Üreticinin gözünden kuraklık
Gübreydi, mazottu, tüccarın payıydı derken üreticinin önüne aşacağı bir tümsek daha çıktı. İklim değişimi ve kuraklık. Verimli topraklarda, Antalya’da domates üreticileri çözüm önerilerini anlattı
Üreticiler, ürün tarladan sofraya gelene kadar girdi fiyatlarının yüksekliği başta olmak üzere çok sayıda sorunla mücadele ediyor. Bu sorunların arasında artık iklim değişikliği ve kuraklık başlığı da öne çıkıyor. Türkiye'nin önemli tarım merkezlerinden Antalya'nın Serik Töngüçlü Köyü’nde domates üreticiliği yapan Taş ailesi ve Gazipaşa’da tarım arazilerinde çiftçilik yapan Güneş ailesi ile üreticinin gözünden iklim değişikliğinin ve kuraklığın getirdiği sorunları ve çözümleri konuştuk.
Kuraklık tüm doğayı ve insan yaşamını tehdit ediyor. Etkisi ve süresinde artışlar gözlemleniyor. İklim değişikliği artık bir çevre sorunu olmaktan öte doğrudan insan yaşamının devamlılığını sağlayabilme sorunu. Gelecek nesillere yüksek yaşam düzeylerinin sağlanabilmesi için iklim değişikliğine karşı gerekli önlemleri almak artık kaçınılmaz. İklim koşullarından doğan sorunlar dönüp dolaşıp tekrar ekonomik sıkıntılara sebep oluyor.
SAHİL KESİMLERDE SU SIKINTISI VAR
Gazipaşa’da ailesi ile birlikte domates üreten Cennet Güneş’e “Kuraklık ve iklim değişikliği çiftçilerimizi nasıl etkiliyor ve göç dağılımı ne durumda?” sorusunu yönelttik. Yağışların yetersizliği nedeniyle ürünlerinin veriminde düşüklük yaşandığını söyleyen Güneş "Önemli bir bölümü yarı kurak bir iklime sahip olan ülkemizde kuraklığın etkisi daha fazla. 2022 yılına iyi başlamadık maalesef. Düşük yağış çiftçilerimizi telaşlandırdı. Kuraklık yüzünü göstermeye başladı." dedi.
İklim değişimi üretimde verimi etkiliyor. Güneş, sözlerine şöyle devam etti: “Rekolte düştü. Yaylalarda genel bir sıkıntı görülmese de sahil kesimlerinde su kullanımı sıkıntısı var. Gazipaşa’da 4 tane dere var, bir baraj yapıldı ama su verilmedi. Su boşa akıyor. Köyler boşalıyor. Sulama projelerinde firmaların hataları mevcut. Yanlış malzeme kullanımı gibi... Suyun yanlış kullanımı da kuraklık sorununu büyütüyor. Kuraklık nedeni ile üretim yapılamamasından doğan göçlerin çoğalmasıyla tarım arazilerinin imara açılması çiftçilerin ekmeğini baltalıyor. Arsa fiyatlarının yüksekliği sırayla bu sorunları önümüze koyuyor. Hava koşullarından kaynaklanan bir durum varsa ürünlerden istediğimiz verimi de alamıyorsak kimse tarlada iş sürmek istemiyor. Köylülerin yerleşimi en büyük sıkıntılardan birisi. Çiftçi tarlada, bahçede oğluna, kızına ev yapmada sıkıntı yaşıyor, yaptırmaya da izin vermiyorlar. Tapulu arazimize ev yapamadığımız için köylüler göç ediyor. Tarlalarını satıp gidiyorlar. Ülkemizde iklim politikasının yanlış olmasıyla da bu sorun büyüyor.” Serikli üretici Kadir Taş, kuraklık nedeniyle buğdayın yandığını söyledi. Taş, “Ben bu seneki gibi don görmedim. Mart ayında özellikle eksi 5, eksi 4’leri gördü. Mayısta domates yiyebiliyorken şimdi havalar soğuk olduğundan ötürü Haziran ortasında yiyebiliyoruz. Çiftçiler iklim şartlarına göre pozisyon almak durumunda. Biz de iyi ürünler vererek kazançlı çıkmak istiyoruz.” dedi.
TARIM ARAZİLERİ ÜRETİME KATILMALI
Üreticiler, devlete ve çiftçiye düşen görevleri de anlattı. Cennet Güneş “Öncelikle gölet projeleri var onları faaliyete geçirmek gerek. Gazipaşa tarım arazileri ile dolu. Göçün engellenmesi için arazileri üretime katmaktan başka çare yok.” diye konuştu.
‘KONUT SORUNU ÇÖZÜLMELİ’
Serik’ten Kadir Taş üretici olarak çözüm önerilerini bir çırpıda sıraladı: “Su imkanı varsa devlet olarak o tarlaları suya kavuşturacaksın. Isı vererek, enerji üreterek, güneşten faydalanmanın çözümlerini bulacaksın. Tarım girdileri zaten arttı. Bu artan fiyatları, iklim koşullarından doğan sıkıntıları en aza indirmeliyiz. Devlet sulama projelerini geliştirerek hiçbir tarım arazisini susuz bırakmamalı. Su olmayan yerlerde su kuyuları yapılmalı. Açık sulama bırakılmalı, eski tip kanallarla sulama kayba neden oluyor. Her yerde kapalı boru sistemine geçilmeli. Köyde kalacak gençlerin konut yapımını engelleyecek uygulamalardan kaçınmalı. Kolaylık sağlanmalı. Köylere yönelik birimler kurulmalı, inşaat mühendisleri atanarak göçün engellenmesi için uygun araziye evler yapılmalı ve insanlar bahçe ve tarlalarında yaz, kış üretim yapabilmeli.”