Üretim ve beka için: DEDAŞ kamulaştırılsın, GAP tamamlansın

Vatan Partisi lideri Doğu Perinçek Mardin'in Kızıltepe ilçesine gitti, üreticilerle buluştu. Susuzluğun tarımın belini büktüğünü söyleyen üreticiler, 'Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP)'nin tamamlanmasını istedi. Perinçek de hükümete 'İstanbul'a kanal değil, Anadolu'ya su' çağrısında bulundu.

Vatan Partisi Mardin İl Başkanlığı, Kızıltepe’de 'Üretim Devrimi Kurultayı' düzenledi. Burada halk ve partililer tarafından coşkuyla karşılanan Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, çiftçilerin sorunlarını dinledi, partisinin çözüm önerilerini anlattı. Kurultayda konuşan üreticiler ve bölge muhtarları da yaşadıkları sorunları, taleplerini anlattı. DEDAŞ'ın ödenmesi mümkün olmayan yüklü miktar faturalar gönderdiğini ve halkla jandarmayı karşı karşıya getirdiğini vurgulayan vatandaşlar, üretim ve devletin bekası için DEDAŞ'ın kamulaştırılmasını ve Güneydoğu Anadolu Projesi'nin (GAP) tamamlanmasını istediler.

'İSTANBUL’A KANAL DEĞİL ANADOLU’YA SU!'

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Üretim Devrimi Kurultayları kapsamında Mardin'de üreticilerle bir araya geldi. Perinçek, “Elektrik üretimi ve dağıtımı kamu görevidir ve devletleştirilmelidir. Çiftçi batacağına DEDAŞ batsın.” dedi. Perinçek konuşmasında şunları kaydetti:

“Türkiye’yi çalışanlar, üretenler, toprağa alınteri dökenler, siftah yapanlar, fabrikada çalışanlar yönettiği zaman Türkiye, bambaşka bir Türkiye olacaktır.

“İstanbul’a kanal yapmak istiyorlar. İstanbul’un her tarafı deniz zaten. İstanbul’daki deniz yetmiyor mu? Neden ortasından yararak bir kanal, bir deniz daha yapıyorsunuz? Biz de diyoruz ki; İstanbul’a kanal değil, Anadolu’ya su! Mardin’e, Kızıltepe’ye, Hakkari’ye, Yozgat’a su… Anadolu susuzluktan kıvranıyor. Anadolu kuruyor. İstanbul’a 25-30 milyar TL döküp kanal yapacağımıza önce şu GAP’ı bitirelim. Önce bu toprakların çağırdığı suyu, topraklara verelim. Hayvanlarımız otlasın. Türkiye’yi besleyelim, doyuralım.”

'DEVLET, ÇİFTÇİYİ DESTEKLEMEK İÇİN VAR'

“Üretimde devlet desteğinin olması gerektiğinin altını çizen Perinçek, “Devletin kaynaklarının nerede kullanılacağı çok önemli. O kaynakları DEDAŞ’a mı yoksa çiftçiye mi akıtacağız? Soru bu kadar basit. DEDAŞ’ı mı besleyeceğiz, Mardin’in, Kızıltepe’nin çiftçisini mi besleyeceğiz? Çiftçiyi besleyeceğiz ki üretsin. Bu çiftçinin elektriğini, suyunu kesersek, çiftçiye haciz, icra terörü yaparsak, yarın bu Türkiye’nin karnını kim doyuracak?

“Devlet, çiftçiyi sömürmek için değil, çiftçiye elektrik, su vermek için var. Devlet, çiftçiye ucuz mazot, ucuz tarım ilacı vermek için var, çiftçiyi ucuz kredi ile desteklemek için var. Aksi takdirde, insanlar devletine, hükümetine soğur. Durum ciddidir.”

'ÜRETİCİLERİN SESİNİ KİMSE SUSTURAMAZ'

“Üreten insanların yüksek sesle konuşmaya başlamasının bir anlamı var. Bu ses Hakkâri’den Van’a, İstanbul’dan Ankara’ya yankılanıyor, yankılanacak. Bu sesi kimse durduramaz. Kimse bu sesin önünü kesemez.

“Türkiye’nin önünde çözümler var. Doğru kararlar veren hükümetleri kuracağız. Elektriği özelleştirirsen, çiftçiyi özelleştirmenin insafına bırakırsın. Elektrik üretimi, su meselesi devletin görevidir ve kamu tarafından yapılır.”

