıtı verdi: “Bunu ilk kez duymuyoruz. 2014 yılından beri 'Rusya Bu yıl işgal edecek, bir sonraki yıla kaldı, bu ay kesin işgal edecek' diye sürekli söyleniyor ancak hiçbir şey olmadı. Biz bu yalana alıştık artık.” Bizim gözlemlerimiz de verilen yanıtları doğruluyordu. Rus işgalinin beklenmediği Kiev’de hayat tamamen normal ve hiçbir kısıtlama yok. Herkes işine gidiyor, metro ve otobüsler çalışıyor, caddeler, kafeler ve alışveriş merkezleri doluyor.
ARTAN HAYAL KIRIKLIĞI
ABD’nin başını çektiği Atlantik Cephesi, Ukrayna’yı Rusya’nın üzerine sürerken NATO üyeliği başta olmak üzere sonsuz destek vaadinde bulunmuştu. Ancak ABD her zaman olduğu gibi kendi savaşı ve çıkarları için kışkırttığı Ukrayna’yı da yarı yolda bıraktı. Asker göndereceğiz söylemleri Rusya’nın kararlılığı karşısında yaptırımlara dönüştü. Ve NATO üyeliği de beklendiği gibi havada kaldı. Savaşı kışkırtmasına rağmen Ukrayna’ya asker göndermeyen Atlantik, kendi çıkarları için ölmesini beklediği Ukraynalılara silah göndermeyi ise ihmal etmedi. ABD’nin ne yaptığını anlamaya başlayan Ukrayna yönetimi, en sonunda Biden yönetimine “İşgal propagandası ekonomimize zarar veriyor!” tepkisi gösterdi. Kiev’de görüştüğümüz Ukraynalı gazeteciler ve Ukrayna halkı da, yöneticileri gibi hayal kırıklığı içindeydi. Bu konuyu sorduğumuzda not da aldığım bir yanıtı paylaşacağım. Kiev meydanında küçük bir market işleten Ukraynalı bir esnaf şunu söyledi: “Batı bunu hep yapıyor, bizi aynı dine inandığımız Rusya ile savaştırmak istiyor ve maalesef yöneticilerimiz de buna kanıyor. Ne kadar yanlış olduğunu yine savaş çıkarsa anlayacaklar.”
ERDOĞAN'IN KİEV ZİYARETİ
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Ukrayna ziyaretinden 2 gün önce Kiev’deydik. Ukrayna basınına göz attığımızda Erdoğan’ın ziyaretine geniş yer ayrıldığını gördük. Haber ve yorumlarda Ukrayna Devlet Başkanı'nın Türkiye’ye teşekkür konuşması ve Türkiye’nin Ukrayna ziyareti öncesi verdiği mesajlar paylaşılıyordu. Ziyareti takip etmek için bölgeden ve uluslararası haber ajanslarının temsilcileri de Kiev’deydi. Biz ise ziyaret öncesi verilen mesajlardaki ayrıntılara ve görüşme sonrası yapılacak ortak açıklamaya kilitlendik. Hükümetin ziyaret öncesi verdiği bir mesaj oldukça dikkat çekiciydi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Kiev’e hareket etmeden önce havaalanında yaptığı konuşmada, Rusya ve Ukrayna yöneticilerinin söylediği “İşgal yok savaş istemiyoruz!” sözlerini hatırlattı. Yani Erdoğan, “İki ülkenin de istemediği savaşı başkaları kışkırtıyor.” mesajı verdi. Bu mesaj sonrası Erdoğan’ın ziyareti daha anlamlı bir hale geldi. Görüşme sonrası nasıl bir mesaj verilecekti? Kiev’e gelen Cumhurbaşkanı, havalimanında karşılandıktan sonra önce Meçhul Asker Anıtı'nı ziyaret etti. Sonra da Marinsk Sarayı'nda mevkidaşı Zelenski tarafından törenle karşılandı. İkili görüşmeye geçildi. 1 saat planlanan görüşme 2 saat 40 dakika sürdü, sonra heyetler arası görüşme yapıldı. İmzalanan anlaşmalar için yapılan tören sonrası iki lider açıklama yaptı.
DİKKAT ÇEKEN MESAJLAR
Zirve sonrası ilk konuşmayı Ukrayna Cumhurbaşkanı yaptı. Daha önce konuşmalardaki benzer ifadeleri kullandı. Sert bir mesaj vermedi. Erdoğan ise konuşmasına Rusya ile ihtilaflı konular olan Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve Kırım meselesi ile başladı. AGİT misyonu ve MİNSK’e destek, Ukrayna ile stratejik ortaklığın daha da gelişmesi dikkat çeken diğer mesajlarıydı. Erdoğan daha önce Putin ve Zelenski’ye yaptığı Türkiye’de liderler zirvesi önerisine iki ülkenin teknik görüşmelerine ev sahipliği yapmayı da ekledi. Yapılan açıklamalara, özellikle de Kırım yorumuna zirveyi takip eden Kremlin’in ne yanıt vereceği konuşulurken, Erdoğan asıl mesajı Kiev dönüşü uçakta verdi. ABD’nin başını çektiği Batı’ya tepki gösteren Erdoğan, “Çözüme katkı sunmuyor, sadece çomak sokuyorlar.” dedi.
UKRAYNA’DA NE OLACAK?
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Türkiye ziyareti sonrası daha da netleşecek olan “ne olacak” sorusunda diplomasi açık ara önde olsa da, Batı’nın Donbass’ta provakasyon yapma ihtimali mevcut. Çünkü, kışkırtmanın bu yıl bu kadar artmasının altında Afganistan’dan kovulan, Batı Asya’da kaybeden ve yeni dünya düzeninde Yükselen Asya’ya karşı çöküşteki gücü temsil eden Atlantik’in Batı Asya’ya tutunma ve Avrupa’da kaybettiği etkisini yeniden oluşturma gayreti yatıyor.
Başarabilirse ki mümkün görünmüyor; Atlantik Karadeniz’de önce tutunma sonra da genişlemeyi hedefliyor. Bu konuda ABD’nin kolunda yakın müttefikleri İngiltere ve Kanada olsa da bir dönem yönettiği NATO’yu bir türlü yanına alamıyor. Karşısında ise kararlı bir Rusya var. Pekin’de verilen son görüntü ve mesajlar ile de rahatlıkla söyleyebiliriz ki, Çin Halk Cumhuriyeti de Atlantik’e karşı Rusya’nın yanında. Burada Kiev zirvesi sonrası Atlantik’e “çomak” tepkisi gösteren “Türkiye’nin tavrı ne olacak?” sorusu da büyük önem taşıyor.
TÜRKİYE’NİN TAVRI NE OLMALI?
Hükümetin Karadeniz ve bölgeyi etkileyecek olan Atlantik kışkırtmasına karşı oluşan cephede bulunması çıkarları için seçenek değil, mecburiyet! Nihai çözüm için Ukrayna, Atlantik kampından koparılmalı, Rusya ve bölge ile yakınlaştırılmalı. Türkiye, kendisine yönelik tehditleri de göz önünde bulundurarak Batı’ya karşı daha da yakınlaşan Rusya-Çin ve İran ittifakını Doğu Akdeniz’de yanına almak zorunda.
Çözümün programını da sağ olsun yine Vatan Partisi yıllar önce açıkladı. Türkiye’nin yol haritası olacak olan politika “Karadeniz-Akdeniz Dostluk ve Barış Planı” adını taşıyor. Atlantik değil Türkiye’nin çıkarlarını savunan bu plan uygulamaya girerse, sorunlar nasıl çözülüyor dost düşman herkes görür…