‘AB boş bir hayal BRICS ise gerçekçi’
Ulusların Özgürlüğü İçin Forumu’nun Daimi Komite Uzmanlar Konseyi’ne katılan Vatan Partisi Rusya Temsilcisi Doç. Dr. Mehmet Perinçek, Türkiye için AB’nin boş bir hayâl, BRICS’in ise gerçekçi bir hedef olduğunu söyledi
“Ulusların Özgürlüğü İçin!” Yeni Sömürgeciliğin Modern Uygulamalarına Karşı Mücadeleyi Destekleyenler Forumu, 2024’ün Şubat ayında iktidar partisi “Birleşik Rusya”nın ev sahipliğinde 50'yi aşkın ülkeden 200 yabancı temsilcinin katılımıyla Moskova’da toplanmıştı.
Çoğunluğu ülkelerinin iktidar ve anamuhalefet partilerinden olan katılımcılar arasında Türkiye’den bir tek Vatan Partisi yer almıştı.
Çin’den Küba’ya, Güney Afrika Cumhuriyeti’nden Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’ne kadar yedi iklimden iktidar temsilcilerini bir araya getiren forumun ardından bir Daimi Komite kuruldu.
17 Aralık 2024 günü ise Daimi Komite Uzmanlar Konseyi’nin ilk çalıştayı gerçekleşti ve toplantıya Konsey Üyesi olarak Vatan Partisi Rusya Temsilcisi Doç. Dr. Mehmet Perinçek de davet edildi. Bu ilk çalıştaya Avrasya, Afrika ve Latin Amerika'dan 30'dan fazla uzman katıldı.
ALT KOMİTELER OLUŞTURULACAK
Uzmanlar Konseyi 2025 yılında, yeni sömürgeciliğin siyasi-hukuki, ekonomik, kültürel-insani ve enformasyon alanları dâhil olmak üzere bölgesel ve tematik komitelerin oluşturulması üzerinde çalışacak.
Birleşik Rusya Partisi Yüksek Konseyi Bürosu Üyesi ve Ulusların Özgürlüğü Hareketi Daimi Komitesi Başkan Yardımcısı Andrey Klimov, ayrıca özel raporlar hazırlamak üzere geçici çalışma grupları oluşturulmasının da planlandığını söyledi.
Rusya Bilimler Akademisi Afrika Çalışmaları Enstitüsü Direktörü Irina Abramova, yeni sömürgeciliği incelerken tarihsel bir yaklaşım izlemenin gerekli olduğunu söyledi ve eski metropollerin sömürgeleriyle ilgili olarak “insanı yok eden” sömürgeci uygulamaları ile Küresel Güney devletlerinin mevcut durumu arasında bağlantı kurdu.
ÇKP’NİN KALKINMA MODELİ ÖNERİSİ
Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi Uluslararası Departmanı Modern Dünya Araştırma Merkezi Başkan Yardımcısı Wang Xiaoying, Küresel Güney'in bağımsızlık, eşitlik ve egemenlik ilkelerine dayalı barışçıl bir kalkınma modelini teşvik etme çabalarına dikkat çekti.
Yeni Azerbaycan Partisi Revizyon Komisyonu Başkan Yardımcısı Nizami Safarov, BM'nin ilgili listesinde yer alan özerk olmayan bölgelerin bağımsızlığının kazanılması bağlamı da dâhil olmak üzere dekolonizasyon sürecinin tamamlanmasının teşvik edilmesinin yanı sıra “insanlığa karşı suçlar” teriminin hukuki tanımı ve tarihsel sömürge uygulamalarıyla bağlantısının önemini vurguladı.
DOLAR HEGEMONYASINA KARŞI MÜCADELE
Pakistan’ın Ulusal Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Siyasi Çalışmalar Enstitüsü Başkanı Ashfaq Hassan Khan, ABD dolarının ABD tarafından istenmeyen devletlere karşı bir silah olarak kullanılması da dâhil olmak üzere yeni sömürgeciliğin mali ve ekonomik yönlerine odaklandı. Uzmanlar Konseyi üyelerini, doğrudan Küresel Güney devletleri arasında ticari ve ekonomik işbirliğini genişletme olasılıklarını değerlendirmeye çağırdı.
ENFORMASYON ALANINDA ÇALIŞMALAR
Rossiya Segodnya haber ajansı İletişim ve Halkla İlişkiler Direktörü Peter Lidov-Petrovskiy, bilgi alanında dekolonizasyonun teşvik edilmesinin, yani Batılı devletler tarafından kullanılan sansürle ve Avrasya, Afrika ve Latin Amerika devletlerine yabancı değerlerin dayatılmasıyla mücadelenin özel öneminin altını çizdi.