“Çiftçi batacağına DEDAŞ batsın. Çiftçiyi ayakta tutacağız, yaşatacağız. Çiftçiyi kırmayacağız, incitmeyeceğiz. Bu milletin efendisi çiftçidir, köylüdür. Bize bu vatanı kazandıran çiftçiye sırt dönmek nedir? Vatan Partisi liderleri olarak bütün Türkiye’yi dolaşıyoruz. Çiftçi feryat halinde. Ekim zamanı geldi. Çiftçi neyle ekecek, neyle gübre atacak? Banka borçları Türkiye’nin çok büyük bir sorunu haline gelmiştir. Bütün Üretim Devrimi Kurultaylarımızda şu programı ilan ettik: Çiftçinin faiz borçları silinsin. Çiftçi borçları bir yıl ertelensin, beş yıl takside bölünsün ki çiftçimiz üretebilsin. Çiftçilerin tepesindeki banka terörüne son verilmeli. Kızıltepe’den tüm Türkiye’ye ve bütün dünyaya ilan ediyoruz; bu böyle gitmez. Nasıl gider? Halktan, üretenden yana gider. Üretim her şeyin başı, üretimle yaşıyoruz. Üretim olmazsa hayat da olmaz. Üretenden yana bir hükümet kuracağız. Diğer partilere de üretimden yana bir program öneriyoruz. Üretenlerin milli hükümetini kuralım. Üreticiden yana olalım, çiftçinin, esnafın, emekçinin yanında olalım. Faizcinin, bankacının, DEDAŞ’ın yanında olmayalım.”

GAP ÜLKENİN GELECEĞİDİR

Kurultayda konuşan Mardinli üreticiler DEDAŞ'ın uygulamalarına tepki gösterdiler. Kızıltepe Çiftçiler Derneği Başkanı ve Muhtar Mikail Erbeyi, konuşmasında DEDAŞ sorununun yıllardır çözülememesine vurgu yaptı. Sadece Mardin'de değil Diyarbakır ve Urfa'da da sorunun kangren haline geldiğini belirten Erbeyi, şöyle konuştu:

“Kendi imkanlarıyla kazdığı kuyular, cebinden harcadığı para, babasından dedesinden kalan tarlasıyla uğraşırken, ülkeyi doyurmakla çalışan o insanın o köyde suyunu elektriğini kesersen orada kalmasının bir anlamı var mıdır? Yıllardan beri Mardin'de Diyarbakır'da Urfa'da kangren haline gelen elektrik sorunu çok mu zordur? Yıllardan beri hayalimiz olan 47 yıldır gelmeyen GAP. Ağaç yok ki ağaç keselim, karşı çıkacaklar. Dağ yok ki masraf gidecek. Düz bir ova. Niye engelleniyor? GAP kanalı bu ülkenin geleceğidir. Ama maalesef çiftçi kendi gururunu, şerefini o toprağın altına koyuyor. İlaç alıyor, mazot alıyor, gübre alıyor. Tam mısırı buğdayı döllenme döneminde çiftçinin elektriği kesiliyor. Çiftçinin malı yanıyor. Şirket sana bir faydası var mı? Sana da yok. Niye hükümet sesimizi sesimizi duymuyor? Niye muhalefet sesimizi duymuyor? Seçimden seçime orada bir köy var uzakta. Çiftçiler akıllandı. Gerçekten bunun vebalini kim yapıyorsa ödeyecektir. Bizim yanımızda dar günümüzde olmayan, çoluk çocuğumuzun ekmeğiyle oynayana günü geldiğinde o Osmanlı tokadını vuracağız.”

EN BÜYÜK SORUNUMUZ ELEKTRİK

Zahireciler Derneği Başkan Yardımcısı İbrahim Ece konuşmasında en büyük sorunlarının elektrik olduğunu vurguladı:

“1-1,5 milyon fatura geliyor. Kızıltepe, Türkiye’nin 52 ilinden daha büyük olan bir ilçedir. Şehrin içinde insan yürüyemiyor. Ne yolumuz var, ne çevre yolumuz. Şehir içindeki yollarda ayda en az 2-3 kaza oluyor. Çevre yolu yapılmıyor, yan ceplerin tozundan milletin gözleri kör oluyor. Güneydoğu üzerine çizgi çekilmiştir. Güneydoğunun derdi elektrik, su, bakım, onarımdır. Bugün Mardin’de bir tane üniversite yok. Bir tane doğru dürüst hastane yok. Hastalarımız Diyarbakır’a, Antep’e, Urfa’ya, Adana’ya sevk ediliyor. Böyle üretim olmaz. Böyle başıboş, terk edilen iller olmaz. Büyükşehirse, üniversite bizim de hakkımız. Sayın başkanım, bunu Meclis'te konuşmanız lazım.”

