Üretim artışı sürüyor TL'deki düşüş aşırı
Hazine Bakanı Elvan, 'hükümetin ihracatı desteklemek için kur hedeflediği' yorumlarının doğru olmadığını belirtti. Dolar kuru dün 10 TL'ye bir adım daha yaklaştı. Uluslararası Finans Enstitüsü Başekonomisti, cari dengeye işaret ederek, TL'deki düşüşü aşırı bulduğunu bildirdi.
Dolar kuru dün 9.98 TL'yi aşarak 10 TL sınırını zorladı. Bazı döviz bürolarında ise tabelada 10 TL görüldü. Gelişen ülke para birimleri arasında en çok değer kaybeden para biriminin TL olması dikkat çekti. Uluslararası Finans Enstitüsü Başekonomisti Robin Brooks, Twitter hesabından yayınladığı tabloda Türkiye'nin cari dengesinin 2018'deki kur şokundan sonra en iyi seviyede bulunduğunu belirterek, temel mal ticaretinin de dengede olduğunu, cari açık temellerinin uzun zamandır en sağlıklı düzeye geldiğini söyledi ve “overshooting” terimini kullanarak “Liranın değerinin aşırıya kaçtığını” vurguladı. Liradaki düşüşün nedenlerinden biri Merkez Bankası'nın önümüzdeki hafta yapacağı olası faiz indirimi olarak gösteriliyor. Dün Merkez Bankası tarafından yayınlanan ve piyasa katılımcıları ile yapılan ankette, cari yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 19.31 oldu. Hatırlanacağı üzere Merkez Bankası'nın enflasyon raporundaki tahmin yüzde 18.4'tü. Enflasyon beklentileri artmasına karşın piyasa katılımcılarının cari ay sonu repo ve ters repo faiz oranı beklentileri ise yüzde 15.53 oldu. Önümüzdeki aylar için de faizlerde düşüş öngörüldü. Halihazırda Merkez Bankası politika faizi yüzde 16 düzeyinde. Buna göre piyasa faiz indirimlerinin sürmesini bekliyor. Beklenti 18 Kasım'da faizin 100 baz puan daha aşağı çekilerek yüzde 15 yapılacağı yönünde.
İMALATTA REEL CİRO ARTIŞI VAR
Öte yandan piyasa katılımcılarının yıl sonu dolar kuru beklentisi yüzde 9.98 oldu. 12 ay sonrası için kur beklentisi ise yüzde 10.93 oldu. Kurdaki son gelişmelerin tahminleri bir sonraki ay yukarı çekmesi beklenebilir. Piyasa cephesinde bu gelişmeler yaşanırken, üretimdeki güçlü seyir ise devam ediyor. TÜİK'in açıkladığı eylül ayı sanayi üretim endeksine göre, üretim geçen yıla göre yüzde 8.9 oranında arttı. Ağustos ayına göre ise yüzde 1.5'lik bir düşüş gözlendi. Bununla birlikte eylül ayında sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında ciro endeksi yıllık yüzde 42.6 oranında arttı. Cirolarda aylık artış ise yüzde 0.6'da kaldı. Üretici fiyatları endeksi eylül ayında yıllık bazda yüzde 43.96 olmuştu. Buna göre sektörlerde reel ciro artışı negatif düzeyde gerçekleşti. Ancak sanayi özelinde ciro artışının yüzde 48.4 olduğu, imalat sanayisinde de yüzde 48.5 olduğu görülüyor. Buna göre sanayi tarafında reel ciro artışı var. Üretim cephesindeki güçlü seyir sürerken perakende satışlar tarafında da artış var. Eylülde perakende satış hacmi yıllık bazda yüzde 15.9 oranında arttı. Aylık artış yüzde 1.2 oldu. Perakendedeki ciro artışı ise yüzde 37.3 oldu. Aynı ayda yüzde 19.58 seviyesindeki tüketici enflasyonu dikkate alındığında perakende cirolarının reel anlamda hızlı artığı gözleniyor.
'KURUN DEĞERİ PİYASADA BELİRLENİR'
Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, dün TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda bakanlığının bütçe sunuşunda, son 2 aydır, küresel gelişmelerin de etkisiyle, finansal piyasalarda dalgalanmalar yaşandığına dikkat çekti. Elvan, “Piyasa faizlerinde, varlık fiyatlarında, döviz kurunda ve beklentilerde yaşanan hareketliliğin farkındayız. Tüm bu unsurlar, entegre bir şekilde enflasyon görünümünü şekillendiriyor, dolayısıyla, burada, hiçbir ilgili dinamiğin göz ardı edilemeyeceği kanaatindeyim. Küresel konjonktür ve yurt içi enflasyonun seyri temkinli olmayı gerektiriyor" ifadelerini kullandı. Elvan, hükümetin yüksek kuru hedeflemediğini bir kere daha ifade ederek, "Döviz kuruna ilişkin son dönemde yapılan yanlış yorumlara değinmek istiyorum. Hükümetimizin ihracatı desteklemek amacıyla, yüksek döviz kuru hedeflediğine yönelik yorumlar doğru değil. Türkiye dalgalı kur rejimi uygulamaktadır, kurun değeri de piyasada belirlenir. Bir ülkedeki rekabet artışı; üretkenlik artışından, inovatif kabiliyetlerden ve teknolojiyi kullanma becerisinden gelir. Verimlilik artışıyla desteklenmeyen bir büyüme modeli, sürdürülebilir bir model değildir." görüşünü dile getirdi.