Üreticiden Süt Konseyi’ne: Hayvanları kesime mi gönderelim

Ulusal Süt Konseyi süt alım fiyatını 11,5 liradan, 13,5 liraya çıkardı. Piyasada zaten sütün 13-14 liradan alınıp satıldığını belirten üreticiler, Konseyin sanayiciyi koruduğunu ve bu gidişle hayvanların kesime gideceğini belirtti.Üreticiler taban fiyatın en az 15-16 lira olması gerektiğini söylüyor

Ulusal Süt Konseyi (USK), çiğ süt tavsiye fiyatına yüzde 17,4 zam yaptı. 22 Ocak'tan itibaren geçerli olacak zamla üreticinin eline litre başına net 13,5 lira geçecek. Çiğ sütün litre fiyatı 11,5 liraydı. Destek primi ise sıcak süt- soğuk süt litrede 0,3 ile 0,5 kuruş arasında veriliyor. Bunun da en az 1 lira olması istendi. Üreticiler açıklanan fiyata tepki gösterdi. Fiyatın çok düşük olduğunu belirten üreticiler, “Açıklamasalardı daha iyi olurdu. Bu fiyat kaosa neden olur. Hayvan katliamı yaşanır. Üretici artan et fiyatlarından dolayı hayvanını kesime verir.” dediler. Üretici temsilcileri ile son fiyat artışını konuştuk. Aydınlık’a şu değerlendirmeyi yaptılar:

‘EN AZ 15 LİRA BEKLİYORDUK’

Aydın Süt Üreticileri Birliği Başkanı Servet Başkaya: “Piyasada süt 12,5 liraya satılırken çiğ sütün litre fiyatı 13,3 lira üretici fiyatı olarak açıklandı. Sütün zaten maliyeti 13- 13,5 lira civarında. Bu üretici bir miktar para kazanmasın mı? Bu kararı alanları protesto ediyorum. Verilen bu fiyat, evlere şenlik. Bu kararın gözden geçirilmesini istiyoruz. Bir de bu yetmezmiş gibi 22 Ocak’tan itibaren geçerli olduğu belirtildi. Niçin 1 Ocak’tan itibaren geçerli olmuyor? Fiyatı en az 15 lira olarak bekliyorduk. Enflasyon ortada. Maliyetler almış başını gidiyor. Bu fiyata hayvancılık nasıl yapılacak? Zaten piyasada süt, 12-12,5 lira arasında alınıp satılıyordu. Yapılan zam yüzde 20 olsaydı, süt fiyatı 15,5 liraya denk gelirdi. Süt Birliği Başkanı olarak, yeni süt fiyatı kararını alanları protesto ediyorum. Çünkü sütün maliyeti zaten 13-13,5 lira arasında. Üretici hiç mi para kazanmasın arkadaş? O yüzden üzüntülüyüz, üreticimiz ise şaşkın. Yeni süt fiyatının belirlenmesinin ardından, telefonlarım susmadı. Üreticiler, bizi arayıp ‘Nedir bu fiyat, biz nasıl ayakta kalacağız?’ diye tepki gösteriyor. Üreticimizin haklı tepkisini sonuna kadar destekliyoruz. 1,5 lira toplama soğutma gideri olarak toplayıcılara veriyorlardı. Süt desteği de 1 lira verilmeliydi. Bunu da deklare etmeliydiler. Kaç lira devlet verecek bilmiyoruz. Kuruşla destek olmaz. Kuruşun da hükmü kalmadı. Aralık ayında yapılması gereken toplantı, ocak ayına sarkıtıldı. 1 Ocak’tan itibaren geçerli olması gereken yeni süt fiyatının, 22 Ocak’tan itibaren uygulanmasına karar verildi. Yani üreticinin 20 günlük süt parasından çalıp, sanayicinin cebine aktardılar. Bu kabul edilemez.”

‘FİYATI TANIMIYORUZ’

1870 ortaklı Çanakkale Bayramiç Süt Üreticiler Birliği Başkanı Mehmet Arslan da açıklanan fiyata tepkili. İlk sözü “Saçmalığın saçmalığı” diye tepki verdi ve ekledi:

“Hiç açıklamasalardı daha iyiydi. Üreticilerden büyük tepki var. Bu fiyata 2-3 ay içinde inekler kesime gider. Katliam olur. Kaos olur. Et fiyatları da iyi. Üretici hayvanını kasaba satar. Bu fiyatı tanımıyoruz. Konseyi de tanımıyoruz. Süte zam gelmedi. Fiyat vermediler diye bakıyoruz. 2023 yılında 11,5 lira açıklamışlardı. Onların hesabına göre bir yılda yüzde 17-20 arasında zam yapmış oldular. Zaten sütün maliyeti 16,8 lira. Bu artışla nasıl süt hayvancılığı yapılacak? Ayrıca biz zaten sütü 13,5 liradan alıyorduk. Ağustos başından beri de 14 lira ödüyoruz. 1 Kasım’da 15,5 lira teklif ettiler. Firmalara müdahale ettiler. Bakanlıktan arandığı söylendi. Süt Konseyi toplanacak dendi. Bu durumda konseyi tanımıyoruz.”