Küresel Diyalog Enstitüsü (Güney Afrika) Direktörü Pilani Mthembu, BRICS ülkelerinin siyasi partileri arasındaki diyaloğun insanlığın yeni sömürgeci uygulamaları ortadan kaldırma çabalarını pekiştirmedeki yüksek rolüne dikkat çekti.
YENİ SÖMÜRGECİLİĞİN AB’Sİ Mİ ÇOK KUTUPLULUĞUN BRICS’İ Mİ?
Vatan Partisi Rusya Temsilcisi ve Forum’un Uzmanlar Konseyi Üyesi Doç. Dr. Mehmet Perinçek, konuşmasına, “Bugün yeni sömürgecilik uygulamalarının, yeni sömürgecilikten etkilenen devletlerin sosyo-ekonomik kalkınması üzerindeki olumsuz etkilerinin giderilmesi ve ülkelerin tarihinin Batı merkezleri tarafından tahrif edilmesi sorununun giderilmesi, ancak bunların zıttı ortaya konarak, yani çözümü tartışılarak sağlanabilir.” diyerek başladı.
Konuşmasında Türkiye açısından birbirine zıt iki örneği karşılaştıran Perinçek, Türkiye’nin AB’ye ve BRICS’e giriş süreçlerini ele aldı:
“Aslında Türkiye’nin AB’ye giriş süreci, yeni sömürgecilik uygulamalarının, yeni sömürgecilikten etkilenen devletlerin sosyo-ekonomik kalkınması üzerindeki olumsuz etkilerine çok önemli bir örnek. BRICS ise bunun zıttı, yani çözümü oluyor.”
FARKLI KALKINMA MODELLERİ VE MEDENİYET PROJELERİ
Türk akademisyene göre BRICS, çok kutuplu dünyanın bir birlikteliğiyken, Türkiye’nin AB kapısına bağlanması, tek kutuplu dünyaya yönelik hamlelerin bir parçasıydı. Diğer taraftan AB, emperyalist devletler arasındaki bir birliktelik iken, BRICS ise gelişmekte olan ülkelerin ve ezilen ülkelerin bir araya geldiği bir oluşum.
BRICS’in eşit ilişkiler temelinde bir oluşum olduğunu, AB’nin ise Türkiye’yi yeniden şekillendirmeye çalıştığını, iç işlerine müdahale ettiği, ona yukarıdan baktığını, hatta bölüp parçalama hedefinde olduğunu söyleyen Perinçek, AB’nin içi boş bir hayalken, BRICS’in gerçekçi bir proje olduğunu anlattı.
İki oluşumu ekonomi, kalkınma modelleri, medeniyet projeleri ve siyasal açılardan da karşılaştıran Perinçek, konuşmasında Türkiye’ye yönelik tavırlarının da birbirine zıt olduğunu örnekleriyle ortaya koydu.
TÜRK TARİHİNE BAKIŞ
Perinçek, ayrıca Türk tarihine yaklaşımdaki farklılıklara da dikkat çekti:
“Diğer taraftan AB, Türkiye’ye birliğe giriş sürecinde birçok konuyu dayatıyor. Hatta AB, Türkiye’nin kendi tarihiyle yüzleşmesi adı altında milli bilincini kaybetmesini istiyor. AB, yeni Türk kuşaklarının kendi tarihinden ve Türk olmaktan utanmasını istiyor. Bu Türk milli devletinin ve milletinin temellerinin dinamitlenmesi adına yapılıyor. BRICS ise yine tam tersi. BRICS, Türkiye’nin tarihine baktığında orada devlet geleneğini görüyor, köklü, zengin bir uygarlık görüyor, Türk kültürüne ve geleneklerine saygı duyuyor.”
‘HÜKÜMETİN SURİYE POLİTİKASI BRICS SÜRECİNE DARBE VURDU’
Türkiye’nin BRICS üyeliğinin, Batı’yla ilişkilerini normalleştireceğini de anlatan Doç. Dr. Mehmet Perinçek, sözlerini şu şekilde tamamladı:
“Türkiye’nin BRICS’e girmesi için dış politikasını Batı yanlısı eğilimlerden temizlemesi, bir güven vermesi gerekir. Örneğin Türk hükümetinin Suriye’de düştüğü tuzak BRICS üyeliği sürecine ciddi bir darbe vurmuştur.”