Ulusal Türk Kuruluşları Dünya Konseyi Başkanı Hüseyin Macit Yusuf'tan KKTC Cumhuriyet Bayramı Mesajı
Ulusal Türk Kuruluşları Dünya Konseyi Başkanı Hüseyin Macit Yusuf 15 Kasım KKTC Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla bir kutlama mesajı yayımladı.
Ulusal Türk Kuruluşları Dünya Konseyi Başkanı Hüseyin Macit Yusuf 15 Kasım KKTC Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla bir kutlama mesajı yayımladı.
Hüseyin Macit Yusuf'un yayınladığı açıklama şöyle:
Mukavemetçi Kıbrıs Türk Halkının, Varoluş Mücadelesi sonucunda kurduğumuz Cumhuriyet’imizin, DEVLETİMİZ KKTC’NİN 38. KURULUŞ YILDÖNÜMÜNÜ, büyük bir onur ve coşkuyla kutluyoruz..
Çok zor şartlar altında, Rum-Yunan ikilisinin Enosis ve Magali İdea emellerine, adayı Elen yapma hedefine karşı kahramanca direnen Kıbrıs Türk halkının Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun.
KKTC'nin kuruluşu kolay olmamıştır.Yoktan var ettiğimiz Cumhuriyet'imize sonuna kadar sahip çıkacağımız ve ilelebet yaşatılması, kalkınması ve tanınması için elimizden geleni yapacağımız bilinmelidir.
Devletimizi ortadan kaldırarak bizi ozmosis yolu ile yok etmeyi planlayan Rum-Yunan ikilisi ile içimize nifak sokarak yalan vaatlerle bizleri bölüp parçalamayı tasarlayan emperyalizme karşı mücadelemiz devam edecektir.
38. Kuruluş Yıldönümü'nü gurur ve onurla kutladığımız Cumhuriyet'imizin gücüne güç katmak için birlik,beraberlik ve dayanışmaya her zamankinden daha fazla ihtiyacımız vardır.
KKTC'nin temellerine dinamit koyarak Devlet'imizi yıkmak isteyen şer odakları bu amaçlarına erişemeyeceklerini bilmelidir.
Kıbrıs sorununa anlaşarak çözüm bulmak Rum tarafının olumsuz ve uzlaşmaz tutumu nedeniyle maalesef mümkün olamamıştır. Rum tarafı adanın tümüne sahip olmayı istemekte ve gasp ettiği haklarımızı vermekten kaçınarak uluslararası anlaşmaları ihlal etmeyi sürdürmektedir. Adanın tek meşru devleti olma iddiasının arkasına saklanarak, ada gerçeklerini görmezden gelmektedir.
Kıbrıs Türkü bu olumsuz tutum karşısında bağımsızlığına,egemenliğine ve zor kazandığı özgürlüğüne sahip çıkarak devletimiz KKTC'ye dört elle sarılmalıdır.
Emperyalizm destekli bazı çevrelerin müzakerelerin yeniden başlaması için harcadıkları çabalar boşunadır. 53 yılı aşan müzakere süreçlerinden sonuç alınamamış ve en son Nisan ayında Cenevre’de BM 5+1 gayriresmi Kıbrıs toplantısında ve Eylül ayında ise NewYork’ta BM Genel Sekreteri Guterres’in daveti ile liderlerin 3’lü görüşmesinde ortak zemin olmadığı ve olmayacağı birkez daha ortaya çıkmıştır.
Kıbrıs Türk halkının 18 Ekim 2020 cumhurbaşkanlığı seçiminde ortaya koyduğu ‘eşit egemenlik temelinde iki devlete dayalı çözüm’ modelini yok sayarak, görmezden gelerek müzakereleri yeniden kaldığı yerden başlatma girişimleri sonuçsuz kalacaktır.
Başta Birleşmiş Milletler(BM), Avrupa Birliği (AB) olmak üzere, sömürgeci Batı ülkeleri 18 Ekim’de yeni seçilen cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın ortaya koyduğu, Garantörümüz Anavatan Türkiye tarafından desteklenen yeni siyasete, ada gerçeklerine göre iki devlete dayalı çözüme, saygı göstermek zorundadır. BM’nin temel ilkelerinden olan ‘halkların kendi geleceğini’ belirleme hakkından Kıbrıs Türk halkının faydalanması engellenmemelidir. 18 Ekim’de demokratik ve hür seçim sonucunda destek gören yeni siyasetimize,KKTC halkının iradesine tüm dünya saygı göstermelidir.
İflas etmiş BM parametrelerinde müzakereleri yeniden başlatma girişimleri nafiledir,faydasızdır ve sonuçsuz kalacaktır.
53 yıldır süren müzakere süreçlerinde taraflar tutumlarını net bir şekilde ortaya koymuştur. Taraflar mevcut duruşlarından vazgeçmeyecektir. Rum tarafının üniter yapıdaki, biz Kıbrıs Türklerinin ikinci sınıf vatandaş olmayı kabul edeceğimiz, sözde birleşik Kıbrıs yaratma hedefini kabul etmemiz, devletimizden ve özgürlüğümüzden vazgeçerek Rum’a teslim olmamız mümkün değildir.
Rum tarafının Kıbrıs'ın doğal kaynaklarının tek sahibi ve tek egemen gücü olduğu iddiasıyla, tek taraflı kararlarla yürüttüğü enerji siyasetinde diretmesi kesinlikle kabul edilemez. Anavatan Türkiye'nin bölgemizdeki varlığı tamamen Kıbrıs Türklerinin talebiyle ve haklarını korumak için olup, uluslararası hukuk ve anlaşmalara uygundur. Kıbrıs, Akdeniz ve Mavi Vatan’daki tüm haklarımız sonuna kadar korunacak, kollanacaktır. Bölgemizde Türkiye’nin onay vermediği, rızasının olmadığı hiçbir projenin oldu bittiye getirilmesine izin verilmeyecek, tek taraflı, Türkiye’nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin haklarının yok sayıldığı, adadaki tarafların eşit ve adil pay almadığı bir sisteme tepkimiz sert olacaktır.
Önümüzdeki süreçte, 38. yaşını tamamlayan KKTC'nin, uluslararası camiadan tanınmasını talep etmek en doğal hakkımızdır ve bu yönde somut adımlar atılmalıdır. Anavatan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 12 Kasım günü İstanbul’da gerçekleşen eski adıyla Türk Konseyi,yeni adıyla Türk Devletleri Teşkilatı 8. zirvesinde “Önümüzdeki süreçte KKTC’yi de canı gönülden aramızda görmek istiyoruz “çağrısı memnuniyet vericidir.Bu arada KKTC’yi tanımaya hazır başta Abhazya Cumhuriyeti,Mali,Venezuela,İran İslam Cumhuriyeti vs. ülkeler ile sıcak temasların sürdürülmesi de şarttır.
Bu mutlu günü bize bahşeden Mukavemetçi Kıbrıs Türküne,Anavatan Türkiye'deki kardeşlerimize,Aziz Şehitlerimize,Gazilerimize, Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerine,Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı mensuplarına,başta devletimizin Kurucusu Cumhurbaşkanı Ebedi liderimiz rahmetli Rauf Denktaş ve Varoluş Mücadelemizin lideri rahmetli Dr.Fazıl Küçük olmak üzere tüm Devlet yöneticilerimize,son dönemde Kıbrıs Türk halkının haklarına sahip çıkan siyasetiyle Anavatan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve çalışma arkadaşlarına şükran ve minnetlerimi sunarım.
Hüseyin Macit Yusuf
Ulusal Türk Kuruluşları Dünya Konseyi Başkanı