GAP GELMEDEN SORUNLAR ÇÖZÜLMEZ

Artuklu Sulak Köyü Eski Muhtarı Şeyhmus Sakaoğlu konuşmasında sorunların çözülmesi için tek çözüm yolunun 1981'den beri bitirilemeyen GAP'ın bitirilmesi olduğuna dikkat çekti. 'Kaçak elektrik kullandıkları, 'faturalarını ödemedikleri için elektriğin kesildiği' iddialarına karşı çıkan Sakaoğlu, “Hudutta nöbet tutan güvenlik güçlerinin de elektrikleri kesiliyor." dedi. Çiftçinin tüm mallarının DEDAŞ tarafından hacizli olduğunu vurgulayan Sakaoğlu, şunları söyledi:

“Hududun güvenliği bizim açımızdan çok önemlidir. Suriye sınırımızda yapılan duvarı üç ayda bitirdiler, duvarın uzunluğu 780 kilometre. Güvenlik güçlerimiz canımızı, malımızı, namusumuzu korumakla mükelleftir. Onların güvenliği bizim için bir öncülüktür. Eğer GAP da bitirilseydi, şu anda bu kadar sorun olmazdı.

“Sadece bizim değil, hudutta nöbet tutan güvenlik güçlerinin de elektrikleri kesiliyor. Diyelim biz elektriği kaçak kullanıyor, faturaları ödemiyor olalım; güvenlik güçleri de mi kaçak elektrik kullanıyor, faturalarını ödemiyor? Nöbet tutan askerlerin de elektriklerini kesiyor. Bu insanların derdi aş, iş ve çocuklarının geleceğidir. Bütün siyasi partilerden ricamız; bu milleti, bu insanları kaybetmeyin. Tarih gelecek, bunların hesabı sorulacaktır. Bizim derdimiz üretimdir, insanlarımızın geleceğidir, çocuklarımızın geleceğidir. Çiftçi muhtasil makbuzunu teslim ederken inceliyorlar alıyorlar. 3-4 yıl geçiyor. Diyorlar senin belgen sahtedir. Madem sahteyse Tarım İl Müdürlüğü niye aldı? Bizi mahkemeye veriyorlar, icrayla tahsil etmeye çalışıyorlar.”

ÇİFTÇİNİN TÜM MALLARI DEDAŞ TARAFINDAN HACİZLİ

“Bunu insanların bu milletin sorunu için gerekli yerlere iletmenizi rica ediyoruz. Şuan çiftçinin traktörü tarlaya giremez. Hepsi DEDAŞ tarafından hacizlidir. Jandarma çiftçinin traktörünü takip ederse bu bölgede hiçbir traktör kalamaz hepsi icra dailerine geçecektir. Şuan çiftçinin üzerinde tüm malları hacizlidir. Bu insanları kaybetmeyelim. Bu insanları kaybetmek kolay değildir. Biz vatanımızı milletimizi seven insanlarız.”

PERİNÇEK UMUDUMUZU YEŞERTTİ

Mardin Ambarlı Köyü E. Muhtarı Yunus Ete, Perinçek'in çiftçilerin umutlarını yeşerttiğini belirtti. Ete, birkaç gün önce DEDAŞ'ın jandarmalarla birlikte trafolarını sökmeye geldiğini ancak Vatan Partisi İl Başkanı Zeynettin Bozan ve Vatan Partisi Merkez Örgütlenme Bürosu Başkanı Savaş Oruç'un destekleriyle geri gittiklerini söyledi. DEDAŞ'ın zulmünden kurtulmak istediklerini belirten Ete, şöyle konuştu:

“Vatan Partisi Genel Başkanı Sayın Doğu Perinçek’in Mardin’e gelmesi, çiftçilerimizin umudunun yeşermesi demektir. Mardinli çiftçiler olarak, artık tarımdan DEDAŞ yüzünden bir beklentimiz kalmamıştır. DEDAŞ, işçilere çok ağır faturalar çıkarmaktadır. Bizim bu faturaları ödeyecek gücümüz yoktur. DEDAŞ, devlet aracılığıyla bizim desteğimize el koymaktadır. Çiftçi desteklerini alamıyor, destekler faturalara gidiyor. Bütün çiftçiler olarak icra altındayız. DEDAŞ icra müdürleri, jandarmayı da yanına alarak, çiftçilerin trafolarını söküp götürüyor. Daha iki gün önce Artuklu Köyü’ne jandarma ile gelerek baskın yaptılar. Vatan Partisi yöneticisi Savaş Oruç ve Mardin İl Başkanı Zeynettin Bozan’a çok teşekkür ederiz. Gelip bize destek oldular. Gelmeseleri o trafolar sökülecekti. Biz Mardin çiftçileri olarak, elektriğin kamulaştırılmasını istiyoruz. Daha önce devletin elindeydi, herkes borcunu ödüyordu, elektrik daha ucuz veriliyordu ancak DEDAŞ faturaları yüzle çarpıyor. DEDAŞ’ın bu zulmünden kurtulmak istiyoruz. Yoksa çiftçilerimiz şehirlere göç etmek zorunda kalacaktır. Su olmadan tarım olmaz. GAP tamamlandığı zaman bizim su sorunumuz da büyük ölçüde ortadan kalkar. Biz kendi imkanlarımızla borç ederek kuyular kazıp yer altındaki sularıyla bu verimli toprakları sulamaktayız. Hükümet çiftçilere yardımcı olmuyor. Tek umudumuz Doğu Perinçek'tir. Vatan Partisi'nin Mardinimizin ve çiftçilerimizin umut ışığı olacaktır.”

DEDAŞ DEVLETİ DE MİLLETİ DE SOYUYOR

Bağımsız Mardin Belediye Meclis Üyesi Vedat Kılıçarslan 14 Mayıs çiftçiler gününde bütün bölgede elektriklerin kesilmesi üzerine Ak Parti’den istifa ettiğini belirtti:

“Vatandaşın ve çiftçinin menfaatine olan bu programın düzenlenmesi talimatını veren Sayın Genel Başkanımız Doğu Perinçek’e teşekkür ediyorum. Keşke bütün partiler böyle programlar uygulayabilse, biz de ulusal kanallarda bölgelerimizin sorunlarını açıkça söyleyebilsek.

“En pahalı gübreyi, mazotu, ilacı zaten biz kullanıyoruz. Biz sene başında bir hesap yapıyor, her şeyin maliyetini çıkarıyoruz. Yüz dönüm arazide 50 bin TL kazanç hesaplıyoruz. Ancak bir bakıyoruz DEDAŞ’tan 200-300 bin TL fatura geliyor. Bu şartlar altında çiftçinin üretmesi de geçinmesi de çok zor. En son 14 Mayıs'ta 15 köyün elektriğini kesmeye çalışan DEDAŞ ekibini kovdum. Beni kaçak elektrik mafyası, şehir eşkiyası olarak tanıttılar televizyonlarda. DEDAŞ'la 2017'de dönüm bazında anlaşmıştık. 100 dönüm araziye 11 bin TL fatura gönderiyorlardı. Bir süre sonra sayaç sistemine geçtiler. Faturalar akla fikre sığmayacak oranlara çıktı. Faturalarımızı şişiriyorlarki devlet hibesinden daha fazla destek alsın. Gece yarısı çıkan bir kanunla biz çiftçilerin desteklenmesi direk DEDAŞ hesabına aktarmaya başladı. Bu DEDAŞ devleti de milleti de vatandaşı da soymaktadır. Jandarma zoruyla kendi paramızla aldığımız trafoları panoları söküyorlar. Jandarmayla milleti karşı karşıya getiriyorlar.”

'DEVLETİN BEKASI ELDEN GİDER'

Kılıçarslan konuşmasında beka uyarısı da yaptı: “Devletin bekası bu bölgede sağlanmaktadır. Bizim faturamız yok, gidiyoruz. Bir iban numarası veriyorlar, kalemle miktar yazıyorlar. Bazı ibanlar DEDAŞ'ın adına da değil, vatandaş adınadır. Devletin bekası gittikçe zayıflamaktadır. Kadınları gözaltına aldılar, vatandaş geri çekildi. Siz bizim mısırımızı kurutursanız hiç sorun değil, buğdayımızı kurutursanız sorun değil, devlete kurban olsun. Ama siz bizim kadınlarımızı kelepçeleyip nezarete atarsanız devletin bekaası elden gider. Ben 3 şehit bir gazi verdim. 30 yıldan sonra siz benim şehitlerimi unutuyor musunuz? Mardin'de 6 vekilimiz var ses yok.

“Bizim ciddi sıkıntılarımız var. İleride farklı pozisyona girebilir mesele. Vatandaşımızın içindeyim ben, iyi konuşmuyorlar. Jandarma bizim aramızdan çekilsin o bunların işi değil. Vergi için gelsinler malımıza el koysunlar ama özel şirket için gelmesinler. Bunlar devletin bekasını bozuyorlar. Bize çözüm gerekiyor. Bizim yollarımız bozuk suyumuz yok.”

Sonraki Haber