‘ÜRETİCİLER TEMSİL EDİLMİYOR’

Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Kâmil Özcan, Süt Konseyinde üreticilerin temsil edilmediğini, piyasada zaten farlı fiyat uygulandığını ve bunun karmaşaya neden olacağını belirterek şunları vurguladı:

“Belirlenen fiyat çiğ süt üretimine büyük darbe vuracaktır. Bu fiyat ile sürdürülebilirliğin devam etmesinden ve üretimden bahsedilemez. Tavsiye fiyat belirlenirken hangi parametreler ele alınmıştır, konseyde üreticileri temsil eden yönetim kurulu üyeleri sahadaki mevcut durumu yaşanan sıkıntıları aktardılar mı? Önceki dönemlerde bizim de görev yaptığımız Ulusal Süt Konseyi bu yapısıyla ne üreticiye, ne tüketiciye, ne de sanayiciye faydalı olamamaktadır diye tepki göstermiştik. İstifa ederken yayınladığımız deklarasyon içeriği maalesef ki halen geçerlidir. Haklı çıkmak istemiyoruz, konsey yapısının güçlenerek değişmesi gerektiğini vurguluyoruz. Süt ve yem fiyatlarını düzenleyen kuralları oluşturabiliriz. Yaptırım gücü olan, üreticiyi merkeze alan, hiçbir güç odağının ve lobinin etkisine girmeyecek bir Konsey oluşturmanın bu karmaşanın çözümü olacağını, fiyat oluşumunun felsefesini kalıcı olarak inşa edebileceğini vurguluyoruz. Konseye adını veren ürün olan sütü üretenlerin, yetiştiricilerin orada temsil edilmesini ve hakkının savunulmasını istiyoruz. Konseyde üreticileri temsil ediyoruz diyen birliklerin bu mücadeleyi yapamadığını bir kez daha gördük. Bu karar sonrasında değişik bölgelerde birbirinden çok farklı fiyat uygulamaları oluşacak ve sahada fiilen fiyat karmaşası olacaktır. Artan yem fiyatları ve diğer girdiler sonucunda maliyetlerimiz zaten artmış durumdadır ve önümüzdeki günlerde yem fiyatlarına gelebilecek zamları ve girdi fiyat artışlarını hiç kimse öngörememektedir. Bu şartlar ile üretim sürdürülebilir olmaktan çıkmıştır ve daha önce birçok defa tecrübe edildiği gibi; sektörden çıkış artacak, dişi hayvanlar kesime gidecek, üretim azalacak, yeniden hayvan ithalatı, yeniden süt tozu ithalatı gündeme gelecektir. Bu kapsamda, Konseyi en kısa süre içerisinde bu hatalı karardan dönmeye ve sürdürülebilir hayvancılık için gereken kararları açık bir şekilde almaya davet ediyoruz.”

‘ANA OLMADAN DANA OLMAZ’

Çerkezköy Ziraat Odası Bakanı M. Ali Çolakoğlu: “Resmî enflasyonun yüzde 70 olduğu bu ortamda Ulusal Süt Konseyi’nin çiğ sütün fiyatını 11.5 TL’den 13.5 TL’ye yükseltilmesi kararı çiftçiye derman olmadı. Artan maliyetler karşısında dayanamayan çiftçinin hayvanlarını kesime göndererek ülke genelinde süt üretiminin düşmesi süt krizine sebep olacaktır. Çiftçiler zarar edince kesime giden süt inekleri süt krizine, canlı hayvan sayısının azalması da ilerleyen günlerde et krizine sebep olacaktır. Temennimiz en yakın zamanda çiftçiyi piyasa koşullarına direnebilecek fiyatların ve desteklerin verilmesidir.”

‘FİYATI SANAYİCİLER BELİRLİYOR’

Kırklareli Babaeski’de 750 hayvanlık besi çiftliği bulunan Ömer Aslan, açıklanan fiyatın bir litre cola bile etmediğini belirterek şunları söyledi:

“Bugün köyleri dolaştım. Açıklanan fiyatın üzerinde satıyorlar. Bu fiyat kabul edilir gibi değil. Bir litre cola 25 lira. En kıymetli ürün süt ise 13,5 lira. Bununla hayvancılık nasıl yapılacak? Bir çuval yem 600 lira olmuş. Üretici ayakta kalmanın mücadelesini veriyor. Maalesef hükümet de duyarsız. Bedelini torunlarımız öder. Sütün fiyatı en az 16 lira + prim olmalıydı. Allah çiftçinin yardımcısı olsun. Köylerde sütü bitirdiler, çiftliklerde de sütü bitirmek üzereler. Yeni çiftlikler kurulmuyor, kapanıyor. İnanın ben de satmayı düşünüyorum ama alıcı bulamıyorum. Piyasa Fransızların elinde olması sebebiyle istedikleri şekilde oynuyorlar. Ulusal Konsey tamamen sanayicilerin elinde. 9 üyesi var, beşi sanayici. Sanayici ne derse o oluyor. Geri kalan dört kişi kim nedir, inanın bilmiyorum. Kendilerini ben defalarca aradım bana doğru dürüst cevap bile vermediler.”

Sonraki Haber